Memuriyete alınmama işleminin iptali, kamu görevine atanmak isteyen kişilerin başvurusunun reddedilmesi ya da kazanılmış bir hakkın sonradan geri alınması durumunda idare mahkemesinde açılan iptal davasıdır. Bu tür davalar, kamu hizmetine girme hakkı ve idarenin takdir yetkisi çerçevesinde değerlendirilir ve hukuk devletinin temel güvencelerinden biri olan yargı denetimini içerir.
Memuriyete Alınmama İşlemi Nedir ve Hangi Hallerde Uygulanır?
Memuriyete alınmama işlemi, kişilerin kamu görevine atanma talebinin reddedilmesiyle ortaya çıkar. Bu durum genellikle şu gerekçelerle gündeme gelir:
-
Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucu olumsuz çıkması
-
Sağlık kurulu raporunun uygun bulunmaması
-
Gerekli öğrenim ya da yaş şartlarının taşınmaması
-
Sabıka kaydı veya yüz kızartıcı suçlara ilişkin engeller
-
Başvurunun süresinde yapılmaması ya da eksik belge sunulması
Bu işlem, kazanılmış bir hakkı ortadan kaldırıyorsa (örneğin sınavı başarıyla geçmiş bir adayın atamasının yapılmaması), yargı yoluyla denetlenebilir.
Kamu görevlisi olma hakkı, Anayasa’nın 70. maddesiyle güvence altına alınmıştır. Dolayısıyla keyfi ya da hukuka aykırı şekilde yapılan her red işlemi iptale konu olabilir.
Memuriyete Alınmama İşlemine Karşı Hangi Mahkemede Dava Açılır?
İdari bir işlem söz konusu olduğu için memuriyete alınmama işlemine karşı açılacak dava, idare mahkemesinde görülür. Yetkili mahkeme, ilgili kurumun bulunduğu yerdeki idare mahkemesidir.
Dava açma süresi, işlemin yazılı olarak tebliğ edilmesinden itibaren 60 gündür. Bu süre hak düşürücüdür ve geçilmesi durumunda dava hakkı ortadan kalkar.
Güvenlik soruşturmasına dayalı alınmama kararları, özellikle son yıllarda iptal davalarının en yoğun yaşandığı alanlardan biridir.
Dava Açmadan Önce Başvuru Zorunlu Mudur?
Memuriyete alınmama işlemleri genellikle kesin işlem niteliğinde olduğu için doğrudan dava açılabilir. Ancak bazı kurumlar, öncesinde itiraz başvurusu yapılmasını öngörebilir. Bu durumda, kurum içi başvuru süresi içinde işlem yapılmalı, sonucun olumsuz olması halinde yargı yoluna gidilmelidir.
Yine de çoğu zaman doğrudan idare mahkemesine başvuru mümkündür ve ek bir idari başvuru zorunlu değildir.
Hangi Gerekçelerle Memuriyete Alınmama İşlemi İptal Edilebilir?
İdare mahkemeleri memuriyete alınmama işlemini hem şekli hem de maddi yönden denetler. Aşağıdaki durumlar iptal gerekçesi olabilir:
-
Güvenlik soruşturmasının objektif olmayan unsurlara dayanması
-
Dayanak belgelerin ilgilinin bilgisi dışında ve hukuka aykırı yöntemlerle toplanması
-
Kişisel ve ailevi geçmişe ilişkin soyut ve genelleştirilmiş ifadelerle karar verilmesi
-
Suç olmamasına rağmen istihbari bilgiye dayanarak olumsuz kanaat oluşturulması
-
Başvuru belgelerinde hata olmamasına rağmen keyfi ret kararı
İptal kararı verilmesi halinde, idare atamayı yapmak ve kişiyi memuriyete almakla yükümlü hale gelir. İdari işlemin iptali, başvurucunun atama hakkının tanınması sonucunu doğurur.
İptal Kararı Alınırsa Ne Tür Haklar Geri Kazanılır?
Mahkeme, memuriyete alınmama kararını iptal ederse, başvurucu kamu görevine atanır. Ayrıca, atamanın geç yapılmasından doğan hak kayıplarına ilişkin olarak maaş, özlük hakları ve geriye dönük hakların iadesi de mümkündür.
Geri kazanılabilecek haklar arasında şunlar bulunur:
-
Atama kararnamesinin çıkarılması
-
Geriden gelen maaş farklarının ödenmesi
-
Sigorta ve hizmet süresinin işlemeye başlaması
-
Kariyer planlamasına ilişkin hakların korunması
İdare, mahkeme kararına uymak zorundadır ve ayrıca yeniden bir güvenlik soruşturması yaparak iptale konu işlemi tekrar uygulayamaz.
Güvenlik Soruşturması Nedeniyle Memuriyete Alınmayanlar Ne Yapabilir?
Güvenlik soruşturmasına dayalı olarak memuriyete alınmayan kişiler, bu işlemin Anayasa’ya, yasalara ve yargı kararlarına aykırı olması halinde idare mahkemesinde iptal davası açabilir. Danıştay ve yerel mahkemeler, soyut kanaatlerle alınan kararları sıklıkla iptal etmektedir.
Ayrıca, aile bireylerinin geçmişine dayanarak yapılan değerlendirmeler hukuka aykırı sayılmakta ve iptal nedeni olarak kabul edilmektedir.
Memuriyete alınmama kararının gerekçesi açıkça belirtilmiyorsa, bu durum başlı başına hukuka aykırılık teşkil eder.