Taksirle yaralama suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 89. maddesinde düzenlenen, failin öngörülebilir bir neticeyi istemeden gerçekleştirmesiyle oluşan bedensel zarar verme fiilidir. Bu suç, failin kasıtlı hareket etmemesine rağmen, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranması nedeniyle mağdurun vücut bütünlüğüne veya sağlığına zarar vermesi durumunu kapsar.
Taksirle Yaralama Suçunun Tanımı ve Unsurları
Taksirle yaralama, failin hukuka aykırı bir fiil işlemesi sonucu mağdurun bedensel veya zihinsel sağlığının zarar görmesiyle oluşur. Ancak bu zarar kasıtla değil, öngörülmesi mümkün olan bir ihmal veya tedbirsizlik sonucu meydana gelir. Bu nedenle suçun temel unsurları şunlardır:
1. Fiilin taksirle işlenmiş olması: Kasıt bulunmamalıdır. Fail neticeyi istememekte, ancak ihmali davranışla buna sebep olmaktadır.
2. Neticenin bedensel zarar olması: Mağdurun vücudunda kırık, yanık, kesik gibi fiziki bir hasar ya da psikolojik bir etkilenme olmalıdır.
3. Nedensellik bağı: Failin davranışı ile meydana gelen zarar arasında doğrudan bir ilişki bulunmalıdır.
4. Hukuka aykırılık: Fiil, hukuka uygunluk sebeplerinden birine dayanmamalıdır (örneğin meşru müdafaa, zorunluluk hali gibi).
Taksirle yaralama suçunun oluşabilmesi için sadece zarar yeterlidir; zarar hafif nitelikte olsa dahi, suç oluşur. Özellikle trafik kazaları, iş kazaları, sağlık hizmetleri sırasında yapılan hatalar gibi alanlarda sıkça gündeme gelir.
Taksirle Yaralama Suçunda Ceza Miktarı ve Artırım Sebepleri
Türk Ceza Kanunu’na göre taksirle yaralama suçunun temel cezası, mağdurun yaralanma derecesine ve olayın niteliğine göre değişir:
-
Basit taksirli yaralama: 3 aydan 1 yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır.
-
Mağdurun duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması, konuşma, çocuk yapma yeteneğinin kaybı, yüzünde sabit iz kalması gibi durumlarda: 6 aydan 1,5 yıla kadar hapis cezası verilir.
-
Mağdurun yaşamını tehlikeye sokan bir durum oluşmuşsa ya da gebe bir kadının çocuğunun ölmesine neden olunmuşsa: 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası uygulanır.
-
Suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde: Ceza 1/3’ten 1/2’ye kadar artırılır.
Bilinçli taksir, failin neticeyi öngörmesine rağmen aşırı bir güven veya ihmal nedeniyle gerçekleşmeyeceğini düşünmesidir. Bu durumda ceza artırımına gidilir çünkü failin ihmali daha ağır bir sorumluluk doğurur.
TCK 89 – Taksirle Yaralama Suçu Kanun Fıkralarına Göre Tablo
Fıkra | İçerik |
---|---|
TCK 89/1 | Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. |
TCK 89/2 | (1) numaralı fıkrada belirtilen fiilin; |
a) Mağdurun duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına, | |
b) Konuşmasında sürekli zorluğa, | |
c) Yüzünde sabit ize, | |
d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma, | |
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğun zamanından önce doğmasına, | |
neden olması hâlinde, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, bir kat artırılır. | |
TCK 89/3 | Fiilin; |
a) Mağdurun duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine, | |
b) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına, | |
c) Yüzünün sürekli değişikliğine, | |
d) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğun düşmesine, | |
neden olması hâlinde, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, iki kat artırılır. | |
TCK 89/4 | Fiilin birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması hâlinde, şikâyet aranmaz. |
TCK 89/5 | Taksirle yaralama suçunun, kişinin meslek ve sanatının sağladığı kolaylıktan yararlanılarak işlenmesi hâlinde, verilecek ceza bir kat artırılır. |
TCK 89/6 | Bu suçtan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması şikâyete bağlıdır. Ancak, dördüncü fıkrada belirtilen hâllerde şikâyet aranmaz. |
TCK 89/7 | Taksirle yaralama fiili, bilinçli taksirle işlenmişse, verilecek ceza üçte birden yarısına kadar artırılır. |
Taksirle Yaralama Suçunda Şikayet ve Soruşturma Süreci
Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması bazı durumlarda mağdurun şikayetine bağlıdır. Ancak neticenin ağırlaşması veya birden fazla kişinin zarar görmesi gibi hallerde şikayet aranmaksızın doğrudan kamu davası açılabilir.
Şikayete bağlı olan hallerde:
-
Mağdur, olaydan itibaren 6 ay içinde şikayet hakkını kullanmalıdır.
-
Şikayet süresi geçtikten sonra ceza davası açılamaz.
-
Mağdurun şikayetini geri çekmesiyle dava düşebilir.
Re’sen soruşturulan durumlar:
-
Mağdurun hayatının tehlikeye girmesi
-
Organ ya da duyu kaybı
-
Sabit iz kalması
-
Birden fazla kişinin yaralanması gibi ağır neticeler
Bu suçlarda savcılık doğrudan harekete geçer, mağdurun şikayeti aranmadan kamu adına dava açılır.
Taksirle Yaralama Suçunda Uzlaşma ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Taksirle yaralama suçları çoğu zaman uzlaştırma kapsamına girer. Bu kapsamda taraflar arasında anlaşma sağlanması durumunda dava açılmaz veya açılmış dava düşer. Özellikle basit nitelikli yaralama fiilleri uzlaşma ile sonuçlandırılabilir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) da uygulama alanı bulabilir. Suçun cezası 2 yıl veya altında kaldığı sürece ve sanığın sabıkasız olması hâlinde mahkeme HAGB kararı verebilir. Bu durumda sanık 5 yıl denetim süresine tabi tutulur, yeni bir suç işlemezse dosya ortadan kalkar.
Ancak bilinçli taksirle işlenen suçlarda ve ağır netice doğuran vakalarda HAGB kararı verilmesi daha sıkı şartlara bağlanmıştır.
Taksirle Yaralama Suçunda Görevli Mahkeme ve Yargılama Süreci
Taksirle yaralama suçunun yargılaması, olayın niteliğine göre farklı mahkemelerde yapılır:
-
Basit taksirli yaralamalarda: Asliye Ceza Mahkemesi görevlidir.
-
Ağır netice doğuran vakalarda: Ceza ağırlaştıkça yine Asliye Ceza Mahkemesi yetkili olmakla birlikte, sanığın memur olması, suçun toplu iş kazası gibi durumlara dayanması gibi özel şartlar varsa farklı usuller de gündeme gelebilir.
Yargılama süreci genellikle şu adımlardan oluşur:
-
Mağdurun veya savcının şikâyeti ile soruşturma başlatılır.
-
İfade ve delil toplama süreci yürütülür.
-
Dava açılırsa iddianame mahkemece kabul edilir.
-
Taraflar mahkemede dinlenir, gerekirse bilirkişi raporu alınır.
-
Mahkeme, failin kastı, ihmal derecesi ve mağdurun uğradığı zarar üzerinden karar verir.
Uzlaştırma süreci, dava açılmadan önce veya dava sürecinde uygulanabilir ve mahkemeye bildirilerek sürece son verilebilir.
Taksirle Yaralama Suçunun En Çok Görüldüğü Alanlar
Taksirle yaralama suçları günlük yaşamda birçok alanda karşımıza çıkar:
-
Trafik kazaları: Sürücünün dikkatsizliği nedeniyle yaya veya araçtaki kişiler zarar görebilir.
-
İş kazaları: İşverenin gerekli önlemleri almaması sonucu çalışanlar yaralanabilir.
-
Sağlık hizmetleri: Doktor hatası ya da hastane ihmali ile hasta zarar görebilir.
-
Okul ve kreş kazaları: Gözetimsizlik nedeniyle çocukların yaralanması hâlinde sorumluluk doğar.
Bu gibi olaylarda taksirle yaralama suçunun oluşup oluşmadığı, olayın koşulları, failin dikkat yükümlülüğünü ihlal edip etmediği, mağdurun zararının niteliği gibi unsurlar detaylı şekilde değerlendirilir.
Taksirle Yaralama Suçunda Maddi ve Manevi Tazminat
Ceza yargılamasının dışında mağdurun maddi ve manevi tazminat davası açma hakkı da vardır. Yaralanan kişi:
-
Tedavi masrafları
-
Çalışma gücünün kaybı
-
Geçici iş göremezlik
-
Ruhsal etkilenme nedeniyle manevi zarar
gibi gerekçelerle ayrı bir hukuk davası açarak tazminat talep edebilir.
Bu tür tazminat davaları, ceza davasının sonucundan bağımsız olarak açılabileceği gibi ceza davasının beklenmesi de istenebilir. Bu durumda ceza mahkemesinin kararı, tazminat davasında delil niteliğinde olabilir.
