Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu, bireylerin mahremiyet alanlarına yapılan hukuka aykırı müdahaleleri cezalandırmayı amaçlayan bir ceza hukuku düzenlemesidir. Türk Ceza Kanunu’nun 134. maddesinde yer alan bu suç tipi, kişilerin özel yaşamlarının korunması açısından büyük önem taşır. Suçun oluşması için kişisel hayatın gizli alanının ihlal edilmesi ve bu eylemin rıza dışında gerçekleştirilmesi gerekir.
Özel hayatın gizliliği hukuken neyi kapsar?
Özel hayatın gizliliği, bireyin yaşamının dışarıya kapalı olan yönlerini korur. Buna kişinin ailesiyle olan ilişkileri, konut dokunulmazlığı, telefon görüşmeleri, yazışmaları ve mahrem görüntüleri dahildir. Bu alanlara izinsiz müdahale, kişisel verilerin ele geçirilmesi ya da gizlice ses ve görüntü alınması gibi fiiller, özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturabilir.
Mahkeme kararları ve öğretide, “özel hayat” kavramı oldukça geniş yorumlanır. Kişinin fiziksel mahrem alanının yanı sıra dijital ortamda yaptığı paylaşımlar ve kişisel verileri de bu kapsamda değerlendirilir. Özellikle gizli kayıt alma, bu suçun en yaygın fiil türleri arasındadır.
Suçun unsurları nelerdir?
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun oluşabilmesi için üç temel unsurun birlikte bulunması gerekir:
-
Gizli alanın varlığı: Ev, banyo, yatak odası, özel konuşmalar gibi mahremiyet sınırının bulunduğu alanlar.
-
Rızasız müdahale: Kişinin izni olmadan ses ya da görüntü alınması, izlenmesi, kayda alınması.
-
Hukuka aykırılık: Fiilin meşru bir gerekçeye dayanmaması, örneğin mahkeme kararı olmadan yapılması.
Bu unsurların varlığı hâlinde fail hakkında cezai yaptırım gündeme gelir. Suçun temel şekliyle işlenmesi hâlinde 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür.
Suçun nitelikli halleri nelerdir?
Türk Ceza Kanunu’na göre özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun bazı nitelikli halleri bulunmaktadır. Bunlar:
-
Kayıtların ifşa edilmesi (başkalarıyla paylaşılması, yayılması, sosyal medyada yayınlanması)
-
Suçun basın ve yayın yoluyla işlenmesi
-
Tekrar eden şekilde, ısrarlı takip şeklinde işlenmesi
Bu tür ağırlaştırıcı durumlarda ceza artırılır. Örneğin, görüntü ya da ses kayıtlarının ifşası hâlinde 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası söz konusu olabilir. Ayrıca mahkeme, mağdurun talebiyle ifşa edilen verilerin erişime engellenmesine karar verebilir.
Özel hayatın gizliliğini ihlal eden kişi hakkında nasıl şikayet yapılır?
Bu suç şikâyete tabi olup, mağdur, failin kimliğini öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde kolluk kuvvetlerine, Cumhuriyet Başsavcılığı’na ya da doğrudan mahkemeye başvurarak suç duyurusunda bulunabilir. Başvuru sırasında gizli kaydın nasıl elde edildiği, nerede kullanıldığı, kimler tarafından bilindiği gibi ayrıntılar belgelenmeli ve deliller sunulmalıdır.
Savcılık tarafından başlatılan soruşturma sonucunda suçun işlendiğine dair yeterli şüphe varsa, kamu davası açılır. Delil yetersizse kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilebilir. Bu durumda mağdurun itiraz hakkı vardır.
Mağdurun tazminat hakkı var mıdır?
Evet. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu aynı zamanda kişilik hakkının ihlali anlamına geldiğinden, mağdurun manevi tazminat talep etme hakkı doğar. Bu talepler, ceza yargılamasından ayrı olarak veya ceza davasıyla birlikte Asliye Hukuk Mahkemesi’nde ileri sürülebilir. Tazminat miktarı, olayın niteliği, ihlalin kapsamı ve mağdurun uğradığı zarar dikkate alınarak belirlenir.
Özel görüntülerin paylaşılması cezai sorumluluk doğurur mu?
Evet. Kişiye ait özel görüntülerin izinsiz olarak başkalarıyla paylaşılması, TCK 134/2 kapsamında “ifşa” fiili sayılır. Görüntünün yalnızca elde edilmesi değil, üçüncü kişilerle paylaşılması, sosyal medya veya mesajlaşma yoluyla yayılması bu suçu ağırlaştırır.
Mahkemeler, bu tür fiillerde genellikle hapis cezası verir ve erteleme ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına daha temkinli yaklaşır. Özellikle şantaj, tehdit veya aşağılayıcı içerikle birlikte paylaşım yapılmışsa, başka suçlar da gündeme gelir.
Bu suçta etkin pişmanlık uygulanabilir mi?
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu, bazı koşullarda etkin pişmanlık hükümlerine tabi tutulabilir. Fail, ifşa ettiği verileri geri çeker, yayını kaldırır, mağdurla uzlaşma sağlanırsa ceza indirimi uygulanabilir. Ancak bu durum mahkemenin takdirine bağlıdır. Suçun basın veya sosyal medya gibi çok geniş kitlelere yayılmış olması hâlinde etkin pişmanlık daha sınırlı uygulanır.
Eşler arasında gizli ses veya görüntü kaydı almak suç teşkil eder mi?
Evet. Evlilik ilişkisi içinde dahi tarafların birbirlerinin özel hayatlarını gizlice kayda alması hukuka aykırıdır. Bu tür fiillerin, boşanma davası sürecinde delil olarak kullanılması da sınırlı şekilde mümkündür. Yargıtay kararlarında, hukuka aykırı elde edilen delillerin mahkemede geçerli sayılamayacağı belirtilmiştir.

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/1 E. , 2019/10579 K.
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : Özel hayatın gizliliğini ihlal, görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal
Hükümler : 1- Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan dolayı TCK’nın 134/1, 62, 52, 52/4. maddeleri gereğince mahkumiyet2- Görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan dolayı TCK’nın 134/2, 62, 53/1-2-3. maddeleri gereğince mahkumiyet
Özel hayatın gizliliğini ihlal ve görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
A) Görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;
İddianame içeriğine ve dosya kapsamına göre; 30.11.2010 olan suçun işlendiği tarihin, gerekçeli karar başlığına, 27.12.2010 olarak yazılması, mahallinde düzeltilmesi olanaklı yazım yanlışı kabul edilmiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin sübuta, erteleme hükümlerinin uygulanmamasına ilişkin, katılan vekilinin bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
B) Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesine gelince;
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin ve katılan vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanığın, mağdura ait özel görüntüleri kaydetmesi eylemine ilişkin suç tarihinin gerekçeli karar başlığına yazılmaması suretiyle CMK’nın 232/2-c madde, fıkra ve bendine uyulmaması,
2- Özel hayat; kişinin sadece gözlerden uzakta, başkalarıyla paylaşmadığı, kapalı kapılar ardında, dört duvar arasındaki yaşantısı ve mahremiyetinden ibaret değil, herkesin bilmediği veya bilmemesi gereken, istenildiğinde başka kişilere açıklanabilen, tamamen kişiye özel hayat olaylarını ve bilgilerin tamamını içerir.
TCK’nın 134. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun oluşabilmesi için, resim çekme veya kaydetme özelliğine sahip bir alet kullanılması gerekmeyip, bir özel hayat olayının çıplak gözle seyredilmesi ya da özel hayat kapsamına giren seslerin, anlaşılmaz olsa dahi, gizlice dinlenilmesi yeterlidir. Bir özel hayat görüntüsü ya da sesinin, ilgilisinin bilgisi ve rızası dışında, resim çekme veya kaydetme özelliğine sahip aletle belli bir elektronik, dijital, manyetik yere sabitlenmesi eylemi ise aynı madde ve fıkranın 2. cümlesinde ayrıca düzenlenmiştir.
TCK’nın 134. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesinde, kişilerin özel hayatının gizliliği ihlal edildiği takdirde, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası, aynı madde ve fıkranın ikinci cümlesinde, gizliliğin görüntü veya seslerin kaydedilmesi suretiyle gerçekleşmesi halinde, bir yıldan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası öngörülmüş iken, 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun’un 81. maddesi ile yapılan değişiklikle TCK’nın 134. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesindeki ceza miktarı bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası olarak belirlenmiş, aynı madde ve fıkranın ikinci cümlesinde, gizliliğin görüntü veya seslerin kaydedilmesi suretiyle gerçekleşmesi halinde verilecek cezanın bir kat artırılacağı belirtilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında incelenen dosyada; sanığın, müşterisi olduğu erkek güzellik salonunda çalışan katılan ile salonun üst katında cinsel ilişkiye girdiği sırada cep telefonuyla gizlice çekim yaparak, katılanın cinsel mahremiyetine ilişkin görüntülerini kaydetmesi biçiminde sübut bulan eyleminin, sanığın lehine olduğu kabul edilen ve suç tarihinde yürürlükte bulunan TCK’nın 134. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesindeki görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu gözetilmeden, aynı madde ve fıkranın suç tarihinde yürürlükte bulunan 1. cümlesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan hüküm kurulup, temel ceza 240 gün adli para cezası olarak belirlenmek suretiyle hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülmesi ve sanığa eksik ceza hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 23.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2013/5022 E. , 2014/14059 K.
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli cinsel saldırı, özel hayatın gizliliğini ihlal, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, şantaj, kişilerin huzur ve sükununu bozma, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme (sanık …) Özel hayatın gizliliğini ihlal, tehdit, şantaj, kişilerin huzur ve sükununu bozma, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme (sanık …)
HÜKÜM : Sanık …’un özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkûmiyeti ile diğer atılı suçlardan beraati sanık …’nin müsnet suçlardan beraati
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Delillerle iddia ve savunma, duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş beraati ve sübutu kabul olunan fiillerin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatları yapılmış bulunduğundan, sanık … müdafii ile katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle sanık … hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ile sanıklar Nazmi ve Yavuz haklarında diğer atılı suçlardan verilen beraat kararlarının ONANMASINA, 10.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2021/18957 E. , 2024/8796 K.
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/366 E., 2015/419 K.
SUÇLAR : Nitelikli cinsel saldırı, şantaj, özel hayatın gizliliğini ihlal, görüntü veya seslerin kaydedilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, beraat
TEMYİZ EDENLER : Sanık … müdafii, katılan vekili
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
İlk Derece Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Sanıklar … …, … ve … haklarında nitelikli cinsel saldırı, şantaj ve özel hayatın gizliliğini ihlal ile sanık … hakkında ise şantaj ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarını işlediği iddiası ile açılan kamu davalarının yapılan yargılaması sonucunda, Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesince mevcut delillerin değerlendirilmesi neticesinde, sanık … hakkında görüntü veya seslerin kaydedilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyeti ile şantaj suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, sanıklar haklarında nitelikli cinsel saldırı, şantaj ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından ise beraatine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Vekilinin Temyiz İsteği
Sanık … hakkında eksik ceza tayin edildiğine ve beraat kararlarının temyizine ilişkindir.
B. Sanık … Müdafiinin Temyiz İsteği
Fotoğrafların katılanın rızası dahilinde çekildiğine, sanığın üzerine atılı eylemin suç oluşturmadığına ve dilekçesinde belirttiği diğer hususlara ilişkindir.
III. GEREKÇE
A. Sanık … Hakkında Görüntü veya Seslerin Kaydedilmesi Suretiyle Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Mahkemesince sanık …’nin katılanın arkasından çekilmiş çıplak fotoğraflarını kaydetmekle görüntü veya seslerin kaydedilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işlediği kabul edilen olayda, yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
Suç tarihinin mahallinde 26.12.2013 olarak düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
B. Sanıklar … …, … ve … Haklarında Nitelikli Cinsel Saldırı Suçundan Kurulan Hükümler Yönünden
Sanık …’nin katılan üzerinde baskı kurarak rızası dışında cinsel birliktelik yaşama ve diğer sanıklar … ve … haklarında ise katılanın uygunsuz görüntülerinin olduğu iddiasıyla rızası dışında cinsel birliktelik yaşama şeklinde katılana yönelik nitelikli cinsel saldırı suçunu işledikleri iddiasıyla açılan davada, yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
C. Sanıklar …, … ve … Haklarında Şantaj ve Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçlarından Kurulan Hükümler Yönünden
1. Sanıkların yargılama konusu eylemleri için, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 107. ve 134/1. maddeleri uyarınca belirlenecek cezaların türü ve üst haddine göre 5237 sayılı Kanun’un 66/1-e maddesi gereği 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin öngörüldüğü anlaşılmıştır.
2. 5237 sayılı Kanun’un 67/2-a maddesi uyarınca zamanaşımı süresini kesen son işlemin 11.11.2014 tarihli sorguları olduğu ve bu tarihten, temyiz incelemesi tarihine kadar, 8 yıllık olağan zamanaşımı sürelerinin gerçekleşmiş olduğu belirlenmiştir.
IV. KARAR
A. Sanıklar … …, … ve … Haklarında, Nitelikli Cinsel Saldırı ve Sanık … Hakkında Görüntü veya Seslerin Kaydedilmesi Suretiyle Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçundan Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçenin (A) ve (B) bölümlerinde açıklanan nedenlerle Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesinin kararında sanık … müdafii ile katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
B. Sanıklar …, … ve … Haklarında, Şantaj ve Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçlarından Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçenin (C) bölümünde açıklanan nedenle Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesinin kararına yönelik katılan vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükümlerin 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 321. maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanıklar haklarındaki kamu davalarının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8. maddesi gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜŞMESİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
17.10. 2024 tarihinde karar verildi.
Yargıtay 22. Ceza Dairesi 2016/8458 E. , 2016/11168 K.
Hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal etme suçlarından sanık …’in 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-b, 62/1, 116/2, 119/1-c maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay ve 10 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, cezalarına anılan kanun’un 58/6 maddesi uyarınca mürerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair Karamürsel Asliye Ceza Mahkemesinin 02/02/2012 tarihli ve 2010/135 esas, 2012/22 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 17.05.2016 gün ve 94660652-105-41-10660-2014–Kyb sayılı yazılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07/06/2016 günlü ve 2016/227759 sayılı tebliğnamesiyle bozma düşüncesiyle daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede,
5320 sayılı Ceza Muhakamesi Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 8/1 maddesi uyarınca, tekerrüre esas olan hükmün verildiği tarihte yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305/1-1 bendi ile 305/son maddelerine göre ikibin liraya kadar olan para cezalarının kesin olması ve tekerrüre esas alınamayacak olmaları karşısında, sanığın sabıkasına esas teşkil eden … Sulh Ceza Mahkemesinin 07/05/2008 tarihli ve 2007/382 esas, 2008/288 sayılı kararı ile verilen mahkumiyetin 600.00 Türk Lirası olduğu nazara alındığında cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmediğinden, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu görülmekle,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden Karamürsel Asliye Ceza Mahkemesi”nin 02/02/2012 tarihli ve 2010/135 esas, 2012/22 karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK”nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre, hükümlerde yer alan; “sanığın cezasının 5237 Sayılı TCK”nın 58. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kısımların hüküm fıkrasından çıkarılmasına, diğer hususların aynen bırakılmasına, infazın buna göre yapılmasına, 27.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yorumlar
Gizlice Çekilen Görüntülerin Sosyal Medyada Paylaşılması - Ulus
[…] Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu şikâyete tabi suçlardandır. Mağdur, suçu ve faili öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde şikâyet hakkını kullanmalıdır. Bu süre geçtikten sonra yapılan başvurular dikkate alınmaz. Ancak mağdur, fiili uzun süre sonra öğrendiyse 6 aylık süre bu tarihten itibaren işlemeye başlar. […]