Kamulaştırmasız el atma, idarenin özel mülkiyete tabi bir taşınmaza herhangi bir kamulaştırma işlemi yapmadan fiilen müdahale ederek taşınmazı kullanmaya başlaması durumudur. Bu müdahale, taşınmazın tamamına ya da bir kısmına yönelik olabilir ve çoğunlukla kamu hizmeti amacıyla gerçekleştirilir. Ancak bu durum mülkiyet hakkının ihlali anlamına geldiğinden, hak sahiplerine dava açma hakkı tanır.
Kamulaştırmasız El Atmanın Hukuki Tanımı ve Temel Özellikleri
Kamulaştırmasız el atma, 1980’li yıllardan itibaren Türk hukuk pratiğinde şekillenen ve doktrin ile yargı kararlarıyla gelişen bir kavramdır. Hukuken geçerli bir kamulaştırma kararı olmadan bir taşınmazın kamu gücüyle kullanılmaya başlanması halinde bu durumun doğurduğu zararların giderilmesi gerekir.
Kamulaştırmasız el atmanın temel özellikleri şunlardır:
-
İdare, kamusal bir amaçla özel mülkiyete el koyar.
-
Herhangi bir kamulaştırma kararı veya bedel ödeme süreci yürütülmeden işlem yapılır.
-
Fiili el atma (taşınmazın doğrudan kullanılması) veya hukuki el atma (imar planıyla yapılaşmanın engellenmesi) şeklinde gerçekleşebilir.
Bu uygulama, mülkiyet hakkının korunmasına dair Anayasa’nın 35. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 1 nolu Ek Protokolü ile de çelişmektedir.
Kamulaştırmasız El Atma Nasıl Tespit Edilir?
Kamulaştırmasız el atma genellikle taşınmaz malikinin durumu fark etmesiyle gündeme gelir. Yol, park, elektrik direği, su deposu, okul, hastane gibi kamusal yapıların bir taşınmaz üzerine yapılması ya da taşınmazın bu hizmetler için kullanılması tespitte ilk işarettir.
El atmanın varlığının kabul edilebilmesi için:
-
Taşınmaz özel mülkiyete tabi olmalıdır.
-
El atma, kamu hizmeti amacı taşımalı ve idare tarafından yapılmış olmalıdır.
-
Müdahale, kamulaştırma işlemi yürütülmeden yapılmış olmalıdır.
-
Malikin izni olmadan, fiilen veya hukuken taşınmazdan yararlanılıyor olmalıdır.
Bu şartlar gerçekleşmişse, malik idareye karşı tazminat talep edebilir veya taşınmazın bedelinin ödenmesini isteyebilir.
Kamulaştırmasız El Atma Davası Nasıl Açılır?
Kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan dava, tam yargı davası veya tespit davası niteliğindedir. Malik, taşınmazına fiilen el atıldığını tespit ettirmek ve bedelini talep etmek amacıyla dava açabilir. Dava açma süreci şu şekilde işler:
-
El atmanın idare tarafından yapıldığının belirlenmesi
-
Müdahale tarihinin netleştirilmesi (zamanaşımı yönünden önemlidir)
-
Taşınmazın tapu kaydının, bedelinin ve el atmanın kapsamının belgelenmesi
-
Dava dilekçesiyle birlikte yetkili mahkemeye başvuru yapılması
Bu dava, asliye hukuk mahkemesinde açılır. Yetkili mahkeme ise taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir.
Kamulaştırmasız El Atma Davasında Talep Edilebilecek Haklar
Kamulaştırmasız el atma nedeniyle maliklerin sahip olduğu başlıca hak, taşınmazın bedelini talep etme hakkıdır. Ancak bazı durumlarda ayni hakkın iadesi de istenebilir. Genellikle talep edilen başlıca kalemler şunlardır:
-
El atılan kısmın rayiç bedelinin ödenmesi
-
Gecikme faizi
-
Mahkeme ve avukatlık masrafları
-
El atmanın sona erdirilmesi (yıkım talebi)
Yargıtay uygulamasına göre, taşınmazın tamamı kamu tarafından kullanılıyorsa bedel ödenerek mülkiyet kamuya geçer. Kısmi el atmalarda ise malikin isterse sadece o kısmın bedelini alabileceği gibi, tamamının kamulaştırılmasını da isteyebileceği kabul edilir.
Kamulaştırmasız El Atma Davası Ne Kadar Sürer?
Kamulaştırmasız el atma davaları, taşınmazın niteliği, dava konusu talepler, bilirkişi incelemeleri ve idarenin savunmaları gibi etkenlere göre ortalama 1,5 ila 3 yıl arasında sürebilir. Davada genellikle bilirkişi aracılığıyla taşınmazın değeri tespit edilir. Yargılama sürecinde yürütmenin durdurulması ya da ihtiyati tedbir kararı alınması mümkün değildir.
Hak kaybı yaşanmaması için dava sürecinde hukuki destek alınması, özellikle teknik bilirkişi raporlarına etkili itirazlar yapılması açısından önemlidir.
Kamulaştırmasız El Atmada Zamanaşımı Var mıdır?
Kamulaştırmasız el atma davalarında zamanaşımı konusu, Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi kararlarıyla şekillenmiştir. Fiili el atma söz konusuysa, malik el atma tarihinden itibaren 20 yıl içinde dava açabilir. Bu süre içinde herhangi bir kamulaştırma işlemi yapılmamışsa malik hak talep edebilir.
Ancak bazı kararlarla bu sürenin 30 yıla kadar uzayabileceği de ifade edilmiştir. Uygulamada taşınmazın ne zamandan beri kamu hizmetinde kullanıldığının ispatı, zamanaşımı açısından belirleyicidir.