Ara V Tahdit Kodları - 2025 - Ulus

V Tahdit Kodları – 2025

V Tahdit Kodları

V tahdit kodları, yabancıların Türkiye’ye girişini, vize almasını veya oturum izni elde etmesini engelleyen idari kodlardır. Bu kodlar, Göç İdaresi Başkanlığı tarafından uygulanır ve genellikle vize ihlalleri, sahte belgelerle işlem yapılması, uluslararası güvenlik riskleri veya kamu düzenini tehdit eden durumlar sebebiyle verilir. Her V kodu, kendi içinde farklı bir hukuki gerekçeye ve sonuçlara sahiptir. V tahdit kodları nedir, neden uygulanır ve nasıl kaldırılır gibi sorular, Türkiye’ye girişte engelle karşılaşan birçok yabancının en çok araştırdığı konular arasında yer alır.

V Tahdit Kodlarının Anlamı ve Hukuki Niteliği

V tahdit kodları, Türkiye’ye girişte veya vize başvurularında karşılaşılabilecek sistemsel engellerin bir parçasıdır. Bu kodlar, yabancı uyruklu bireylerin Türkiye’de bulunmalarının kamu düzeni, kamu sağlığı veya kamu güvenliği açısından sakıncalı görüldüğü durumlarda uygulanır. Aynı zamanda vize süresi dışında kalan, sahte belge sunan veya mükerrer başvuru yapan kişilere yönelik de uygulanabilir.

Her V kodunun yanında yer alan numara, kodun gerekçesini ve uygulama alanını belirtir. Örneğin, V-84 sahte evlilik yoluyla oturma izni alınmaya çalışıldığında uygulanırken, V-87 mükerrer başvurular ya da sistemsel şüpheler nedeniyle otomatik olarak sistemde yer alan bir güvenlik kodudur. V kodları, aynı zamanda Türkiye’ye giriş yasağı kodları arasında değerlendirilir.

V Tahdit Kodlarının Türleri ve Uygulama Alanları

V tahdit kodları, Göç İdaresi’nin iç yazışmalarında yer alan ve sistemsel olarak sınıflandırılan bir dizi koddan oluşur. Bunlar arasında en sık karşılaşılanlar şunlardır:

V-84 Tahdit Kodu

Bu kod, sahte evlilik yaparak Türkiye’de oturma izni almaya çalışan yabancılar hakkında uygulanır. Yetkili kurumlar, evliliğin gerçek olmadığını tespit ettiğinde kişinin ikamet izni iptal edilir ve hakkında bu kod tanımlanır. Kod aktifken kişi Türkiye’ye giremez ve vize başvurusu reddedilir. Özellikle Türkiye’ye aile birleşimi veya eş üzerinden ikamet izni başvurusu yapan kişiler açısından kritik bir durumdur.

V-85 Tahdit Kodu

Genellikle sahte belgelerle yapılan işlemler sonucunda uygulanır. Sahte pasaport, sahte davet mektubu, sahte öğrenci belgesi gibi belgelerle yapılan başvurularda bu kod tanımlanır. Kodun kaldırılması için belge sahteciliği olmadığını kanıtlayan resmi evrak sunulmalıdır. Konsolosluk nezdinde yapılacak vize başvuruları bu kod nedeniyle sistemden otomatik olarak reddedilir.

V-86 Tahdit Kodu

Türkiye’de yasa dışı çalışan veya çalışma izni olmadan iş bulan yabancılar için uygulanır. Bu kod, kişinin sınır dışı edilmesine ve belirli süreyle giriş yasağına neden olabilir. Çalışma izni başvurusunda bulunmadan faaliyette bulunmak, kodun doğrudan nedenidir. Özellikle turistik vizeyle gelip çalışma faaliyetinde bulunan yabancılar bu kodla karşılaşmaktadır.

V-87 Tahdit Kodu

Mükerrer başvurular, sistemde şüpheli işlem tespiti veya geçmişteki ihlaller sebebiyle tanımlanan bir kod türüdür. V-87 kodu, en çok kafa karıştıran kodlardan biridir çünkü birçok farklı nedenle sistemde otomatik olarak çıkabilir. Ancak bu kod da Türkiye’ye giriş engeli oluşturur ve açıklayıcı bir gerekçeye dayandırılmadığında itiraz edilebilir. Konsolosluklar genellikle bu kodu “güvenlik tedbiri” olarak açıklar.

Diğer V Tahdit Kodları

Her ne kadar en sık karşılaşılan kodlar yukarıdakiler olsa da, Göç İdaresi’nin sisteminde V-88 ve sonrası için de yeni kod türleri zamanla oluşturulmaktadır. Bu kodlar genellikle özel durumları kapsar ve gerekçeleri başvuru sahibine bildirilmez. Bu gibi durumlarda idari başvuru ve gerekirse yargı yolu ile sürecin ilerletilmesi gerekir.

V Tahdit Kodları

Kod Açıklama Uygulama Gerekçesi
V-68 Yabancının Türkiye’de suç işlemeye meyilli olduğu değerlendirilen durumlar Suça karışma şüphesi, adli kayıtlar veya güvenlik birimlerinin tespitleri
V-69 Türkiye’ye giriş yasağı süresi sona ermiş ancak kamu düzeni açısından halen risk teşkil eden kişi Giriş yasağı bitmiş olsa da yeni riskler nedeniyle girişin engellenmesi
V-70 Yasa dışı yollarla Türkiye’ye girmeye çalışan yabancı Kaçak giriş teşebbüsü veya tespiti
V-71 Türkiye’den sınır dışı edilen, ancak hakkında yeni başvuru açan yabancı Sınır dışı edilip yeniden vize/ikamet izni talebinde bulunan kişiler
V-72 Türkiye’ye girişte sahte kimlik veya pasaport kullanan yabancı Belge sahteciliği
V-73 Türkiye’de izinsiz çalışan yabancı Çalışma izni olmadan iş faaliyetinde bulunan kişiler
V-74 Sahte öğrenci belgesiyle ikamet izni almaya çalışan kişi Gerçek dışı öğrenim gerekçesiyle oturum hakkı kazanma teşebbüsü
V-75 Sahte evlilik yoluyla aile ikamet izni almaya çalışan yabancı Resmi nikah görünümünde ancak gerçekte evlilik bağı olmayan başvurular
V-76 Türkiye’ye vize başvurusunda sahte davetiye sunan kişi Gerçek dışı davetiye veya referans mektubu ibrazı
V-77 Sistem üzerinde yapılan çoklu (mükerrer) başvurular nedeniyle güvenlik şüphesi oluşan yabancı Aynı anda farklı ülkelerden veya isimlerle çok sayıda başvuru yapılması
V-78 Kamu sağlığını tehdit edebilecek hastalık taşıdığı değerlendirilen kişi Bulaşıcı hastalık tespiti veya şüphesi
V-79 Sınır dışı edilen yabancının tekrar Türkiye’ye dönme başvurusunda tespit edilen usulsüzlük Sınır dışı sonrası yapılan yanlış veya eksik bildirimler
V-80 Türkiye’de daha önce suça karışmış olan ve hakkında adli işlem yapılan yabancı Ceza almasa bile suça karıştığı tespit edilen kişiler
V-81 Terör örgütleriyle bağlantılı olduğuna dair şüphe veya bilgi bulunan yabancı Ulusal güvenlik kapsamında değerlendirilen durumlar
V-82 Uluslararası dolandırıcılık faaliyetleriyle bağlantılı kişi Uluslararası arama kayıtları, INTERPOL bildirimleri
V-83 Geçersiz veya başka ülke vatandaşlığı ile Türkiye’ye başvuran kişi Kimlik bilgileriyle ilgili aldatıcı işlem tespiti
V-84 Sahte evlilik yoluyla oturum izni almaya çalışan yabancı Evlilik birliğinin gerçekte var olmadığına dair tespit
V-85 Sahte veya tahrif edilmiş belgeyle işlem yapan yabancı Sahte diploma, pasaport, kimlik veya benzeri belgeler kullanımı
V-86 Türkiye’de izinsiz çalışma nedeniyle idari işlem uygulanan yabancı Çalışma izni olmaksızın çalışanlar
V-87 Sistemsel güvenlik uyarısı içeren kod (mükerrer başvuru, riskli işlem vb.) En sık rastlanan, gerekçesi net olmayan ama otomatik olarak çıkan kod türü
V-88 Türkiye’ye giriş yasağının devam ettiği, ancak sistemde gerekçesi açık olmayan durum Genel güvenlik uyarısı, gerekçe belirtilmemiş kod

V Tahdit Kodları Nasıl Öğrenilir?

Yabancı kişiler hakkında V tahdit kodu olup olmadığını öğrenmek için doğrudan İl Göç İdaresi Müdürlüğü’ne yazılı başvuru yapılmalıdır. Ayrıca;

  • Türkiye’ye giriş sırasında sınır kapısında verilen ret belgesinde kod bilgisi yer alır.

  • Avukat aracılığıyla Göç İdaresi Başkanlığı’na dilekçeyle bilgi edinme başvurusu yapılabilir.

  • e-Devlet üzerinden tahdit kodları görüntülenemez.

V tahdit kodu öğrenme işlemi, sadece resmî başvuru ile mümkündür. Bu nedenle üçüncü kişilerden veya internet sitelerinden alınan bilgilere itibar edilmemelidir. Kodun gerekçesini net olarak öğrenmek, kaldırma süreci için hayati önemdedir.

V Tahdit Kodlarının Hukuki Sonuçları

V tahdit kodu tanımlanan bir yabancı;

  • Türkiye’ye vize başvurusu yapamaz,

  • Var olan vizesi olsa bile ülkeye girişte engelle karşılaşır,

  • Mevcut ikamet izni varsa iptal edilebilir,

  • Kod gerekçesine göre sınır dışı kararı alınabilir.

V tahdit kodları, özellikle uluslararası seyahat ve ikamet hakkı bakımından ciddi sonuçlar doğurduğu için idari bir ceza niteliği taşır ve bu nedenle yargı denetimine tabidir. Aynı zamanda kişinin diplomatik statüsünü ve uluslararası koruma başvurularını da etkileyebilir.

V Tahdit Kodunun Kaldırılması İçin Başvuru Süreci

Kodun kaldırılabilmesi için şu adımlar izlenmelidir:

  1. Kodun gerekçesi öğrenilmelidir. Bu, başvuru stratejisinin temelini oluşturur.

  2. Gerekçeli dilekçe hazırlanmalıdır. Dilekçede, kodun neden haksız veya artık geçersiz olduğu anlatılmalıdır.

  3. Belgeler sunulmalıdır. Örneğin, sahte evlilik iddiası varsa, evliliğin gerçek olduğunu gösteren belgeler ibraz edilmelidir.

  4. Göç İdaresi’ne başvuru yapılmalıdır. Genellikle kodun uygulandığı ildeki İl Göç İdaresi’ne başvuru tercih edilir.

  5. Ret halinde dava açılabilir. İdari başvuru reddedilirse, tebligat tarihinden itibaren 60 gün içinde idare mahkemesinde iptal davası açılabilir.

Kodun ağırlığına göre süreç karmaşık hâle gelebileceğinden, bu noktada hukuki danışmanlık alınması tavsiye edilir. Özellikle V-84 ve V-85 gibi sahteciliğe dayalı kodlar, belgeyle ispatlanmadan kaldırılamaz.

V Tahdit Kodlarında Sık Yapılan Hatalar

V tahdit koduna maruz kalan yabancıların sıklıkla yaptığı hatalar şunlardır:

  • Kodun gerekçesini bilmeden doğrudan kaldırılmasını talep etmek,

  • Eksik veya uygunsuz belgelerle başvuru yapmak,

  • Kodun sistemden kendiliğinden silineceğini sanmak,

  • Avukatsız ve bilgisizce idare mahkemesine dava açmak.

Bu hatalar, sürecin reddedilmesine veya uzamasına neden olabilir. Bu nedenle başvuru yapmadan önce durum detaylı analiz edilmeli ve en uygun başvuru yolu belirlenmelidir. Tahdit kodu kaldırma sürecinde yapılan bir hata, kişinin uzun yıllar Türkiye’ye giriş yapamamasına yol açabilir.

V Tahdit Kodları Sıkça Sorulan Sorular
V Tahdit Kodları Sıkça Sorulan Sorular

V Tahdit Kodları Sıkça Sorulan Sorular

V tahdit kodu nedir?

V tahdit kodu, Türkiye’ye giriş yapmak veya vize almak isteyen yabancıların sistem üzerinde engellenmesine neden olan idari bir güvenlik kodudur. Göç İdaresi Başkanlığı tarafından uygulanır ve kişinin daha önce yaptığı ihlaller, sahte belge sunumu, mükerrer başvurular gibi durumlara dayanabilir.

V tahdit kodları neden uygulanır?

V tahdit kodları, genel olarak kamu düzeni, kamu güvenliği ve kamu sağlığı gerekçesiyle uygulanır. Özellikle sahte evlilik, sahte belgeyle başvuru, izinsiz çalışma, mükerrer vize başvurusu, sistemsel şüphe gibi durumlarda bu kodlar devreye girer. Kodun yanında yer alan numara, ihlalin türünü ve kapsamını belirler.

V tahdit kodu hangi durumlarda ortaya çıkar?

V tahdit kodu, Türkiye’ye vize başvurusu yapıldığında sistem tarafından otomatik olarak reddedilmesiyle veya sınır kapısında giriş reddiyle ortaya çıkabilir. Ayrıca İl Göç İdaresi üzerinden yapılan başvurularda da sistem üzerinden bu koda rastlanabilir.

V-84, V-85, V-87 gibi kodların farkı nedir?

Her bir V tahdit kodu farklı bir gerekçeye dayanır. V-84 genellikle sahte evlilik iddialarında, V-85 sahte belge tespitinde, V-87 ise mükerrer veya sistem şüpheli başvurularında uygulanır. Bu kodların kaldırılma yöntemi ve sonuçları birbirinden farklı olabilir.

V tahdit kodu varken Türkiye’ye giriş yapılabilir mi?

Hayır. V tahdit kodu aktifken, kişi Türkiye’ye vize alsa bile ülkeye girişine izin verilmez. Bu kod sistemsel bir engeldir ve kaldırılmadıkça giriş hakkı tanınmaz. Aynı zamanda vize başvurularının da reddedilmesine yol açar.

V tahdit kodu nasıl kaldırılır?

Kodun kaldırılması için öncelikle gerekçesinin öğrenilmesi gerekir. Ardından Göç İdaresi’ne yazılı başvuru yapılır. Başvuru reddedilirse, 60 gün içinde idare mahkemesine iptal davası açılabilir. Sürecin başarılı olması için destekleyici belgeler sunulması önemlidir.

V tahdit kodu sorgulama nasıl yapılır?

V tahdit kodu, e-Devlet üzerinden görüntülenemez. Kodun öğrenilmesi için İl Göç İdaresi’ne başvuru yapılması gerekir. Ayrıca sınır kapısında giriş reddi belgesinde kod belirtilmiş olabilir. Avukat aracılığıyla bilgi edinme başvurusu yapılması da mümkündür.

Kodun süresi dolduğunda otomatik olarak sistemden silinir mi?

Hayır. V tahdit kodları belirli bir süreyle verilmiş olsa bile, süre dolunca sistemden kendiliğinden silinmez. Giriş yasağının sona ermesi, kodun otomatik olarak kalktığı anlamına gelmez. Kaldırılması için mutlaka başvuru yapılması gerekir.

V Tahdit Kodları Dikkat Edilmesi Gerekenler
V Tahdit Kodları Dikkat Edilmesi Gerekenler

V Tahdit Kodları Dikkat Edilmesi Gerekenler

V tahdit kodu nedir ve ne anlama gelir?

V tahdit kodu, yabancı uyruklu kişilerin Türkiye’ye girişini engelleyen, vize başvurularını otomatik olarak reddettiren ve sistemde güvenlik tedbiri olarak yer alan idari bir koddur. Bu kodlar Göç İdaresi Başkanlığı tarafından uygulanır ve çoğunlukla sahte evlilik, belge sahteciliği, mükerrer başvuru gibi durumlara dayanır.

V tahdit kodu hangi hallerde uygulanır?

V tahdit kodları genellikle sahte evlilik yoluyla oturum izni alınması, sahte belge sunulması, izinsiz çalışma, mükerrer vize başvurusu yapılması gibi durumlarda uygulanır. Bu kodlar kamu düzenini, kamu sağlığını veya kamu güvenliğini tehdit ettiği değerlendirilen yabancılar hakkında da düzenlenebilir.

V tahdit kodu varsa Türkiye’ye vize alınabilir mi?

Hayır. Sistem üzerinde aktif bir V tahdit kodu bulunan yabancının vize başvurusu, konsolosluk ekranında otomatik olarak reddedilir. Kod kaldırılmadan hem vize alınamaz hem de sınır kapısından ülkeye giriş yapılamaz. Kodun varlığı, yalnızca başvuru sahibine değil, konsolosluk yetkililerine de açık şekilde görünür.

En sık karşılaşılan V kodları hangileridir?

En yaygın görülenler arasında V-84, V-85 ve V-87 kodları bulunur. V-84 sahte evlilik şüphesi, V-85 sahte belgeyle işlem, V-87 ise sistemsel şüphe ve mükerrer başvuru gibi nedenlerle uygulanır. Bu kodların her biri farklı hukuki dayanaklara ve başvuru gerekçelerine sahiptir.

V tahdit kodu nasıl kaldırılır?

Öncelikle kodun neden uygulandığı öğrenilmelidir. Daha sonra ilgili İl Göç İdaresi Müdürlüğü’ne gerekçeli dilekçeyle başvuru yapılır. Ret halinde, tebliğ tarihinden itibaren 60 gün içinde idare mahkemesinde iptal davası açılabilir. Dava açmadan önce profesyonel destek alınması önerilir.

V tahdit kodu başvurusu nereye yapılır?

Başvuru, kodun uygulandığı İl Göç İdaresi Müdürlüğü’ne yapılır. Türkiye dışında bulunan kişiler, Türkiye Cumhuriyeti dış temsilcilikleri aracılığıyla bilgi edinme talebinde bulunabilir. Yasal temsilci veya avukat vasıtasıyla da başvuru süreci yürütülebilir.

V tahdit kodunun kaldırılması ne kadar sürer?

İdareye yapılan başvurular genellikle 30 gün içinde sonuçlanır. Ancak karmaşık dosyalarda bu süre uzayabilir. İdari davalarda ise süreç mahkemeye ve yoğunluğa göre değişmekle birlikte ortalama 3 ila 6 ay arasında sürebilir.

Kod süresi dolunca sistemden otomatik olarak silinir mi?

Hayır. V tahdit kodu belirli bir süreyle konulmuş olsa bile, sistemden kendiliğinden silinmez. Kod süresi dolduktan sonra da sistemde aktif kalmaya devam eder. Bu nedenle kodun kaldırılması için ayrıca başvuru yapılması gerekir.

V tahdit kodu olan kişiler hakkında sınır dışı işlemi uygulanır mı?

Kodun içeriğine ve dayandığı gerekçeye bağlı olarak, bazı hallerde sınır dışı işlemi de yapılabilir. Özellikle V-85 ve V-86 gibi kodlarda idare, yabancının Türkiye’de kalışını sakıncalı gördüğü için sınır dışı kararı verebilir. Bu karara karşı da yargı yolu açıktır.

V Tahdit Kodu Danıştay Kararları 
V Tahdit Kodu Danıştay Kararları

V Tahdit Kodu Danıştay Kararları 

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2016/594 E.  ,  2021/4945 K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/594
Karar No : 2021/4945
İSTEMİN_KONUSU : Moldova uyruklu olan davacının ikamet izin talebinin reddine ilişkin İstanbul Valiliğinin … tarih ve … sayılı işleminin iptali istemiyle açılan dava sonucunda, … İdare Mahkemesince dava konusu işlemin iptali yolunda verilen … tarih ve E: …, K: … sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı hakkında V-70 formalite evlilik tahdit kaydı olduğu, dolayısıyla davacının kamu düzeni açısından tehdit oluşturduğu, ayrıca davacının turizm amaçlı ikamet izni alması noktasında ülkemizde kalışını haklı nedenlere dayandıramadığı belirtilerek dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, bu sebeple temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının gerekçeli onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Moldova vatandaşı olan davacı 26/08/2009 tarihinde Türk vatandaşı ile evlenmiş ve bu evliliği dolayısıyla kendisine 19/08/2010-18/08/2011, 18/08/2011-17/08/2013 tarihleri arasında ikamet izni verilmiştir.
Daha sonra davacı tarafından hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış iddialarıyla Türk vatandaşı eşinden boşanmak istemiyle 20/03/2015 tarihinde … Aile Mahkemesi’nin E: … sayılı dosyası ile boşanma davası açılmıştır.
Ayrıca davacı tarafından eşinden boşanacağı için tarafına kısa dönem turizm amaçlı ikamet izni verilmesi istemiyle Sancaktepe İlçe Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Büro Amirliği’ne 12/03/2015 tarihinde başvuruda bulunulmuştur. Bu başvuru üzerine yapılan tahkikat sonucu Sancaktepe Kaymakamlığı İlçe Emniyet Müdürlüğü’nce Yabancılar Şube Müdürlüğü’ne gönderilmek üzere düzenlenen 12/03/2015 tarihli yazısında; davacı hakkında V-70 formalite evlilik ve V-84 şartlı giriş aktif tahdit kaydı bulunduğu, Ç-120 ve eski soyadı ile Ç-102 tahdit iptal kayıtlarının olduğu, fiş kaydında ise, Türk vatandaşı eşin dilekçesi gereği ikamet izninin iptal edildiği, davacının bir çok sahtecilik olayına karıştığı ve bir çok ismi ile pasaportu bulunduğunun belirtildiği, müracaatı halinde dilekçede iddia edilen hususların araştırılıp ona göre ikamet izni verilmesi gerektiği hususuna yer verildiğinin tespit edildiği, davacının 11/03/2015 tarihinde Türk vatandaşı ile evli vizesini almak suretiyle 10 gün süreli şartlı giriş yaptıktan sonra ikamet izin başvurusunda bulunduğu belirtilerek, ikamet işlemlerinin yapılıp yapılmayacağı hakkında bilgi verilmesi istenmiş, anılan yazı üzerine İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı işlemiyle davacının amacına uygun özel meşruhatlı vize alarak gelmesi gerektiği yönünde işlem tesis edilmiştir. Bu işlemin davacıya tebliği üzerine iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu‘nun “Türkiye içinden yapılabilecek ikamet izni başvuruları” başlıklı 22. maddesinde, ” (1) İkamet izni başvuruları, aşağıdaki hâllerde istisnai olarak valiliklere de yapılabilir:..f) Aile ikamet izninden kısa dönem ikamet iznine geçişlerde…ğ) Geçerli ikamet izninin verilmesine esas olan gerekçenin sona ermesi veya değişikliğe uğramasından dolayı yeni kalış amacına uygun ikamet izni almak üzere yapılacak başvurularda…” hükmü; dava konusu işlem tarihindeki haliyle ”Kısa dönem ikamet izni” başlıklı 31. maddesinde, (1) Aşağıda belirtilen yabancılara kısa dönem ikamet izni verilebilir: …
e) Turizm amaçlı kalacaklar…g) Adli veya idari makamların talep veya kararına bağlı olarak Türkiye’de kalması gerekenler… ” hükmü; “Kısa dönem ikamet izninin şartları” başlıklı 32. maddesinde, “(1) Kısa dönem ikamet izinlerinin verilmesinde aşağıdaki şartlar aranır:
a) 31 inci maddenin birinci fıkrasında sayılan gerekçelerden biri veya birkaçını ileri sürerek talepte bulunmak ve bu talebiyle ilgili bilgi ve belgeleri ibraz etmek
b) 7 nci madde kapsamına girmemek
c) Genel sağlık ve güvenlik standartlarına uygun barınma şartlarına sahip olmak
ç) İstenilmesi hâlinde, vatandaşı olduğu veya yasal olarak ikamet ettiği ülkenin yetkili makamları tarafından düzenlenmiş adli sicil kaydını gösteren belgeyi sunmak
d) Türkiye’de kalacağı adres bilgilerini vermek” hükmü; “Kısa dönem ikamet izninin reddi, iptali veya uzatılmaması
” başlıklı 33. maddesinde, “(1) Aşağıdaki hâllerde kısa dönem ikamet izni verilmez, verilmişse iptal edilir, süresi bitenler uzatılmaz:
a) 32 nci maddede aranan şartlardan birinin veya birkaçının yerine getirilmemesi veya ortadan kalkması
b) İkamet izninin, veriliş amacı dışında kullanıldığının belirlenmesi
c) Son bir yıl içinde toplamda yüz yirmi günden fazla süreyle yurt dışında kalınması
ç) Hakkında geçerli sınır dışı etme veya Türkiye’ye giriş yasağı kararı bulunması
” hükmü yer almaktadır.
Aynı Kanun’un işlem tarihindeki haliyle ”Türkiye’ye girişlerine izin verilmeyecek yabancılar” başlıklı 7. maddesinde, ” (1) Aşağıdaki yabancılar, Türkiye’ye girişlerine izin verilmeyerek geri çevrilir:
a) Pasaportu, pasaport yerine geçen belgesi, vizesi veya ikamet ya da çalışma izni olmayanlar ile bu belgeleri veya izinleri hileli yollarla edindiği veya sahte olduğu anlaşılanlar
b) Vize, vize muafiyeti veya ikamet izin süresinin bitiminden itibaren en az altmış gün süreli pasaport veya pasaport yerine geçen belgesi olmayanlar
c) 15 inci maddenin ikinci fıkrası saklı kalmak kaydıyla, vize muafiyeti kapsamında olsalar dahi, 15 inci maddenin birinci fıkrasında sayılan yabancılar
(2) Bu maddeyle ilgili olarak yapılan işlemler, geri çevrilen yabancılara tebliğ edilir. Tebligatta, yabancıların karara karşı itiraz haklarını etkin şekilde nasıl kullanabilecekleri ve bu süreçteki diğer yasal hak ve yükümlülükleri de yer alır.” hükmü; ”Vize verilmeyecek yabancılar” başlıklı 15. maddesinde ise ” (1) Aşağıda belirtilen yabancılara vize verilmez:
a) Talep ettikleri vize süresinden en az altmış gün daha uzun süreli pasaport ya da pasaport yerine geçen belgesi olmayanlar
b) Türkiye’ye girişleri yasaklı olanlar
c) Kamu düzeni veya kamu güvenliği açısından sakıncalı görülenler
ç) Kamu sağlığına tehdit olarak nitelendirilen hastalıklardan birini taşıyanlar
d) Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu anlaşmalar uyarınca, suçluların geri verilmesine esas olan suç veya suçlardan sanık olanlar ya da hükümlü bulunanlar
e) Kalacağı süreyi kapsayan geçerli sağlık sigortası bulunmayanlar
f) Türkiye’ye giriş, Türkiye’den geçiş veya Türkiye’de kalış amacını haklı nedenlere dayandıramayanlar
g) Kalacağı sürede, yeterli ve düzenli maddi imkâna sahip olmayanlar
ğ) Vize ihlalinden veya önceki ikamet izninden doğan ya da 21/07/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre takip ve tahsil edilmesi gereken alacakları ödemeyi kabul etmeyenler veya 26/09/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununa göre takip edilen borç ve cezalarını ödemeyi kabul etmeyenler
(2) Bu madde kapsamında olmasına rağmen vize verilmesinde yarar görülenlere Bakanın onayıyla vize verilebilir. ” hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgeler incelediğinde; 11/03/2015 tarihinde Türk vatandaşı ile evli vizesi almak suretiyle 10 gün süreli şartlı giriş yapan davacı tarafından, 12/03/2015 tarihinde eşinden boşanacağı için tarafına kısa dönem ikamet izni verilmesi istemiyle davalı idareye başvuruda bulunulduğu, sonrasında Türk vatandaşı eşine karşı 20/03/2015 tarihinde boşanma davası açtığı, ancak davacının kısa dönem ikamet izni başvurusunun amacına uygun özel meşruhatlı vize alarak ülkemize gelmesi gerektiği gerekçesiyle reddedildiği görülmektedir.
Yukarıda yer verilen 6458 sayılı Kanun’un 22. maddesinde ise; aile ikamet izninden kısa dönem ikamet iznine geçişlerde, geçerli ikamet izninin verilmesine esas olan gerekçenin sona ermesi veya değişikliğe uğramasından dolayı yeni kalış amacına uygun ikamet izni almak üzere yapılacak başvurularda ikamet izni başvurularının istisnai olarak valiliklere yapılabileceğinin kurala bağlandığı anlaşılmaktadır.
İdare Mahkemesince her ne kadar davacının evliliğinin formalite bir evlilik olmadığı, boşanma davası da henüz neticelenmediğinden evliliğin halen geçerli olduğu, bu durumda aile ikamet izninin de geçerli olduğu, aile ikamet izni iptal edilen davacı bu defa kısa dönem ikamet izni talep ettiğinden, bu talebin kabul edilerek, davacıya kısa dönem aile ikamet izni verilmesi gerektiği, davacıya kısa dönem ikamet izni verilmesini engelleyecek bir husus bulunmadığı gibi hukuka uygun olmayan bir tahdit kaydına istinaden davacının kısa dönem ikamet izin talebinin reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiş ise de; 17/08/2013 tarihine kadar geçerli aile ikamet izni bulunan davacının, 6458 sayılı Kanun’un 22. maddesi uyarınca bu ikamet izni kapsamında vize alarak ülkemize geldikten sonra, söz konusu ikamet izninden kısa dönem ikamet izninine geçmek amacıyla tekrar yurt dışına çıkmasına gerek olmadan valiliğe başvuruda bulunmasında hukuki bir engel bulunmadığı, dolayısıyla davalı idarece davacının başvurusunun esası yönünden incelenerek kısa dönem ikamet izni şartlarını taşıyıp taşımadığı değerlendirildikten sonra işlem tesis edilmesi gerekirken, kısa dönem ikamet izni başvurusunun davacının amacına uygun özel meşruhatlı vize alarak ülkemize gelmesi gerektiği gerekçesiyle reddedilmesine yönelik dava konusu işlemde bu yönüyle hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında sonucu itibariyle hukuki isabetsizlik bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin REDDİNE,
2. Dava konusu işlemin iptali yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesi, 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/10/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/91 E.  ,  2020/5395 K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/91
Karar No : 2020/5395
İSTEMİN_KONUSU : …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Rusya uyruklu olan davacı tarafından, Türk vatandaşı ile evli olduğundan bahisle yapmış olduğu ikamet tezkeresi uzatma başvurusunun reddine ilişkin Antalya Valiliği’nin … tarihli işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; evlilik ilişkisinin geçersizliğine hükmedilmesi ancak adli yargı yerince bu konuda verilecek bir karar ile mümkün olduğundan, yargı yerlerince verilmiş bir karar olmadıkça idarenin, evliliğin formalite (muvazaalı) olduğu konusunda bir değerlendirme yaparak idari işlem tesisine hukuken olanak bulunmadığı, dolayısıyla aile birliğinin korunması anayasal bir zorunluluk olduğundan, davacının Türkiye’de ikamet etmesine engel teşkil edebilecek nedenler ortaya konulmadan ikamet izninin uzatılmamasına ilişkin olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle işlem iptal edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, yapılan tahkikatlar ve ifadeler doğrultusunda elde edilen somut delillere istinaden dava konusu işlemin tesis edildiği, ayrıca işlemin amacının evliliğin hukuken geçerli olup olmamasına yönelik olmayıp evliliğin aile birliği kurmak amacı dışında Türkiye’de kalmak amacıyla yapılıp yapılmamasına ilişkin olduğu belirtilerek işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Rusya vatandaşı olan ve 10/09/2009 tarihinde Türk vatandaşı ile evlenen davacıya bu evliliği dolayısıyla ikamet izni verilmiştir. Sonrasında davacı tarafından ikamet tezkeresi süresinin uzatılması istemiyle yapılan başvuru üzerine söz konusu evliliğe yönelik tahkikatlar yapılmış ve bu tahkikatlar sonucunda, anılan evliliğin ikamet tezkeresi almaya yönelik formalite bir evlilik olduğu tespit edildiğinden bahisle davacının başvurusu reddedilmiştir. Ayrıca davacı hakkında V-68 ile V-70 tahdit kaydı uygulanarak davacıya …-25/07/2013 tarihleri arasında geçerli, çıkışını teminen ikamet tezkeresi düzenlenmiştir. Bunun üzerine ikamet tezkeresinin süresinin uzatılması talebinin reddi işleminin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan mülga 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’un,
“İkamet tezkeresinin reddolunacağı haller” başlıklı 7. maddesinde,
“A) Sırf iş tutmak için gelecek sanat ve meslek erbabı olup da tutacağı iş, kanunlar gereğince Türk vatandaşlarına hasredilmiş bulunan,
B) Türk kanun veya örf ve adetleriyle yahut siyasi icabatla telif edilemiyecek durumda olan veya faaliyette bulunan,
C) Türkiye’de kalmak istediği müddet zarfında yaşamak için maddi imkanları meşru bir şekilde temin edemiyeceği sabit olan,
D) Türkiye’ye girmesi memnu olup da her nasılsa girmiş bulunan,
E) Türkiye’de oturduğu müddetçe huzur ve asayişi ihlal eden,
Yabancılara ikamet tezkeresi verilmez” hükmüne yer verilmiştir.
“Muzır şahıslar” başlıklı 19. maddesinde ise, İçişleri Bakanlığınca memlekette kalması umumi güvenliğe, siyasi ve idari icaplara aykırı sayılan yabancıların verilecek muayyen müddet zarfında Türkiye’den çıkmağa davet olunacağı, bu müddetin sonunda Türkiye’yi terketmiyenlerin sınır dışı edilebileceği kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen kurallara göre, Türk kanun veya örf ve adetleriyle yahut siyasi icabatla telif edilemiyecek durumda olan veya Türkiye’de kalması idari icaplara aykırı sayılan yabancılara ikamet izni vermeme, izin süresini kısaltma ve sınır dışı etme yönünde işlem tesis edilebileceği açıktır.
Dava konusu işlem evliliğin anlaşmalı olduğu gerekçesiyle tesis edilmiş ve İdare Mahkemesince de evliliğin geçersizliğine idarece değil adli yargı yerlerince karar verileceğine işaret edilerek bu gerekçeyle ve aile birliğinin korunması anayasal bir zorunluluk olduğundan davacının Türkiye’de ikamet etmesine engel teşkil edebilecek nedenler ortaya konulmadıkça davacının ikamet izninin uzatılmamasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle işlem iptal edilmiştir.
Evliliğin muvazaalı olup olmadığının saptanmasının adli yargı yerlerine ait olduğunda tartışma bulunmamakla birlikte, İdare Mahkemesinin dava konusu işlemin iptalinde bu hususu gerekçe olarak göstermiş olması, maddi olaya 5683 sayılı Kanun’un yukarıda anılan 7. ve 19. maddelerinin uygulanmasına engel teşkil etmemektedir.
Uyuşmazlıkta; davacının Türk vatandaşı ile evliliğine ilişkin yapılan tahkikat sonucu düzenlenen 01/04/2013 tarihli tutanakta; davacının beyan etmiş olduğu adrese gidildiğinde davacının evde bulunamadığı, bunun üzerine site görevlisi G.A. isimli kişi ile görüşüldüğü, bu kişinin, davacı ve Türk vatandaşı eşini tanıdığını, davacının bu adreste çocuğu ile birlikte yaşadığını, Türk vatandaşı eşi ise nadiren bu evde gördüğünü, bazen gelip bir gece kaldıktan sonra gittiğini, Manavgat’ta çalıştığını bildiğini, davacıyı, ismini İsmail olarak bildiği bir emlakçıyla birlikte gördüğünü, bu şahsın sıklıkla gelip bu adreste kaldığını, evliliğin anlaşmalı bir evlilik olabileceğini, davacı ile görüşmesinde davacının kendisine eşinden ayrılmayı düşündüğünü söylediğini beyan ettiği; 03/07/2013 tarihli tutanakta; yine site görevlisi G.A. isimli kişi ile görüşüldüğü, bu kişinin Türk vatandaşı eşin 2 aydır eve gelmediği, emlakçılık yapan İsmail isimli şahsın eve sıklıkla geldiği ve kaldığı, davacının değişik arabalarla dışarı çıktığı, geç saatlerde alkollü olarak döndüğünün belirtildiği, ayrıca aynı binada oturan 2 kişi ile daha görüşüldüğü ve bu kişilerin site görevlisinin beyanlarını doğruladığı; … tarihli tutanakta ise davacı ve Türk vatandaşı eşi ile yapılan mülakatlarda sorulan sorulara çelişkili cevaplar verdikleri hususlarının tespit edildiği görülmektedir.
Bu haliyle, yukarıda yer verilen tespitler uyarınca ikamet izninin veriliş amacına aykırı olarak evlilik birlikteliği içerisinde yaşamadığı anlaşılan davacı hakkında 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’un 7. maddesi ve 19. maddesinde yer alan düzenlemelere uygun olarak tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkeme kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2016/2821 E.  ,  2021/4453 K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/2821
Karar No : 2021/4453

İSTEMİN_KONUSU : Kırgızistan uyruklu davacının ikamet tezkeresinin iptal edilmesine ilişkin İstanbul Valiliği işleminin iptali istemiyle açılan dava sonucunda, …. İdare Mahkemesince dava konusu işlemin iptali yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu işlemin mevzuata uygun olarak tesis edildiği, işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının gerekçeli onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Kırgızistan vatandaşı olan davacı 04/07/2012 tarihinde Türk vatandaşı ile evlenmiş, bu evliliği dolayısıyla kendisine Türk vatandaşı eşi yanında ikamet izni verilmesi istemiyle 20/09/2013 tarihinde davalı idareye başvuruda bulunmuştur. Söz konusu başvuru üzerine yapılan tahkikat sonucu düzenlenen 09/10/2013 tarihli tutanakta ise, davacı ve eşinin ikamet adresi olarak belirttikleri adresten taşındıklarının tespit edildiği hususuna yer verilmiştir. Anılan tespit üzerine davacının ikamet izni iptal edilmiş ve davacı hakkında V-69 (İkamet tezkeresi geçersiz) tahdit veri girişi yapılmış, ancak bu yönde davacıya herhangi bir tebligat yapılmamıştır.
Sonrasında, 05/07/2015 tarihinde ülkesine gitmek amacıyla İstanbul Atatürk Havalimanına giden davacı hakkında yapılan incelemede ikamet izninin iptal edildiği hususu tespit edilmiş ve davacıya bu durum tebliğ edilmiştir. Bunun üzerine davacı tarafından ikamet tezkeresinin iptal edilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun “Yürürlük” başlıklı 125. maddesinde,”(1) Bu Kanunun; a) 122 nci maddesi, 123 üncü maddesinin birinci, ikinci, beşinci ve yedinci fıkraları ile 124 üncü maddesi hariç olmak üzere Beşinci Kısmı yayımı tarihinde, b) Diğer hükümleri yayımı tarihinden bir yıl sonra, yürürlüğe girer. ” hükmü yer almaktadır.
11/04/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6458 sayılı Kanun’un yürürlük maddesi incelendiğinde; Kanun’un 122. maddesi, 123. maddesinin birinci, ikinci, beşinci ve yedinci fıkraları ile 124. maddesi hariç olmak üzere Beşinci Kısmının yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği, diğer hükümlerinin ise yayımı tarihinden bir yıl sonra (11/04/2014) yürürlüğe gireceğinin düzenlendiği, uyuşmazlık konusu ikamet izinlerine yönelik düzenlemelerin ise Kanun’un 2. Kısmında yer aldığı, dolayısıyla ikamet iznine ilişkin düzenlemelerin 11/04/2014 tarihinde yürürlüğe girdiği, dava konusu işlemin ise 2013 yılında tesis edildiği dikkate alındığında; işlem tarihi itibariyle 6458 sayılı Kanun yürürlükte olmadığından, uyuşmazlığın çözümünde anılan Kanun’un ilgili hükümlerinin uygulanmasının hukuken mümkün olmadığı sonucuna varılmış olup, İdare Mahkemesince her ne kadar 6458 sayılı Kanun kapsamında bir değerlendirme yapılarak temyize konu karar verilmiş ise de, bu husus anılan kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 124. maddesi ile yürürlükten kaldırılan 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’un,
“İkamet tezkeresinin reddolunacağı haller” başlıklı 7. maddesinde,
“A) Sırf iş tutmak için gelecek sanat ve meslek erbabı olup da tutacağı iş, kanunlar gereğince Türk vatandaşlarına hasredilmiş bulunan,
B) Türk kanun veya örf ve adetleriyle yahut siyasi icabatla telif edilemiyecek durumda olan veya faaliyette bulunan,
C) Türkiye’de kalmak istediği müddet zarfında yaşamak için maddi imkanları meşru bir şekilde temin edemiyeceği sabit olan,
D) Türkiye’ye girmesi memnu olup da her nasılsa girmiş bulunan,
E) Türkiye’de oturduğu müddetçe huzur ve asayişi ihlal eden,
Yabancılara ikamet tezkeresi verilemez” hükmüne yer verilmiştir.
“Muzır şahıslar” başlıklı 19. maddesinde ise, İçişleri Bakanlığınca memlekette kalması umumi güvenliğe, siyasi ve idari icaplara aykırı sayılan yabancıların verilecek muayyen müddet zarfında Türkiye’den çıkmağa davet olunacağı, bu müddetin sonunda Türkiye’yi terketmiyenlerin sınır dışı edilebileceği kurala bağlanmıştır.
Yukarıda yer verilen kurallara göre, Türk kanun veya örf ve adetleriyle yahut siyasi icabatla telif edilemiyecek durumda olan veya Türkiye’de kalması idari icaplara aykırı sayılan yabancılar hakkında ikamet izni vermeme, izin süresini kısaltma ve sınır dışı etme yönünde işlem tesis edilebileceği açık olmakla birlikte; dosya içerisinde yer alan davacının Türk vatandaşı ile evliliğine yönelik yapılan tahkikat üzerine düzenlenen 09/10/2013 tarihli tutanakta; davacı ve eşinin belirtmiş oldukları İstanbul ili, Güngören ilçesi, … Mahallesi, … Sokak, No:… adresinden taşındıkları ve adresteki daireden, bina ve çevreden sorulmasına rağmen adı geçenleri tanıyan ve bilenin olmadığı hususlarına yer verilmesi üzerine, söz konusu tespitler uyarınca davacının ikamet izninin iptal edilerek, davacı hakkında V-69 (İkamet tezkeresi geçersiz) tahdit veri girişi yapıldığı görülmekte ise de, bahsi geçen tutanakta, davacının belirtmiş olduğu adresteki apartman yöneticisinin, komşularının, kapıcının, mahalle muhtarının ifadelerine yer verilmediği, davacının evliliğinin ikamet izni alabilme amacıyla yapılıp yapılmadığının açık ve net biçimde ortaya konulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca dava dilekçesinde davacı tarafından, evlendiği tarihten bu yana tahkikata konu adreste eşi ile birlikte yaşadığının ileri sürüldüğü ve yapmış olduğu evlilikten 12/04/2014 tarihinde doğan Türk vatandaşı bir çocuğu olduğunun belirtildiği görülmektedir.
Bu kapsamda dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde; davacı hakkında 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’un 7. ve 19. maddeleri kapsamında Türkiye’de ikamet etmesine engel bir hali bulunduğu yönünde davalı idarece yapılmış somut bir tespit bulunmadığı görüldüğünden, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında sonucu itibariyle hukuki isabetsizlik bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin REDDİNE,
2. Dava konusu işlemin iptali yolundaki …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesi, 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/09/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

 

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2017/1165 E.  ,  2022/3154 K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2017/1165
Karar No : 2022/3154
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Gürcistan uyruklu olan davacı tarafından, Türk vatandaşı ile yapmış olduğu evlilik dolayısıyla tarafına verilen ikamet izninin uzatılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı İçişleri Bakanlığı işleminin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince; Danıştay Onuncu Dairesinin 11/12/2013 tarih ve E:2009/12232, K:2013/8947 sayılı bozma kararına uyulmak suretiyle, evlilik ilişkisinin geçersizliğine hükmedilmesinin ancak adli yargı yerince bu konuda verilecek bir karar ile mümkün olduğu, yargı yerlerince verilmiş bir karar olmadıkça idarece evliliğin formalite (muvazaalı) olduğu konusunda bir değerlendirme yapılarak idari işlem tesisine hukuken olanak bulunmadığı, bu sebeple, davacının kurmuş olduğu aile birliğinin korunmasının anayasal bir zorunluluk olup, davacının evlendiği tarihten sonra Türkiye’de ikamet etmesine engel teşkil edebilecek nedenler ortaya konulmadıkça ikamet tezkeresinin uzatılmamasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, usule ilişkin olarak, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün hasım mevkiine alınması gerektiği; esasa ilişkin olarak ise, davacının aile birliği kurmaktan ziyade Türkiye’de ikamet izni almak amacıyla Türk vatandaşı eşi ile evlendiği, davacının Türk vatandaşı eşinin yurt dışında yaşadığı, yapılan tahkikat sonucu davacı ile eşinin fiilen birlikte yaşamadıklarının tespit edilmesi üzerine evliliklerinin formalite olduğu anlaşıldığından, bu amaçla ikamet izni verilmesinin mümkün olmadığı belirtilerek, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, bu sebeple temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Gürcistan uyruklu olan davacı tarafından 23/03/2005 tarihinde yapılan başvuru üzerine, davacıya 28/03/2005-26/06/2005 tarihleri arasında geçerli turistik amaçlı ikamet tezkeresi düzenlenmiş, daha sonra 31/08/2005 tarihinde Türk vatandaşı ile evlenen davacıya bu evliliği dolayısıyla 02/09/2005 tarihinden 02/09/2006 tarihine kadar geçerli ikamet izni verilmiştir.
Davacıya ikamet izni verilmesine esas alınan Türk vatandaşıyla yapmış olduğu evliliğine yönelik olarak davalı idarece yapılan tahkikat sonucu, söz konusu evliliğin aile birliği kurmaya yönelik olup olmadığı noktasında bilgi edinilemediği hususu 04/10/2005 tarihinde tutanak altına alınmıştır.
Öte yandan, davacının Türk vatandaşı eşi ile evliliği dolayısıyla tarafına verilen ikamet iznini uzatma istemiyle yaptığı başvuru üzerine ikamet izni, 02/09/2006-02/09/2007 tarihleri arasında 1 yıl süre ile uzatılmıştır. Ayrıca davacının bu başvurusu üzerine, söz konusu evliliğe yönelik bir kez daha tahkikat yapılmıştır. Bu tahkikat sonucunda ise, anılan evliliğin formalite evlilik olduğunun tespit edildiğinden bahisle 02/09/2007 tarihine kadar geçerli ikamet tezkeresi, davacının ülkeden çıkış yapabilmesini teminen 15 güne düşürülmüş ve bu süre içerisinde ülkeden çıkış yapmadığı takdirde sınır dışı edilecekler kapsamına alınacağı hususu 29/08/2007 tarihinde davacıya bildirilmiştir. Yine aynı tarihli işlem ile davacı hakkında formalite evlilik anlamına gelen V-70 tahdit kodu uygulanmıştır.
Son olarak davacı tarafından, Türk vatandaşı ile yapmış olduğu evliliğin aile birliği kurmaya yönelik olduğu belirtilerek 18/09/2007 tarihinde ikamet izninin uzatılması istemiyle yapılan başvuru, … tarih ve … sayılı İçişleri Bakanlığı işlemiyle reddedilmiş, bu işlemin iptali istemiyle de bakılan dava açılmıştır.
Ayrıca dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerden, davacının ülkeden çıkışını teminen 15 güne düşürülen ikamet izni süresi içerisinde Antalya Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü’ne başvuruda bulunmaması nedeniyle hakkında 10/10/2008 tarihinde V-71 (Semti Meçhul) tahdit kodu uygulandığı, daha sonra 23/10/2008 tarihinde yakalanan davacının 26/10/2008 tarihinde sınır dışı edildiği anlaşılmaktadır.

USUL YÖNÜNDEN:
Davalı İçişleri Bakanlığı tarafından, dava konusu edilen bireysel işlemin Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından tesis edildiği, bu sebeple anılan işlemin iptali istemi yönünden Bakanlığa husumet yöneltilemeyeceği ileri sürülmektedir.
Uyuşmalıkta; davaya konu edilen bireysel işlemin 16/09/20008 tarihinde davacıya tebliğ edilen … tarih ve … sayılı İçişleri Bakanlığı işlemi olduğu anlaşıldığından, davalı idarenin husumet yönünden yapmış olduğu itiraz yerinde görülmemiştir.

ESAS YÖNÜNDEN:
İLGİLİ MEVZUAT:
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan ve 6458 sayılı Kanun ile 04/04/2014 tarihi itibarıyla yürürlükten kaldırılan (Mülga) 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’un,
“İkamet tezkeresinin reddolunacağı haller” başlıklı 7. maddesinde,
“A) Sırf iş tutmak için gelecek sanat ve meslek erbabı olup da tutacağı iş, kanunlar gereğince Türk vatandaşlarına hasredilmiş bulunan,
B) Türk kanun veya örf ve adetleriyle yahut siyasi icabatla telif edilemiyecek durumda olan veya faaliyette bulunan,
C) Türkiye’de kalmak istediği müddet zarfında yaşamak için maddi imkanları meşru bir şekilde temin edemiyeceği sabit olan,
D) Türkiye’ye girmesi memnu olup da her nasılsa girmiş bulunan,
E) Türkiye’de oturduğu müddetçe huzur ve asayişi ihlal eden,
Yabancılara ikamet tezkeresi verilmez.” hükmüne yer verilmiştir.
“Muzır şahıslar” başlıklı 19. maddesinde ise, İçişleri Bakanlığınca memlekette kalması umumi güvenliğe, siyasi ve idari icaplara aykırı sayılan yabancıların verilecek muayyen müddet zarfında Türkiye’den çıkmaya davet olunacağı, bu müddetin sonunda Türkiye’yi terk etmeyenlerin sınır dışı edilebileceği kurala bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen kurallara göre, idarenin, Türk kanun veya örf ve adetleriyle yahut siyasi icabatla telif edilemiyecek durumda olan veya Türkiye’de kalması idari icaplara aykırı sayılan yabancılar hakkında ikamet izni vermeme, izin süresini kısaltma ve sınır dışı etme yönünde işlem tesis edebileceği açıktır.
Uyuşmazlık konusu işlem, evliliğin anlaşmalı (muvazaalı) olduğundan bahisle tesis edilmiş olup; İdare Mahkemesince, evliliğin geçersizliğine idarece değil adli yargı yerlerince karar verilebileceğinden ve aile birliğinin korunması anayasal bir zorunluluk olduğundan, Türkiye’de ikamet etmesine engel teşkil edebilecek nedenler ortaya konulmadıkça davacıya ikamet tezkeresi verilmemesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle işlem iptal edilmiştir.
Evliliğin geçersiz (muvazaalı) olup olmadığının saptanmasının adli yargı yerlerine ait olduğunda tartışma bulunmamakla birlikte, bu durum, dava konusu işlemin sebep unsurunu teşkil eden muvazaa iddiası dolayısıyla maddi olaya 5683 sayılı Kanun’un yukarıda anılan 7. ve 19. maddelerinin uygulanmasına engel teşkil etmemektedir.
Dosya içerisinde yer alan, davacının evliliğine yönelik olarak yapılan tahkikatlar sonucu düzenlenen 04/10/2005 tarihli tutanakta; davacının ikamet adresi olarak gösterdiği adreste ikamet ettiği, eşi …’nın ise Avusturya’da ikamet ettiği, davacının, eşi …’nın dayısı olduğunu belirttiği … isimli şahıs ile aynı adreste ikamet ettiği, geçimini eşi … ile … isimli şahısların sağladığı, eşinin davacıyı yanına almak için işlemlere başladığı yönünde bilgi alındığı, şahısların evliliğinin aile kurmaya yönelik olup olmadığı hususunda bilgi edinilemediği; 21/09/2006 tarihli tutanakta ise; davacının belirtilen adreste … isimli şahıs ile birlikte ikamet ettiği, Türk vatandaşı eşi … ile 31/08/2005 tarihinde Antalya’da evlendikleri, evlendikten yaklaşık bir ay sonra Türk vatandaşı eşin Avusturya’ya gittiği, bir yıldır beraber yaşamadıkları yönünde bilgi alındığı, davacı ve eşinin birlikte yaşamaması nedeniyle evliliklerinin aile birliği kurmaya yönelik olmadığı hususlarına yer verildiği görülmektedir.
Öte yandan, dosya içerisinde yer alan Antalya Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı yazısı incelendiğinde, davacının Türk vatandaşı eşi … hakkında 10/11/2008 tarihinde yapılan yolcu sorgulamasında, söz konusu kişinin 05/09/2005 tarihinde ülkeden çıkış yaptığı ve bu tarihten sonra giriş-çıkış kaydının bulunmadığının tespit edildiği görülmektedir. Dolayısıyla davacının eşinin evlendikleri tarihten yaklaşık bir ay sonra yurt dışına gittiği ve ülkemize tekrar dönüş yapmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, Türk vatandaşı ile evliliği dolayısıyla tarafına verilen ikamet izninin uzatılması istemiyle başvuruda bulunan davacının, yukarıda yer verilen tespitler uyarınca ikamet izninin veriliş amacına aykırı olacak şekilde Türk vatandaşı eşi ile evlilik birlikteliği içerisinde yaşamadığı anlaşıldığından, davacı hakkında (Mülga) 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’un 7. ve 19. maddelerinde yer alan düzenlemelere uygun olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen nedenle, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin KABULÜNE,
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2017/920 E.  ,  2022/3148 K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2017/920
Karar No : 2022/3148

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, Özbekistan uyruklu olan eşi …’ya ikamet izni verilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı İstanbul Valiliği Emniyet Müdürlüğü işleminin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince; Danıştay Onuncu Dairesinin 13/05/2016 tarih ve E:2013/3656, K:2016/2695 sayılı bozma kararına uyulmak suretiyle, evlilik ilişkisinin geçersizliğine hükmedilmesinin ancak adli yargı yerince bu konuda verilecek bir karar ile mümkün olduğu, yargı yerlerince verilmiş bir karar olmadıkça idarece, evliliğin formalite (muvazaalı) olduğu konusunda bir değerlendirme yapılarak idari işlem tesisine hukuken olanak bulunmadığı, bu sebeple, davacının kurmuş olduğu aile birliğinin korunmasının anayasal bir zorunluluk olup, davacının eşinin evlendiği tarihten sonra Türkiye’de ikamet etmesine engel teşkil edebilecek nedenler ortaya konulmadıkça ikamet tezkeresi başvurusunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı ve Özbekistan uyruklu olan eşi hakkında yapılan yargılama sonucunda bir kimseyi fuhuşa teşvik etmek veya yaptırmak veya aracılık ettirmek suçuna ilişkin fiilin sübuta erdiği, davacı ve eşinin fuhuşa aracılık etmek suretiyle kanunla yasaklanan ve örf adetle telif edilemeyecek faaliyetlerde bulunduğu, dolayısıyla davacının eşinin, ülkeye girişi yasak olan ve ikamet izni verilemeyecek kişiler kapsamında olduğundan, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, ayrıca idareleri aleyhine harca hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğu, belirtilen sebepler uyarınca temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Dosya içerisinde yer alan İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 23/11/2007 tarih ve 5007 sayılı Genelgesinin “B-Yapılan Tahkikat Sonucunda “Türk Vatandaşı ile Yapmış Olduğu Evliliğin Formalite Olduğu Anlaşılanlar” Hakkında Dikkat Edilecek Hususlar” başlığının 1. bölümünün 3. paragrafında, daha önce formalite evlilik yapmış olan yabancıların tekrar ikamet izni başvurusunda bulunmaları halinde belirsiz tarihlerde evlilik tahkikatı yapılacağı ve araştırma sonucuna göre aile birliği olması halinde V-70 tahdit kodunun iptal edilerek ikamet izni kullandırılacağı düzenlenmiş olmasına rağmen, dava konusu işlemde V-70 tahdit kodunun düşülebilmesi ve davacının eşine ikamet izni düzenlenmesi için davacının eşinin bulunduğu ülkedeki Türk konsolosluğundan aile birleşimi amaçlı vize alarak ikamet izni talebinde bulunması gerektiği belirtilerek başvurunun reddedildiği, bu haliyle anılan Genelge hükmünde yer alan düzenleme kapsamında davacının evliliğine yönelik yapılacak araştırma sonucu işlem tesis edilmesi gerekirken, anılan düzenlemeye aykırı olarak davacının başvurusunun reddi yolunda tesis edilen işlemde hukuka uygunluk bulunmadığından, İdare Mahkemesi kararının bu gerekçeyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacının Özbekistan uyruklu olan eşi …’ya 22/02/2008-21/05/2008 ve 19/02/2009-18/05/2009 tarihleri arasında turistik amaçlı ikamet izni verilmiştir.
Bunun ardından 15/07/2009 tarihinde Türk vatandaşı davacı ile Özbekistan uyruklu … evlenmiştir. Bu evliliği dolayısıyla davacının yabancı uyruklu eşine 20/07/2009-19/07/2010 tarihleri arasında Türk vatandaşı eşi yanında ikamet izni verilmiştir.
Sonrasında davacı ve yabancı uyruklu eşinin de aralarında bulunduğu kişiler hakkında bir kimseyi fuhuşa teşvik etmek veya yaptırmak veya aracılık ettirmek suçundan … Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan ceza soruşturması kapsamında davacının eşi … Sulh Ceza Mahkemesinin … tarihli ve … sayılı kararıyla tutuklanmıştır. Sonrasında anılan suçlarla ilgili olarak Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nca … sayılı iddianame düzenlenerek davacı ve eşi hakkında … Asliye Ceza Mahkemesinde kamu davası açılmış ve davacının eşi, anılan Mahkemenin E:… sayılı dosyasında tutukluyken sınır dışı edilmek üzere tahliye edilerek 16/12/2009 tarihinde geri gönderme merkezine teslim edilmiştir.
Geri gönderme merkezindeki işlemleri sırasında davacı ve eşinin evli olmaları nedeniyle davalı idarece söz konusu evliliğe yönelik olarak yapılan tahkikat sonucunda, anılan evliliğin formalite evlilik olduğu tespit edilmiş ve davacının eşi hakkında 29/12/2009 tarihinde formalite evlilik anlamına gelen V-70 tahdit kodu ve 1 yıl süreli yurda giriş yasağı uygulanmış ve davacının eşi bu tarihte sınır dışı edilmiştir.
Davacının eşi, 1 yıl süreli giriş yasağının dolması akabinde 21/01/2011 tarihinde yeniden ülkeye giriş yapmış ve Türk vatandaşı eşi yanında ikamet izni verilmesi istemiyle başvuruda bulunmuştur. Ancak, davacının eşi hakkında V-70 tahdit kodu uygulandığı görüldüğünden, anılan başvuru kabul edilmeyerek, davacının eşine ülkeden çıkış yapmasını teminen 17/03/2011-31/03/2011 tarihleri arasında geçerli 15 gün süreli ikamet izni verilmiştir.
Öte yandan, … Asliye Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla davacı ve eşinin de aralarında bulunduğu sanıklar hakkında bir kimseyi fuhuşa teşvik etmek veya yaptırmak veya aracılık ettirmek suçundan ayrı ayrı 1 yıl 8 ay hapis cezası ve 80,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmaları yönünde hüküm kurulmuş, daha sonra bu hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. UYAP sistemi üzerinden yapılan sorgulamada ise söz konusu kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği görülmektedir.
Son olarak davacı tarafından, 21/11/2011 tarihinde Özbekistan uyruklu olan eşine ikamet izni verilmesi istemiyle davalı idareye başvuruda bulunulmuş, anılan başvurunun … tarih ve … sayılı İstanbul Valiliği Emniyet Müdürlüğü işlemi ile reddi üzerine, bu işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan ve 6458 sayılı Kanun ile 04/04/2014 tarihi itibarıyla yürürlükten kaldırılan (Mülga) 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’un,
“İkamet tezkeresinin reddolunacağı haller” başlıklı 7. maddesinde,
“A) Sırf iş tutmak için gelecek sanat ve meslek erbabı olup da tutacağı iş, kanunlar gereğince Türk vatandaşlarına hasredilmiş bulunan,
B) Türk kanun veya örf ve adetleriyle yahut siyasi icabatla telif edilemiyecek durumda olan veya faaliyette bulunan,
C) Türkiye’de kalmak istediği müddet zarfında yaşamak için maddi imkanları meşru bir şekilde temin edemiyeceği sabit olan,
D) Türkiye’ye girmesi memnu olup da her nasılsa girmiş bulunan,
E) Türkiye’de oturduğu müddetçe huzur ve asayişi ihlal eden,
Yabancılara ikamet tezkeresi verilmez” hükmüne yer verilmiştir.
“Muzır şahıslar” başlıklı 19. maddesinde ise İçişleri Bakanlığınca memlekette kalması umumi güvenliğe, siyasi ve idari icaplara aykırı sayılan yabancıların verilecek muayyen müddet zarfında Türkiye’den çıkmağa davet olunacağı, bu müddetin sonunda Türkiye’yi terketmiyenlerin sınır dışı edilebileceği kurala bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen kurallara göre, idarenin Türk kanun veya örf ve adetleriyle yahut siyasi icabatla telif edilemiyecek durumda olan veya Türkiye’de kalması idari icaplara aykırı sayılan yabancılara ikamet izni vermeme, izin süresini kısaltma ve sınır dışı etme yönünde işlem tesis edebileceği açıktır.
Uyuşmazlık konusu işlem, evliliğin anlaşmalı (muvazaalı) olduğundan bahisle tesis edilmiş olup; İdare Mahkemesince, evliliğin geçersizliğine idarece değil adli yargı yerlerince karar verilebileceğinden ve aile birliğinin korunması anayasal bir zorunluluk olduğundan, Türkiye’de ikamet etmesine engel teşkil edebilecek nedenler ortaya konulmadıkça davacıya ikamet tezkeresi verilmemesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle işlem iptal edilmiştir.
Evliliğin geçersiz (muvazaalı) olup olmadığının saptanmasının adli yargı yerlerine ait olduğunda tartışma bulunmamakla birlikte, bu durum, dava konusu işlemin sebep unsurunu teşkil eden muvazaa iddiası dolayısıyla maddi olaya 5683 sayılı Kanun’un yukarıda anılan 7. ve 19. maddelerinin uygulanmasına engel teşkil etmemektedir.
Dosya içerisinde yer alan, davacının evliliğine yönelik olarak yapılan tahkikatlar sonucu düzenlenen 21/12/2009 tarihli tutanakta; bildirilen ikamet adresine gidildiğinde, kapıyı … isimli bir şahsın eşinin açtığı, bu adrese cumartesi günü taşındıklarının ve burada daha önce oturan şahısları tanımadıklarının beyan edildiği; söz konusu adreste apartman görevlisi olarak çalışan kişi tarafından ise, davacının bir yıldır bu adreste oturduğu, bazı dönemler yanında yabancı bir kadının kaldığı, son üç dört aydır eve kimsenin uğramadığı, davacının 13/12/2009 tarihinde belirtilen adresten taşındığı ve taşınma işlemleri esnasında adreste olmadığı hususlarının beyan edildiği, bahse konu evlilik ile ilgili apartmanda ve çevrede yapılan araştırmalarda davacı ve eşinin fazla tanınmadığı, dolayısıyla evliliklerinin aile birliği kurmaya yönelik olmadığına ilişkin tespitlere yer verildiği görülmektedir.
Öte yandan, yukarıda yer verilen ceza davasında, davacı ve eşinin de aralarında bulunduğu tüm sanıkların yabancı uyruklu kadınların fuhuş yapmalarına aracılık ettikleri gerekçesiyle isnat edilen suçu işledikleri sabit görüldükten sonra haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacı tarafından evliliği dolayısıyla Özbekistan uyruklu olan eşine ikamet tezkeresi verilmesi istemiyle başvuruda bulunulmuş ise de, yukarıda yer verilen tespitler uyarınca davacı ve yabancı uyruklu eşinin evlilik birlikteliği içerisinde yaşamadıkları, ayrıca davacı ve eşi hakkında yapılan ceza yargılaması sonucu sübuta eren idari icaplara aykırı fiilleri birlikte değerlendirildiğinde; davacının yabancı uyruklu eşine (Mülga) 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’un 7. maddesi ve 19. maddesinde yer alan düzenlemeler uyarınca ikamet izni verilmemesi yolunda tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, İdare Mahkemesince bozma kararı üzerine yeniden yapılacak yargılamada, yargılama giderleri yönünden de yeniden hüküm kurulacağından, davalı idarenin yargılama giderlerine yönelik temyiz istemi hakkında bu aşamada karar verilmesine gerek görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin KABULÜNE,
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Yorum Ekle

Ulus Hukuk Logo
Ulus Hukuk Logo

Ulus Hukuk ve Danışmanlık Bürosu, 2020 yılında Kurucu Avukat Ekin Ulus tarafından, hukukun çeşitli alanlarında en yüksek standartlarda hizmet sunmak amacıyla kurulmuştur.

İletişim

0541 408 10 24
bilgi@ulus.av.tr
Remzi Oğuz Arık Mah. Bülten Sk. No: 7/14 Çankaya/Ankara

Sosyal Medya