Taksirle yaralama, bir kişinin öngörülebilir bir neticeyi istememesine rağmen dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışı sonucu başka bir kişiye bedensel zarar vermesi durumudur. Türk Ceza Kanunu’nda suç olarak düzenlenen bu fiil, kast olmaksızın işlenmesine rağmen failin cezai sorumluluğunu doğurur. Gündelik yaşamda trafik kazaları, iş kazaları, dikkatsizlik sonucu yaşanan olaylar bu kapsama girer.
Taksirle yaralama suçu nedir ve unsurları nelerdir?
Taksirle yaralama suçunun oluşabilmesi için bazı temel unsurların bir arada bulunması gerekir:
-
Mağdurun bedensel veya ruhsal sağlığına zarar verilmiş olmalıdır. Bu zarar basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte olabilir ya da daha ağır bir netice doğurabilir.
-
Failin kastı bulunmamalıdır. Yani kişi bilerek ve isteyerek zarar vermemelidir. Zarar öngörülebilir olsa da fail bunu istememiştir.
-
Dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık olmalıdır. Bu yükümlülük, kişinin içinde bulunduğu durum, mesleği, çevresi gibi faktörlere göre belirlenir. Örneğin bir sürücünün hız sınırına uymaması ya da iş güvenliği kurallarının ihlali gibi.
-
Sonuç ile eylem arasında nedensellik bağı olmalıdır. Mağdurun yaralanması failin davranışı ile doğrudan ilişkili olmalıdır.
Bu unsurların bir araya gelmesiyle taksirle yaralama suçu oluşur. Aksi halde ceza sorumluluğu doğmaz.
Taksirle yaralama suçunun cezası nedir?
Taksirle yaralama suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 89. maddesinde düzenlenmiştir. Cezalar, meydana gelen sonucun ağırlığına göre değişiklik gösterir:
-
Basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek bir yaralanma durumunda, fail hakkında üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunabilir.
-
Daha ağır neticeler (örneğin, mağdurun duyularından birinin kaybı, yüzünün sürekli değişmesi, hayati tehlike geçirmesi gibi) meydana gelirse, ceza bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına çıkar.
-
Fiilin bilinçli taksirle işlenmesi halinde (yani fail neticeyi öngörmesine rağmen davranışını sürdürmüşse) verilecek ceza dörtte birden yarısına kadar artırılır.
-
Birden fazla kişinin yaralanması halinde, ceza hem mağdur sayısına göre hem de sonucun ağırlığına göre artabilir.
Taksirle yaralama suçunda şikayet şartı var mıdır?
Taksirle yaralama suçunun kovuşturulması, kural olarak şikayete tabidir. Bu durum, mağdurun fail hakkında şikayetçi olması gerektiği anlamına gelir. Şikayet süresi, fiilin ve failin öğrenilmesinden itibaren 6 aydır. Bu süre içinde şikayet edilmezse soruşturma ve kovuşturma yapılamaz.
Ancak bazı ağır sonuçlar doğurmuşsa şikayet aranmaksızın kamu davası açılabilir. Örneğin:
-
Mağdurun duyularından birinin kaybı
-
Konuşma yetisinin kaybı
-
Yüzde sabit iz oluşması
-
Hayati tehlike geçirmesi
Bu hallerde şikayet aranmaz, savcılık doğrudan soruşturma başlatabilir.
Taksirle yaralama hangi mahkemede görülür?
Taksirle yaralama suçunun niteliğine göre görevli mahkeme belirlenir:
-
Basit yaralanma halinde görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir.
-
Ağır yaralama halleri ve bilinçli taksir durumunda da yine asliye ceza mahkemesi görevli olur. Ancak bazı çok ağır neticeler varsa ve fiil başka bir suça dönüşmüşse (örneğin ölümle neticelenmişse), dosya ağır ceza mahkemesine gönderilebilir.
Yetkili mahkeme ise suçun işlendiği yer mahkemesidir.
Taksirle yaralama nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası açılabilir mi?
Taksirle yaralama suçu aynı zamanda haksız fiil oluşturduğu için, mağdur maddi ve manevi tazminat talep edebilir. Bu talepler ceza yargılaması sırasında mahkemeye sunulabileceği gibi ayrı bir hukuk davası yoluyla da ileri sürülebilir.
Maddi tazminat, mağdurun tedavi masrafları, iş gücü kaybı gibi somut zararlarını kapsar.
Manevi tazminat ise kişinin yaşadığı acı, elem, ruhsal zararlar için talep edilir.
Bu davalar, zarar gören kişinin yerleşim yerindeki asliye hukuk mahkemesinde açılabilir. Dava açma süresi genel olarak 2 yıl ve her hâlde 10 yıl içinde olmalıdır.
Bilinçli taksir ile taksir arasındaki fark nedir?
Taksirde kişi öngörmeden hareket ederken, bilinçli taksirde kişi sonucun meydana gelme ihtimalini öngörmesine rağmen davranışına devam eder. Yani bilinçli taksir, kast ile taksir arasında bir basamaktır.
Örneğin:
-
Sıradan taksir: Dikkatsizce araç kullanırken yayaya çarpma.
-
Bilinçli taksir: Aşırı hızla, tehlikeyi bilerek araç kullanma ve yayaya çarpma.
Bilinçli taksir cezayı artırıcı bir neden olarak değerlendirilir.
Taksirle Yaralama Sıkça Sorulan Sorular
Taksirle yaralama nedir?
Taksirle yaralama, bir kişinin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak istemeden bir başkasının vücut bütünlüğüne veya sağlığına zarar vermesidir. Failin zarar verme kastı bulunmaz; ancak öngörülebilir bir neticenin doğmasına neden olur. Türk Ceza Kanunu’nun 89. maddesinde düzenlenmiştir.
Taksirle yaralama suçu hangi durumlarda oluşur?
Bu suç, failin dikkatsizliği, tedbirsizliği veya kurallara uymaması sonucu bir kişinin bedensel zarar görmesi durumunda oluşur. Örneğin, trafik kurallarına uymadan araç kullanmak sonucu bir yayaya çarpılması veya iş güvenliği kurallarının ihlali sonucu bir çalışanın yaralanması bu kapsamda değerlendirilir.
Taksirle yaralama cezası ne kadardır?
Basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek yaralanmalarda üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası verilebilir. Yaralanma daha ağır sonuçlar doğurmuşsa (duyu kaybı, organ zedelenmesi, yüzün kalıcı değişimi gibi), ceza bir yıldan üç yıla kadar hapis olabilir. Fiil bilinçli taksirle işlenmişse ceza dörtte birden yarısına kadar artırılır.
Taksirle yaralama suçu şikayete tabi midir?
Evet, taksirle yaralama suçu kural olarak şikayete tabidir. Mağdur, faili öğrendiği tarihten itibaren altı ay içinde şikayet hakkını kullanmalıdır. Ancak yaralanma hayati tehlike doğurmuşsa, duyu kaybı olmuşsa veya yüzde sabit iz kalmışsa şikayet şartı aranmadan doğrudan kamu davası açılabilir.
Taksirle yaralama davası hangi mahkemede açılır?
Taksirle yaralama suçu nedeniyle açılacak davalarda görevli mahkeme genellikle asliye ceza mahkemesidir. Ancak çok sayıda mağdur olması veya fiilin daha ağır sonuçlar doğurması halinde farklı değerlendirmeler yapılabilir. Yetkili mahkeme ise suçun işlendiği yer mahkemesidir.
Taksirle yaralama davası ne kadar sürer?
Davanın süresi olayın niteliğine, delil durumuna ve taraf sayısına göre değişmekle birlikte, basit vakalarda birkaç duruşmada sonuçlanabilir. Ağır yaralanma halleri, rapor ve bilirkişi incelemeleri gerektiren durumlar ise daha uzun sürebilir.
Bilinçli taksir ile basit taksir arasında ne fark vardır?
Basit taksirde kişi sonucu öngöremez, ancak gerekli dikkati göstermemiştir. Bilinçli taksirde ise kişi neticenin meydana gelebileceğini öngörmesine rağmen davranışını sürdürmüştür. Bu fark ceza miktarını doğrudan etkiler; bilinçli taksirde ceza artırılır.
Taksirle yaralama nedeniyle tazminat davası açılabilir mi?
Evet, mağdur, uğradığı zararın karşılanması için maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilir. Bu tazminatlar, ceza davası sırasında talep edilebileceği gibi, ayrı bir hukuk davası ile de ileri sürülebilir. Dava, asliye hukuk mahkemesinde açılır ve genel zaman aşımı süreleri geçerlidir.
Taksirle yaralama ile ilgili sicil kaydı olur mu?
Taksirle yaralama suçu mahkûmiyetle sonuçlanırsa adli sicil kaydına işlenir. Ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) uygulanırsa, beş yıllık denetim süresi sonunda sicilden silinme mümkündür. Adli sicil kaydının silinme süreci ayrıca başvuru gerektirir.
Taksirle yaralamada uzlaştırma mümkün müdür?
Basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek taksirle yaralama suçu uzlaştırma kapsamındadır. Tarafların anlaşması durumunda ceza davası açılmaz ya da açılmış dava düşer. Ancak ağır sonuçlar doğuran taksirle yaralamalar uzlaşmaya tabi değildir.