Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu, toplumda barış ve huzurun korunması amacıyla düzenlenmiş bir ceza normudur. Türk Ceza Kanunu’nun 216. maddesinde yer alan bu suç, halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılıklarına dayanarak kin ve düşmanlığa sevk edilmesini, bu suretle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin doğmasını cezalandırır. Suçun ifade özgürlüğüyle çatışmaması için sınırları titizlikle çizilmiş ve dar yorumlanması gerektiği vurgulanmıştır.
Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu hangi fiilleri kapsar?
Bu suç, kişilerin düşünce açıklamalarıyla toplumda belli gruplar arasında düşmanlık yaratmaya çalışmaları hâlinde oluşur. Suçun unsurları şunlardır:
-
Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı kesimlerine yönelik açıklama yapılması
-
Açıklamanın alenen gerçekleştirilmesi
-
Açıklamanın halkı kin ve düşmanlığa sevk edecek nitelikte olması
-
Açıklamanın kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlike doğurması
Bu dört unsur birlikte gerçekleşmediği sürece halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu oluşmaz. Özellikle son madde, suçun oluşmasında en kritik değerlendirme ölçütüdür.
Bu suç ile hakaret suçu arasındaki fark nedir?
Hakaret suçu birey ya da topluluklara yönelik onur kırıcı sözleri kapsarken, halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu toplumun belirli kesimlerini birbirine karşı kışkırtmayı hedefleyen ve daha geniş kitleleri etkileyen fiilleri kapsar. Ayrıca hakaret suçunda kamu güvenliğini tehdit eden bir durum aranmazken, halkı kin ve düşmanlığa tahrikte açık ve yakın tehlike aranır.
Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu hangi cezayı gerektirir?
Suçun basit hali için 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngörülür. Ancak:
-
Suç, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde işlenmişse ceza artırılır.
-
Dini değerlerin aşağılanması yoluyla tahrik yapılmışsa ceza en az 1 yıl olur.
-
Sosyal medya, basın-yayın gibi etki gücü yüksek platformlar üzerinden işlenmişse suçun ağırlığı artar ve ceza üst sınırdan uygulanabilir.
Mahkeme, fiilin etkisini ve toplumda oluşturduğu tehlikeyi dikkate alarak cezada takdir kullanır.
Suçun işlenme biçimi sosyal medya üzerinden olursa sonuç ne olur?
Sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlar, “alenen” işlenmiş fiil kapsamında değerlendirilir. Paylaşımın içeriği, ulaştığı kitle, kullanılan ifade biçimi ve niyeti analiz edilerek halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu oluşup oluşmadığı belirlenir. Özellikle kamuoyunu etkileyen hesaplardan yapılan nefret söylemi içeren paylaşımlar bu suç kapsamında değerlendirilir.
Suç hangi mahkemede görülür?
Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu, Asliye Ceza Mahkemesi tarafından yargılanır. Suçun işlendiği yer mahkemesi yetkilidir. Sosyal medya üzerinden işlenen fiillerde ise faile ulaşılabilen yer, paylaşımın yapıldığı yer veya mağdurun bulunduğu yer mahkemesi yetkili olabilir.
Suçun tespitinde hangi deliller kullanılır?
Bu tür suçlarda en önemli deliller şunlardır:
-
Paylaşım metni veya konuşma kaydı
-
Paylaşımın yapıldığı platform ve tarih bilgileri
-
Tanık beyanları veya şikayet dilekçeleri
-
Uzman raporları (özellikle bilişim uzmanları tarafından hazırlanan teknik analizler)
Alenen yapılma şartı bulunduğu için genellikle kamuya açık açıklamalar, videolar, yazılar veya görseller delil olarak değerlendirilir.
Bu suç ifade özgürlüğüne aykırı mıdır?
Hayır. Anayasa ve AİHM içtihatları gereği, ifade özgürlüğü koruma altındadır; ancak kamu güvenliğini tehdit eden, nefret içeren ve insanları ayrıştırmaya yönelik söylemler ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmez. Mahkemeler, ifade özgürlüğü ile halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu arasındaki dengeyi, her somut olayda ayrı ayrı değerlendirir.
Etkin pişmanlık bu suçta uygulanabilir mi?
Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu, kamu düzenine karşı işlenen suçlar arasında yer aldığı için etkin pişmanlık hükümleri doğrudan uygulanmaz. Ancak failin yargılama sürecinde pişmanlık göstermesi, paylaşımını kaldırması, özür dilemesi gibi davranışları hâkim tarafından cezayı hafifletici neden olarak değerlendirilebilir.