Ara G-87 Tahdit Kodu Nedir, Hangi Durumlarda Konulur ? - 2025 - Ulus

G-87 Tahdit Kodu Nedir, Hangi Durumlarda Konulur ? – 2025

G-87 Tahdit Kodu Nedir, Hangi Durumlarda Konulur?

G-87 tahdit kodu, Türkiye’de kamu güvenliği açısından sakıncalı görülen yabancıların ülkeye girişlerinin engellenmesi amacıyla uygulanan idari nitelikte bir yasaklama tedbiridir. Bu kod, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu uyarınca Göç İdaresi Başkanlığı tarafından konulur ve genellikle “kamu düzeni ve güvenliği” gerekçesiyle yabancının Türkiye’ye girişine belirli süreyle yasak getirilmesini sağlar.

G-87 Kodu Hangi Amaçla Uygulanır?

G-87 tahdit kodunun temel amacı, Türkiye’ye giriş yapmak isteyen yabancıların kamu düzenine zarar verme riski taşıyıp taşımadığını denetlemektir. Bu kod genellikle, terörle iltisaklı kişiler, organize suç örgütleriyle bağlantılı yabancılar, radikalleşme şüphesi bulunan bireyler veya millî güvenliği tehdit ettiği değerlendirilen kişiler hakkında uygulanır.

Kod konulması için mahkeme kararı gerekmemekle birlikte, genellikle emniyet birimlerinin istihbarat raporları, MİT analizleri veya yabancının geçmişteki Türkiye’deki faaliyetleri doğrultusunda idari değerlendirme yapılır.

G-87 Kodunun Konulmasına Sebep Olan Durumlar

G-87 kodu belirli suçların işlenmiş olması şartına dayanmaz. Gerekçe çoğu zaman “şüphe” veya “risk değerlendirmesi”ne dayalıdır. Aşağıdaki durumlarda sıklıkla uygulanır:

  1. Yabancının terör örgütleriyle bağlantılı olduğuna dair istihbari bilgi varsa

  2. Milli güvenliği tehdit eden faaliyetlerde bulunduğu kanaati varsa

  3. Ülkeye girişinin kamu düzenini bozma riski taşıdığı düşünülüyorsa

  4. Radikalleşme eğilimi gösterdiğine dair güvenlik birimlerinde kayıt varsa

Bu durumlar, mahkemece sabit hale gelmeden sadece kamu otoritelerinin ön değerlendirmesiyle de yeterli sayılabilir. Bu yönüyle G-87 kodu, cezai bir yaptırımdan çok önleyici idari tedbir niteliğindedir.

G-87 Tahdit Kodu Hakkında Yabancıya Bildirim Yapılır Mı?

G-87 kodu genellikle yabancı kişi Türkiye’ye giriş yapmak isterken sınır kapısında veya vize başvurusu esnasında fark edilir. Ancak bu koda dair önceden bildirim yapılması gibi bir zorunluluk yoktur. Kimi durumlarda yabancı, sadece “güvenlik gerekçesiyle ülkeye alınmadığı” bilgisiyle yetinmek zorunda kalır.

Bu nedenle birçok kişi G-87 kodunu, vize başvurusu reddedildiğinde veya sınır dışı edilme sürecinde öğrenmektedir.

G-87 Koduna Karşı Hangi Hukuki Yollar İzlenebilir?

G-87 kodunun kaldırılması için aşağıdaki yollar izlenebilir:

  1. Göç İdaresi Başkanlığı’na İdari Başvuru: Kodun kaldırılması için yazılı başvuru yapılabilir. Bu başvuruda kişinin Türkiye’ye girişinin kamu düzenini bozmayacağına dair gerekçeler sunulmalıdır.

  2. İdare Mahkemesinde İptal Davası Açılması: Başvuruya olumsuz yanıt verilmesi veya cevap verilmemesi durumunda, 60 gün içinde idare mahkemesine dava açılabilir.

  3. Tedbir Talebi: Mahkemeye yapılacak başvurularda, davanın sonucunu beklemeksizin giriş yasağının geçici olarak kaldırılması için yürütmenin durdurulması talep edilebilir.

Bu süreçte hukuki destek alınması, başvurunun gerekçeli, kanıta dayalı ve usulüne uygun hazırlanması açısından önemlidir.

G-87 Tahdit Koduna Nasıl İtiraz Edilir? Adım Adım Hukuki Başvuru Rehberi

Aşama Yapılacak İşlem Süre Başvuru Yeri Açıklama
1. Aşama Kodun öğrenilmesi Belirsiz Havalimanı, Konsolosluk, Göç İdaresi Genellikle sınır kapısında, vize başvurusunda veya deport işlemi sırasında öğrenilir.
2. Aşama Göç İdaresi’ne İdari Başvuru En kısa sürede yapılmalı İl Göç İdaresi veya Göç İdaresi Başkanlığı Kodun kaldırılması için gerekçeli dilekçe sunulur. Kamu düzenini tehdit etmediğinize dair açıklamalar yapılmalıdır.
3. Aşama İdarenin Cevabı Beklenir 30 gün İdare cevap vermezse zımnen reddedilmiş sayılır ve dava açma hakkı doğar.
4. Aşama İdare Mahkemesine Dava Açılması Ret tarihinden itibaren 60 gün Yetkili İdare Mahkemesi Kararın iptali ve yürütmenin durdurulması talep edilir. Kodun hukuka aykırı olduğu gerekçelendirilmelidir.
5. Aşama Mahkeme Kararının Uygulanması Değişken Kod iptal edilirse Göç İdaresi sistemden siler. Yabancı kişi Türkiye’ye giriş hakkı kazanır.

G-87 Kodunun Süresi Ne Kadardır?

G-87 kodu süresiz değildir. Uygulamada çoğunlukla 1 ila 5 yıl arasında giriş yasağı şeklinde belirlenir. Ancak bu süre Göç İdaresi tarafından değerlendirilerek yenilenebilir veya kısaltılabilir. Ayrıca hukuki başvurularla sürenin kaldırılması mümkündür.

Bazı hallerde, Türkiye’ye giriş yasağı süresi dolsa bile kod sistemde kalabilir ve yeni bir giriş teşebbüsünde “güvenlik riski” değerlendirmesi yeniden yapılabilir.

G-87 Kodunun Kaldırılması Sonrası Türkiye’ye Giriş Mümkün Müdür?

G-87 kodunun idari başvuru ya da dava yoluyla kaldırılması halinde, yabancı kişinin vize alarak veya vize muafiyeti kapsamında Türkiye’ye giriş yapması mümkün hale gelir. Ancak önceki yasaklama gerekçesi kayıtlarda yer alabileceğinden, pasaport kontrolü esnasında yeniden güvenlik değerlendirmesine tabi tutulma riski göz önünde bulundurulmalıdır.

Bu nedenle başvurularda yalnızca kodun kaldırılması değil, aynı zamanda yeni girişte sorun yaşanmaması için ek güvence oluşturulması da hedeflenmelidir.

G-87 Tahdit Kodu Sıkça Sorulan Sorular
G-87 Tahdit Kodu Sıkça Sorulan Sorular

G-87 Tahdit Kodu Sıkça Sorulan Sorular

G-87 tahdit kodu nedir?

G-87 tahdit kodu, Türkiye’ye giriş yapmak isteyen yabancıların kamu düzeni, kamu güvenliği veya kamu sağlığı açısından risk oluşturduğu değerlendirildiğinde, Göç İdaresi tarafından konulan idari nitelikte bir giriş yasağıdır. Bu kod, kişinin ülkeye alınmamasını ve belirli bir süreyle Türkiye’ye girişinin engellenmesini sağlar.

G-87 kodu hangi durumlarda konulur?

G-87 kodu genellikle kişinin terör örgütleriyle bağlantılı olduğu, radikalleşme eğiliminde bulunduğu, organize suçlarla ilişkili olduğu ya da milli güvenliği tehdit ettiğine dair istihbari bilgiler bulunduğu durumlarda uygulanır. Bu durumlar mahkeme kararı olmaksızın idari değerlendirme ile belirlenebilir.

G-87 kodu nasıl öğrenilir?

G-87 tahdit kodu çoğu zaman vize başvurusu reddedildiğinde, sınır kapısında ülkeye alınmadığında veya deport (sınır dışı) süreci başlatıldığında öğrenilir. Yabancı kişi, genellikle sadece “giriş yasağı bulunduğu” bilgisiyle karşılaşır; detaylı gerekçe çoğu zaman paylaşılmaz.

G-87 kodu konulan kişi Türkiye’ye giriş yapabilir mi?

Hayır. G-87 kodu bulunan yabancıların, belirtilen süre boyunca Türkiye’ye girişine izin verilmez. Kod aktif olduğu sürece vize başvuruları reddedilir, havalimanı veya kara sınır kapılarından girişler engellenir. Ancak idari başvuru veya dava yoluyla kodun kaldırılması sağlanabilir.

G-87 tahdit kodu ne kadar süreyle geçerlidir?

Kodun geçerlilik süresi 1 yıldan 5 yıla kadar değişebilir. Süre, Göç İdaresi’nin değerlendirmesine göre belirlenir. Bu süre dolduğunda kod kendiliğinden silinmeyebilir; bazı durumlarda yeniden güncellenir veya sistemde görünmeye devam edebilir.

G-87 koduna karşı nasıl itiraz edilir?

G-87 koduna karşı ilk adım olarak Göç İdaresi Başkanlığı’na başvuru yapılabilir. Başvuruda, kişinin kamu düzenini tehdit etmediğine dair açıklayıcı ve kanıta dayalı gerekçeler sunulmalıdır. Başvuru reddedilirse, 60 gün içinde idare mahkemesinde iptal davası açılabilir.

G-87 kodu olan kişi dava açabilir mi?

Evet. Koda ilişkin başvuru reddedildikten sonra ya da başvuruya hiç cevap verilmezse, idare mahkemesine karşı iptal davası açma hakkı vardır. Dava sürecinde yürütmenin durdurulması talep edilerek kodun geçici olarak etkisiz hale getirilmesi de istenebilir.

G-87 tahdit kodu kaldırıldığında Türkiye’ye giriş mümkün olur mu?

Evet. Kod kaldırıldığında, yabancı kişi vize başvurusunda bulunabilir veya vize muafiyeti kapsamında ülkeye giriş yapabilir. Ancak önceki kod geçmişi sebebiyle bazı güvenlik kontrolleri yeniden yapılabilir.

G-87 kodu ile sınır dışı edilen yabancının hakları nelerdir?

Bu kodla birlikte sınır dışı kararı verilen bir yabancı, 15 gün içinde idare mahkemesine başvurarak iptal davası açabilir. Aynı zamanda deport kararına itiraz süreci, kişinin Türkiye’ye dönmesi için önemli bir hukuki yoldur.

G-87 kodu ile karıştırılan diğer tahdit kodları nelerdir?

G-87 genellikle kamu güvenliği temelli tahdit kodları arasında yer alır. Bunun dışında G-82 (genel güvenlik şüphesi), G-89 (uluslararası terör bağlantısı) gibi benzer kodlar da vardır. Her bir kodun uygulanma nedeni ve sonuçları farklılık gösterebilir.

G-87 Tahdit Kodu Nedir? Dikkat Edilmesi Gerekenler
G-87 Tahdit Kodu Nedir? Dikkat Edilmesi Gerekenler

G-87 Tahdit Kodu Nedir? Dikkat Edilmesi Gerekenler

G-87 Tahdit Kodu Hangi Amaçla Uygulanır?

G-87 tahdit kodu, yabancı uyruklu kişilerin Türkiye’ye girişlerinin kamu düzeni veya milli güvenlik gerekçesiyle engellenmesi amacıyla konulan bir giriş yasağıdır. Bu kod, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu kapsamında, Göç İdaresi Başkanlığı tarafından idari işlem olarak uygulanır. Yabancının herhangi bir suçtan hüküm giymesi gerekmeksizin, kamu güvenliğini tehdit ettiği düşünülen durumlarda kullanılabilir.

Kod, özellikle istihbari bilgiler, emniyet raporları veya MİT değerlendirmeleri ile desteklenen kişilere uygulanır. Amaç, suç oluşmadan önce kamu düzenini korumaktır. Bu nedenle, tamamen önleyici bir tedbir niteliği taşır.

G-87 Tahdit Kodu Kimlere Uygulanabilir?

Bu kod genellikle terör örgütleriyle bağlantılı olduğu düşünülen, radikalleşme eğilimi taşıyan, organize suç örgütleriyle ilişkili, ya da ülke güvenliği açısından risk oluşturan yabancılara yönelik olarak düzenlenir. Ancak uygulama geniş bir yorumla yapılabilir.

Yabancı uyruklunun geçmişteki faaliyetleri, seyahat geçmişi, sosyal medya paylaşımları veya başka ülkelerdeki sicili bu değerlendirmeye dahil edilebilir. Kodun uygulanması için kesinleşmiş bir mahkeme kararı aranmaz; idari kanaat yeterlidir.

G-87 Kodu Ne Zaman ve Nasıl Öğrenilir?

G-87 kodu çoğu zaman yabancı kişi Türkiye’ye giriş yapmak istediğinde fark edilir. Bu genellikle sınır kapılarında, vize başvurusunda ya da havalimanında pasaport kontrolü sırasında ortaya çıkar. Kişi, “ülkeye alınmama” gerekçesiyle karşılaştığında kodun varlığından haberdar olur.

Kod hakkında kişiye önceden tebligat yapılmaz. G-87 kodu konulan kişi genellikle sadece “güvenlik gerekçesiyle giriş engeli” olduğu bilgisini alır, detaylı gerekçeye ulaşmakta zorlanabilir.

G-87 Kodu Hangi Süreyle Uygulanır?

G-87 tahdit kodunun süresi sabit değildir. Uygulamada en sık rastlanan süreler 1 ila 5 yıl arasında değişen giriş yasaklarıdır. Bu süreler Göç İdaresi tarafından belirlenir ve kodun kaldırılmasına dair bir işlem yapılmadığı sürece geçerliliğini korur.

Kod süresi dolsa bile sistemden silinmeyebilir. Bu durumda kişi yeniden başvuruda bulunmazsa, kodun devam ettiği varsayılır ve yeniden giriş denemelerinde benzer engellerle karşılaşabilir.

G-87 Tahdit Kodunun Hukuki Dayanağı Nedir?

G-87 kodunun dayanağı 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 9. ve 15. maddeleridir. Bu maddelerde, kamu düzeni, kamu güvenliği veya kamu sağlığı açısından risk teşkil eden yabancıların Türkiye’ye girişine izin verilmeyebileceği düzenlenmiştir.

Ayrıca, sınır dışı kararı alınması durumunda, aynı kanunun 54. ve 53. maddeleri de uygulanabilir. İlgili yasal dayanaklar doğrultusunda kod, cezai değil, idari ve önleyici bir işlem olarak kabul edilir.

G-87 Koduna Karşı Başvuru Yolu Var Mıdır?

G-87 koduna karşı başvuru mümkündür. İlk olarak, Göç İdaresi Başkanlığı’na yazılı dilekçeyle başvuru yapılabilir. Bu dilekçede, kişinin kamu düzenine tehdit oluşturmadığı, Türkiye’ye girişinin güvenlik açısından sorun teşkil etmediği anlatılmalıdır. Kodun kaldırılmasını talep eden somut belgeler sunmak, başvurunun olumlu sonuçlanma şansını artırır.

Başvuru reddedilirse ya da 30 gün içinde cevap verilmezse, 60 gün içinde idare mahkemesinde iptal davası açılabilir. Dava sırasında yürütmenin durdurulması da talep edilebilir.

G-87 Kodu Hakkında Açılan Davalar Nasıl İşler?

İdare mahkemesine açılacak davalarda mahkeme, idarenin G-87 kodu uygulamasının hukuka uygun olup olmadığını inceler. Yabancının somut olarak kamu güvenliği açısından tehdit oluşturup oluşturmadığı değerlendirilir. Mahkeme, istihbari bilgilerin yeterli delil oluşturup oluşturmadığını da dikkate alabilir.

Mahkemeden yürütmenin durdurulması kararı çıkarsa, kod geçici olarak askıya alınır ve kişi Türkiye’ye giriş yapabilir. Kod tamamen kaldırılırsa, yabancı tekrar vize başvurusunda bulunabilir ya da vize muafiyeti kapsamında giriş yapabilir.

G-87 Kodunun Kaldırılması Halinde Ne Yapılmalıdır?

Kodun kaldırılması halinde, kişi Türkiye’ye giriş hakkı kazanır. Ancak geçmişte bu kodun bulunmuş olması, pasaport kontrolü esnasında yeniden inceleme yapılmasına yol açabilir. Bu nedenle, giriş öncesinde resmi onayın alındığına dair belgelerin hazır bulundurulması tavsiye edilir.

Bazı durumlarda, kod sistemden silinse bile yeni kodların eklenmesi mümkündür. Bu nedenle giriş yasağının tamamen kalktığından emin olunmalı, gerekirse Göç İdaresi ile doğrudan iletişime geçilmelidir.

G-87 Tahdit Kodu Danıştay Kararları
G-87 Tahdit Kodu Danıştay Kararları

G-87 Tahdit Kodu Danıştay Kararları

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2020/4631 E.  ,  2024/5214 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/4631
Karar No : 2024/5214

İSTEMİN_KONUSU: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, hakkında tesis edilen yurda giriş yasağının kaldırılması istemiyle yaptığı başvurunun reddine dair … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin… tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; Danıştay Onuncu Dairesinin 16/11/2016 tarih ve E:2016/3187, K:2016/4042 sayılı bozma kararına uyularak yeniden yapılan inceleme ve araştırma sonucunda, Emniyet Genel Müdürlüğü … Dairesi Başkanlığının… tarihli ve … sayılı yazısı göz önünde bulundurularak terörist faaliyetlere iştiraklerin önlenmesi, çatışma bölgelerine seyahatlerin engellenmesi ve ülke güvenliğinin korunması bağlamında, davacı hakkında devlet güvenlik birimlerinin raporları dikkate alınmak suretiyle hükümranlık yetkisi dahilinde tesis olunduğu anlaşılan dava konusu işlemde ulusal ve uluslararası metinlere aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI: Davacı tarafından, hakkında alınan yurda giriş yasağı kararının fiili nedenleri ve somut delilleri bulunmadığı, hakkındaki kararların Rusya makamlarından kaynaklandığı ve idare tarafından işlem tesis edilirken politik saiklerle hareket edildiği, 15 yıldır eşi ve çocuklarıyla birlikte Türkiye’de yaşadığı, etnik köken olarak Ahıska Türkü ve Çerkez olması nedeniyle burada tarihsel bağlarının bulunduğu, geri gönderilmesi halinde dini inançları nedeniyle kötü muamele ve işkence ile karşılaşacağı ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu, kamu güvenliğini tehlikeye sokacağı anlaşılan yabancılar hakkında tahdit kodu veri girişi yapıldığı, davacı hakkında ulusal güvenlik, terörizm eylemlerinin önüne geçmek ve çatışma bölgelerine seyahatin engellenmesi amacıyla G-87 tahdit kodu veri girişinin yapıldığı, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Rusya Federasyonu vatandaşı olan davacının, yasal olarak 2007 yılında Türkiye’ye giriş yaptığı, davacıya bu tarihten itibaren ikamet izni verildiği, istihbarat birimlerinde elde edilen bilgiler uyarınca davacı hakkında 23/10/2014 tarihinde ülkemizi çatışma bölgelerine geçişlerde güzergah olarak kullandığı gerekçesiyle Türkiye’ye giriş yasağı kararı alındığı, davacı tarafından Türkiye’ye giriş yasağının kaldırılması talebiyle 25/03/2015 tarihinde yapılan başvurunun dava konusu işlemle reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın “Yerleşme ve Seyahat Hürriyeti” başlıklı 23. maddesinde, “Herkes, yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir. Yerleşme hürriyeti, suç işlenmesini önlemek, sosyal ve ekonomik gelişmeyi sağlamak, sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek ve kamu mallarını korumak; Seyahat hürriyeti, suç soruşturma ve kovuşturması sebebiyle ve suç işlenmesini önlemek; Amaçlarıyla kanunla sınırlanabilir. Vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti, ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle hâkim kararına bağlı olarak sınırlanabilir. Vatandaş sınır dışı edilemez ve yurda girme hakkından yoksun bırakılamaz.” hükmü yer almaktadır.
BM tarafından, 16 Aralık 1966 tarihli, 2200A (XXI) sayılı Genel Kurul Kararıyla kabul edilen ve 23 Mart 1976 tarihinde yürürlüğe giren (Türkiye’nin taraf olduğu), Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmenin 12. maddesi şöyledir:
“1. Yasal olarak bir Devletin ülkesinde bulunan herkes, o ülke içinde özgürce hareket etme hakkına ve ikametgahını seçme özgürlüğüne sahiptir. 2. Herkes, kendi ülkesi de dahil olmak üzere, herhangi bir ülkeyi terketmekte özgürdür. 3. Yukarıda sözü edilen haklara, ulusal güvenliği, kamu düzenini, kamu sağlığını ya da genel ahlakı veya başkalarının hak ve özgürlüklerini korumak üzere yasalarla konmuş ve bu Sözleşme’de tanınan diğer haklarla uyumlu olanlar dışında herhangi bir sınırlama konulamaz. 4. Hiç kimse, kendi ülkesine girme hakkından keyfi olarak yoksun bırakılamaz.”
11/04/2013 tarih ve 28615 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun yayımı tarihinden bir yıl sonra 11/04/2014 tarihinde yürürlüğe giren 9. maddesinin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan haliyle, “(1) Genel Müdürlük, gerektiğinde ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşlerini alarak, Türkiye dışında olup da kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından Türkiye’ye girmesinde sakınca görülen yabancıların ülkeye girişini yasaklayabilir. (2) Türkiye’den sınır dışı edilen yabancıların Türkiye’ye girişi, Genel Müdürlük veya valilikler tarafından yasaklanır. (3) Türkiye’ye giriş yasağının süresi en fazla beş yıldır. Ancak, kamu düzeni veya kamu güvenliği açısından ciddi tehdit bulunması hâlinde bu süre Genel Müdürlükçe en fazla on yıl daha artırılabilir. (4) Vize veya ikamet izni süresi sona eren ve bu durumları yetkili makamlarca tespit edilmeden önce Türkiye dışına çıkmak için valiliklere başvuruda bulunup hakkında sınır dışı etme kararı alınan yabancıların Türkiye’ye giriş yasağı süresi bir yılı geçemez. (5) 56 ncımadde uyarınca Türkiye’yi terke davet edilenlerden, süresi içinde ülkeyi terk edenler hakkında giriş yasağı kararı alınmayabilir. (6) Genel Müdürlük, giriş yasağını kaldırabilir veya giriş yasağı saklı kalmak kaydıyla yabancının belirli bir süre için Türkiye’ye girişine izin verebilir. (7) Kamu düzeni veya kamu güvenliği sebebiyle bazı yabancıların ülkeye kabulü Genel Müdürlükçe ön izin şartına bağlanabilir.” hükmü yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlıkta, kamu güvenliğini ciddi şekilde tehlikeye sokacağı değerlendirilen yabancılar hakkında güvenlik tahdit kodları veri girişi yapıldığının, G-87 tahdit kodunun (Genel Güvenlik) Türkiye’nin kamu düzeni veya güvenliği ya da kamu sağlığı açısından Türkiye’ye girmesinde sakınca görülen yabancılar hakkında Türkiye’ye giriş yasağı alınmasında esas alınan veri girişi kodu olduğunun, jeopolitik konumu gereği Türkiye’yi çatışma bölgelerine geçiş güzergahı için kullanan, böylece ülkeye giriş çıkış yapan yabancıların, ülkeye giriş yapmalarını, ülkeyi güzergah olarak kullanmalarını, ülkede terör faaliyetlerinde bulunmalarını önlemek amacıyla veri girişi yapıldığının belirtildiği görülmektedir.
Dosya içeriğinde yer alan bilgi ve belgeler incelendiğinde; davalı Göç İdaresi Başkanlığınca verilen savunmalarda, davacı hakkında Emniyet Genel Müdürlüğü … Dairesi Başkanlığının … tarih ve… sayılı, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığının… tarih ve… sayılı ve Millî İstihbarat Teşkilâtı Başkanlığının… tarih ve… sayılı gizli yazılarına istinaden; ulusal güvenlik, terörizm eylemlerinin önüne geçmek ve çatışma bölgelerine seyahatin engellenmesi amacıyla ve genel güvenlik gerekçesiyle yurda giriş yasağı kararının alındığı belirtilmektedir.
Dairemizin 27/03/2024 tarihli ara kararı uyarınca yukarıda aktarılan yazıların anılan idarelerden istenildiği, bunun yanında davalı idareden davacı hakkında dava konusu işlemin tesis edilmesine sebep olan işlemler ile bilgilerin gönderilmesinin istenildiği; anılan idareler tarafından verilen ara kararı cevaplarında davacı hakkında tahdit kodu konulmasına gerekçe teşkil edecek somut bilgi ve belge sunulamadığı, davalı idarenin 06/11/2024 tarihli cevabi yazısında ise davacı hakkında tesis edilen tüm G-87 tahdit kodlarının, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığının … tarih ve … sayılı gizli yazısına istinaden kaldırıldığının bildirildiği, davacı hakkında aktif G-87 tahdit kodu bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda davacı hakkındaki tahdit kodlarının hangi gerekçeler ile kaldırıldığı da araştırılarak yeniden bir karar verilmesi gerekmekte olup, davanın reddi yönünde verilen … İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin KABULÜNE,
2. … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/11/2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

 

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2021/1714 E.  ,  2023/1215 K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2021/1714
Karar No : 2023/1215

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının onanmasına ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin 16/12/2020 tarih ve E:2016/2812 K:2020/6421 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Rusya uyruklu olan davacı tarafından, hakkındaki yurda giriş yasağı kararının kaldırılması talebiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin Göç İdaresi Genel Müdürlüğünü işleminin iptali istenilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince; istihbarat birimlerinin davacı hakkındaki raporları ile G-87 tahdit kodu bir arada değerlendirildiğinde; hükümranlık yetkisi dahilinde tesis olunduğu anlaşılan dava konusu işlemde ulusal ve uluslararası metinlere aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Davacının temyiz başvurusu üzerine Danıştay Onuncu Dairesince, temyize konu karar hukuk ve usûle uygun bulunmuş ve kararın onanmasına karar verilmiştir.

KARAR DÜZELTME
TALEP EDENİN_İDDİALARI : Davacı tarafından, temyiz aşamasında ileri sürdüğü iddiaların değerlendirilmediği, Rusya’da uğradığı zulüm ve baskıların dikkate alınmadığı, Türkiye’ye geliş ve kalış koşullarının değerlendirilmediği, hakkındaki tahdit kodunun konulmasına neden olan istihbarat kaynağının Rus güvenlik makamları olduğu, buradan intikal eden istihbari veriler çerçevesinde kodun konulduğu, Türk makamları tarafından davacı hakkında kamu güvenliği açısından tehlike oluşturduğuna yönelik bugüne kadar somut bilgi ve belge sunulamadığı ileri sürülerek Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Düzeltilmesi istenen kararın usûl ve yasaya uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 54. maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ :Karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizce verilen onama kararı kaldırılarak; davacının temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanun’un geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Onuncu Dairesinin 16/12/2020 tarih ve E:2016/2812, K:2020/6421 sayılı kararı kaldırılarak davacının temyiz istemi yeniden incelendi:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Rusya uyruklu olan davacı hakkında yurda giriş yasağı kararı alındığı, davacı vekili tarafından 17/12/2014 tarihli dilekçe ile davacı hakkındaki yurda giriş yasağı kararının kaldırılmasının talep edildiği, bu başvurunun reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan hâliyle 9. maddesinin 1. fıkrasında, “Genel Müdürlük, gerektiğinde ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşlerini alarak, Türkiye dışında olup da kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından Türkiye’ye girmesinde sakınca görülen yabancıların ülkeye girişini yasaklayabilir.” hükmü yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacı vekili tarafından müvekkili hakkında Türkiye’de bulunduğu sırada konulan giriş yasağının 6458 sayılı Kanun’a aykırı olduğu ileri sürülmekle birlikte; her ne kadar işlem tarihindeki hâliyle 6458 sayılı Kanun’un 9. maddesinin 1. fıkrasında, “Türkiye dışında olup da” ibaresi yer almakta ise de, bu ibare nedeniyle anılan hükmün kamu düzeni ve kamu güvenliği bakımından sakınca oluşturan kişiler yönünden ülke içinde bulunmaları hâlinde uygulanamayacağından söz etmenin mümkün olmadığı, dolayısıyla ülke güvenliği açısından mahsurlu olanlar için söz konusu maddenin uygulanabileceği sonucuna varılmıştır.
Diğer taraftan yukarıda aktarılan Kanun hükmü uyarınca kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından Türkiye’ye girmesinde sakınca görülen yabancıların ülkeye girişlerinin yasaklanması konusunda idareye geniş takdir yetkisi tanındığı açıktır. Bu hâliyle, idareye tanınan takdir yetkisi, yabancılar hukuku açısından dikkate alındığında, devletin hükümranlık haklarının doğal sonucu olup; kamu düzeninin korunması amaçlanmaktadır. Ancak yurda giriş yasağı işlemi tesis edilirken, idarece, hakkında yurda giriş yasağı kararı alınacak kişi yönünden bu yasağın uygulanmasını gerektirecek sebeplerin varlığının yeterli ve ciddi bilgiler ile ortaya konulması gerektiği kuşkusuzdur.
Uyuşmazlıkta; davacı hakkında tesis edilen yurda giriş yasağı kararı alınmasına dayanak Emniyet Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı yazısında, İstihbarat Dairesi Başkanlığının “gizli” yazısı ekinde gönderilen isim listesinde adı geçen davacının “ülkemize girişi yasaklılar” kapsamına alınmasının uygun olacağının değerlendirildiği ve buna istinaden davacının “yurdumuza girmesi yasaklanan yabancılar” kapsamına dahil edilmesinin uygun görüldüğünün belirtildiği; ancak davacıya isnat edilen suçlamalara yönelik olarak somut herhangi bir bilgi ve belgenin dosyaya sunulmadığı, yine davacı hakkında kamu düzeni veya kamu güvenliği açısından sakıncalı olduğu hususuna ilişkin olarak da herhangi bir bilgi ve belge olmadığı, davacıya yönelik ceza soruşturması veya kovuşturması olduğuna ilişkin de dava dosyası içerisinde herhangi bir bilgi ve belgenin yer almadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde; davacının yurda girişinin yasaklanması yolunda tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Nitekim, Anayasa Mahkemesinin 16/12/2020 tarih ve Başvuru Numarası:2018/6143 sayılı kararında;
“…52. Temel hak ve özgürlüklerin korunması millî güvenlik alanında yapılan faaliyetlerin de keyfîliğe ve kötüye kullanmaya karşı denetlenmesini elzem kılar. Hakkında millî güvenlik hususlarına dayanan bir tedbir uygulanan kişilerin keyfîliğe karşı tüm güvencelerden yararlanması gerekir. Söz konusu tedbirin hukuka uygunluğunu denetlemek ve olası keyfîlik ve kötüye kullanmayı engellemek bakımından yargısal makamların görevi her somut olayın koşullarına göre müdahaleyi haklı göstermek için öne sürülen gerekçelerin ilgili ve yeterli olup olmadığını incelemektir.
53. Millî güvenliğin korunması için yürütülen istihbarat faaliyetlerinde elde edilen bilgi ve belgelerin gizliliğinin korunmasının önemi tartışmasızdır. Bu nedenle bir yabancının özellikle terörist faaliyetlerle ilgili olarak ve millî güvenliğin korunması amacıyla sınır dışı edilmesinde veya ülkeye girişinin yasaklanmasında kamu makamlarından kişiyle ilgili ceza yargılaması yürütülmesi veya mahkûmiyet kararı bulunması yahut elde edilen gizli nitelikte tüm bilgi ve belgeleri yargı mercilerine sunmaları gibi yüksek bir ispat standardı yükümlülüğü beklenemez. Ancak kamu makamlarının soyut şekilde kişinin millî güvenlik bakımından tehlike oluşturduğunu ileri sürmeleri de yeterli değildir. Kamu makamlarının mutlaka somut olayın koşulları içinde kişinin millî güvenliği tehlikeye atacak nitelikteki faaliyetlerde bulunduğuna dair yeterli ve ciddi bilgileri yargı mercilerine sunması gerekir.
54. Ayrıca derece mahkemelerince bu yönden yapılan denetimin de sırf şeklî bir inceleme olması durumunda anayasal hak ve özgürlüklerin fiilen somut ve etkili biçimde korunduğundan söz etmek mümkün olmayacaktır. Yargı makamlarının temel hak ve özgürlüklerin keyfîliğe karşı gerçekten ve etkili şekilde korunmasını sağlama görevleri gereği kamu makamlarınca müdahale ile ilgili olarak ileri sürülen sebepleri inceleyerek konuyla ilgili beyanların neden kabul edildiği veya reddedildiğine dair gerekçelerini kararlarında göstermeleri zorunludur…” ilkeleri ortaya koyulduktan sonra;
“… 56. Yurda giriş yasağı işlemine ilişkin yargılama sürecinde davalı idarenin soyut şekilde istihbari bilgiler doğrultusunda işlem tesis edildiği şeklinde savunma yaptığı, derece mahkemesi tarafından da aynı gerekçe esas alınarak davanın reddedildiği görülmektedir. Başvurucunun çatışma bölgeleriyle bağlantılı olabileceğine ilişkin değerlendirmenin yalnızca Atatürk Havalimanı’nda yapılan mülakatta oluşan kanaate dayalı olduğu, bu değerlendirmenin somut bilgi, olgu ve belgelere dayanmadığı anlaşılmıştır. Yargılama sürecinde başvurucu tarafından sürekli olarak hangi gerekçelerle kamu güvenliğini tehlikeye attığının belirsiz olduğunun ifade edilerek yurda giriş yasağı işleminin iptalinin talep edilmesine karşın İdare Mahkemesi kararında idarenin soyut şekilde ileri sürdüğü millî güvenlik argümanının olduğu gibi kabul edilerek sadece şeklî bir denetim yapılmak suretiyle davanın reddedilmiş olduğu görülmektedir. İdare Mahkemesi kararında, yurda giriş yasağı kararı alınmasına neden olan isnatlar, bunlar üzerine yapılmış olan işlemler ile safahatlarına ilişkin hiçbir ayrıntıya yer verilmediği ve kamu düzeni ve güvenliği açısından nasıl ve ne derecede bir tehdit oluşturduğuna dair bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır…” değerlendirmesine yer verilmiştir.
Bu itibarla, davacının yurda girişinin yasaklanmasını gerektiren herhangi bir somut belge ve bilgiye dayandırılamayan dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varıldığından, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin KABULÜNE,
2. Davanın reddine ilişkin … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 14/03/2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2016/2309 E.  ,  2021/2311 K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/2309
Karar No : 2021/2311

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Rusya uyruklu olan davacı tarafından, hakkında verilen yurda giriş yasağı kararının kaldırılması istemiyle yapılan 25/03/2015 tarihli başvurunun zımmen reddine ilişkin işlemin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı hakkındaki istihbarat birimlerinin raporları ile G-87 tahdit kodu bir arada değerlendirildiğinde; hükümranlık yetkisi dahilinde tesis olunduğu anlaşılan dava konusu işlemde ulusal ve uluslararası metinlere aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı vekili tarafından, müvekkili hakkında Türkiye’de bulunduğu sırada konulan giriş yasağının 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’na aykırı olduğu, ayrıca seyahat hürriyetinin sadece vatandaşlara tanınan bir hak olmadığı, Anayasa’nın seyahat hürriyetini vatandaş-yabancı ayrımı olmaksızın güvence altına aldığı, öte yandan müvekkili hakkında herhangi bir ceza soruşturması veya ceza kovuşturması bulunmadığı belirtilerek dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı, bu nedenle Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, G-87 tahdit kaydının (Genel Güvenlik) Türkiye’yi çatışma bölgelerine geçiş yapmak için kullanan yabancıların ülkemize giriş yapmalarını ve ülkemizi güzergah olarak kullanmalarını önlemek amacıyla konulan bir tahdit kodu olduğu belirtilerek, davacının Suriye’deki çatışma bölgeleriyle bağlantılı faaliyetlerinin bulunduğunun tespit edildiği, hakkındaki tahdit kaydının da ülkemizi çatışma bölgelerine geçişte güzergah olarak kullanması ve bundan dolayı kamu düzeni ve güvenliği açısından ciddi tehdit oluşturması nedeniyle konulduğu, ayrıca Türkiye dışında bulunan yabancılara yönelik olarak da yurda giriş yasağı kararı alınabileceği belirtilerek davaya konu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, bu nedenle temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Rusya uyruklu olan davacının 10/12/2013 tarihinde Atatürk Havalimanı’ndan Türkiye’ye giriş yaptığı, Göç İdaresi Genel Müdürlüğünce 09/01/2015 tarihinde Yurda giriş yasağı kararı alındığı, daha sonra davacı vekili tarafından 25/03/2015 tarihli dilekçe ile müvekkili hakkındaki yurda giriş yasağının kaldırılması istemiyle davalı idareye başvuruda bulunulduğu, bu başvurunun zımmen reddi üzerine anılan zımmen ret işleminin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan haliyle 9. maddesi, 1. fıkrasında, “Genel Müdürlük, gerektiğinde ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşlerini alarak, Türkiye dışında olup da kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından Türkiye’ye girmesinde sakınca görülen yabancıların ülkeye girişini yasaklayabilir.”hükmü yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacı vekili tarafından müvekkili hakkında Türkiye’de bulunduğu sırada konulan giriş yasağının 6458 sayılı Kanun’a aykırı olduğu ileri sürülmekle birlikte; her ne kadar işlem tarihindeki haliyle 6458 sayılı Kanun’un 9. maddesi, 1. fıkrasında, “Türkiye dışında olup da” ibaresi yer almakta ise de, bu ibare nedeniyle anılan hükmün kamu düzeni ve kamu güvenliği bakımından sakınca oluşturan kişiler yönünden ülke içinde bulunmaları halinde uygulanamayacağından söz etmenin mümkün olmadığı, dolayısıyla ülke güvenliği açısından mahsurlu olanlar için söz konusu maddenin uygulanabileceği sonucuna varılmıştır.
Diğer taraftan yukarıda aktarılan Kanun hükmü uyarınca kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından Türkiye’ye girmesinde sakınca görülen yabancıların ülkeye girişlerinin yasaklanması konusunda idareye geniş takdir yetkisi tanındığı açıktır. Bu haliyle, idareye tanınan takdir yetkisi, yabancılar hukuku açısından dikkate alındığında, devletin hükümranlık haklarının doğal sonucu olup; kamu düzeninin korunması amaçlanmaktadır. Ancak yurda giriş yasağı işlemi tesis edilirken, idarece, hakkında yurda giriş yasağı kararı alınacak kişi yönünden bu yasağın uygulanmasını gerektirecek sebeplerin varlığının yeterli ve ciddi bilgiler ile ortaya konulması gerektiği kuşkusuzdur.
Uyuşmazlıkta; davacı hakkında tesis edilen yurda giriş yasağı kararı alınmasına dayanak Emniyet Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı yazısında, Rusya Federasyonu INTERPOL biriminden alınan difüzyon mesajında, davacının radikal görüşlerin etkisi altında olduğu ve Suriye’de savaşmak amacıyla ülkesini terk ettiğinin bildirildiği, davacı hakkında yapılan tahkikatta ise, davacının 06/11/2014 tarihi itibariyle INTERPOL ve ASF veri tabanında ve tahdit kayıtlarında tanınmadığı, ülkemize 10/12/2013 tarihinde giriş yaptığı ve 06/11/2014 tarihi itibariyle yasal çıkış kaydının bulunmadığının belirtildiği; davacı hakkında yurda giriş yasağı kararı alınmasına ilişkin “Yabancı uyruklu şahıslar” konulu, … sayılı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün … tarihli işlemi incelendiğinde ise, uluslararası terörist faaliyetlerinin tespit ve deşifresi amacıyla sürdürülen çalışmalar kapsamında, çatışma bölgeleriyle bağlantılı faaliyet gösterdiğine ilişkin bilgiler intikal eden işlem ekinde isimleri bulunan davacının da aralarında bulunduğu yabancılar hakkında yurda giriş yasağı kararı alındığı görülmekle birlikte; davacıya isnat edilen suçlamalara yönelik olarak somut herhangi bir bilgi ve belgenin dosyaya sunulmadığı, yine davacı hakkında kamu düzeni veya kamu güvenliği açısından sakıncalı olduğu hususuna ilişkin olarak da herhangi bir bilgi ve belge olmadığı, davacıya yönelik ceza soruşturması veya kovuşturması olduğuna ilişkin de dava dosyası içerisinde herhangi bir bilgi ve belgenin yer almadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde; davacının yurda girişinin yasaklanması yolunda tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Nitekim, Anayasa Mahkemesinin 16/12/2020 tarih ve Başvuru Numarası:2018/6143 sayılı kararında;
“…52. Temel hak ve özgürlüklerin korunması millî güvenlik alanında yapılan faaliyetlerin de keyfîliğe ve kötüye kullanmaya karşı denetlenmesini elzem kılar. Hakkında millî güvenlik hususlarına dayanan bir tedbir uygulanan kişilerin keyfîliğe karşı tüm güvencelerden yararlanması gerekir. Söz konusu tedbirin hukuka uygunluğunu denetlemek ve olası keyfîlik ve kötüye kullanmayı engellemek bakımından yargısal makamların görevi her somut olayın koşullarına göre müdahaleyi haklı göstermek için öne sürülen gerekçelerin ilgili ve yeterli olup olmadığını incelemektir.
53. Millî güvenliğin korunması için yürütülen istihbarat faaliyetlerinde elde edilen bilgi ve belgelerin gizliliğinin korunmasının önemi tartışmasızdır. Bu nedenle bir yabancının özellikle terörist faaliyetlerle ilgili olarak ve millî güvenliğin korunması amacıyla sınır dışı edilmesinde veya ülkeye girişinin yasaklanmasında kamu makamlarından kişiyle ilgili ceza yargılaması yürütülmesi veya mahkûmiyet kararı bulunması yahut elde edilen gizli nitelikte tüm bilgi ve belgeleri yargı mercilerine sunmaları gibi yüksek bir ispat standardı yükümlülüğü beklenemez. Ancak kamu makamlarının soyut şekilde kişinin millî güvenlik bakımından tehlike oluşturduğunu ileri sürmeleri de yeterli değildir. Kamu makamlarının mutlaka somut olayın koşulları içinde kişinin millî güvenliği tehlikeye atacak nitelikteki faaliyetlerde bulunduğuna dair yeterli ve ciddi bilgileri yargı mercilerine sunması gerekir.
54. Ayrıca derece mahkemelerince bu yönden yapılan denetimin de sırf şeklî bir inceleme olması durumunda anayasal hak ve özgürlüklerin fiilen somut ve etkili biçimde korunduğundan söz etmek mümkün olmayacaktır. Yargı makamlarının temel hak ve özgürlüklerin keyfîliğe karşı gerçekten ve etkili şekilde korunmasını sağlama görevleri gereği kamu makamlarınca müdahale ile ilgili olarak ileri sürülen sebepleri inceleyerek konuyla ilgili beyanların neden kabul edildiği veya reddedildiğine dair gerekçelerini kararlarında göstermeleri zorunludur…” ilkeleri ortaya koyulduktan sonra;
“… 56. Yurda giriş yasağı işlemine ilişkin yargılama sürecinde davalı idarenin soyut şekilde istihbari bilgiler doğrultusunda işlem tesis edildiği şeklinde savunma yaptığı, derece mahkemesi tarafından da aynı gerekçe esas alınarak davanın reddedildiği görülmektedir. Başvurucunun çatışma bölgeleriyle bağlantılı olabileceğine ilişkin değerlendirmenin yalnızca Atatürk Havalimanı’nda yapılan mülakatta oluşan kanaate dayalı olduğu, bu değerlendirmenin somut bilgi, olgu ve belgelere dayanmadığı anlaşılmıştır. Yargılama sürecinde başvurucu tarafından sürekli olarak hangi gerekçelerle kamu güvenliğini tehlikeye attığının belirsiz olduğunun ifade edilerek yurda giriş yasağı işleminin iptalinin talep edilmesine karşın İdare Mahkemesi kararında idarenin soyut şekilde ileri sürdüğü millî güvenlik argümanının olduğu gibi kabul edilerek sadece şeklî bir denetim yapılmak suretiyle davanın reddedilmiş olduğu görülmektedir. İdare Mahkemesi kararında, yurda giriş yasağı kararı alınmasına neden olan isnatlar, bunlar üzerine yapılmış olan işlemler ile safahatlarına ilişkin hiçbir ayrıntıya yer verilmediği ve kamu düzeni ve güvenliği açısından nasıl ve ne derecede bir tehdit oluşturduğuna dair bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır…” değerlendirmesine yer verilmiştir.
Bu itibarla, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varıldığından, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesi, 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/05/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Yorum Ekle

Ulus Hukuk Logo
Ulus Hukuk Logo

Ulus Hukuk ve Danışmanlık Bürosu, 2020 yılında Kurucu Avukat Ekin Ulus tarafından, hukukun çeşitli alanlarında en yüksek standartlarda hizmet sunmak amacıyla kurulmuştur.

İletişim

0541 408 10 24
bilgi@ulus.av.tr
Remzi Oğuz Arık Mah. Bülten Sk. No: 7/14 Çankaya/Ankara

Sosyal Medya