Yağma suçu, bir kişinin malvarlığı değerini, cebir veya tehdit kullanarak ya da başkasını korkutarak elde etmesiyle oluşan bir suç tipidir. Türk Ceza Kanunu’nun 148 ve 149. maddelerinde düzenlenen bu suç, halk arasında “gasp” olarak da bilinir. Yağma suçu, hem malvarlığına hem de kişinin irade özgürlüğüne yönelik bir saldırı niteliği taşıdığı için hem mağdur hem toplum açısından ciddi sonuçlar doğurur.
Yağma suçunun temel özelliği, failin mağdurun rızasını cebir veya tehditle ortadan kaldırarak malını almasıdır. Bu yönüyle hırsızlıktan ayrılır; zira hırsızlıkta mağdurun rızası yokken, yağmada bu rıza cebir veya tehditle sağlanır. Suçun mağdur üzerinde oluşturduğu baskı, malın devrinin mağdur tarafından gerçekleştirilmesi ve failin bu malı irade dışı bir şekilde elde etmesi, yağmayı diğer malvarlığına karşı suçlardan ayıran temel unsurlardır.
Yağma Suçunun Unsurları
Yağma suçunun oluşabilmesi için bazı hukuki ve fiili şartların bir araya gelmesi gerekir. Bu unsurlar gerçekleşmediği takdirde yağma suçundan değil, başka bir suç tipinden söz edilebilir.
Failin Cebir veya Tehdit Kullanması
Yağma suçunun en önemli unsuru, mağdura karşı cebir veya tehdit uygulanmasıdır. Cebir, fiziksel güç kullanmak; tehdit ise mağduru korkutacak şekilde söz veya davranışta bulunmak anlamına gelir. Tehdit, mağdurun gelecekteki malına, canına ya da yakınlarına yönelik olabilir. Ancak failin bu davranışı, mağduru malını vermeye zorlayacak nitelikte olmalıdır.
Malvarlığı Değerinin Ele Geçirilmesi
Fail, mağdurun rızası hilafına bir malvarlığı değerini elde etmelidir. Bu değer para, eşya veya ekonomik değeri olan başka bir unsur olabilir. Yağma, maddi bir kazanç elde etmeyi hedefler; dolayısıyla sadece korkutma amacı güden tehditler bu suçu oluşturmaz.
Zorlama ile Elde Edilen Rıza
Mağdurun malını kendisinin vermesi, ama bu eylemi cebir veya tehdidin etkisi altında gerçekleştirmesi gerekir. Aksi halde bu durum basit hırsızlık ya da tehdit suçu olarak değerlendirilir.
Nitelikli Yağma Halleri
Türk Ceza Kanunu’nun 149. maddesi, bazı durumlarda yağma suçunun daha ağır cezalandırılmasını öngörür. Bu durumlar nitelikli yağma olarak adlandırılır.
Birden Fazla Kişi ile Birlikte İşlenmesi
Yağma suçunun birden fazla kişi tarafından birlikte gerçekleştirilmesi, mağdur üzerinde yaratılan korkunun ve tehdit unsurlarının artmasına yol açar. Bu nedenle ceza ağırlaştırılır.
Silahla İşlenmesi
Suçun silahla işlenmesi, cebirin şiddetini artırdığı gibi, mağdurun direnme olasılığını da düşürür. Bu durumda mahkeme daha ağır ceza verir.
Kişinin Kendini Kamu Görevlisi Olarak Tanıtması
Failin, kamu görevlisi sıfatını kullanarak veya öyleymiş gibi davranarak suçu işlemesi durumunda, kamuya olan güven de sarsıldığından ceza artırılır.
Gece Vakti İşlenmesi
Yağmanın gece vakti işlenmesi, mağdurun savunmasız olduğu bir zaman diliminde gerçekleştiğinden, yine nitelikli hal sayılır.
Yağma Suçunun Cezası
Türk Ceza Kanunu’na göre yağma suçunun temel şekli için 6 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Nitelikli hallerin bulunması durumunda bu ceza 10 yıldan 15 yıla kadar artırılır. Ayrıca suçun işleniş biçimine göre adli para cezası da eklenebilir.
Failin yaşı, sabıkası, mağdurun uğradığı zarar ve olayın özellikleri gibi unsurlar, cezanın alt veya üst sınırdan verilmesinde etkili olabilir. Yağma suçu şikâyete bağlı değildir, savcılık tarafından re’sen soruşturulur.
Yağma Suçunda Şikâyet ve Soruşturma Süreci
Yağma suçu ağır cezalık suçlar arasında yer aldığı için şikâyete bağlı olmaksızın Cumhuriyet savcılığı tarafından doğrudan soruşturulur. Suç işlendiği andan itibaren savcılık harekete geçebilir. Mağdurun şikâyetçi olup olmaması, soruşturmanın açılmasına engel teşkil etmez.
Soruşturma sonucunda yeterli delil bulunursa Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılır. Bu süreçte tanık ifadeleri, kamera kayıtları, fiziksel deliller ve mağdur beyanı önemli rol oynar.
Mağdurun can güvenliği açısından tehlike oluşturacak durumlar varsa, koruma tedbirleri alınabilir. Bu kapsamda gizli tanıklık, uzaklaştırma kararı veya tanık koruma gibi önlemler gündeme gelir.
Yağma Suçu ile Hırsızlık Arasındaki Fark
Hırsızlık ile yağma sıklıkla karıştırılsa da, aralarında önemli farklar vardır:
-
Hırsızlıkta mal, mağdurun bilgisi ve rızası dışında çalınır. Yağmada ise mağdur, cebir veya tehdit nedeniyle malını bizzat verir.
-
Yağma, failin mağdurla doğrudan karşı karşıya geldiği bir suçtur. Hırsızlıkta bu temas genellikle yoktur.
-
Yağmada mağdurun bedensel bütünlüğüne veya psikolojik bütünlüğüne doğrudan saldırı söz konusudur.
-
Cezai yaptırımı bakımından yağma, hırsızlığa göre çok daha ağırdır.
Cebir ve tehditle işlenen suçlar, mağdurun iradesini ortadan kaldırarak onu zarara uğrattığı için ceza hukukunda özel koruma altına alınır.
Yağma Suçunun Zamanaşımı ve Affa Etkisi
Yağma suçu bakımından dava zamanaşımı süresi 15 yıldır. Bu süre içinde dava açılmazsa, ceza davası düşer. Verilen ceza kesinleşirse, infaz zamanaşımı süresi 20 yıl olarak uygulanır. Yağma suçu, bazı istisnalar dışında genel af kapsamında değerlendirilebilir; ancak özel af veya etkin pişmanlık hükümleri sınırlı şekilde uygulanır.
Yağma suçunda mağdurun uğradığı zarar, maddi ve manevi tazminat davasına da konu olabilir. Ceza davası dışında açılacak bu tür hukuk davaları ile mağdur, uğradığı zararın giderilmesini talep edebilir.