Ara TCK Madde 141 Hırsızlık Suçu - 2025 - Ulus

TCK Madde 141 Hırsızlık Suçu – 2025

TCK Madde 141 - Hırsızlık Suçu

TCK Madde 141 Hırsızlık suçu, başkasına ait taşınır bir malın, sahibinin rızası olmadan, onu kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak amacıyla bulunduğu yerden alınması olarak tanımlanır. Türk Ceza Kanunu’nda malvarlığına karşı işlenen suçlar arasında yer alan hırsızlık, en sık rastlanan suç tiplerinden biridir. Suçun oluşabilmesi için belirli unsurların bulunması gerekir ve bu unsurların her biri, yargılamada suçun niteliğini ve cezasını doğrudan etkiler. Hırsızlık suçu hem günlük yaşamda hem de iş yerlerinde, kamuya açık alanlarda, dijital ortamda ve e-ticaret faaliyetlerinde karşımıza çıkabilir. Bu nedenle hırsızlık suçunun unsurlarını, cezalarını ve yargılama sürecini bilmek, mağduriyetin önlenmesi ve hukuki hakların korunması açısından önemlidir.

Hırsızlık Suçunun Unsurları

Hırsızlık suçunun oluşabilmesi için Türk Ceza Kanunu’nda belirtilen temel şartların gerçekleşmesi gerekir. Bu şartlar üç ana başlık altında incelenir: failin fiili, suç konusu mal ve kast.

Failin fiili, başkasına ait taşınır malı bulunduğu yerden rıza dışında almayı ifade eder. Burada malın bulunduğu yerden alınması, fiilin tamamlandığı anı belirler. Başkasına ait taşınır mal ifadesi, yalnızca mülkiyet hakkı başka bir kişiye ait olan eşyaları kapsar; sahipsiz malların alınması farklı hukuki değerlendirmeye tabidir.

Kast unsurunda ise failin malı kendisine veya üçüncü bir kişiye yarar sağlamak amacıyla alması gerekir. Yarar sağlama kastı bulunmadığı takdirde hırsızlık suçu oluşmaz. Örneğin, bir malı geçici olarak kullanmak üzere almak, ancak iade etmek niyetinde olmak, hırsızlık olarak değil, başka bir suç tipi olarak değerlendirilir.

Hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın taşınır olması gerekir. Gayrimenkuller (ev, arsa) bu suçun konusuna girmez, bunlara yönelik eylemler farklı suç tipleri kapsamında değerlendirilir.

Hırsızlık Suçunun Cezası

TCK m.141 uyarınca, hırsızlık suçunun temel şeklinin cezası 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve adli para cezasıdır. Ancak fiilin işleniş biçimine, malın değerine ve suçun işlendiği koşullara bağlı olarak ceza artırılabilir veya azaltılabilir.

Cezanın artırıldığı haller, TCK’nın 142. maddesinde düzenlenmiş olup; örneğin suçun gece vakti işlenmesi, kamu kurumlarına ait mallara karşı işlenmesi veya hırsızlığın ekonomik değeri yüksek mallara yönelik olması durumunda ceza daha ağır uygulanır. Bunun yanında, nitelikli hırsızlık halleri farklı madde kapsamında düzenlenir ve daha yüksek cezalara tabidir.

Bazı durumlarda ise hırsızlık suçunun cezası indirilebilir. Örneğin, malın değerinin çok az olması, suçun ilk defa işlenmesi veya failin genç yaşta olması cezayı hafifletebilir.

TCK 141 – Hırsızlık Suçu Kanun Fıkralarına Göre Tablo

Fıkra İçerik
TCK 141/1 Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
TCK 141/2 (Mülga)

Hırsızlık Suçunun Şikayete Bağlı Olup Olmaması

Hırsızlık suçunun temel hali, şikayete tabi suçlar arasında yer almaz. Bu nedenle, mağdur şikayetçi olmasa bile Cumhuriyet Savcılığı re’sen soruşturma başlatabilir. Ancak bazı hafif değerli mal hırsızlıklarında, TCK m.144’te belirtilen özel durumlarda suç şikayete tabi olabilir.

Şikayete tabi hallerde, mağdurun şikayet hakkını 6 ay içinde kullanması gerekir. Bu süre, mağdurun suçu ve failini öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Şikayetin geri alınması, davanın düşmesine yol açar.

Şikayete tabi olmayan hallerde ise devlet, kamu düzenini koruma amacıyla yargılamayı sürdürür ve mağdurun şikayetinden vazgeçmesi davayı etkilemez.

Hırsızlık Suçunda Yargılama Süreci

Hırsızlık suçunda yargılama, Asliye Ceza Mahkemeleri tarafından yürütülür. Soruşturma aşamasında savcılık, olay yeri inceleme raporları, kamera kayıtları, tanık beyanları ve parmak izi gibi delilleri toplar. Yargılama sırasında ise bu delillerin hukuka uygun elde edilip edilmediği değerlendirilir.

Mağdur, yargılama sürecinde maddi zararının karşılanması için ayrıca hukuk mahkemesinde tazminat davası açabilir. Ceza davası ile birlikte maddi tazminat talebi ceza yargılamasında da ileri sürülebilir; bu durumda mahkeme, tazminat talebini hükümle birlikte karara bağlar.

Yargılama süreci, suçun niteliğine göre birkaç duruşmada sonuçlanabileceği gibi, karmaşık delil durumlarında daha uzun sürebilir. Özellikle dijital ortamda işlenen hırsızlıklarda teknik bilirkişi raporlarının hazırlanması süreci uzatabilir.

TCK 141 – Hırsızlık Suçu Soruşturma Süreci 

Aşama Açıklama
Olayın Meydana Gelmesi Hırsızlık fiilinin işlenmesi; mağdurun veya üçüncü kişilerin durumu fark etmesi.
İhbar / Şikayet Mağdur veya tanık, olayı polis, jandarma veya Cumhuriyet Savcılığı’na bildirir. Temel hırsızlık suçu re’sen soruşturulur, şikayet şartı aranmaz.
Kolluk Tarafından İlk İşlemler Olay yeri incelemesi yapılır, deliller (kamera kayıtları, parmak izi, tanık beyanı) toplanır, şüpheli tespiti yapılır.
Gözaltı İşlemi Şüphelinin yakalanması halinde, savcılığın talimatı ile gözaltına alınabilir. Süre, Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre belirlenir.
Savcılık Soruşturması Cumhuriyet Savcısı, toplanan delilleri değerlendirir, gerekirse ek delil toplar, tanık veya bilirkişi dinler.
Şüphelinin İfadesinin Alınması Savcı veya kolluk huzurunda şüpheliden savunma alınır; avukat hazır bulunabilir.
Tutuklama Talebi / Adli Kontrol Şüpheli, delil durumu ve kaçma ihtimali değerlendirilerek sulh ceza hâkimine sevk edilebilir; tutuklama veya adli kontrol kararı verilebilir.
İddianame Düzenlenmesi Savcı, yeterli delil bulunduğuna kanaat getirirse iddianameyi hazırlar ve görevli mahkemeye sunar.
İddianamenin Kabulü Mahkeme, iddianamenin usul ve esasa uygun olup olmadığını değerlendirir; kabul edilirse kovuşturma aşaması başlar.

TCK 141 – Hırsızlık Suçu Mahkeme (Kovuşturma) Süreci 

Aşama Açıklama
İddianamenin Kabulü Mahkeme, savcılık tarafından hazırlanan iddianameyi inceler; uygun bulunursa dava açılır ve duruşma günü belirlenir.
Tensip Zaptı Düzenlenmesi Mahkeme, ilk duruşma öncesi tensip tutanağını hazırlar; duruşma günü, taraflara yapılacak tebligatlar ve ara işlemler kararlaştırılır.
İlk Duruşma ve Kimlik Tespiti Sanığın kimliği tespit edilir, iddianame okunur, sanığın savunması alınır. Mağdur veya vekilinin beyanı dinlenir.
Delillerin Toplanması ve İncelenmesi Kamera kayıtları, tanık ifadeleri, parmak izi raporları gibi deliller duruşmada tartışılır; gerekirse ek delil toplanır.
Tanık ve Bilirkişi Dinlenmesi Olayın aydınlatılması için tanıklar ve uzman bilirkişiler dinlenir.
Esas Hakkında Mütalaa Cumhuriyet Savcısı, toplanan deliller doğrultusunda esas hakkındaki görüşünü (mütalaa) açıklar.
Savunmaların Yapılması Sanık veya müdafii, savcının mütalaasına karşı savunma yapar; mağdur vekili de taleplerini sunar.
Son Söz ve Hüküm Sanığa son sözü sorulur; mahkeme, suçun sabit olup olmadığına ve ceza miktarına ilişkin kararını açıklar.
Kararın Tebliği ve İtiraz Karar taraflara tebliğ edilir; istinaf veya temyiz yolları konusunda bilgilendirme yapılır.

Hırsızlık Suçunda Etkin Pişmanlık

TCK m.168, etkin pişmanlık hükümlerini düzenler. Hırsızlık suçunda etkin pişmanlık, failin çaldığı malı geri vermesi veya zararını tamamen gidermesi halinde cezasında indirim yapılmasını sağlar. Bu indirim, soruşturma veya kovuşturma aşamasında yapılmasına göre değişiklik gösterir. Soruşturma aşamasında etkin pişmanlık gösterilirse cezanın üçte ikisine kadar indirim yapılabilir; kovuşturma aşamasında ise bu indirim oranı yarıya kadar olabilir.

Etkin pişmanlık, mağdurun zararının giderilmesini teşvik ettiği için uygulamada sıkça karşılaşılan bir durumdur. Ancak bu indirim hakkından yararlanabilmek için failin samimi bir şekilde zararı gidermesi ve mağdurun rızasının alınması gerekir.

Hırsızlık Suçunun Farklı Türleri

Hırsızlık suçu farklı şekillerde işlenebilir ve bu durumlar, ceza miktarını ve suçun nitelendirilmesini değiştirir. Bunlar arasında;

  • Evden hırsızlık

  • İş yerinden hırsızlık

  • Cep telefonu veya cüzdan hırsızlığı

  • Elektrik, su, doğal gaz gibi enerji hırsızlığı

  • Dijital veri ve bilişim yoluyla hırsızlık

Bu suçların her biri, TCK’nın farklı maddelerinde düzenlenmiş olup, çoğu zaman nitelikli hırsızlık kapsamında değerlendirilir.

Hırsızlık Suçunda Zaman Aşımı

Hırsızlık suçunda dava zamanaşımı süresi, suçun temel şekli için genellikle 8 yıldır. Zamanaşımı süresi, suçun işlendiği tarihten itibaren başlar ve bu süre içinde dava açılmamışsa ya da açılan dava kesinleşmemişse düşer. Nitelikli hırsızlık suçlarında zamanaşımı süresi daha uzun olabilir.

TCK Madde 141 Hırsızlık Suçu Sıkça Sorulan Sorular
TCK Madde 141 Hırsızlık Suçu Sıkça Sorulan Sorular

TCK Madde 141 Hırsızlık Suçu Sıkça Sorulan Sorular

TCK Madde 141 Hırsızlık suçu nedir?

TCK Madde 141 Hırsızlık suçu, başkasına ait taşınır malın, sahibinin rızası olmadan ve kendisine veya başkasına yarar sağlamak amacıyla bulunduğu yerden alınmasıdır. Bu suç, malvarlığına karşı işlenen suçlar arasında yer alır ve kanunda açıkça tanımlanmıştır.

Hırsızlık suçunun unsurları nelerdir?

Hırsızlık suçunun oluşabilmesi için üç temel unsur gerekir: Suç konusu malın başkasına ait olması, taşınır nitelikte olması ve failin bu malı bulunduğu yerden rıza dışında alması. Ayrıca failin, bu eylemi kendisine veya başkasına yarar sağlama kastıyla yapması şarttır.

Hırsızlık suçunun cezası nedir?

TCK m.141’e göre hırsızlık suçunun temel hali için ceza, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve adli para cezasıdır. Suçun işlendiği şartlara, malın değerine ve işleniş biçimine göre ceza artırılabilir veya indirilebilir.

Hırsızlık suçu hangi mahkemede görülür?

Hırsızlık suçunun temel şekli Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülür. Nitelikli hırsızlık gibi daha ağır cezayı gerektiren hallerde de yargılama genellikle Asliye Ceza Mahkemeleri’nde yapılır, ancak cezanın ağırlığına göre dosya Ağır Ceza Mahkemesi’ne gidebilir.

Hırsızlık suçu şikayete tabi midir?

Hırsızlık suçunun temel hali şikayete tabi değildir. Yani mağdur şikayetçi olmasa bile Cumhuriyet Savcılığı re’sen soruşturma başlatır. Ancak malın değerinin az olduğu bazı hallerde, TCK m.144 kapsamında suç şikayete tabi olabilir.

Hırsızlık suçu para cezasına çevrilebilir mi?

Mahkeme, cezanın alt sınırdan verilmesi ve şartların uygun olması halinde hapis cezasını adli para cezasına çevirebilir. Ancak bu durum, suçun işleniş biçimi, failin geçmişi ve suçun niteliğine göre değişir.

Hırsızlık suçunda etkin pişmanlık nedir?

TCK m.168’e göre, fail çaldığı malı iade eder veya zararı tamamen giderirse cezasında indirim yapılır. Bu indirim soruşturma aşamasında üçte ikiye kadar, kovuşturma aşamasında ise yarıya kadar olabilir.

Hırsızlık suçunda zaman aşımı süresi nedir?

Temel hırsızlık suçunda dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Bu süre, suçun işlendiği tarihten itibaren başlar. Nitelikli hırsızlık suçlarında ise zamanaşımı süresi daha uzun olabilir.

TCK Madde 141 Hırsızlık Suçu Dikkat Edilmesi Gerekenler
TCK Madde 141 Hırsızlık Suçu Dikkat Edilmesi Gerekenler

TCK Madde 141 Hırsızlık Suçu Dikkat Edilmesi Gerekenler

TCK Madde 141 Hırsızlık suçu nedir?

TCK Madde 141 – Hırsızlık suçu, başkasına ait taşınır malın, sahibinin rızası dışında ve kendisine veya başkasına yarar sağlamak amacıyla bulunduğu yerden alınmasıdır. Suçun oluşabilmesi için malın taşınır nitelikte olması, başkasına ait olması ve failin yarar sağlama kastıyla hareket etmesi gerekir.

Hırsızlık suçunun unsurları nelerdir?

Hırsızlık suçunda üç temel unsur vardır:

  1. Suç konusu malın başkasına ait olması

  2. Malın taşınır nitelikte olması

  3. Failin, malı bulunduğu yerden rıza dışında alması ve yarar sağlama kastıyla hareket etmesi
    Bu unsurlardan herhangi biri yoksa hırsızlık suçu oluşmaz.

Hırsızlık suçunun cezası ne kadardır?

TCK m.141’e göre hırsızlık suçunun temel hali 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve adli para cezası ile cezalandırılır. Ancak suçun işleniş biçimine, malın değerine ve nitelikli hallerin varlığına göre ceza artırılabilir veya indirilebilir.

Hırsızlık suçu hangi mahkemede görülür?

Hırsızlık suçunun temel şekli Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülür. Nitelikli hırsızlık gibi daha ağır cezayı gerektiren hallerde de genellikle Asliye Ceza Mahkemeleri görevlidir, ancak cezanın ağırlığına göre Ağır Ceza Mahkemesi yetkili olabilir.

Hırsızlık suçu şikayete bağlı mıdır?

Temel hırsızlık suçu şikayete bağlı değildir. Mağdur şikayetçi olmasa bile Cumhuriyet Savcılığı re’sen soruşturma başlatır. Ancak TCK m.144’te düzenlenen hafif değerli mal hırsızlığı gibi bazı özel haller şikayete tabidir.

Hırsızlık suçu para cezasına çevrilebilir mi?

Mahkeme, verilen hapis cezasının alt sınırdan olması, failin sabıkasız olması ve olayın özellikleri uygun olduğunda cezayı adli para cezasına çevirebilir. Bu değerlendirme hakimin takdirindedir.

Hırsızlık suçunda etkin pişmanlık nasıl uygulanır?

TCK m.168’e göre fail, çaldığı malı iade eder veya mağdurun zararını tamamen giderirse cezasında indirim yapılır. Soruşturma aşamasında indirim üçte ikiye kadar, kovuşturma aşamasında ise yarıya kadar olabilir.

Hırsızlık suçunda zaman aşımı süresi ne kadardır?

Temel hırsızlık suçunda dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Suçun işlendiği tarihten itibaren bu süre içinde dava açılmazsa veya açılan dava kesinleşmezse düşer. Nitelikli hırsızlıkta süre daha uzun olabilir.

TCK Madde 141 Hırsızlık Suçu Yargıtay Kararları 
TCK Madde 141 Hırsızlık Suçu Yargıtay Kararları

TCK Madde 141 Hırsızlık Suçu Yargıtay Kararları

Yargıtay 17. Ceza Dairesi         2017/2218 E.  ,  2017/5067 K.

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme, suç işlemek için örgüt kurma, suç işlemek için kurulan örgüte üye olma
HÜKÜM : Mahkumiyet, temyiz talebinin reddine katılan

Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Süresinden sonra da ve ayrıca hükmolunan cezaların miktarlarına göre de; sanık … ve suça sürüklenen çocuklar … ile … müdafiilerinin duruşmalı inceleme istemlerinin 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nun 318. maddesi uyarınca REDDİNE,
Müştekiler …, …, …, …, …, …’a karşı eylemler yönünden sanıklar ve suça sürüklenen çocuklar hakkında zamanaşımı süresi içinde işlem yapılması olanaklı görülmüştür.
I-Sanık … hakkında mala zarar verme suçları yönünden kurulan hükümlere ilişkin temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Mala zarar verme suçlarından doğrudan hükmolunan adli para cezalarının miktar ve türüne göre; 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Yasa’nın 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna eklenen geçici 2. maddesi gereğince doğrudan hükmolunan 3000 TL dahil adli para cezasına mahkumiyet hükümlerinin temyizi mümkün olmadığından, sanık …’in temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK’ nın 317.maddesi uyarınca REDDİNE,
II-Sanıklar …, … ile suça sürüklenen çocuklar … ve … haklarında mala zarar verme suçlarına yönelik hükümlere ilişkin temyiz isteminin reddine dair karara karşı temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Mala zarar verme suçlarından doğrudan hükmolunan adli para cezalarının miktar ve türüne göre; 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Yasa’nın 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna eklenen geçici 2. maddesi gereğince doğrudan hükmolunan 3000 TL dahil adli para cezasına mahkumiyet hükümlerinin temyizi mümkün olmadığından, sanıklar …, … ile suça sürüklenen çocuklar … ve … müdafiilerinin temyiz istemlerinin 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca reddine dair 24.05.2016 tarihli ek kararın ONANMASINA,
III- Sanık … hakkında örgüt kurma ve yönetme, katılan …’ya karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, mağdur …’ya karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’e karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’e karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’e karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, mağdur …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılanlar …ve …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’e karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’e karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, mağdur …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’e karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, mağdur …’ya karşı konut dokunulmazlığının ihlali, mağdur …’e karşı konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’e karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’e karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, mağdur …’e karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali; suça sürüklenen çocuk … hakkında suç işlemek için kurulan örgüte üye olma, mağdur …’ya karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’e karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’e karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, mağdur …’a karşı hırsızlık, katılanlar…ve …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali; suça sürüklenen çocuk … hakkında suç işlemek için kurulan örgüte üye olma, katılan …’ya karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, mağdur …’ya karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’e karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’e karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’e karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılanlar Reşat Yıldırımçakar ve …’a karşı hırsızlık, katılan …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’e karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …
…’e karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’a karşı hırsızlık, mağdur …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, mağdur …’e karşı hırsızlık, katılan …’e karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’e karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali; sanık … hakkında suç işlemek için kurulan örgüte üye olma, mağdur …’a karşı hırızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, mağdur …’ya karşı konut dokunulmazlığının ihlali, mağdur …’e karşı konut dokunulmazlığının ihlali; sanık … hakkında suç işlemek için kurulan örgüte üye olma, mağdur …’ya karşı konut dokunulmazlığının ihlali, mağdur …’e karşı konut dokunulmazlığının ihlali; suça sürüklenen çocuk … hakkında suç işlemek için kurulan örgüte üye olma, mağdur …’a karşı hırsızlık; sanık … hakkında suç işlemek için kurulan örgüte üye olma, sanık … hakkında suç işlemek için kurulan örgüte üye olma; suça sürüklenen çocuk … hakkında suç işlemek için kurulan örgüte üye olma, katılan …’ya karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, mağdur …’ya karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’a karşı hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’e karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’e karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’e karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, mağdur …’a karşı hırsızlık, katılan … ve …’a karşı hırsızlık, katılan …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’e karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’e karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’a karşı hırsızlık, mağdur …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’e karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, mağdur …’e karşı hırsızlık, katılan …’e karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’e karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarına yönelik kurulan hükümlere ilişkin temyiz nedenlerinin incelenmesinde;
Suça sürüklenen çocuklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 142/2-h, 143, 31/3, 35, 62 maddeleri uygulanan hükümlerinde sonuç ceza belirlenirken 2 yıl 1 ay yerine 2 yıl 1 ay gün olarak yazılması, mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; isnat edilen suçların, sanıklar ve suça sürüklenen çocuklar tarafından işlendiğini kabulde ve suçların nitelendirilmesinde usûl ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Mahkemenin gerekçesine, sanık ve suça sürüklenen çocukların soruşturma aşamasında usulüne uygun olarak müdafii eşliğinde alınan savunmalarına göre suç işlemek için örgüt kurma ve kurulan örgüte üye olma suçlarının sübuta erdiği anlaşılmakla tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Ancak;
İştirak halinde suç işleyen sanıklar ve suça sürüklenen çocuklardan sarfına sebebiyet verdikleri yargılama giderlerinin ayrı ayrı, ortak yapılan yargılama giderlerinin ise payları oranında alınmasına karar verilmesi gerekirken, yargılama giderlerinin ayrı ayrı eşit olarak alınmasına karar verilmek sureti ile 5271 sayılı CMK’nın 326/2. maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … ve müdafiinin, suça sürüklenen çocuk … müdafiinin, suça sürüklenen çocuk … ve müdafiinin, sanık … müdafiinin, sanık … müdafii, suça sürüklenen çocuk … müdafii, sanık … müdafii, Sanık …, suça sürüklenen çocuk … müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,
bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 303. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, yargılama giderlerine ilişkin hüküm fıkrası çıkartılarak, yerine sebebiyet verdikleri yargılama giderlerinin sanıklar ve suça sürüklenen çocuklardan payları oranında ayrı ayrı alınarak hazineye gelir kaydına” cümlesinin yazılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye kısmen uygun kısmen aykırı olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
IV- Sanık … hakkında katılan …’ye karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’e karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, mağdur …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’e karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, mağdur …’ya karşı hırsızlık, mağdur …’e karşı konut dokunulmazlığının ihlali; suça sürüklenen çocuk … hakkında mağdur …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılanlar … ve …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, mağdur …’a karşı konut dokunulmazlığının ihlali, mağdur …’ya karşı konut dokunulmazlığının ihlali, mağdur …’e karşı konut dokunulmazlığının ihlali; suça sürüklenen çocuk … hakkında katılan …’ye karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’e karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, mağdur …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’e karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılanlar … ve …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, mağdur …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılanlar Reşat Yıldırımçakar ve …’a karşı konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’a karşı konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’e karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, mağdur …’e karşı konut dokunulmazlığının ihlali; sanık … hakkında mağdur …’ya karşı hırsızlık, mağdur …’e karşı hırsızlık; sanık … hakkında mağdur …’ya karşı hırsızlık, mağdur …’e karşı hırsızlık; suça sürüklenen çocuk … hakkında mağdur …’a karşı konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’e karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali; sanık … hakkında mağdur …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali; suça sürüklenen çocuk … hakkında katılan …’ye karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’e karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, mağdur …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’e karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılanlar … ve …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, mağdur …’a karşı konut dokunulmazlığının ihlali, katılanlar Reşat Yıldırımçakar ve …’a karşı konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’a karşı konut dokunulmazlığının ihlali, katılan …’e karşı konut dokunulmazlığının ihlali, mağdur …’e karşı konut dokunulmazlığının ihlali suçlarına yönelik kurulan hükümlere ilişkin temyiz nedenlerinin incelenmesinde;
Dosya kapsamına göre diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Sanık … ve suça sürüklenen çocuk … haklarında katılan …’ye karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçları yönünden hüküm kurulurken suç tarihinde gece vaktinin 17.31 de başladığı, katılanın saat 12.00 de evden ayrıldığını 21.00 de komşularının haber vermesi üzerine olayı öğrendiğini beyan etmesine göre,
suçların geceleyin işlendiğine ilişkin delillerin nelerden ibaret olduğu karar yerinde gösterilip tartışılmadan sanık ve suça sürüklenen çocuk haklarında 5237 sayılı TCK nın 143, 116/4 maddelerinin uygulanması ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Suça sürüklenen çocuk … hakkında katılan …’ye karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçları yönünden; suça sürüklenen çocuk …’ın eylemleri … ile birlikte gerçekleştirdiğini savunması, suça sürüklenen çocuğun suçlamaları inkar etmesi karşısında suça sürüklenen çocuğun cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, somut, kesin ve inandırıcı delillerin nelerden ibaret olduğu kararda gösterilmeden “her ne kadar suça sürüklenen çocuk …’nın atılı suçlamayı kabul etmemiş ise de, örgüt yapısı itibariyle …’ın sürekli … ile birlikte hırsızlık eylemlerini gerçekleştirdiği ” biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde cezalandırılmasına karar verilmesi,
3- a- Sanık … ve suça sürüklenen çocuklar …, … ve … haklarında katılanlar … ve …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçları yönünden; sanık ve suça sürüklenen çocukların suçlamaları inkar etmesi karşısında Van 1.Sulh Ceza Hakimliğinin 09.03.2015 tarih ve 2015/540 değişik iş no.lu arama kararına istinaden sanık ve suça sürüklenen çocukların adreslerinde yapılan eşyalar mağdura teşhis ettirilmeden ve cezalandırılmalarına yeter, her türlü şüpheden uzak, somut, kesin ve inandırıcı delillerin nelerden ibaret olduğu kararda gösterilmeden ve yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde cezalandırılmasına karar verilmesi,
b- Kabule göre de;
Suça sürüklenen çocuklar …, … ve …’nın katılanlar … ve …’a karşı konut dokunulmazlığının ihlali suçları yönünden dosya kapsamında bulunan adlî sicil kayıtlarına göre, suç tarihinden önce hapis cezasına ilişkin hükümlülüğü bulunmayan ve suç tarihinde 18 yaşından küçük olan suça sürüklenen çocuklar hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezasının, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/3. maddesindeki “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir” hükmü uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4- Sanık … ve suça sürüklenen çocuklar …, … haklarında katılan …’e karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçları yönünden hüküm kurulurken suç tarihinde gece vaktinin 17.31 de başladığı, katılanın saat 16.00 da evden ayrıldığını 21.45 te eve döndüğünde olayı öğrendiğini beyan etmesine göre, suçların geceleyin işlendiğine ilişkin delillerin nelerden ibaret olduğu karar yerinde gösterilip tartışılmadan sanık ve suça sürüklenen çocuklar haklarında 5237 sayılı TCK’nın 143, 116/4 maddelerinin uygulanması ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
5- Sanık … ve suça sürüklenen çocuk … haklarında mağdur …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçları yönünden hüküm kurulurken suç tarihinde gece vaktinin 17.51 de başladığı, mağdurun saat 19.30 da eve döndüğünde olayı öğrendiğini beyan etmesine göre suçların geceleyin işlendiğine ilişkin delillerin nelerden ibaret olduğu karar yerinde gösterilip tartışılmadan sanık ve suça sürüklenen çocuk haklarında 5237 sayılı TCK’nın 143, 116/4 maddelerinin uygulanması ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
6- Sanık … ve suça sürüklenen çocuk … haklarında mağdur …’a karşı hırsızlık suçları yönünden hüküm kurulurken etkin pişmanlık hükümleri gereğince cezalarından 5237 sayılı TCK’nın 168/1. maddesine göre, 1/2 oranında indirim yapılmasına karar verildiği, mağdur …’ın 21.10.2015 tarihli dilekçesi ile zararının
suça sürüklenen çocuk …’un babası tarafından giderildiğini beyan ettiği, zararın giderildiği tarihi açıkça bildirmediği, iddianamenin kabul tarihinin 30.09.2015 olduğunun anlaşılması karşısında mağdurdan zararının giderildiği tarih açıkça sorularak sonucuna göre soruşturma aşamasında zarar giderildi ise TCK’nın 168/1. maddesine göre 1/2 oranından fazla indirim yapılması, kovuşturma aşamasında giderildi ise TCK’nın 168/2. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
7- Suça sürüklenen çocuklar … ve … haklarında mağdur …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçları yönünden suça sürüklenen çocuk …’un olay sırasında yanında kimin olduğunu hatırlamadığını beyan ettiği, suça sürüklenen çocukların suçlamaları inkar ettiklerinin anlaşılması karşısında Van 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 09.03.2015 tarih ve 2015/540 değişik iş no.lu arama kararına istinaden …’nın adresinde yapılan aramada elde edilen bir adet gerdanlık takımı mağdura teşhis ettirilmeden ve suça sürüklenen çocukların cezalandırılmalarına yeter, her türlü şüpheden uzak, somut, kesin ve inandırıcı delillerin nelerden ibaret olduğu kararda gösterilmeden “…’nın bu olayı hatırlayamadığını ancak… ve …in yapmış olabileceğine dair beyan ettiği” biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde cezalandırılmalarına karar verilmesi,
8- Sanık … ile suça sürüklenen çocuklar …, … ve …’nın katılan …’e karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçları yönünden hüküm kurulurken suç tarihinde gece vaktinin 17.54 de başladığı, mağdurun saat 18.20 de olayı öğrendiğini beyan etmesine, suça sürüklenen çocuk ve sanığın cep telefonlarının 17.15 ile 18.35 saatleri arasında olay yerine en yakın baz istasyonundan sinyal aldığının belirlenmesine göre suçların geceleyin işlendiğine ilişkin delillerin nelerden ibaret olduğu karar yerinde gösterilip tartışılmadan sanık ve suça sürüklenen çocuklar haklarında 5237 sayılı TCK’nın 143, 116/4. maddelerinin uygulanması ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
9- Sanıklar …, …, …, suça sürüklenen çocuk … haklarında mağdurlar … ve …’e karşı hırsızlık eylemleri nedeni ile hüküm kurulurken sanık …’ın soruşturma aşamasında zararları gidermesi nedeni ile 5237 sayılı TCK’nın 168/1. maddesine göre indirim oranının aynı maddenin ikinci fıkrası göz önüne alındığında 1/2 oranından fazla olması gerektiğinin gözetilmemesi,
10- Suça sürüklenen çocuk …’un UYAP ortamından alınan nüfus kaydına göre doğum tarihinin 06.03.1997 olduğu ve mağdurlar … ve …’e karşı 06.03.2015 tarihinde gerçekleştirdiği hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali eylemleri nedeni ile hakkında 5237 sayılı TCK nın 31/3 maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
11- Suça sürüklenen çocuklar …, …, … hakkında mağdur …’a karşı gerçekleştirdikleri konut dokunulmazlığınının ihlali suçları yönünden dosya kapsamında bulunan adlî sicil kayıtlarına göre, suç tarihinden önce hapis cezasına ilişkin hükümlülüğü bulunmayan ve suç tarihinde 18 yaşından küçük olan suça sürüklenen çocuklar hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezasının, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/3. maddesindeki “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir” hükmü uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
12- Sanık …’in mağdur …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali eylemleri yönünden suça sürüklenen çocuk …’nın 10.03.2015 tarihli yer gösterme tutanağına göre mağdura karşı eylemi … ile birlikte gerçekleştirdiğini beyan ettiği, sanık …’in atılı suçlamayı inkar
ettiğinin anlaşılması karşısında sanığın cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, somut, kesin ve inandırıcı delillerin nelerden ibaret olduğu kararda gösterilmeden, yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde cezalandırılmalarına karar verilmesi,
13- Suça sürüklenen çocuklar … ve …’nın katılanlar Reşat Yıldırımçakar ve …, …, … ve mağdur …’e karşı işledikleri konut dokunulmazlığının ihlali suçları yönünden dosya kapsamında bulunan adlî sicil kayıtlarına göre, suç tarihinden önce hapis cezasına ilişkin hükümlülüğü bulunmayan ve suç tarihinde 18 yaşından küçük olan suça sürüklenen çocuklar hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezasının, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/3. maddesindeki “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir” hükmü uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
14- Suça sürüklenen çocuklar … ve …’nın katılan …’e karşı gece vaktinin 18.09 da başladığı suç tarihinde saat 19.45 te işledikleri, katılan …’a karşı gece vaktinin 18.07 de başladığı suç tarihinde 18.42 ile 19.30 arasında işledikleri, mağdur …’e karşı gece vaktinin 18.10 da başladığı suç tarihinde 18.08 ile 22.30 arasında işledikleri konut dokunulmazlığının ihlali suçları nedeni ile 5237 sayılı TCK’nın 116/4. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
15- a- Suça sürüklenen çocuk …’ın mağdur …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçları yönünden suça sürüklenen çocuğun suçlamaları inkar etmesi karşısında suça sürüklenen çocuğun cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, somut, kesin ve inandırıcı delillerin nelerden ibaret olduğu kararda gösterilmeden ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde cezalandırılmasına karar verilmesi,
b- Kabule göre de; konut dokunulmazlığınının ihlali suçu yönünden dosya kapsamında bulunan adlî sicil kayıtlarına göre, suç tarihinden önce hapis cezasına ilişkin hükümlülüğü bulunmayan ve suç tarihinde 18 yaşından küçük olan suça sürüklenen çocuk hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezasının, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/3. maddesindeki “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir” hükmü uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
16- Sanık … ve suça sürüklenen çocuklar … ve …’ın katılan …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçları yönünden sanık ve suça sürüklenen çocukların suçlamaları inkar etmesi karşısında suç tarihinde telefonlarının olay yerine yakın baz istasyonlarından sinyal alması dışında sanık ve suça sürüklenen çocukların cezalandırılmalarına yeter, her türlü şüpheden uzak, somut, kesin ve inandırıcı delillerin nelerden ibaret olduğu kararda gösterilmeden ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde cezalandırılmalarına karar verilmesi,
17- Sanık … ve suça sürüklenen çocuklar … ve …’ın katılan …’a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçları yönünden sanık ve suça sürüklenen çocukların suçlamaları inkar etmesi karşısında suç tarihinde telefonlarının olay yerine yakın baz istasyonlarından sinyal alması dışında sanık ve suça sürüklenen çocukların cezalandırılmalarına yeter, her türlü şüpheden uzak, somut, kesin ve inandırıcı delillerin nelerden ibaret olduğu kararda gösterilmeden ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde cezalandırılmalarına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … ve müdafiinin, suça sürüklenen çocuk … müdafiinin, suça sürüklenen çocuk … ve müdafiinin, sanık … müdafiinin, sanık … müdafiinin, suça sürüklenen çocuk … müdafiinin, sanık …’in, suça sürüklenen çocuk … müdafiinin, katılan …’in temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun kısmen aykırı olarak BOZULMASINA, suça sürüklenen çocukların CMUK 326/son maddesi gereğince ceza süresi bakımından kazanılmış haklarının gözetilmesine, 26.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yargıtay 13. Ceza Dairesi         2014/24625 E.  ,  2014/25343 K.

MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar vermek, görevli memura hakaret, görevi yaptırmamak için direnme
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I)Suça sürüklenen çocuk … hakkında birleşen 1. Çocuk Mahkemesinin 2013/818 E sayılı dosyası nedeniyle yakınanlar …, … ve …’e yönelik mala zarar vermek; Suça sürüklenen çocuk … hakkında, 2013/772 esas sayılı dosya nedeniyle yakınan …’a yönelik mala zarar vermek; Suça sürüklenen çocuk … hakkında, birleşen İzmir 1. Çocuk Mahkemesinin 2013/720 esas sayılı dosyasından yakınan …’a yönelik mala zarar vermek, birleşen İzmir 1. Çocuk Mahkemesinin 2013/818 esas sayılı dosyasından yakınanlar …, … ve …’e yönelik mala zarar vermek, birleşen İzmir 2. Çocuk Mahkemesinin 2013/1037 esas sayılı dosyasından yakınan …’ye yönelik mala zarar vermek, birleşen İzmir 2. Çocuk Mahkemesinin 2013/1056 esas sayılı dosyasından yakınan …’a yönelik mala zarar vermek, birleşen İzmir 3. Çocuk Mahkemesinin 2013/479 esas sayılı dosyasından yakınan …’a yönelik mala zarar vermek, birleşen İzmir 3. Çocuk Mahkemesinin 2013/611 esas sayılı dosyasından yakınan …’a yönelik mala zarar vermek ve işyeri dokunulmazlığının ihlali, birleşen İzmir 4. Çocuk Mahkemesinin 2013/625 esas sayılı dosyasından yakınan …’a yönelik mala zarar vermek ve işyeri dokunulmazlığının ihlali, birleşen İzmir 4. Çocuk Mahkemesinin 2013/627 esas sayılı dosyasından yakınan …’a yönelik mala zarar vermek ve işyeri dokunulmazlığının ihlali, birleşen İzmir 4. Çocuk Mahkemesinin 2013/741 esas sayılı dosyasından yakınan …’e yönelik işyeri dokunulmazlığının ihlali, birleşen İzmir 5. Çocuk Mahkemesinin 2013/794 esas sayılı dosyasından yakınan …’a yönelik mala zarar vermek, birleşen İzmir 2. Çocuk Mahkemesinin 2013/1342 esas sayılı dosyasından yakınan …’a yönelik mala zarar vermek, birleşen İzmir 2. Çocuk Mahkemesinin 2013/722 esas sayılı dosyasından yakınan …’a yönelik mala zarar vermek; Suça sürüklenen çocuk … hakkında, birleşen İzmir 1. Çocuk Mahkemesinin 2013/708 esas sayılı dosyasından yakınan …’e yönelik mala zarar vermek, birleşen İzmir 1. Çocuk Mahkemesinin 2013/720 esas sayılı dosyasından yakınan …’a yönelik mala zarar vermek, birleşen İzmir 1. Çocuk Mahkemesinin 2013/809 esas sayılı dosyasından yakınan … yönelik mala zarar vermek, birleşen İzmir 2. Çocuk Mahkemesinin 2013/882 esas sayılı dosyasından yakınan…’e yönelik işyeri dokunulmazlığının ihlali, birleşen İzmir 2. Çocuk Mahkemesinin 2013/1001 esas sayılı dosyasından yakınan … yönelik mala zarar vermek, birleşen İzmir 2. Çocuk Mahkemesinin 2013/1037 esas sayılı dosyasından yakınan …’ye yönelik mala zarar vermek, birleşen İzmir 2. Çocuk Mahkemesinin 2013/1056 esas sayılı dosyasından yakınan …’a yönelik mala zarar vermek, birleşen İzmir 3. Çocuk Mahkemesinin 2013/479 esas sayılı dosyasından yakınan …’a yönelik mala zarar vermek, birleşen İzmir 4. Çocuk Mahkemesinin 2013/741 esas sayılı dosyasından yakınan …’e yönelik işyeri dokunulmazlığının ihlali, birleşen İzmir 5. Çocuk Mahkemesinin 2012/1017 esas sayılı dosyasından yakınan …’ya yönelik işyeri dokunulmazlığının ihlali, birleşen İzmir 5. Çocuk Mahkemesinin 2013/794 esas sayılı dosyasından yakınan …’a yönelik mala zarar vermek, birleşen İzmir 2. Çocuk Mahkemesinin 2013/1342 esas sayılı dosyasından yakınan …’a yönelik mala zarar vermek, birleşen İzmir 2. Çocuk Mahkemesinin 2013/772 esas sayılı dosyasından yakınan …’a yönelik mala zarar vermek suçundan kurulan hükümlere yönelen temyiz itirazlarının incelenmesinde;
14.04.2011 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Yasanın 26. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 2. maddesi uyarınca, hapis cezasından çevrilenler hariç olmak üzere, sonuç olarak belirlenen üçbin Türk Lirasına kadar olan (üçbin Türk Lirası dahil) mahkumiyet hükümleri kesin olup, hüküm tarihi, cezanın türü ve miktarı itibariyle hükmün temyizi olanaklı olmadığından suça sürüklenen çocuk … ve müdafii, suça sürüklenen çocuklar …, … ve … müdafiilerinin temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
II) Suça sürüklenen çocuk … hakkında birleşen 2013/818 esas sayılı dosyasından müştekiler …, …, …’e karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozma suçundan, birleşen 2013/98 esas sayılı dosyasından müştekiler …, …’a karşı hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan; Suça sürüklenen çocuk … hakkında birleşen 2013/772 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik hırsızlık suçundan, birleşen 2013/720 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan, birleşen 2013/731 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan, birleşen 2013/818 esas sayılı dosyasından müştekiler …, …, …’e karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozma suçundan, birleşen 2012/772 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik hırsızlık suçundan, birleşen 2013/555 esas sayılı dosyasından müşteki …’e yönelik hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozma suçundan, birleşen 2013/935 esas sayılı dosyasından müşteki …’e yönelik hırsızlık suçundan, birleşen 2013/970 esas Sayılı dosyasından müştekiler …, …’a yönelik hakaret ve direnme suçundan, birleşen 2013/1037 esas sayılı dosyasından müşteki …’ye yönelik hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan, birleşen 2013/1038 esas sayılı dosyasından müşteki …’e yönelik hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan, birleşen 2013/1056 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan, birleşen 2013/456 esas sayılı dosyasından müşteki …’ya yönelik hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığını bozma suçlarından, birleşen 2013/479 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan, birleşen 2013/601 esas sayılı dosyasından müşteki …’e yönelik hırsızlık suçundan, birleşen 2013/611 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik hırsızlık suçundan, birleşen 2013/338 esas sayılı dosyasından müşteki …’ye yönelik hırsızlık suçundan, birleşen 2013/625 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik hırsızlık suçundan, birleşen 2013/627 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik hırsızlık suçundan, birleşen 2013/741 esas sayılı dosyasından müşteki …’e yönelik hırsızlık suçundan, birleşen 2013/794 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan, birleşen 2013/818 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan, birleşen 2013/1342 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik hırsızlık suçundan ; Suça sürüklenen çocuk … hakkında birleşen 2012/772 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik hırsızlık suçundan, birleşen 2013/55 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik hırsızlık suçundan, birleşen 2013/152 esas sayılı dosyasından müşteki …’e yönelik hırsızlık suçundan, birleşen 2013/708 esas sayılı dosyasından müşteki …’e yönelik hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan, birleşen 2013/720 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan, birleşen 2013/731 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan, birleşen 2013/809 esas sayılı dosyasından müşteki …’e yönelik hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan, birleşen 2012/882 esas sayılı dosyasından müşteki …’e yönelik hırsızlık suçundan, birleşen 2012/988 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik hırsızlık suçundan, birleşen 2013/554 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik hırsızlık suçundan, birleşen 2013/1001 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan, birleşen 2013/1037 esas sayılı dosyasından müşteki…’ye yönelik hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan, birleşen 2013/1038 esas sayılı dosyasından müşteki …’e yönelik hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan, birleşen 2013/1056 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan, birleşen 2013/98 esas sayılı dosyasından müştekiler …, …’a karşı hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan, birleşen 2013/456 esas sayılı dosyasından müşteki …’ya yönelik hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığını bozma suçlarından, birleşen 2013/741 esas sayılı dosyasından müşteki …’e yönelik hırsızlık suçundan, birleşen 2013/479 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan, birleşen 2013/601 esas sayılı dosyasından müşteki …’e yönelik hırsızlık suçundan, birleşen 2013/13 esas sayılı dosyasından müşteki … ‘na yönelik hırsızlık suçundan, birleşen 2013/338 esas sayılı dosyasından müşteki …’ye yönelik hırsızlık suçundan, birleşen 2013/451 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan, birleşen 2012/1017 esas sayılı dosyasından müşteki …’ya yönelik hırsızlık suçundan, birleşen 2013/794 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan, birleşen 2013/818 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan, birleşen 2013/1342 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet ve birleşen İzmir 4. Çocuk Mahkemesi’nin 2013/16 esas sayılı dosyasından katılan …’na yönelik eylemi nedeniyle hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından kurulan beraat hükümlerinin temyiz isteminin incelenmesinde;
Suça sürüklenen çocuk … hakkında birleşen 2013/554 esas sayılı dosyasından müşteki …’in kamyonetinin kilitli mazot deposu kapağını kırarark suça teşebbüs ettiği anlaşılmakla; suça sürüklenen çocuk hakkında mala zarar verme suçundan zamanaşımı süresi içinde işlem yapılması olanaklı görülmüştür.
Suça sürüklenen çocuk … hakkında birleşen 2013/1037 esas sayılı dosyasında hüküm kurulurken dosya numarasının 2013/1037-1007 yerine 2013/1038-1008 olarak yanlış yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak görülmüştür.
1-Suça sürüklenen çocuk … hakkında birleşen 2013/627 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik hırsızlık; Suça sürüklenen çocuklar … ve … hakkında birleşen 2013/1342 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik hırsızlık; Suça sürüklenen çocuk … hakkında birleşen 2013/611 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik hırsızlık; Suça sürüklenen çocuk … hakkında birleşen 2013/809 esas sayılı dosyasından müşteki …’e yönelik hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını bozma; Suça sürüklenen çocuklar … ve … hakkında birleşen 2013/720, 2013/1037 , 2013/1056, 2013/1038 esas sayılı dosyalarından müştekiler …, … , … ve …’e yönelik hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını bozma suçlarından, suçun gece vakti işlendiğinin anlaşılması karşısında, suça sürüklenen çocuklar hakkında hırsızlık suçundan 5237 sayılı TCK’nın 143. maddesinin, işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan anılan yasanın 116/4. maddesinin uygulanmaması,
2-Suça sürüklenen çocuklar … ve … hakkında birleşen 2013/818 esas sayılı dosyasından müştekiler …, …, …’e yönelik eylemleri sebebiyle, her bir müştekiye karşı ayrı hırsızlık suçu oluştuğu gözetilmeden, yazılı şekilde uygulama yapmak suretiyle eksik ceza tayini,
3-Suça sürüklenen çocuklar … ve … hakkında birleşen 2013/338 esas sayılı dosyasından müşteki …’ye ait inşaat alanından demir pano çalmaya kalkışma şeklindeki eylemlerinin TCK’nın 142/1-e maddesinde tanımlanan tahsis ve kullanımları gereği açıkta bırakılan eşya hakkında hırsızlık suçuna uyduğu gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre suça sürüklenen çocuk … ve müdafii, suça sürüklenen çocuklar …, … ve … müdafiileri ile katılan … vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
III)Suça sürüklenen çocuk … ve … hakkında birleşen 2013/469 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik hırsızlık suçundan kurulan hükümlerin temyiz isteminin incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre suçun suça sürüklenen çocuklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış,diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Suç tarihinde yaz saati uygulamasına göre, güneşin İzmir ilinde saat 20:06’da battığı, müşteki, tanık beyanları suça sürüklenen çocukların savunmalarına göre, hırsızlık eyleminin saat 21:00 sıralarında gerçekleştiği dikkate alınarak hırsızlık eyleminin gündüz vakti işlendiğinin kabul edilmesi gerekirken 5237 sayılı TCK’nın 143. maddesince artırım yapılıp yazılı şekilde hüküm kurularak suça sürüklene çocuklar hakkında fazla ceza tayin edilmiş olması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk … ve müdafii ile suça sürüklenen çocuk … müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasından TCK’nın 143. maddesine ilişkin bölüm karardan çıkartılması suretiyle; suça sürüklenen çocuklar hakkında TCK’nın 141/1, 31/2, 31/3. maddeleri uyarınca suça sürüklenen çocuk … hakkında sonuç olarak 4.800TL adli para cezası ile cezalandırılmasıı; suça sürüklenen çocuk … hakkında sonuç olarak 3.600TL adli para cezası ile cezalandırılmasına tümcelerinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
IV)Suça sürüklenen çocuk … hakkında birleşen 2013/772 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığını bozma suçlarından, birleşen 2013/407 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozma suçundan; Suça sürüklenen çocuk … hakkında birleşen 2013/772 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan, birleşen 2013/935 esas sayılı dosyasından müşteki …’e yönelik işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan, birleşen 2013/794 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik hırsızlık suçundan, birleşen 2013/1342 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan, ; Suça sürüklenen çocuk … hakkında birleşen 2013/772 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan, birleşen 2013/212 esas sayılı dosyasından müşteki …’ye yönelik hırsızlık suçundan, birleşen 2013/13 esas sayılı dosyasından müşteki…’e yönelik hırsızlık suçundan, birleşen 2013/355 esas sayılı dosyasından müşteki …’ye yönelik hırsızlık suçundan, birleşen 2013/407 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozma suçundan, birleşen 2013/794 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik hırsızlık suçundan, birleşen 2013/1342 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan kurulan hükümlerin incelenmesine gelince;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların suça sürüklenen çocuklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Suça sürüklenen çocuklar …, … ve … hakkında birleşen 2013/772 esas sayılı dosyasında müşteki …’a yönelik işyeri dokunulmazlığını bozma; Suça sürüklenen çocuklar … ve … hakkında birleşen 2013/407 esas sayılı dosyasında müşteki …’a yönelik konut dokunulmazlığını bozma suçlarına yönelik yapılan incelemede; 5237 sayılı TCK’nın 116/2. maddesi ile kişilerin mesleki faaliyetleri ve meslek icra alanlarının güvence altına alındığı, işyeri kavramının işin yapıldığı, konut dışındaki yerleri ifade ettiği, müştekinin işyerinden bağımsız, ayrı bir yerde bulunduğu anlaşılan ve malların korunması amacıyla kullanılan depodan işlenen hırsızlık suçunda, işyeri dokunulmazlığını bozma suçunun yasal öğelerinin oluşmadığı gözetilmeden, beraat yerine yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Suça sürüklenen çocuk … hakkında birleşen 2013/772 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik eylemleri nedeniyle yapılan incelemede; 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunun 35. maddesi uyarınca; fiil işlendiği sırada 12-15 yaş grubu içerisinde bulunan suça sürüklenen çocuk …’ın, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının takdiri bakımından, sosyal yönden inceleme yaptırılmasının gerekli olduğu, mahkemece, sosyal inceleme raporuna gerek görülmediği taktirde ise gerekçesinin kararda gösterilmesinin zorunlu olduğu dikkate alındığında, suça sürüklenen çocuk hakkında sosyal inceleme yaptırılmaması ve sosyal inceleme raporu aldırılmama nedeninin gerekçeli kararda belirtilmemesi,
3-Suça sürüklenen çocuklar … ve …’ın birleşen 2013/1342 esas sayılı dosyasında müşteki …’ın işyerinde 29.06.2013 tarihinde; Suça sürüklenen çocuk …’ın birleşen 2013/935 esas sayılı dosyasında müşteki …’in işyerinde 08.04.2013 günü gerçekleştirdiği aynı eylem ile hem işyeri dokunulmazlığını ihlal suçuna hem de hırsızlık suçuna teşebbüs ettikleri anlaşıldığından 5237 sayılı TCK’nın 44. maddesindeki düzenleme karşısında; suça sürüklenen çocukların sadece hırsızlık suçundan cezalandırılmasına karar verilebileceği, iş yeri dokunulmazlığını ihlal suçundan ceza verilemeyeceği gözetilmeden, suça sürüklenen çocuklar hakkında işyeri dokunulmazlığını bozmaya teşebbüs etmek suçundan yazılı şekilde ceza tayini,
4-Suça sürüklenen çocuk … hakkında birleşen 2013/212 esas sayılı dosyasında; müştekiye ait halı sahanın kenarına bırakılan cep telefonunun çalınmasına ilişkin eylemin 5237 sayılı TCK’nın 141/1. maddesine uyduğu gözetilmeyerek aynı kanunun 142/1-b maddesiyle hüküm kurulması,
5-Suça sürüklenen çocuk … hakkında birleşen 2013/355 esas sayılı dosyasında müşteki …’ye ait inşattan hırsızlık yapmaya kalkışması şeklinde gerçekleşen eylem hakkında yapılan incelemede; müştekiye karşı eylemin teşebbüs aşamasında kalmış olması dolayısıyla, suç yerinin 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b maddesi kapsamında bina vasfında sayılıp sayılamayacağının tespiti amacıyla gerekirse mahallinde keşif yapılarak sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun eyleminin TCK’nın 141/1 veya 142/1-b maddelerinde tanımlanan hırsızlık suçlarından hangisini oluşturduğunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
6-Suça sürüklenen çocuklar … ve … hakkında birleşen 2013/794 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik hırsızlık suçundan yapılan incelemede; müştekinin dönerci salonundan bir ekmek ve bir sucuk çalan suça sürüklenen çocuklar hakkında, 5237 sayılı TCK’nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerekip gerekmediğinin karar yerine tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi; Suça sürüklenen çocuklar hakkında birleşen 2013/407 esas sayılı dosyasından müşteki …’a yönelik hırsızlık suçundan yapılan incelemede; 10-15TL değerindeki musluk ve malzemelerini çalan suça sürüklenen çocuklar hakkında, 5237 sayılı TCK’nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerekip gerekmediğinin karar yerine tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi; Suça sürüklenen çocuk … hakkında birleşen 2013/13 esas sayılı dosyasından müşteki …’e yönelik hırsızlık suçundan yapılan incelemede, müştekinin çantasından 15 TL çalan suça sürüklenen çocuk hakkında, 5237 sayılı TCK’nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerekip gerekmediğinin karar yerine tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk … ve müdafii, suça sürüklenen çocuklar … ve … müdafiilerinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 11.09.2014 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Yargıtay 2. Ceza Dairesi         2014/31194 E.  ,  2016/9581 K.

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
1-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hâkimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
2-Sanık hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
Sanığın suça konu kabloları keserek zarar verme eyleminin, hırsızlık suçunun konusu ile mala zarar verme suçunun konusunun ve korunan hukuki yararın aynı olması nedeniyle, ayrıca mala zarar verme suçunu oluşturmayacağı gözetilmeden, bu suçtan da hükümlülük kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, 18/05/2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

Muhalif Üye

KARŞI OY;
Aşağıda sunduğumuz nedenlerle sayın çoğunluğun, mala zarar verme suçunun oluşmayacağına ilişkin bozma gerekçesine katılmıyoruz.
Sanığın, hırsızlık eylemini gerçekleştirmek için veya hırsızlık eylemi sırasında, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan eşya veya mal dışındaki, eşya veya mala bilerek ve isteyerek zarar vermesi halinde, eylemin hırsızlık suçunun yanı sıra ayrıca mala zarar verme suçunu da oluşturacağını düşündüğümüzden, sayın çoğunluğun yukarıda yazılı gerekçeyle mala zarar verme suçunun oluşmayacağına ilişkin bozma gerekçesinin yanlış olduğunu düşünmekteyiz.
Somut olayımızda sanığın, müşteki kuruma ait yer altında döşenmiş aydınlatma elektrik kablolarından bir kısmını kesip çaldığının anlaşılması karşısında; faal durumdaki elektrik kablosundan kısa bir parçanın kesilmesi halinde, kesilen parçanın dışında kalan bütünün çalınmayan diğer kısmı da zarar görmüş olduğundan, hırsızlık suçunun yanında malla zarar verme suçununda oluştuğunun kabulü gerekmektedir. Olayımızda sanığın çalmak için kestiği, başka bir ifadeyle hırsızlık suçunun konusunu oluşturan kablo 20 metre olduğu halde kullanılamaz hale gelen kablo daha fazla olduğundan, doyasıyla mala zarar verme suçunun konusu ile hırsızlık suçunun konusu bir birinden farklı iki ayrı kablo olup, bu nedenle her iki suçun da unsurları itibariyle oluştuğunda hiçbir kuşku bulunmadığı halde; sayın çoğunluk bozma gerekçesinde,“… hırsızlık suçunun konusu ile mala zarar verme suçunun konusunun ve korunan hukuki yararın aynı olması nedeniyle, ayrıca mala zarar verme suçunu oluşturmayacağı …” biçimindeki kabul ve gerekçesinin somut olayımız ile örtüşmediği kanaatindeyiz.
Konunun tartışılması gereken diğer bir yönü ise, hırsızlık saikiyle hareket eden sanığın, çalmak istediği bir malı, bulunduğu yerden alıp götürebilmek için, zorunlu olarak kesmesi, kırması veya sökmesi gerekiyor ise; bu takdirde sanığın, çalmak istediği eşyanın dışında kalan, eşya veya mala yönelik bilerek ve isteyerek gerçekleştirdiği mala zarar verme eyleminden de sorumlu tutulup tutulamayacağı sorunudur.
Olayımızda olduğu gibi eşyanın bir kısmını veya bir parçasını, bütünden ayırarak çalmak için, çoğu zaman zorunlu olarak kesilmesi, koparılması, sökülmesi veya kırılması gerekmektedir. Bunun doğal sonucu olarak çalınan parçanın, dışında kalan diğer parça veya kısım, ya kullanılmaz hale gelmekte veya değeri azalmakta, buna bağlı olarak da her halükarda hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın çalınması dışında ayrıca bir zarar da meydana gelmektedir. Hatta bazen bu zarar, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinden çok daha fazla olmaktadır.
Aslında sanığın amacı, mevcut eşyanın bir kısmını (kablonun bir kısmını) çalmak olduğu, bunun içinde zorunlu olarak kabloyu kestiği, ancak kablonun kalan kısmının zarar gördüğünü bildiğinde kuşku olmadığından, zar verme amacıyla veya saikiyle hareket etmese bile, TCK’nun 21/1. maddesindeki failin kastına ilişkin, suçun kanunî tanımındaki unsurlarını “bilerek ve istenerek” gerçekleştirmesi biçimindeki objektif kriter gözetildiğinde, somut ve benzeri olaylarda, sanığın, mala zarar verme suçu yönünden de, suç işleme kastıyla hareket ettiğini, başka bir ifadeyle mala zarar verme suçunun da manevi unsurunun, yani kast öğesinin gerçekleştiği kabul etmek gerekmektedir. Aksine bir yorumla; suça konu eşyanın bulunduğu yerden alınıp çalmak için kesilmesi veya kırılması zorunlu ise mala zarar verme suçu oluşmaz gibi bir sonucuna ulaşmak kanuna ve hukuka uymayacağı gibi mantıki bir izahı da olmayacaktır. Öncelikle hukuken hiçbir kimsenin suç (hırsızlık) işlemek gibi bir zorunluluğu veya ihtiyacı bulunduğu kabul edilerek, bu suçu (hırsızlık) gerçekleştirmek için, başka bir suçu (mala zarar verme) işlemek durumunda kaldığından bahisle bu ikinci suçun (mala zarar verme suçunu) oluşmayacağını kabul etmek olanaklı değildir. Kaldı ki kişi, kanunen ve hukuken kabul edilebilir bir gerekçeyle bir suç işlemek zorunda kalması halinde, değil ki mala zarar verme suçuhırsızlık suçu da manevi unsur yönünden oluşmaz. Dolayısıyla sanığın, hırsızlık suçun işlemek için suça konu kabloyu bulunduğu yerden kesmek zorunda olduğundan ayrıca mala zarar verme suçunun oluşmayacağı gibi bir sonuca uluşmak hukuken mümkün değildir.
5237 sayılı TCK’nın 21/1. maddesinde, “Kast, suçun kanunî tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir.” biçimindeki tanım gözetildiğinde, sanığın, hangi saik ile olursa olsun başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen tahrip etmesi, kesmesi, bozması kullanılmaz hale getirmesi halinde, eylemin mala zarar verme suçunu oluşturacağında kuşku bulunmamaktadır. Mala zarar verme suçunda failin genel kast ile hareket etmesi gerekli ve yeterlidir. Sanığın burada hırsızlık saikiyle hareket etmesi, hırsızlığa konu eşya dışında kalan eşyaya yönelik zarar verme suçunun manevi öğesinin gerçekleşmesi açısından hiçbir önemi bulunmamaktadır.
Somut ve benzer olaylarda hırsızlık suçunun yanı sıra, mala zarar verme suçunun da oluşacağı konusunda, TCK’nın mala zarar verme suçuna ilişkin madde metni ile konuya ilişkin aynı Yasa’nın genel hükümleri dışında, ayrıca yasal bir dayanak armaya gerek yoktur. Ancak TCK’nın 142. maddenin 4 ve 5 fıkralarındaki düzenlemeler, aksine yorumlar için engel teşkil edecek niteliktedir.
Maddenin 4. fıkrasında, hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla mala zarar verme suçunun işlenmesi halinde, bu suçtan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için şikâyet aranmayacağı biçimindeki düzenleme ile öncelikle hırsızlık suçunu işlemek amacıyla bir başka mala zarar verilmesi halinde bunun ayrı bir suç olduğu ifade edilmiş; yine mala zarar verme suçunu düzenleyen TCK’nın 151/1. maddesinde soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için şikâyet arandığı halde, burada şikayet koşulunun aranmaması suretiyle, suçun koşulları sanık aleyhine ağırlaştırılıp soruşturma ve kovuşturmanın kamu adına yapılacağı belirtilmiştir.
Maddenin 5. fıkrasında ise; hırsızlık suçunun işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji ya da demiryolu veya havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması hâlinde, yukarıdaki fıkralar hükümlerine göre verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılacağına ilişkin düzenleme ile de; aslında hırsızlık suçunun konusunu oluşturmayan, ancak hırsızlık eylemiyle ilintili olarak meydana gelen, bu nedenle ceza hukukundan daha çok tazminat hukukunu ilgilendiren bir zarar nedeniyle, sanığa, hırsızlık suçu için verilecek cezanın iki katına kadar arttırılmasını ön gören bir yasal düzenleme karşısında; hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla mala zarar verme suçunun da gerçekliştirilmesi durumunda, eylemin ayrıca mala zarar verme suçunu oluşturmayacağını kabul etmek olanaklı değildir.
Aslında TCK’nın 61/1 . maddesinin (f) ve (g) fıkraları gözetilerek, sanığın, bir başka suçu işlemek saikiyle mala zarar verme suçunu işlemesi durumunda, mala zarar verme suçundan temel ceza belirlenirken, anılan fıkralarda düzenlenen failin “kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı” ile “ güttüğü amaç ve saiki” uyarınca alt sınırdan uzaklaşılarak hüküm kurulması gerektiği hallerde, sanığın hırsızlık suçunu işleme saikiyle hareket edip, bu suçu gerçekleştirmek için mala zarar verme suçunu işlemesi nedeniyle, ayrıca mala zara verme suçunun oluşmayacağı sonucuna ulaşmak anılan TCK’nın 61. maddesi ile de çelişmekte, madde metnine aksine bir yorum oluşturmaktadır.

Yukarıda ifade etmeye çalıştığımız görüşümüzün istisnası; sanığın, çalmış olduğu malın kendisine zarar vermesi durumunda, eylem ayrıca mala zarar verme suçunu oluşturmayıp sadece hırsızlık suçunu oluşturmaktadır.
Tartışma konumuza doğrudan ışık tutacak Ceza Genel Kurulunun yerleşmiş aynı nitelikte bir çok kararı bulunmaktadır. Ceza Genel Kurulunun bu kararlarda, sanığın hırsızlık suçunu işlemek amacıyla, çaldığı malın kendisine zarar vermesi halinde, başka bir ifadeyle mala zarar verme suçunun konusu ile hırsızlık suçunun konusunun aynı tanışır mal olması halinde, ayrıca mala zarar verme suçundan da ceza verilemeyeceği, ancak hırsızlık eylemi gerçekleştirilirken suça konu mal dışında bir başka eşyaya zarar verilmiş ise, mala zarar verme suçunun ayrıca gerçekleşeceği belirtilmiştir.
Nitekim Ceza Genel Kurulunun 21.01.2014 gün ve 686-19 sayılı kararında; “Buna göre, mala zarar verme suçunun gerçekleşebilmesi için failin, başkasına ait taşınır veya taşınmaz bir mala TCK’nun 151/1. maddesinde sayılan “kısmen veya tamamen yıkmak, tahrip etmek, yok etmek, bozmak, kullanılmaz hâhe getirmek veya kirletmek” şeklindeki seçimlik hareketlerden herhangi biriyle zarar vermiş olması gerekmektedir.
Ceza Genel Kurulunun 17.12.1984 gün 198-436 sayılı kararında da vurgulandığı üzere; mala zarar verme suçu genel kastla işlenebilen bir suçtur, suçun oluşması için failin belirli bir amaç yada saikle (özel kast) hareket etmesine gerek yoktur.
Mala zarar verme suçunun manevi unsuru ile ilgili olarak öğretide de; “Bu suçun oluşması için, failde özel kast daha doğru bir ifadeyle zarar verme amacı aranmaz”
(Nevzat Toroslu, Ceza Hukuku Özel Kısım, 2005, s.157-158), “Mala zarar verme suçu kasten işlenebilen bir suçtur. Failin suçun maddi unsurundaki hareketleri bilmesi ve neticeyi gerçekleştirmek istemesi yeterlidir” (İsmail Gürocak, Türk Ceza Kanununda ‘Mala Zarar Verme’ ve ‘İbadethane ve Mezarlıklara Zarar Verme’ suçları, TBB Dergisi, 2011) şeklinde görüşlere yer verilmiştir.
Hırsızlık ve mala zarar verme suçları 5237 sayılı TCK’nun onuncu bölümünde “mal varlığına karşı suçlar” başlığı altında düzenlenmiş olup her iki suçun da koruduğu hukuki değer kişinin mal varlığıdır. Hırsızlık eyleminde fail zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden tamamını veya bir kısmını almak suretiyle, müştekinin mal varlığına zarar vermektedir. Mala zarar verme suçunda ise başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkıp, tahrip etmek ya da yok edip bozmak suretiyle kullanılamaz hâle getirip veya kirleterek zarar vermektedir. Her iki suç tipinde de mağdur mal varlığı itibarıyla zarar görmektedir. Hırsızlık suçunda suça konu mal, alıp götürülmek suretiyle mağdurun zilyetliği tamamen ortadan kaldırılmaktadır. Mala zarar verme suçunda ise malın mutlaka alınması gerekli olmayıp, çoğunlukla malın tamamı ortadan kaldırılmamakta, zarar verilerek kısmen veya tamamen kullanılmaz hale getirilmektedir. İki suçu bir birinden ayıran önemli özellik ise; hırsızlıkta fail faydalanma amacıyla eylemini gerçekleştirdiği halde, mala zarar verme suçunda mağdura zarar verme düşüncesiyle hareket etmektedir. Mala zarar verme suçunun konusu ile hırsızlık suçunun konusunun aynı tanışır mal olması halinde, ayrıca mala zarar verme suçundan da ceza verilmemesi gerekmektedir. Ancak hırsızlık eylemi gerçekleştirilirken suça konu mal dışında bir başka eşyaya zarar verilmiş ise, mala zarar verme suçu ayrıca gerçekleşecektir. Örneğin, aracın camı kırılarak içerideki telefonun alınması halinde hırsızlık suçu yanında, ayrıca hırsızlık suçunun konusunu oluşturmaya araç camının kırılmış olması nedeniyle mala zarar verme suçu da oluşacaktır. Bununla birlikte hırsızlık suçunun konusunu oluşturan eşyanın çalınması sırasında ayrıca bu eşyaya zarar verilmesi de söz konusu olduğu hallerde, bu durum 5237 sayılı TCK’nun 61. maddesi uyarınca temel cezanın belirlenmesinde göz önünde bulundurulmalıdır.” biçiminde konu tartışılıp ilkesel olarak; hırsızlık suçunun konusu ile mala zarar verme suçunun konusunun aynı taşınır mal olması halinde, ayrıca mala zarar verme suçunun oluşmayacağı, ancak hırsızlık eylemi gerçekleştirilirken, hırsızlık suçuna konu mal dışında bir başka eşyaya zarar verilmiş ise, mala zarar verme suçunun da gerçekleşeceği kabul edilmiştir.
Burada hemen belirtmek gerekir ki, sayın çoğunluğun bozma gerekçesindeki yazım biçimi ile Ceza Genel Kurulu’nun kabul ettiği görüş aynı gibi gözükmekle birlikte, aslında içerik itibariyle farklılık arzetmektedir. Öncelikle somut olayımızda yukarıda arzettiğimiz gibi, hırsızlık suçunun konusu ile mala zarar verme suçunun konusu aynı değildir. İkincisi somut olayda sayın çoğunluk, uzun olduğu anlaşılan kablonun bir kısmının kesilerek çalınmaya kalkışılması biçimindeki eylemde, çalınmak istenen parça ile geride kalan büyük parçayı tek bir eşya/mal kabul edip, her iki suçun konusunu oluşturduğunu kabul etmektedir ki, bu maddi gerçeğe aykırı olduğu gibi, Ceza Genel Kurulunun kabul ettiği görüşle de çelişmektedir.
Bu nedenle yukarıdaki açıklamalarımız ışığında, hırsızlık amacıyla eşyanın bulunduğu yerden alınabilmesi için, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan eşyanın dışındaki eşya veya mala zorunlu olarak zarar verilmesi durumunda, bu zorunluluktan bahisle mala zarar verme suçunun oluşmayacağı sonucuna ulaşmak hukuki olmadığı gibi, yasal dayanaktan da yoksundur. Böyle bir sonucun kabul edilmesi durumunda, hırsızlık yapmak amacıyla bir başkasının malına zarar verilmesi halinde, mala zarar verme suçunun unsurları itibariyle oluşmayacağı gibi sonuca ulaşılacaktır ki, bunun hiçbir hukuki dayanağı yoktur.
Yukarıdaki nedenlerle sayın çoğunluğun, “ …hırsızlık suçunun konusu ile mala zarar verme suçunun konusunun ve korunan hukuki yararın aynı olması nedeniyle, ayrıca mala zarar verme suçunu oluşturmayacağı …” biçimindeki bozma gerekçesi somut olayımızla örtüşmediğinden bozma görüşüne katılmıyoruz.

Yargıtay 2. Ceza Dairesi         2014/21202 E.  ,  2015/22875 K.

Tebliğname No : 6 – 2013/241416
MAHKEMESİ : Bakırköy 3. Çocuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/04/2013
NUMARASI : 2013/56 (E) ve 2013/243 (K)
SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Yargılama giderinin 21 TL olması nedeniyle 6183 sayılı Kanun’un 106. maddesinde belirtilen terkin miktarından fazla olması nedeniyle tebliğnamedeki bu konudaki bozma düşüncesine iştirak edilmemiş, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1- Mala zarar verme suçunun konusunun hırsızlığa konu kablolar olduğunun anlaşılması karşısında, eylemin bir bütün olarak hırsızlık suçunu oluşturduğu ayrıca mala zarar verme suçunu oluşturmayacağı gözetilmeden bu suçtan beraatleri yerine mahkumiyetine karar verilmesi,
2- Daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olan suça sürüklenen çocuklar hakkında belirlenen kısa süreli hapis cezasının TCK’nın 50. maddesinin 3. fıkrası gereğince aynı kanun maddesinin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 10/12/2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY:

Aşağıda sunduğumuz nedenlerle sayın çoğunluğun, mala zarar verme suçunun oluşmayacağına ilişkin bozma gerekçesine katılmıyoruz.
Sanığın, hırsızlık eylemini gerçekleştirmek için veya hırsızlık eylemi sırasında, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan eşya veya mal dışındaki, eşya veya mala bilerek ve isteyerek zarar vermesi halinde, eylemin hırsızlık suçunun yanı sıra ayrıca mala zarar verme suçunu da oluşturacağını düşündüğümüzden, sayın çoğunluğun yukarıda yazılı gerekçeyle mala zarar verme suçunun oluşmayacağına ilişkin bozma gerekçesinin yanlış olduğunu düşünmekteyiz.
Somut olayımızda; suça sürüklenen çocuklar eylemin işlendiği sokakta müşteki kuruma ait faal durumda bulunan telefon kablosundan 65 cm kesmek suretiyle çaldıkları sırada, tanıklar tarafından görülüp yapılan ihbar üzerine kolluk görevlilerince yakalanmışlar ve suça konu kablo parçası da olay yerinde ele geçirilmiştir. Müşteki kurum yetkilisi ifadesinde; suça konu 65 cm uzunluğundaki kablonun değerinin, 8,5 TL olduğunu, ancak, bunun kesilmesi nedeniyle oluşan kurum zararının 850 TL’yi bulduğunu beyan edip, mahkemeye sunduğu Hasar Keşif Tutarı Formundaki ayrıntılı dökümde malzeme giderinin 331 TL olduğu belirtilmiştir.
Faal durumdaki telefon kablosundan kısa bir parçanın kesilerek alınması halinde, iki direk arasındaki tek parçadan oluşan bir kablonun mevcut kısalma nedeniyle artık aynı yerde kullanılması mümkün olmayacağından, hırsızlık suçunun yanında mala zarar verme suçunun da oluştuğunun kabulü gerekmektedir.
Somut olayımızda, çalmak için kesilen ve hırsızlık suçunun konusunu oluşturan kablo 65 cm uzunluğunda ve 8,5 TL değerinde ise de; mala zarar verme suçunun konusunu oluşturan kablo daha uzun olup 331 TL tutarındadır. Dolayısıyla mala zarar verme suçunun konusu ile hırsızlık suçunun konusu bir birinden farklı iki ayrı kablolardır. Bu sebeple olayımızda her iki suçun da unsurları itibariyle oluştuğunda hiçbir kuşku bulunmadığını düşünmekteyiz. Sayın çoğunluğun bozma gerekçesindeki “Mala zarar verme suçunun konusunun hırsızlığa konu kablolar olduğunun anlaşılması karşısında, eylemin bir bütün olarak hırsızlık suçunu oluşturduğu ayrıca mala zarar verme suçunu oluşturmayacağı …” biçimindeki kabul ve gerekçesinin somut olayımız ile örtüşmediği kanaatini taşımaktayız.
Konunun tartışılması gereken diğer bir yönü ise, hırsızlık saikiyle hareket eden sanığın, çalmak istediği bir malı, bulunduğu yerden alıp götürebilmek için, zorunlu olarak kesmesi, kırması veya sökmesi gerekiyor ise; bu takdirde sanığın, çalmak istediği eşyanın dışında kalan, eşya veya mala yönelik bilerek ve isteyerek gerçekleştirdiği mala zarar verme eyleminden de sorumlu tutulup tutulamayacağı sorunudur.
Konuyu somut olayımız üzerinden biraz daha irdeleyecek olursak: Failin, iki direk arasındaki faal durumda ve bir bütün halinde olan kablodan, bir kısmını (olayda 65 cm) çalmak için zorunlu olarak kesmesi gerekmektedir. Başka bir ifadeyle bir eşyanın bir kısmını veya bir parçasını, bütünden ayırarak çalmak için, çoğu zaman zorunlu veya doğal olarak kesilmesi, koparılması, sökülmesi veya kırılması gerekmektedir. Bunun tabii sonucu olarak çalınan parçanın, dışında kalan diğer parça veya kısım, ya kullanılmaz hale gelmekte veya değeri azalmakta, buna bağlı olarak da her durumda hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın çalınması dışında ayrıca bir zarar da meydana gelmektedir. Hatta bazen bu zarar, somut olayımızda olduğu gibi hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinden çok daha fazla olmaktadır.
Dava konusu olayımızda aslında failin amacı, mevcut eşyanın bir kısmını yani kablonun bir parçasını çalmak ise de, zorunlu olarak kestiği kablonun kalan kısmına zarar verdiğini bildiğinde de kuşku bulunmamaktadır. Zarar verme amacıyla veya saikiyle hareket etmediği düşünülse bile, TCK’nın 21/1. maddesindeki failin kastına ilişkin, suçun kanunî tanımındaki unsurlarını “bilerek ve istenerek” gerçekleştirmesi biçimindeki objektif kriter gözetildiğinde, somut ve benzeri olaylarda, sanığın, mala zarar verme suçu yönünden de, suç işleme kastıyla hareket ettiğini, başka bir ifadeyle mala zarar verme suçunun da manevi unsurunun, yani kast öğesinin gerçekleştiği kabul etmek gerekmektedir. Aksine bir yorumla; suça konu eşyanın bulunduğu yerden alınıp çalmak için kesilmesi veya kırılması zorunlu ise mala zarar verme suçu oluşmaz gibi bir sonuca ulaşmak kanuna ve hukuka uygun düşmeyeceği gibi mantıki bir izahı da olamaz. Öncelikle hukuken hiçbir kimsenin suç/hırsızlık işlemek gibi bir zorunluluğu veya ihtiyacı olduğu kabul edilerek, bu suçu/hırsızlığı gerçekleştirmek için, başka bir suçu/mala zarar vermeyi işlemek durumunda kaldığından bahisle, bu ikinci suçun/mala zarar verme suçunun oluşmayacağını kabul etmek olanaklı değildir. Kaldı ki kişinin, kanunen ve hukuken kabul edilebilir bir gerekçeyle bir suç işlemek zorunda kalması halinde, değil mala zarar verme suçuhırsızlık suçunun da manevi unsuru gerçekleşmemiş olacaktır. Dolayısıyla sanığın, hırsızlık suçunu işlemek için suça konu kabloyu bulunduğu yerden kesmek zorunda olduğu gerekçesine dayanılarak, ayrıca mala zarar verme suçunun oluşmayacağı gibi bir sonuca varmak hukuken mümkün değildir.
TCK’nın 21/1. maddesinde, “Kast, suçun kanunî tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir.” biçimindeki tanım gözetildiğinde, sanığın, hangi saik ile olursa olsun başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen tahrip etmesi, kesmesi, bozması veya kullanılmaz hale getirmesi halinde, eylemin mala zarar verme suçunu oluşturacağında kuşku bulunmamaktadır. Mala zarar verme suçunda failin genel kast ile hareket etmesi gerekli ve yeterlidir. Sanığın burada hırsızlık saikiyle hareket etmesi, hırsızlığa konu eşya dışında kalan eşyaya yönelik zarar verme suçunun manevi öğesinin gerçekleşmesi açısından hiçbir önemi bulunmamaktadır.
Somut ve benzer olaylarda hırsızlık suçunun yanı sıra, mala zarar verme suçunun da oluşacağı konusunda, TCK’nın mala zarar verme suçuna ilişkin madde metni ile konuya ilişkin aynı Yasa’nın genel hükümleri dışında, ayrıca yasal bir dayanak aramaya gerek yoktur. Ancak TCK’nın 142. maddenin 4 ve 5 fıkralarındaki düzenlemeler, aksine yorumlar için engel teşkil edecek niteliktedir.
Maddenin 4. fıkrasında, hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla mala zarar verme suçunun işlenmesi halinde, bu suçtan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için şikâyet aranmayacağı, biçimindeki düzenleme ile öncelikle hırsızlık suçunu işlemek amacıyla bir başka mala zarar verilmesi halinde bunun ayrı bir suç olduğu ifade edilmiş; yine mala zarar verme suçunu düzenleyen TCK’nın 151/1. maddesinde soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için şikâyet arandığı halde, burada şikâyet koşulunun aranmaması suretiyle, soruşturma koşulları sanık aleyhine ağırlaştırılıp soruşturma ve kovuşturmanın kamu adına yapılacağı belirtilmiştir.
Maddenin 5. fıkrasında ise; hırsızlık suçunun işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji ya da demiryolu veya havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması hâlinde, yukarıdaki fıkralar hükümlerine göre verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılacağına ilişkin düzenleme ile de; aslında hırsızlık suçunun konusunu oluşturmayan, ancak hırsızlık eylemiyle ilintili olarak meydana gelen, bu nedenle ceza hukukundan daha çok tazminat hukukunu ilgilendiren bir zarar nedeniyle, sanığa, hırsızlık suçu için verilecek cezanın iki katına kadar arttırılmasını ön gören bir yasal düzenleme karşısında; hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla mala zarar verme suçunun işlenmesi durumunda, eylemin ayrıca mala zarar verme suçunu oluşturmayacağını kabul etmek olanaklı değildir.
Aslında TCK’nın 61/1. maddesinin (f) ve (g) fıkraları gözetilerek, sanığın, bir başka suçu işlemek saikiyle mala zarar verme suçunu işlemesi durumunda, mala zarar verme suçundan temel ceza belirlenirken, anılan fıkralarda düzenlenen failin “kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı” ile “ güttüğü amaç ve saiki” uyarınca alt sınırdan uzaklaşılarak hüküm kurulması gerektiği halde, sanığın hırsızlık suçunu işleme saikiyle hareket edip, bu suçu gerçekleştirmek için mala zarar verme suçunu işlemesi nedeniyle, ayrıca mala zara verme suçunun oluşmayacağı sonucuna ulaşmak, anılan TCK’nın 61. maddesi ile de çelişmekte, madde metnini aksine bir yorum oluşturmaktadır.
Yukarıda ifade etmeye çalışılan görüşümüzün istisnası; sanığın, hırsızlık eyleminin konusunu oluşturan eşyaya zarar vermesi durumunda, eylem ayrıca mala zarar verme suçunu oluşturmayıp sadece hırsızlık suçunu oluşturacaktır.
Tartışma konumuza doğrudan ışık tutacak Ceza Genel Kurulunun yerleşmiş aynı nitelikte birçok kararı bulunmaktadır. Bu kararlarda, sanığın hırsızlık suçunu işlemek amacıyla, çaldığı malın kendisine zarar vermesi halinde, başka bir ifadeyle mala zarar verme suçunun konusu ile hırsızlık suçunun konusunun aynı tanışır eşya olması halinde, ayrıca mala zarar verme suçundan da ceza verilemeyeceği, ancak hırsızlık eylemi gerçekleştirilirken suça konu mal dışında bir başka eşyaya zarar verilmiş ise, mala zarar verme suçunun ayrıca gerçekleşeceği belirtilmiştir.
Nitekim Ceza Genel Kurulunun 21.01.2014 gün ve 686-19 sayılı kararında; “Buna göre, mala zarar verme suçunun gerçekleşebilmesi için failin, başkasına ait taşınır veya taşınmaz bir mala TCK’nun 151/1. maddesinde sayılan “kısmen veya tamamen yıkmak, tahrip etmek, yok etmek, bozmak, kullanılmaz hâle getirmek veya kirletmek” şeklindeki seçimlik hareketlerden herhangi biriyle zarar vermiş olması gerekmektedir.
Ceza Genel Kurulunun 17.12.1984 gün 198-436 sayılı kararında da vurgulandığı üzere; mala zarar verme suçu genel kastla işlenebilen bir suçtur, suçun oluşması için failin belirli bir amaç ya da saikle (özel kast) hareket etmesine gerek yoktur.
Mala zarar verme suçunun manevi unsuru ile ilgili olarak öğretide de; “Bu suçun oluşması için, failde özel kast daha doğru bir ifadeyle zarar verme amacı aranmaz” (Nevzat Toroslu, Ceza Hukuku Özel Kısım, 2005, s.157-158), “Mala zarar verme suçu kasten işlenebilen bir suçtur. Failin suçun maddi unsurundaki hareketleri bilmesi ve neticeyi gerçekleştirmek istemesi yeterlidir” (İsmail Gürocak, Türk Ceza Kanununda ‘Mala Zarar Verme’ ve ‘İbadethane ve Mezarlıklara Zarar Verme’ suçları, TBB Dergisi, 2011) şeklinde görüşlere yer verilmiştir.
Hırsızlık ve mala zarar verme suçları 5237 sayılı TCK’nun onuncu bölümünde “mal varlığına karşı suçlar” başlığı altında düzenlenmiş olup her iki suçun da koruduğu hukuki değer kişinin mal varlığıdır. Hırsızlık eyleminde fail zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden tamamını veya bir kısmını almak suretiyle, müştekinin mal varlığına zarar vermektedir. Mala zarar verme suçunda ise başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkıp, tahrip etmek ya da yok edip bozmak suretiyle kullanılamaz hâle getirip veya kirleterek zarar vermektedir. Her iki suç tipinde de mağdur mal varlığı itibarıyla zarar görmektedir. Hırsızlık suçunda suça konu mal, alıp götürülmek suretiyle mağdurun zilyetliği tamamen ortadan kaldırılmaktadır. Mala zarar verme suçunda ise malın mutlaka alınması gerekli olmayıp, çoğunlukla malın tamamı ortadan kaldırılmamakta, zarar verilerek kısmen veya tamamen kullanılmaz hale getirilmektedir. İki suçu bir birinden ayıran önemli özellik ise; hırsızlıkta fail faydalanma amacıyla eylemini gerçekleştirdiği halde, mala zarar verme suçunda mağdura zarar verme düşüncesiyle hareket etmektedir. Mala zarar verme suçunun konusu ile hırsızlık suçunun konusunun aynı tanışır mal olması halinde, ayrıca mala zarar verme suçundan da ceza verilmemesi gerekmektedir. Ancak hırsızlık eylemi gerçekleştirilirken suça konu mal dışında bir başka eşyaya zarar verilmiş ise, mala zarar verme suçu ayrıca gerçekleşecektir. Örneğin, aracın camı kırılarak içerideki telefonun alınması halinde hırsızlık suçu yanında, ayrıca hırsızlık suçunun konusunu oluşturmayan araç camının kırılmış olması nedeniyle mala zarar verme suçu da oluşacaktır. Bununla birlikte hırsızlık suçunun konusunu oluşturan eşyanın çalınması sırasında ayrıca bu eşyaya zarar verilmesi de söz konusu olduğu hallerde, bu durum 5237 sayılı TCK’nun 61. maddesi uyarınca temel cezanın belirlenmesinde göz önünde bulundurulmalıdır.” biçiminde konu tartışılıp ilkesel olarak; hırsızlık suçunun konusu ile mala zarar verme suçunun konusunun aynı taşınır olması halinde, ayrıca mala zarar verme suçunun oluşmayacağı, ancak hırsızlık eylemi gerçekleştirilirken, hırsızlık suçuna konu mal dışında bir başka eşyaya zarar verilmiş ise, mala zarar verme suçunun da gerçekleşeceği kabul edilmiştir.
Burada hemen belirtmek gerekir ki, sayın çoğunluğun bozma gerekçesindeki yazım biçimi ile Ceza Genel Kurulunun kabul ettiği görüş aynı gibi gözükmekle birlikte, aslında içerik itibariyle farklılık arz etmektedir. Öncelikle somut olayımızda yukarıda arz ettiğimiz gibi, hırsızlık suçunun konusu ile mala zarar verme suçunun konusu aynı değildir. İkincisi; somut olayda sayın çoğunlukça, uzun olduğu anlaşılan kablonun küçük bir kısmı kesilerek çalınmaya kalkışılması biçimindeki eylemde, çalınmak istenen parça ile geride kalan büyük parçayı tek bir eşya/mal kabul edip, her iki suçun konusunu oluşturduğu kabul edilmektedir ki, bu maddi gerçeğe aykırı olduğu gibi, Ceza Genel Kurulunun kabul ettiği görüşle de çelişmektedir.
Bu nedenle yukarıdaki açıklamalarımız ışığında, hırsızlık amacıyla eşyanın bulunduğu yerden alınabilmesi için, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan eşyanın dışındaki eşya veya mala zorunlu olarak zarar verilmesi durumunda, bu zorunluluktan bahisle mala zarar verme suçunun oluşmayacağı sonucuna ulaşmak mantıken olanaklı olmadığı gibi, yasal dayanaktan da yoksundur. Böyle bir sonucun kabul edilmesi durumunda, hırsızlık yapmak amacıyla bir başkasının malına zarar verilmesi halinde, mala zarar verme suçunun unsurları itibariyle oluşmayacağı gibi neticeye ulaşılacaktır ki, hukuken bunu kabul etmek mümkün değildir.
Yukarıdaki nedenlerle sayın çoğunluğun, “Mala zarar verme suçunun konusunun hırsızlığa konu kablolar olduğunun anlaşılması karşısında, eylemin bir bütün olarak hırsızlık suçunu oluşturduğu ayrıca mala zarar verme suçunu oluşturmayacağı …” biçimindeki bozma gerekçesi somut olayımızla örtüşmediğinden bozma görüşüne katılmıyoruz.

Yorum Ekle

Ulus Hukuk Logo
Ulus Hukuk Logo

Ulus Hukuk ve Danışmanlık Bürosu, 2020 yılında Kurucu Avukat Ekin Ulus tarafından, hukukun çeşitli alanlarında en yüksek standartlarda hizmet sunmak amacıyla kurulmuştur.

İletişim

0541 408 10 24
bilgi@ulus.av.tr
Remzi Oğuz Arık Mah. Bülten Sk. No: 7/14 Çankaya/Ankara

Sosyal Medya