Askeri disiplin cezasına karşı dava, disiplin soruşturmaları sonucunda verilen cezalara karşı hukuki yollara başvurmak isteyen asker kişilerin en temel hak arama yollarından biridir. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bünyesinde görev yapan personelin görev düzeni, disiplini ve itaat zinciri büyük önem taşır. Bu nedenle disiplin kuralları sıkı şekilde uygulanır; ancak bu uygulamaların hukuka aykırı olması halinde ilgili personel dava açma hakkına sahiptir. Özellikle hukuka aykırı disiplin cezalarının iptali için başlatılan davalar, hem bireysel hakların korunmasını hem de idarenin denetlenmesini sağlar.

Askeri Disiplin Cezaları Nelerdir?
Disiplin cezaları, askeri personelin görev ve hizmet gereklerine aykırı davranışlarını önlemek amacıyla düzenlenmiş yaptırımlardır. 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’na göre, aşağıdaki disiplin cezaları uygulanabilir:
-
Uyarma: Sözlü veya yazılı olarak dikkat çekme
-
Kınama: Yazılı olarak davranışın uygun olmadığının belirtilmesi
-
Hizmet yerini terk etmeme: Belirli bir süreyle personelin görev yerinden ayrılmasının engellenmesi
-
Aylıktan kesme: Belirli oranda maaş kesintisi yapılması
-
Hizmet süresinin uzatılması: Terhis süresinin belirli bir süreyle ertelenmesi
-
Silahlı Kuvvetlerden ayırma (disiplin yönünden): Disiplin kurulunca alınan ve görevine son verilmesini sağlayan ceza
Bu cezalar, askeri hiyerarşi içinde birlik komutanları veya disiplin amirleri tarafından verilebilir. Ancak cezalandırma işleminin keyfi ya da mevzuata aykırı olması halinde ilgili asker kişi bu karara karşı idari yargı yoluna başvurabilir. Özellikle askeri personelin görevden çıkarılması, ciddi sonuçları olan bir disiplin cezasıdır ve bu tür işlemlerde mutlak yargı denetimi gerekir.
Disiplin Cezalarına Karşı Hangi Hukuki Yol İzlenir?
Askeri disiplin cezalarına karşı dava açma süreci, cezanın türüne ve hangi merci tarafından verildiğine göre değişebilir. 2017 yılında Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin kaldırılmasıyla birlikte, disiplin işlemleri artık idare mahkemelerinin görev alanına girmiştir.
Açılacak davalar idari yargı kapsamında değerlendirilir. Bu nedenle asker kişiler, disiplin cezasına ilişkin işlemin iptali için bulunduğu yerdeki idare mahkemesine başvurmalıdır. Ceza kararının tebliğinden itibaren 60 gün içinde dava açılabilir. Bu süre, askeri disiplin cezasına karşı dava açma süresi bakımından hak düşürücü niteliktedir.
Dava açmadan önce yapılabilecek işlemler:
-
İtiraz Başvurusu: Bazı disiplin cezalarında hiyerarşik itiraz hakkı bulunur. Cezayı veren amirin bir üstüne itiraz edilerek kararın kaldırılması talep edilebilir.
-
Dava Açma Süresi: İtiraz edilmesi halinde, kararın reddinden itibaren 60 günlük yeni bir dava süresi başlar.
-
İdari başvuru yollarının tüketilmesi, bazı durumlarda dava açmanın ön şartı olabilir.
Askeri Disiplin Cezasına Karşı Hukuki Başvuru Süreci
Aşama | Ne Yapılır? | Süre | Başvuru Yeri / Makam | Açıklama / Not |
---|---|---|---|---|
1. Disiplin Cezasının Tebliği | Ceza kararının yazılı veya sözlü olarak bildirilmesi | – | İlgili Birlik Komutanlığı | Tebliğ anı, dava süresinin başlaması açısından kritik başlangıç noktasıdır |
2. İtiraz Başvurusu (Varsa) | Üst disiplin amirine yazılı olarak itiraz yapılır | 5 gün içinde | Ceza Veren Amirlik Üstü | Her ceza türü için geçerli olmayabilir; geçerli ise dava süresini etkiler |
3. İtirazın Reddedilmesi | İtiraz yazılı olarak reddedilir | 15 gün içinde | İlgili Amirlik | İtiraz reddedildikten sonra 60 günlük dava süresi yeniden başlar |
4. İptal Davası Açılması | Ceza işlemine karşı iptal davası açılır | 60 gün içinde | Yetkili İdare Mahkemesi | Süre, tebliğ veya itiraz cevabından itibaren işlemeye başlar |
5. Yürütmenin Durdurulması | Ceza uygulanmadan önce durdurma talep edilir | Dava dilekçesiyle | İdare Mahkemesi | Cezanın geri alınması veya uygulanmaması için mahkemeden talep edilebilir |
6. Mahkeme Kararı | İptal veya ret yönünde karar verilir | Ortalama 6-12 ay | İdare Mahkemesi | Ceza iptal edilirse işlem tüm sonuçlarıyla ortadan kalkar |
Askeri Disiplin Cezasına Karşı Dava Açma Şartları
Dava açılabilmesi için bazı temel şartların sağlanması gerekir:
-
Tebliğ edilmiş bir disiplin cezası bulunmalı
-
Ceza, hukuk kurallarına veya usule aykırı şekilde verilmiş olmalı
-
Süre yönünden dava açma hakkı geçirilmemiş olmalı
Dava dilekçesinde, cezanın hangi gerekçelerle hukuka aykırı olduğu açıkça anlatılmalı, varsa tanık beyanları, kamera kayıtları veya yazılı belgelerle desteklenmelidir. Bu kapsamda hazırlanacak askeri disiplin cezası iptal dilekçesi, davanın en önemli unsurlarından biridir.
Hukuka aykırılık gerekçeleri arasında şunlar sayılabilir:
-
Soruşturmanın savunma hakkı tanınmadan yürütülmesi
-
Delil toplanmadan ceza verilmesi
-
Cezanın ölçüsüz olması
-
Yetkili olmayan bir kişinin ceza vermesi
-
Disiplin kurulunun tarafsızlığına gölge düşürecek işlemler yapılması
Bu nedenlerle verilen cezaların iptali talep edilebilir. Özellikle askeri personelin meslekten çıkarılmasına neden olan disiplin cezaları, çok yönlü bir yargı denetimini gerektirir.
Dava Hangi Mahkemede Açılır?
Askeri disiplin cezasına karşı dava açma yetkisi, idare mahkemelerine aittir. Yetkili mahkeme, davacının görev yaptığı birliğin bulunduğu yer idare mahkemesidir. Görevli mahkeme ise disiplin cezasını tesis eden işlemin idari nitelikte olması nedeniyle yine idare mahkemesidir.
İptal davası açıldığında mahkeme, işlemin hukuka uygunluğunu değerlendirir. Eğer ceza hukuka aykırıysa, iptal kararı verilir ve ceza tüm sonuçlarıyla ortadan kalkar. Askeri disiplin cezasının iptal edilmesi durumunda, personelin tüm hakları iade edilir ve disiplin sicili temizlenir.
Disiplin Cezası İptal Edilirse Ne Olur?
İdare mahkemesi tarafından verilen iptal kararı sonrası disiplin cezası geçmişe etkili şekilde hükümsüz hale gelir. Bu durum, personelin siciline işlenen cezanın silinmesi, özlük haklarının iade edilmesi gibi sonuçlar doğurur.
İptal kararının sonuçları:
-
Ceza nedeniyle doğan tüm olumsuz sonuçlar ortadan kalkar.
-
Özlük dosyasındaki kayıtlar silinir.
-
Personelin mağduriyeti giderilir.
-
Cezanın etkisiyle alınmış diğer idari kararlar da geçersiz hâle gelebilir.
-
Geriye dönük maaş ve tazminat talepleri gündeme gelebilir.
Bu nedenle dava açmak yalnızca cezanın iptali değil, kişinin kariyeri ve görev geleceği açısından da büyük önem taşır. Özellikle askeri disiplin cezasının haksız yere verildiğini düşünen personel, dava açmak suretiyle hukuki haklarını etkin şekilde kullanabilir.
Asker Kişilerin Disiplin Hakkı ve Hukuki Koruma
Türk Anayasası’nın 125. maddesi gereği, idarenin her türlü işlemi yargı denetimine tabidir. Bu kapsamda disiplin cezaları da istisna değildir. Her asker kişi, hukuka aykırı bir cezaya maruz kaldığında yargı yoluna başvurabilir. Disiplinin sağlanması kadar, keyfiliğin önlenmesi ve hukuki güvenliğin korunması da önemli bir kamu yararıdır.
Disiplin sisteminin caydırıcılıkla birlikte adaleti gözetmesi, hem personelin haklarını hem de kamu düzenini koruyacaktır. Bu doğrultuda yargı denetimi, askeri disiplinin meşruiyetini güçlendiren bir denge mekanizmasıdır. Askeri disiplin cezasına karşı dava açmak, sadece bireysel bir hak arama aracı değil, aynı zamanda hukukun üstünlüğünü savunma biçimidir.

Askeri Disiplin Cezasına Karşı Dava Sıkça Sorulan Sorular
Askeri disiplin cezasına karşı dava nedir?
Askeri disiplin cezasına karşı dava, Türk Silahlı Kuvvetleri personeline uygulanan disiplin cezalarının hukuka aykırı olması durumunda bu cezaların iptali amacıyla açılan idari davadır.
Askeri disiplin cezasına nasıl itiraz edilir?
Disiplin cezasını veren disiplin amirinin bir üstüne yazılı olarak itiraz edilebilir. İtiraz süresi genellikle 5 gündür. İtiraz reddedilirse, idare mahkemesinde iptal davası açılabilir.
Askeri disiplin cezasına karşı hangi mahkemede dava açılır?
Disiplin cezasına karşı dava, askerin görev yaptığı birlikte yetkili olan idare mahkemesinde açılır. Görevli mahkeme idari yargıdır.
Disiplin cezasına karşı dava açma süresi nedir?
Cezanın ilgili askere tebliğinden itibaren 60 gün içinde idare mahkemesinde dava açılması gerekir. Bu süre hak düşürücüdür.
Hangi disiplin cezalarına karşı dava açılabilir?
Uyarma, kınama, aylıktan kesme, hizmet yerini terk etmeme, hizmet süresinin uzatılması ve Silahlı Kuvvetlerden ayırma gibi tüm disiplin cezalarına karşı dava açılabilir.
Askeri disiplin cezasına karşı dava dilekçesi nasıl yazılır?
Dilekçede cezaya itirazın gerekçeleri açıkça belirtilmeli, hukuka aykırılık iddiaları somut bilgi ve belgelerle desteklenmelidir. Savunma hakkının ihlali, usule aykırılık, delil eksikliği gibi nedenler dilekçeye eklenebilir.
Askeri disiplin cezası iptal edilirse ne olur?
Mahkemece ceza iptal edilirse, ceza geçmişe etkili olarak ortadan kalkar. Sicil kayıtları temizlenir, özlük hakları iade edilir ve varsa disiplin cezasına bağlı diğer işlemler de geçersiz sayılır.
Disiplin cezası nedeniyle TSK’dan çıkarılan biri dava açabilir mi?
Evet. Disiplin yönünden TSK’dan ayırma cezası alan bir asker, bu işleme karşı idare mahkemesinde iptal davası açabilir. İşlemin hukuka aykırı olduğu tespit edilirse karar iptal edilir ve kişi görevine iade edilir.
Askeri disiplin cezasına karşı dava ne kadar sürer?
Davanın süresi, mahkemenin iş yoğunluğuna ve dosyanın içeriğine göre değişmekle birlikte ortalama 6 ila 12 ay arasında sonuçlanabilir. Gerekli görülürse yürütmenin durdurulması da talep edilebilir.
Askeri disiplin cezasına karşı dava açmak için avukat tutmak zorunlu mu?
Hayır, avukat tutmak zorunlu değildir. Ancak disiplin cezasının iptali davaları teknik konular içerdiğinden bir idare hukuku avukatından destek almak sürecin sağlıklı yürütülmesi açısından faydalı olabilir.

Askeri Disiplin Cezasına Karşı Dava Danıştay Kararları
Danıştay 12. Daire Başkanlığı 2024/3 E. , 2024/1743 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2024/3
Karar No : 2024/1743
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığında uzman erbaş olarak görev yapan davacı tarafından, disiplinsizliği alışkanlık haline getirdiği ve alkol bağımlılığı nedeniyle kendisinden istifade edilemeyeceğinden bahisle sözleşmesi feshedilerek ilişiğinin kesilmesine ilişkin 39. Mekanize Piyade Tümen Komutanlığının … tarih ve … sayılı işleminin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının her ay için ayrı ayrı hesaplanarak yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının disiplinsizliğe konu eylemlerinin cezalandırılmak suretiyle siciline işlendiği, dava konusu işlemde somut olaya uygun düşen hükümler arasında 6413 sayılı Kanun’un 20. maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (f) bendlerinin belirtildiği, davacının alkol durumuna yönelik dosyaya yansıyan iki tespitin mahiyeti itibarıyla 6413 sayılı Kanun’un 20. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde ahlaki zayıflık kapsamında görevi başında gerçekleştiğinden hizmete engel nitelikte olduğu; yine, askerlerin hastaneye sevki sırasında araç komutanı olarak görevlendirilmesine rağmen aracın şoförüne kendisinin şahsi ihtiyaçlarını gidermek için markete gitmesini emretmek suretiyle askeri aracı şahsi menfaati için kullandığı, bu hususta mahkumiyetine hükmedildiği; gözetimi altında bulunan askerle de hastane de ilgilenmeyerek alkol aldığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, yukarıda yer verilen disiplinsizliğe konu eylemlerinin (alkol almaya ve buna bağlı olarak) askeri disiplini esastan sarsacak ve kurumun itibarını zedeleyecek nitelikte olduğundan, kendisinden istifade edilmesine olanak bulunmadığı ve kamu hizmetine devamına imkan kalmadığı anlaşıldığından, sözleşmesinin feshine ilişkin olarak tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Disiplinsizliği alışkanlık haline getirme durumunun kendisinden istifade edilememe hali kapsamına dahil edilmesinin düzenlemelerin amacına aykırılık teşkil ettiği, 6413 sayılı Kanun’un 21. maddesi ile 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu’nun 12. maddesi dikkate alındığında disiplinsizliğin belirli bir yoğunluğa ulaşması durumunda personelin sözleşmesinin feshedilmesi ve meslekten çıkarma gibi ciddi nitelikteki yaptırımların öngörüldüğü, emsal kararlarda disiplinsizlik durumlarının kendisinden istifade edilememe veya sicil nedeniyle sözleşme feshi kapsamında olmadığı, mevzuatta öngörülen disiplin yaptırımlarının uygulanması gerektiği, mevzuatta kendilerinden istifade edilmeme hallerinin tahdidi olarak sayıldığı, işlemde ölçülülük ilkesine aykırılık bulunduğu, savunma alınmaksızın ilişiğinin kesildiği ve savunma hakkının ihlal edildiği, işlemin dayanağı gösterilen mevzuat hükmünün Anayasa Mahkemesince iptal edildiği belirtilerek, Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmüştür.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Usul ve yasaya uygun kararın onanması gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ :…
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığında uzman erbaş olarak görev yapan davacının sözleşmesi, görev sırasında alkol aldığı, alkollü şekilde araç kullandığı, izinsiz olarak garnizonu terkettiği, amirlerinin bilgisi dışında yoklamaya katılmadığı ve benzeri fiilleriyle disiplinsizliği alışkanlık haline getirdiği ve alkol bağımlılığı nedeniyle kendisinden istifade edilemeyeceğinden bahisle 39. Mekanize Piyade Tümen Komutanlığının … tarih ve … sayılı işlemi ile feshedilmiş, bunun üzerine temyizen incelenmekte olan işbu dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu’nun 1. maddesinde; bu Kanunun amacının, Türk Silahlı Kuvvetlerinin erbaş kadrolarında devamlılık arz eden teknik ve kritik görevlerde, yetişmiş personel ihtiyacını karşılamak maksadıyla istihdam edilecek uzman onbaşı ve uzman çavuşların temini, hizmet şartları görev ve hakları, yükümlülükleri, astsubay sınıfına geçirilmeleri ile ilgili esas ve usulleri düzenlemek olduğu, 4. maddesinde; Kuvvet Komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından hazırlanan ve ilgisine göre Milli Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlıklarınca onaylanan uzman onbaşı ve uzman çavuş kadrolarına göre her yıl alınacak uzman erbaşlarla ilgili kadro görev yerlerinin yayımlanarak duyurulacağı, istekli olan ve yönetmelikte belirtilen niteliklere sahip ve maddede belirtilen şartları taşıyanların istenilen belgelerle müracaat edecekleri, “Başarı Gösteremeyenler ve Ceza Alanlar” başlıklı 12. maddesinde; görevde başarısız olanlarla, atandıkları kadro görev yerleri ile ilgili olarak üç ay ve daha uzun süreli bir kurs veya eğitime gönderilenlerden kurs veya eğitimde başarısız olan veya kendilerinden istifade edilemeyeceği anlaşılan uzman erbaşların, barışta sözleşme sürelerine bakılmaksızın Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişikleri kesileceği ve yedekte er kaynağına alınacağı, görevde başarısız olma, intibak edememe ve kendilerinden istifade edilememe halleri ve bunlara yapılacak işlemlerin, çıkarılacak yönetmelikte düzenleneceği hükme bağlanmıştır.
20/09/2005 tarih ve 25942 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Uzman Erbaş Yönetmeliği’nin “Personelde aranacak nitelikler” başlıklı 6. maddesinde; “Uzman erbaş olarak alınacaklarda aşağıdaki şartlar aranır: …n) Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığının manevî şahsiyetine gölge düşürmemiş ve askerliğin şeref ve haysiyeti ile bağdaşmayacak fiil ve hareketlerde bulunmamış olmak,” hükmüne, “Görevde başarısız olma, kendilerinden istifade edilmeme halleri ve sözleşmenin feshedilmesi sebepleri” başlıklı 13. maddesinin ikinci fıkrasında; “Görevde başarısız olanlar ile kendisinden istifade edilemeyeceği (atış, spor, eğitim, operasyon ve istihdam edildikleri kadro görev yerlerinde ve davranışlarında askerlik mesleği değerlerini sergilemede, ikazlara rağmen istenen düzeye ulaşamayan ve aşırı derecede borçlananlardan bu durumu rapor, tutanak ve her türlü belge ile kanıtlananlar, mazeretsiz olarak bir sözleşme yılı içerisinde yedi gün ve daha uzun süre ile göreve gelmeyenler) anlaşılan, atandıkları kadro görev yerleri ile ilgili olarak üç ay ve daha uzun süreli bir kurs veya eğitime gönderilenlerden kurs veya eğitimde başarısız olan uzman erbaşların, barışta sözleşme sürelerine bakılmaksızın Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişikleri kesilir. Bunlar yedekte er kaynağına alınır.” hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Dosyanın incelenmesinden; iptali istenilen dava konusu 39. Mekanize Piyade Tümen Komutanlığının … tarih ve … sayılı işleminin içeriğinde ve davacı hakkında düzenlenen 08/05/2021 tarihli terhis belgesinin “Terhis Sebebi” bölümünde davacının sözleşmesinin “kendisinden istifade edilememesi”nden dolayı feshedildiği belirtilmesine karşın; yine, anılan dava konusu işlem ile … tarih ve … sayılı yazı içeriğinde, 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 20. maddesinin (b) bendinde düzenlenen “ahlaki zayıflık” ve (f) bendinde düzenlenen “disiplinsizliği alışkanlık haline getirmek” düzenlemeleri gereğince, alkol bağımlılığı ve buna bağlı olarak askeri disiplini esastan sarsacak ve itibarını zedeleyecek nitelikleri fiilleri işlediğinden, kendisinden istifade edilmesine imkan bulunmadığından bahisle sözleşmesinin feshedildiğinin belirtildiği anlaşılmıştır.
3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu’nun 12. maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen, “… kendilerinden istifade edilememe halleri ve bunlara yapılacak işlemler, çıkarılacak yönetmelikte düzenlenir.” ibaresi ile 19. maddesinde yer alan “… kendilerinden istifade edilememe halleri ve bunlara yapılacak işlem şekli …” ve “… yönetmelikte gösterilir.” ibaresinin itiraz yoluyla iptali istemiyle yapılan başvuruda, Anayasa Mahkemesinin 10/06/2022 tarih ve 31862 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 01/06/2022 tarih ve E:2022/4, K:2022/64 sayılı kararıyla “Anayasa’nın 13. ve 70. maddelerine aykırı olduğu” gerekçesiyle anılan ibarelerin iptaline karar verilmiştir.
Bakılan davada, yukarıda anılan yasa kuralının Anayasa Mahkemesince iptal edildiği anlaşılmakta ise de; davacının eyleminin karşılığında uygulanan mevzuat hükümlerinin söz konusu maddelerle ilgili olmadığı; olayda davacının, görev sırasında ve görevle ilgili araçları kullanmak suretiyle alkol aldığının ve alkollü şekilde araç kullandığının; izinsiz olarak garnizonu terk etmek, sıralı amirlerinin bilgisi dışında yoklamaya katılmamak, alkollü şekilde sosyal tesislerdeki misafirleri rahatsız etmek fiilleri sebebiyle aldığı disiplin cezaları da dikkate alınarak sürekli disiplinsizlik gösterdiğinin açık olduğu, bu fiillerinin 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 20. maddesinin (b) ve (f) bendleri kapsamında kaldığı ve bu fiilleri nedeniyle Uzman Erbaş Yönetmeliği’nin 6. maddesinin (n) bendinde belirtilen, “Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığının manevî şahsiyetine gölge düşürmemiş ve askerliğin şeref ve haysiyeti ile bağdaşmayacak fiil ve hareketlerde bulunmamış olmak” niteliğini taşımadığı sonucuna ulaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin… tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderlerinin davacıdan tahsili için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin birinci fıkrası uyarınca Mahkemesince müzekkere yazılmasına,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, kesin olarak, 04/04/2024 tarihinde, oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Dosyanın incelenmesinden, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığında uzman erbaş olarak görev yapan davacının sözleşmesinin, disiplinsizliği alışkanlık haline getirdiği ve alkol bağımlılığı nedeniyle kendisinden istifade edilemeyeceğinden bahisle 39. Mekanize Piyade Tümen Komutanlığının … tarih ve … sayılı işlemi ile feshedildiği; yine, davacı hakkında düzenlenen 08/05/2021 tarihli terhis belgesinin “Terhis Sebebi” bölümünde davacının sözleşmesinin “kendisinden istifade edilememesi (3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu’nun 12. maddesi)”nden dolayı feshedildiğinin belirtildiği anlaşılmıştır.
3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu’nun 12. maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen, “… kendilerinden istifade edilememe halleri ve bunlara yapılacak işlemler, çıkarılacak yönetmelikte düzenlenir.” ibaresi ile 19. maddesinde yer alan “… kendilerinden istifade edilememe halleri ve bunlara yapılacak işlem şekli …” ve “… yönetmelikte gösterilir.” ibaresinin itiraz yoluyla iptali istemiyle yapılan başvuruda, Anayasa Mahkemesinin 10/06/2022 tarih ve 31862 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 01/06/2022 tarih ve E:2022/4, K:2022/64 sayılı kararıyla “Anayasa’nın 13. ve 70. maddelerine aykırı olduğu” gerekçesiyle anılan ibarelerin iptaline karar verildiği hususu dikkate alındığında, yasal dayanağı bulunmayan davacının sözleşmesinin feshedilmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık görülmediğinden, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyoruz.
Danıştay 2. Daire Başkanlığı 2023/6395 E. , 2024/1716 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2023/6395
Karar No : 2024/1716
İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Davacı tarafından, … İl Jandarma Komutanlığı emrinde uzman jandarma olarak görev yapmakta iken, “resmi belgede sahtecilik” ve “görevi kötüye kullanma” suçlarını işlediğinden bahisle Jandarma Genel Komutanının 29/03/2012 tarihli onayı ile tesis edilen Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayırma işleminin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki Askeri Yüksek İdare Mahkemesi … Dairesinin, kanun yollarına başvurulmaksızın kesinleşen … günlü, Gensek No:…, E:…, K:… sayılı kararının; anılan Mahkeme kararına dayanak alınan, … Ağır Ceza Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı ”resmi belgede sahtecilik” suçuyla ilgili verilen mahkumiyet kararının, Yargıtay … Ceza Dairesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla bozulması üzerine, … Ağır Ceza Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kesinleşmiş beraat kararı nedeniyle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 53/1-(c) maddesi uyarınca yargılamanın yenilenmesi yoluyla kaldırılması ve dava konusu işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı alacak ve özlük hakların her birinin ödenmesi/verilmesi gereken tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi … Dairesinin … günlü, Gensek No:…, E:…, K:… sayılı ”yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine” ilişkin kararının, Danıştay İkinci Dairesinin 18/01/2023 günlü, E:2021/13913, K:2023/245 sayılı kararı ile yargılamanın yenilenmesi şartının oluştuğu gerekçesiyle bozulması üzerine, dava dosyası İdare Mahkemesince yeniden incelenmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; dava dosyasına sunulan bilgi ve belgelerden, dava konusu ayırma işleminin sebep unsurunun, davacının resmi evrakta sahtecilik suçunu işlediği ve bu suçlar nedeniyle yapılan yargılama neticesinde eyleminin sabit görüldüğü hususlarından oluştuğu, ancak davacı hakkında belirtilen suçlar kapsamında yapılan ve … Ağır Ceza Mahkemesince hakkında verilen mahkumiyet kararının; Yargıtay … Ceza Dairesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararı ile “…emrinde görevli sanıkların sahte ihbar tutanağı tanzim ettikleri gerekçesiyle haklarında açılan kamu davasında; Sanıkların aşamalarda suçlarını kabul etmedikleri, uyuşturucu yakalanan aracın geçtiği haber elemanı … tarafından sanık …’a haber verilmesi üzerine gerçekleştirilen operasyon sonucunda, 62,720 kg eroinin araçta yakalandığı, ihbar tutanağında araçta uyuşturucu taşındığına ilişkin ibarenin bulunmasının ise sonuca etkili olmadığı ve uyuşturucunun ele geçmesi nedeniyle de sanıkların ikramiye almaya hak kazanmaları karşısında, sanıkların sahte ihbar tutanağı düzenleme kasıtlarından söz edilemeyeceği anlaşıldığından unsurları oluşmayan müsnet suçtan beraatleri yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi…” gerekçesine yer verilmek suretiyle bozulduğu, anılan bozma kararına uyan … Ağır Ceza Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararı ile davacının ayırma işlemine tabi tutulmasının sebebini oluşturan suçtan beraatine karar verildiği, Mahkemenin 04/05/2023 tarihli ara kararı ile davacının yargılanmasına neden olan eylemleri ile ilgili olarak davalı idarece herhangi bir soruşturma yapılıp yapılmadığı hususunun sorulduğu, anılan ara karara cevaben gönderilen ve Mahkeme kayıtlarına 06/06/2023 tarihinde giren cevabı yazıda, yargılamaya konu eylemler nedeniyle idarece herhangi bir tahkikat yürütülmediğinin belirtildiğinin görüldüğü; bu durumda, davacı hakkında yürütülen uyuşturucu operasyonu sonrasında hakkında başlatılan resmi evrakta sahtecilik suçlaması dikkate alınarak ayırma işleminin tesis edildiği, ayırma işleminin gerekçesini oluşturan resmi evrakta sahtecilik suçu kapsamında yapılan yargılama neticesinde anılan suçun unsurlarının oluşmadığı, bir başka ifade ile davacıya isnat edilen suçun işlenmediği gerekçesiyle beraatine karar verilmiş olduğu ve davacının aşırı derecede menfaatine düşkün ya da Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarını sarsacak şekilde ahlak dışı hareketlerde bulunduğuna yönelik davalı idarece başkaca herhangi bir tespitin bulunmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacının Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiğinin kesilmesine yönelik olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline istinaf yolu açık olmak üzere hükmedilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek İdare Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, istinaf yolu açık olmak üzere dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi neticesinde, davalı idarenin anılan karara karşı istinaf yoluna başvurması üzerine, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla, ilk kararın (Askeri Yüksek İdare Mahkemesi … Dairesinin … günlü, Gensek No:…, E:…, K:… sayılı kararı) verildiği tarihte yürürlükte olan kanun yoluna ilişkin hükümler uyarınca dava konusu işlemin iptali kararının temyiz kanun yoluna tabi olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun görev yönünden reddi yolundaki kararıyla Danıştaya gönderilen dosyada, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından, davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY:
Dava dosyası ile Dairemizin E:2021/18697 ve E:2022/3215 sayılı dosyalarının birlikte incelenmesinden; davacı ile … ve … hakkında, … İl Jandarma Genel Komutanlığı emrinde görev yaptıkları dönemde, ikramiye alabilmek amacıyla … plakalı araçta uyuşturucu taşındığına dair herhangi bir bilgi vermemiş olmasına rağmen, uyuşturucuyu haber veren N.T. imiş gibi davacı ile … ve …’un içeriği itibarıyla sahte ihbar tutanağı düzenledikleri, bu ihbar tutanağına istinaden N.T.’nin ikramiye aldığı, davacı ile … ve …’un, N.T.’nin hesabına aktarılan ikramiyeden 4.000,00’er TL para aldıkları ve bu şekilde Devleti zarara uğrattıkları iddialarıyla ceza soruşturması başlatıldığı; davacının, “resmi belgede sahtecilik” ve “görevi kötüye kullanma” suçlarını işlediğinden bahisle Jandarma Genel Komutanının 29/03/2012 tarihli onayı ile tesis edilen Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayırma işleminin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki Askeri Yüksek İdare Mahkemesi … Dairesinin, kanun yollarına başvurulmaksızın kesinleşen … günlü, Gensek No:…, E:…, K:…sayılı kararında, … Ağır Ceza Mahkemesinin … günlü, E:… K:… sayılı kararıyla, davacının “resmi belgede sahtecilik” suçundan 3 yıl, 4 ay hapis cezasıyla cezalandırılması ile “görevi kötüye kullanma” suçundan 5 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, şartları oluştuğundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinin belirtildiği ve ceza mahkemesi kararının Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kararına dayanak alındığı, akabinde … Ağır Ceza Mahkemesinin … günlü, E:… K:… sayılı kararıyla “görevi kötüye kullanma” suçu bakımından verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 21/12/2011 tarihinde kesinleştiği, ”resmi belgede sahtecilik” suçu bakımından verilen 3 yıl, 4 ay hapis cezası kararının Yargıtay … Ceza Dairesinin … günlü, E:… K:… sayılı kararıyla bozulduğu, bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama neticesinde … Ağır Ceza Mahkemesinin … günlü, E:… K:… sayılı kararıyla, davacının “resmi belgede sahtecilik” suçundan beraatine karar verildiği ve beraat kararının temyiz edilmeden 18/02/2016 tarihinde kesinleştiği, bunun üzerine yargılamanın yenilenmesi isteminin kabülü ile davacının Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayırmaya yönelik işlemin iptaline ve bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı alacak ve özlük hakların her birinin ödenmesi/verilmesi gereken tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle temyizen incelenmekte olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
3466 sayılı Uzman Jandarma Kanunu’nun -ilk dava tarihi itibarıyla yürürlükte olan haliyle- 15. maddesinde; “Disiplinsizlik ve ahlaki durumları nedeniyle ”Silahlı Kuvvetlerde kalması uygun değildir” şeklinde sicil düzenlenen uzman jandarmalar meslekten hemen çıkarılırlar ve haklarında Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
Uzman Jandarma Atama ve Sicil Yönetmeliği’nin disiplinsizlik ve ahlâkî durumları nedeniyle ayırma usullerini
düzenleyen 70. maddesinde; -ilk dava tarihi itibarıyla yürürlükte olan haliyle- “Aşağıdaki sebeplerden biri ile disiplinsizlik veya ahlâkî durumları
gereği Türk Silâhlı Kuvvetlerinde kalmaları, bulunduğu rütbeye veya bir önceki rütbesine ait bir veya
birkaç belge ile anlaşılıp uygun görülmeyen uzman jandarmalar hakkında, hizmet sürelerine bakılmaksızın emeklilik
işlemi yapılır: … c)Aşırı derecede menfaatine,… düşkün olması, … e)Türk Silâhlı Kuvvetlerinin itibarını sarsacak şekilde ahlâk dışı hareketlerde bulunması” hükmü; disiplinsizlik ve ahlâkî durum nedeniyle ayırma sicil belgesi düzenlenmesinde
uygulanacak usullerden “ayırma işleminin sıralı sicil üstlerince başlatılması” usulünü düzenleyen 71. maddesinde ise; “Disiplinsizlik ve ahlâkî durum nedeniyle ayırma sicil belgesinin düzenlenmesinde, süre söz konusu olmayıp, her zaman düzenlenebilir… Sicil üstleri, sicil belgelerinin temel nitelikler ve son bölümdeki kendilerine ait olan kanaat hanelerine bu Yönetmeliğin 70’inci maddesindeki disiplinsizlik
ve ahlâkî durumlardan hangisine göre kesin kanaate vardıklarını belirttikten sonra “Silâhlı Kuvvetlerde
Kalması Uygun Değildir” kanaatini yazarak imzalar ve gerekli belgeleri ekleyerek, bekletmeden sıralı
sicil üstlerinin tümünün kanaatlerinin yazılmasını sağladıktan sonra,
Jandarma Genel Komutanlığı Personel Başkanlığına gönderirler… Jandarma Genel Komutanlığı Personel Başkanlığına gelen bu siciller,… komisyona sevk edilir… Komisyon, yapmış olduğu inceleme ve değerlendirme sonucunda almış olduğu kararı, bir tutanak ile Jandarma Genel Komutanının
onayına sunar ve alınacak onaya göre işlem yapılır…” hükümlerini içerdiği görülmektedir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Yargıtay … Ceza Dairesinin bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama neticesinde, … Ağır Ceza Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla, davacının, “resmi belgede sahtecilik” suçundan beraatine karar verildiği, Yargıtayın ve ceza mahkemesinin beraat kararının gerekçesinde; “Sanıkların aşamalarda suçlarını kabul etmedikleri, uyuşturucu yakalanan aracın geçtiği haber elemanı … tarafından sanık …’a haber verilmesi üzerine gerçekleştirilen operasyonun sonucunda, 62,720 kg eroinin araçta yakalandığı, ihbar tutanağında araçta uyuşturucu taşındığına ilişkin ibarenin bulunmasının ise sonuca etkili olmadığı ve uyuşturucunun ele geçmesi nedeniyle de sanıkların ikramiye almaya hak kazanmaları karşısında, sanıkların sahte ihbar tutanağı düzenleme kasıtlarından söz edilemeyeceği anlaşıldığından unsurları oluşmayan müsnet suçtan beraatlerine” denilmek suretiyle karar verildiği ve beraat kararının temyiz edilmeden 18/02/2016 tarihinde kesinleştiği; ayrıca davacı hakkında, … Ağır Ceza Mahkemesinin … günlü, E:… K:… sayılı kararıyla “görevi kötüye kullanma” suçu kapsamında ” Sanıklar … …’ün, içeriği itibarıyla sahte ihbar zaptı düzenledikleri, bu ihbar zaptına istinaden …’in ikramiye aldığı ve bu ikramiye ile diğer sanıkların …’den aldıkları anlaşılmıştır. Sanıklar … …, …’in, …’in hesabına aktarılan ikramiye paralardan 4.000 00’ er TL aldıkları, bu şekilde devleti zarara uğrattıkları ve şahıslarına menfaat kazandırdıkları ve görevlerini kötüye kullandıkları anlaşılmıştır.” gerekçesiyle verilen 5 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, şartları oluştuğundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına kararının, bozma kapsamında kaldırılan suçlardan olmadığı ve itiraz edilerek 21/12/2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlıkta, dava dosyasına ekli belgeler, mahkeme kararları ile sicil amirleri formu bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacının her ne kadar “resmi belgede sahtecilik” suçundan beraat ettiği görülmekte ise de “görevi kötüye kullanma” suçu bakımından verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmiş olduğu, söz konusu karardan bağımsız olarak davacıya isnat edilen fiiller incelendiğinde; davacının hak etmediği halde muhbir ikramiyesi alabilmek için gerçeğe aykırı olarak tutanak düzenlenmesine iştirak ettiği hususunda şüphe bulunmadığı, davacının icra etmekte olduğu kamu görevi göz önünde bulundurulduğunda, anılan fiillerin nitelik itibarıyla askeri disiplini bozucu nitelik arz edeceği ve Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin itibarını zedeleyebileceği, bu nedenle davacının askeri personelde bulunması gereken güvenilirlik durumunu ve yeterliliğini yitirdiği görüldüğünden, davacı hakkında ”Silahlı Kuvvetlerde Kalması Uygun Değildir” sicil belgesine istinaden 3466 sayılı Uzman Jandarma Kanunu’nun 15. maddesi ile Uzman Jandarma Atama ve Sicil Yönetmeliği’nin 70. ve 71. maddeleri -ilk dava tarihi itibarıyla yürürlükte olan haliyle- kapsamında tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmakla; davacının Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayrılmasına ilişkin işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Öte yandan; davacının ilk dava dilekçesinde yer almamasına karşın, yargılamanın yenilenmesi dilekçesinde ileri sürülen ”işlem nedeniyle yoksun kaldığı alacak ve özlük hakların her birinin ödenmesi/verilmesi gereken tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi” talebinin, ”davanın genişletilmesi yasağı” kapsamında olduğu da açıktır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE,
2. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun temyize konu kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan haliyle 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca BOZULMASINA,
3. Aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası uyarınca, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen İdare Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Yasa’nın (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/03/2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Danıştay 12. Daire Başkanlığı 2020/1210 E. , 2024/859 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/1210
Karar No : 2024/859
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin .. tarih ve E:…, K:.. sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Gaziantep ili, Islahiye İlçe Jandarma Komutanlığında jandarma uzman onbaşı olarak görev yapan davacı tarafından; 2016 yılı sicilinin olumsuz olması nedeniyle kademe ilerlemesi yapamadığından bahisle, Jandarma Genel Komutanlığı Uzman Erbaş Yönergesi’nin 6. bölümünün 5. maddesi uyarınca sözleşmesinin feshedilmesine ilişkin işlem ile sözleşmenin feshine sebep olan 2016 yılına ait sicil işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin .. tarih ve E:., K:… sayılı kararıyla; 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu’nun 9. maddesinde, uzman erbaşların kademe ilerlemesi yapabilmesinin şartları arasında, o yıl içinde olumlu sicil almış olması koşuluna yer verildiği; 12. maddesinde de, almış oldukları sicile göre kademe ilerlemesi yapamayanların sözleşmeleri feshedilmek suretiyle Türk Silâhlı Kuvvetleri ile ilişiklerinin kesilmesinin öngörüldüğü; Uzman Erbaş Yönetmeliği’nin 12. maddesine göre, sicilin olumlu sayılabilmesi için, sicil tam notunun yüzde altmış (%60) ve daha yukarısı olması gerektiği; dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davacıya 12/02/2016 tarihinde “görev yerini izinsiz terk etmek” suçundan 1/20 oranında aylıktan kesme cezası; 13/02/2016 tarihinde “üste saygısızlık, yalan söylemek ve görev yerini izinsiz terk etmek” suçlarından 1/20 oranında aylıktan kesme cezası; 09/04/2016 tarihinde “kılık kıyafet yönetmeliğine aykırı davranma” suçundan uyarma cezası, 14/04/2016 tarihinde “kılık kıyafet yönetmeliğine aykırı davranma” suçundan iki ayrı uyarma cezası, son olarak 03/05/2016 tarihinde de “hazır kıt’a olarak görevli olduğu halde er koğuşuna girerek uyumak suretiyle emre itaatsizlik” suçundan 1 gün süreyle hizmet yerini terk etmeme cezası verildiği; davacı tarafından bu işlemlerin iptali istemiyle dava açılmadığı; davacı hakkında düzenlenen 2016 yılı sicil belgesinde, her üç sicil amiri tarafından davacı hakkında olumsuz sicil notu düzenlendiği, sicil amirleri tarafından doldurulan bölümler ve bu bölümlerdeki değerlendirmeler ile kanaatlerin birbiriyle bağlantılı ve uyumlu olduğunun görüldüğü; bu durumda, sicil amirlerince davacının yıl içerisindeki genel durum ve davranışları ve mesleki ehliyeti hakkında iş ortamındaki gözlem ve kanaatlerine göre yapılan değerlendirmeler esas alınmak suretiyle düzenlenen 2016 yılı sicil notunun 54,33 puan ile “olumsuz” olarak belirlenmesine ilişkin işlem ile almış olduğu olumsuz sicile göre kademe ilerlemesi yapamadığından bahisle sözleşmesinin feshedilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Bölge İdare Mahkemesi kararının gerekçeli olmadığı, gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği; sicil dönemin hemen öncesinde 2016 yılı Nisan ayında 4 ayrı disiplin cezasının üst üste verildiği, 20/05/2016 tarihli sicil belgesiyle hakkında olumsuz sicil düzenlendiği ve aynı tarihli sözleşme fesih onay belgesiyle de ilişiğinin kesildiği; disiplin cezalarının, düşük sicil verme işlemine hukuki zemin oluşturmak amacıyla verildiği; ayrıca söz konusu fiilerin, askeri disiplini zaafa uğratacak önemde olmayan basit nitelikte disiplinsizlikler olduğu; disiplin cezalarına itiraz etmesi veya dava açması halinde, üstleriyle arasının kötü olacağı düşüncesiyle basit nitelikteki bu cezalara karşı yargı yoluna başvurmadığı; söz konusu cezalar nedeniyle ilişiğinin kesileceğini öngöremediği; öte yandan,
sicil notu verilebilmesi için sicil amiriyle 3 ay birlikte çalışılmasının zorunlu olduğu, Şırnak ilinde geçici görevlendirildiği ve bu dönemde kendisine düşük sicil veren amirler ile çalışmamasına rağmen hakkında olumsuz sicil notu tanzim edildiği; diğer taraftan, sicil amirlerinin notları birbirleri ile uyumlu ise de; aynı kışlada birlikte çalışan amirler tarafından düşük sicil yoluyla ilişiğinin kesilmesine karar verilmesi nedeniyle, söz konusu amirlerin aynı doğrultuda birbiriyle uyumlu sicil notu verdiği; mesleki tecrübesinin az olduğu; hakkında davranışları ile ilgili geri besleme eğitimi verilmesi, görev yerinin değiştirilmesi gibi tedbirler alınması gerekirken, kişi – kamu yararı dengesi gözetilmeksizin ve ölçülülük ilkesine uyulmaksızın, son çare olan fesih işlemine başvurulduğu, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu belirtilerek, Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacının Gaziantep ilinde görevli iken 40 gün hastalık izni, 15 gün yıllık izin kullandığı ve 1 ay 27 günlük geçici görev süresinin bulunduğu dikkate alınmak suretiyle, sicil belgesinin tanzim edildiği 20/05/2016 tarihi itibarıyla, ilgili mevzuat uyarınca sicil belgesi düzenlenebilmesi için, davacının sicil amirleriyle 3 ay fiilen birlikte çalışıp çalışmadığı hususu araştırılmak ve açıklığa kavuşturulmak suretiyle ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu verilen kararda hukuki isabet bulunmadığından, temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararınını bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci ve Onikinci Dairelerince, 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun Ek 1. maddesi uyarınca yapılan müşterek toplantıda, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, işin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Öte yandan, davacı tarafından temyiz dilekçesinde sicil notu verilebilmesi için 3 ay sicil amirleriyle birlikte çalışılmasının zorunlu olduğu, Gaziantep ilinde görevli iken Şırnak iline geçici görevlendirildiği ve bu dönemde kendisine düşük sicil veren amirleriyle çalışmamasına rağmen hakkında olumsuz sicil notu tanzim edildiği ileri sürülmüş ise de; Jandarma Genel Komutanlığı Uzman Erbaş Yönergesi’nin 3. kısmının 2. maddesinin (a) fıkrasının (2-b) bendinde, “Sicil üstlerinin Uzman Erbaşlar hakkında sicil düzenleyebilmesi için 3 ay görev yapması gereklidir. Sicil süresi içerisinde kurs, izin, istirahat ve hava değişimlerinin toplam bir ayı görevden sayılır. Üç aylık görev sürelerini doldurmayanlar için üç aylık görev sürelerini tamamladıkları tarihte sicil belgesi düzenlenir.” kuralına yer verilmiş olup; söz konusu düzenleme uyarınca “geçici görevlendirme” sürelerinin, sicil düzenlenebilmesi için gerekli olan 3 aylık görev süresine dahil olduğu açıktır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin .. tarih ve E., K:… sayılı kararının, yukarıda belirtilen açıklama ile ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın …. İdare Mahkemesine gönderilmesine, 27/02/2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/49 E. , 2021/34 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/49
Karar No : 2021/34
BÖLGE İDARE MAHKEMESİ KARARLARI ARASINDAKİ AYKIRILIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİ HAKKINDA KARAR
İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Başkanlar Kurulunun 14/06/2021 tarih ve E:2021/40, K:2021/40 sayılı kararıyla;
… Bakanlığı tarafından, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesinin 10/06/2020 tarih ve E:2020/139, K:2020/598 sayılı kararı ile Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesinin 03/11/2020 tarih ve E:2019/3074, K:2020/1947 sayılı kararı arasındaki aykırılığın giderilmesinin istenmesi nedeniyle,
“Aykırılığın, davanın incelenmeksizin reddi yolundaki İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesi kararı doğrultusunda giderilmesi gerektiği” görüşüyle, 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun’un 3/C maddesinin 5. fıkrası uyarınca karar verilmesi için dosyanın Danıştaya gönderilmesi üzerine,
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkimi …’nun açıklamaları dinlendikten sonra konu ile ilgili kararlar ve yasal düzenlemeler incelenerek gereği görüşüldü:
I- AYKIRILIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU BÖLGE İDARE MAHKEMESİ KARARLARI :
A- İSTANBUL BÖLGE İDARE MAHKEMESİ 2. İDARİ DAVA DAİRESİNİN E:2020/139 SAYILI DOSYASINA KONU YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istemin özeti: Kara Kuvvetleri Komutanlığı İkmal Maliye Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı emrinde Mu.Asb.Kd.Bçvş. rütbesi ile görev yapan davacının, 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 17. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendi uyarınca ve alt ceza uygulanmak suretiyle “kınama” cezası ile cezalandırılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Kara Kuvvetleri Komutanlığı İkmal Maliye Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı Lojistik Destek Komutanlığı işleminin iptali istenilmiştir.
İstanbul 8. İdare Mahkemesinin 19/11/2019 tarih ve E:2019/2573, K:2019/2872 sayılı kararının özeti:
Anayasa’nın “Kamu Hizmeti Görevlileriyle İlgili Hükümler, Görev ve Sorumlulukları Disiplin Kovuşturulmasında Güvence” başlıklı 129. maddesinin üçüncü fıkrasında, disiplin kararlarının yargı denetimi dışında bırakılamayacağı; dördüncü fıkrasında ise Silahlı Kuvvetler mensupları ile hakimler ve savcılar hakkındaki hükümlerin saklı olduğu düzenlemelerinin yer aldığı;
6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 43. maddesinde, yargı denetimi kapsamında olan disiplin cezalarının barış zamanında verilmiş olan aylıktan kesme, hizmet yerini terk etmeme ve oda hapsi cezaları olarak belirlendiği; maddede sayılan bu cezalar dışında kalan uyarma, kınama, hizmete kısmi süreli devam cezalarına ise yargı yolunun kapatıldığı;
Yasa koyucunun, Anayasa’dan aldığı yetkiye istinaden, davacının da tabi olduğu 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 43. maddesinde “yargı yolu açık olan disiplin cezaları” arasında “kınama cezası”na yer vermediği;
Bu durumda; Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu olan davacı hakkında uygulanan kınama cezasına yönelik olarak yargı yolunu açık tutan bir düzenlemeye yer verilmemesi nedeniyle, davanın esasının incelenmesi olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesinin 10/06/2020 tarih ve E:2020/139, K:2020/598 sayılı kararının özeti:
İstanbul 8. İdare Mahkemesinin 19/11/2019 tarih ve E:2019/2573, K:2019/2872 sayılı kararının usul ve hukuka uygun olduğu, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine kesin olarak karar verilmiştir.
B- GAZİANTEP BÖLGE İDARE MAHKEMESİ 5. İDARİ DAVA DAİRESİNİN E:2019/3074 SAYILI DOSYASINA KONU YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istemin özeti: Malatya 7. Ana Jet Üs K.lığı Des. Grp. K.lığı İs. Bkm. Tb. K.lığı’nda Hv. İs. Üsteğmen olarak görev yapan davacının, 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 16. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca “kınama” cezası ile cezalandırılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Kara Kuvvetleri Komutanlığı 2. Ordu İhale Komisyonu Başkanlığı işleminin iptali istenilmiştitr.
Malatya İdare Mahkemesinin 21/11/2018 tarih ve E:2017/1537, K:2018/1443 sayılı kararının özeti:
Davacıya disiplin cezası verilmesinin ön şartının savunma yapma hakkının tanınması olduğu, savunma istem yazısının bireysel bir idari bir işlem olduğu ve bu işlemin hukuk aleminde hüküm ifade ederek davacı hakkında sonuç doğurabilmesi için bahse konu savunma istem yazısının 7201 sayılı Tebligat Kanunu çerçevesinde davacıya tebliğ edilmesi gerektiği;
Davalı idare tarafından, 7201 sayılı Kanun’un 21. maddesine uygun şekilde tebliğ edilmeyen ve ilgili PTT şubesinde bekleyen tebligat geçerli sayılarak savunma hakkı kısıtlanan davacının “kınama” cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde bu nedenle hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle anılan işlemin iptaline karar verilmiştir.
Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesinin 03/11/2020 tarih ve E:2019/3074, K:2020/1947 sayılı kararının özeti:
6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 43. maddesinde yargı yolu açık olan askeri disiplin cezaları arasında kınama cezasına yer verilmemiş olması, askeri personele verilen kınama cezalarına karşı yargı yolunun kapalı olduğu şeklinde yorumlanamayacağından uyuşmazlık konusu kınama cezasına karşı yargı yolunun açık olduğuna karar verildikten sonra; Malatya İdare Mahkemesinin 21/11/2018 tarih ve E:2017/1537, K:2018/1443 sayılı kararının usul ve hukuka uygun olduğu, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine kesin olarak karar verilmiştir.
II-İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Uyuşmazlıklarda, asker olan davacılar hakkında verilen kınama cezalarının iptali istemiyle açılan davalarda, uyuşmazlığın esasının incelenemeyeceğinden bahisle verilen incelenmeksizin ret kararı ile uyuşmazlığın esası incelenerek verilen iptal kararlarının kesinleşmesi üzerine, aykırılığın oluştuğu görülmüştür.
İLGİLİ MEVZUAT :
1-Anayasa:
Görev ve sorumlulukları, disiplin kovuşturulmasında güvence
Madde 129 – Memurlar ve diğer kamu görevlileri Anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunmakla yükümlüdürler.
Memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemez.
Disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz.
Silahlı Kuvvetler mensupları ile hakimler ve savcılar hakkındaki hükümler saklıdır.
Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, ancak idare aleyhine açılabilir.
Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü ceza kovuşturması açılması, kanunla belirlenen istisnalar dışında, kanunun gösterdiği idari merciin iznine bağlıdır.
2- 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu:
Disiplin cezaları
MADDE 11 – (1) Subay, astsubay ve uzman erbaşlar ile sözleşmeli erbaş ve erler hakkında verilebilecek disiplin cezaları ağırlık derecesine göre aşağıda belirtilmiştir:
a) Uyarma
b) Kınama
c) Hizmete kısmi süreli devam
ç) Aylıktan kesme
d) Hizmet yerini terk etmeme
e) Oda hapsi
f) Silahlı Kuvvetlerden ayırma
(2) Uyarma, kınama, hizmete kısmi süreli devam ve aylıktan kesme cezaları disiplin amirleri tarafından; hizmet yerini terk etmeme ve oda hapsi cezaları disiplin kurulları ve disiplin amirleri tarafından; Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası yüksek disiplin kurulları tarafından verilir.
Yargı denetimi
MADDE 43 – (1) Yüksek disiplin kurulları tarafından verilen Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezaları ile subay, astsubay, uzman jandarma, uzman erbaş ile sözleşmeli erbaş ve erler hakkında disiplin amirleri veya disiplin kurulları tarafından barış zamanında verilmiş olan aylıktan kesme, hizmet yerini terk etmeme ve oda hapsi cezalarına karşı Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde iptal davası açılabilir.
(2) Dava açma süresi, cezanın kesinleşmesinden itibaren başlar. Ancak Türk karasuları dışındaki gemilerde verilen cezalarda, dava açma süresi karasuları dışında işlemez.
3- 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun:
Bölge idare mahkemesi başkanlar kurulu:
Madde 3/C-
…
4. Bölge idare mahkemesi başkanlar kurulunun görevleri şunlardır:
…
c) Benzer olaylarda, bölge idare mahkemesi dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında veya farklı bölge idare mahkemeleri dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında aykırılık veya uyuşmazlık bulunması hâlinde; resen veya ilgili bölge idare mahkemesi dairelerinin ya da istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların bu aykırılığın veya uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, istemin uygun görülmesi hâlinde kendi görüşlerini de ekleyerek Danıştaydan bu konuda karar verilmesini istemek.
…
5. Dördüncü fıkranın (c) bendine göre yapılacak istemler, konusuna göre İdari veya Vergi Dava Daireleri Kuruluna iletilir. İlgili dava daireleri kurulunca üç ay içinde karar verilir. Aykırılık veya uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İncelemeye konu başvuruda giderilmesi istenen aykırılık; 6413 sayılı Kanun uyarınca tesis edilen kınama cezalarının yargı denetimine tabi olup olmadığı hususundan kaynaklanmaktadır.
Anayasa’nın 129. maddesinin üçüncü fıkrasında, disiplin cezalarının yargı denetimi dışında bırakılamayacağı ifade edildikten sonra, dördüncü fıkrasında, silahlı kuvvetler mensupları ile hâkimler ve savcılar hakkındaki hükümlerin saklı olduğu belirtilerek silahlı kuvvetler mensupları ile hâkimler ve savcılar hakkında verilecek disiplin cezalarının yargı denetimi dışında bırakılması konusunda kanun koyucuya takdir yetkisi tanınmıştır.
6413 sayılı Kanun’un 43. maddesinin 1. fıkrasının dava konusu işlemlerin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan şeklinde yer alan, yüksek disiplin kurulları tarafından verilen Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezaları ile subay, astsubay, uzman jandarma, uzman erbaş ile sözleşmeli erbaş ve erler hakkında disiplin amirleri veya disiplin kurulları tarafından barış zamanında verilmiş olan aylıktan kesme, hizmet yerini terk etmeme ve oda hapsi cezalarına karşı Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde iptal davası açılabileceği yolundaki hükümden, sayılanlar dışındaki cezalara yargı yolunun kapalı olduğu anlaşılmaktadır.
Buna göre, Anayasa’nın 129. maddesinin verdiği yetkiye istinaden, kanun koyucunun askerî personele verilen uyarma, kınama ve hizmete kısmi süreli devam cezalarına karşı yargı yolunu açmadığı tartışmasızdır.
Bu itibarla, Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu olan davacılara uygulanan kınama cezalarına karşı yargı yolu kapalı olduğundan, bu işlemlerin iptali istemiyle açılan davaların esasının incelenmesi olanağı bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
III- SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle; Bölge İdare Mahkemesi kararları arasındaki aykırılığın, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesinin 10/06/2020 tarih ve E:2020/139, K:2020/598 sayılı kararı doğrultusunda giderilmesine , 25/10/2021 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.
Danıştay 12. Daire Başkanlığı 2020/4469 E. , 2021/632 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/4469
Karar No : 2021/632
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, disiplinsizlik ve ahlaki durum sebebiyle Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ayırma işlemine karşı açılan davada AYİM … Dairesi’nin E:…, K:… sayılı kararının kesinleşmesi üzerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yapılan başvurunun iç hukuk yolları tüketilmediği gerekçesiyle kabul edilemez bulunduğundan bahisle, 27.03.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7103 sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 3. maddesi uyarınca yargılamanın yenilenmesi ve TSK’dan ayırma işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; 27.03.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7103 sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 3. maddesi uyarınca yargılamanın yenilenmesi isteminin kabulüne, 1999 yılında göreve başlayan davacının 2011 yılına kadar sicil not ortalamasının yüksek olması, denetlemedeki ve tatbikattaki başarılarından dolayı birçok takdirname belgesinin taltif edildiği, borçlanmayı alışkanlık haline getirdiğine ilişkin icra takip çizelgesi de belirtildiği üzere söz konusu icra takiplerinin 18.12.2012-21.02.2014 tarihlerine rastladığı ve toplam miktarının 138.884,59-TL olduğundan hareketle aşırı derece de borçlanmak ve bu borçları ödememeyi alışkanlık haline getirme şartının sağlanmadığı, söz konusu borçlanmalarda davacının mağduriyetinin … Asliye Ceza Mahkemesi’nin E….,K…. sayılı kararıyla ortaya konulduğu, daha iyi bir hayat ve daha yüksek bir ekonomik gelir ümidi ile yapılan bu davranışlar, askeri disipline uyan davranışlar olmamakla beraber, statüden çıkarmayı gerektirecek ağırlıkta disiplinsizlik ve ahlaksızlık olarak değerlendirilemeyeceği; dolayısıyla bu eylemleri nedeniyle davacının statüden çıkarılmış olmasının, ölçülülük ilkesini ihlal etmiş olduğundan sebep unsuru bakımından hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, davacını hak ettiği maaş ve özlük haklarının ilk dava tarihi olan 22.05.2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden davacının borçlanma durumunun yanı sıra, borçlarını vaktinde ödemeyerek icra takibi başlatılmasına neden olduğunun sabit olduğu, davacının TSK’dan ayırma işleminin amacının kamu yararı olduğu, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının kaldırılması, usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 46. maddesi hükmü uyarınca iptali istenilen ve yargılamanın yenilenmesine konu Askeri Yüksek İdare Mahkemesi … Dairesince … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararı, halkoylamasıyla kabul edilerek 27 Nisan 2017 tarihinde yürürlüğe giren 6771 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla Anayasa’ya eklenen Geçici 21. maddenin (E) bendi hükmüyle askeri yargının kaldırılmış olması ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde görülmekte olan dosyalardan, kanun yolu incelemesi aşamasında olanların Danıştay’a, diğer dosyaların ise görevli ve yetkili idari yargı mercilerine bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 4 ay içinde gönderileceği hükme bağlanmış olması ve anılan Anayasa değişikliği ile ortaya çıkan yeni hukuki duruma göre, …. İdare Mahkeme’sinde görülen davada; Askeri Yüksek İdare Mahkemesi … Dairesinde görülmüş ve karara bağlanmış … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, 20/07/2016 tarihi öncesinde verilmiş ve kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan kanun yollarına ilişkin hükümlere tabi bir karar olması nedeniyle, bu karara karşı yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunulması üzerine yapılan yargılama sonucunda …. İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının da ilk kararın verildiği tarihte yürürlükte olan kanun yollarına ilişkin hükümlere tabi olması gerektiği sonucuna varıldığından, temyiz isteminin kabulü ile … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı kaldırılarak, dosyadaki belgeler yeniden incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı yargılamanın yenilenmesi isteminin kabulüne, dava konusu işlemin iptaline, parasal hakların yasal faiziyle ödenmesine ilişkin kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 11/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Danıştay 12. Daire Başkanlığı 2020/3764 E. , 2020/4060 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/3764
Karar No : 2020/4060
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarihli ve E:…, K:… sayılı kararının, yargılama giderleri yönünden temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul 15. Füze Üs Komutanlığında Hv. İkm. Çvş olarak görev yapan davacının, … tarihli ve … sayılı üçlü kararname ile Türk Silahlı Kuvvetlerinden Ayırma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davayı reddeden … İdare Mahkemesi … Dairesinin … tarihli ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan karar düzeltme başvurusunun da aynı Dairenin … tarihli ve E:…, K:… sayılı kararı ile reddedilmesi üzerine, açılan ceza davası nedeniyle yapılan yargılama sonucunda eşinin beraat ettiğinden bahisle yargılamanın yenilenmesi ve Türk Silahlı Kuvvetlerinden Ayırma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptaline karar verilmesi istenilmektedir.
İdare Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarihli ve E:…, … sayılı kararıyla; davacının yaşadığı iddia edilen ilişkilerin rıza dışı veya menfaate dayalı ilişkiler olduğu ve/veya cinsel zaafiyeti nedeniyle davacının görevinin ve görevi gereği muttali olduğu hususları suistimal ettiği ya da askeri disiplini olumsuz etkilediği yönünde bir belge veya bilgi mevcut olmadığı gibi davalı idarenin bu yönde bir iddiasının da bulunmadığı, iddia edilen ilişkilerin tamamıyla davacının özel hayat sınırları içinde cereyan ettiği ve dış aleme yansımadığı, dolayısıyla davacının cinsel hayatının kamu görevi ve asker kişilik sıfatı ile bağdaşmayacak dereceye ulaşmadığı, tamamen özel hayatın dokunulmaz sahası içinde değerlendirilmesi gereken mahiyet arz ettiği, meslekten çıkarılmasını gerektirecek ağırlıkta bir disiplin zaafiyeti oluşturmadığı, ahlaki düşkünlük içinde bulunduğuna ilişkin yeterli somut olguların bulunmadığı, işleme esas olan tüm bilgilerin eşinin yargılanıp beraat ettiği kamu oyunda İzmir Askeri Casusluk davası olarak bilinen … Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya dayanak soruşturma sırasında evlerinde yapılan aramalarda bilgisayar hard diskinde çıktığı iddia edilen verilerin idari soruşturmaya dayanak olarak alındığı ve uyuşmazlık konusu işlemin tesis edildiği, öte yandan; davalı idarenin istinafa cevap dilekçesi ekinde yer alan Milli Savunma Bakanlığı Hava Kuvvetleri Komutanlığı Personel Başkanlığının … tarihli ve … sayılı yazısında ‘..dava konusu işlemin (ayırma işleminin) …Casusluk ve kumpas davası kapsamında yargılanan ve üzerine atılı suçu işlemediği sabit görüldüğü için beraat eden davacı eşinin dava sürecindeki sanık sıfatına dayandırılması nedeniyle hukuka aykırı olduğu, … Casusluk ve Kumpas davası kapsamındaki bilgilerin FETÖ/PDY terör örgütü tarafından örgüt üyesi olmayan TSK personelini tasfiye etmek amacıyla kullanıldığı ve bu yöntemle FETÖ/PDY terör örgütü mensuplarının TSK içinde yuvalanması imkan sağlandığı hususları göz önüne alındığında davacının istinaf talebinin kabulüne ve ayırma işleminin iptaline yönelik idarenin kabul beyanının dava dosyasına gönderilmesinin uygun olacağı…’ şeklinde beyanda bulunulduğunun görüldüğü, bu durumda; … Casusluk ve kumpas davası kapsamında yargılanan ve üzerine atılı suçu işlemediği sabit görüldüğü için beraat eden davacı eşinin dosyasındaki bilgi ve belgelerden hareketle yapılan disiplin soruşturması uyarınca davacı hakkında tesis edildiği anlaşılan dava konusu … tarihli ve … sayılı “Türk Silahlı Kuvvetlerinden Ayırma” işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulüne, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, Harçlar Kanunu’nun 13. maddesi uyarınca genel bütçeye dahil bütün idarelerin bu Kanun’un 1 ve 3 sayılı tarifelerine giren bütün işlemlerinin harçtan muaf olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan idare mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 46. maddesi hükmü uyarınca iptali istenilen ve yargılamanın yenilenmesine konu Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin 04/02/2015 tarihli ve E:2014/401, K:2015/101 sayılı kararı, halkoylamasıyla kabul edilerek 27 Nisan 2017 tarihinde yürürlüğe giren 6771 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla Anayasaya eklenen Geçici 21. maddenin (E) bendi hükmüyle askeri yargının kaldırılmış olması ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde görülmekte olan dosyalardan, kanun yolu incelemesi aşamasında olanların Danıştay’a, diğer dosyaların ise görevli ve yetkili idari yargı mercilerine bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 4 ay içinde gönderileceğinin hükme bağlanmış olması ve anılan Anayasa değişikliği ile ortaya çıkan yeni hukuki duruma göre, Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin yürürlükten kaldırılarak, değişikliğin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde görülmekte olan dosyalardan kanun yolu incelemesi aşamasında olanların Danıştay’a, diğer dosyaların ise görevli ve yetkili idari yargı mercilerine gönderileceği düzenlemesi karşısında, söz konusu Anayasa değişikliğinin yürürlük tarihinden sonra idari yargı yerinde açılan ve yürürlükten kaldırılmadan önce Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin görevinde bulunan davalardan, kanun yolu incelemesi aşamasında olmayan ve 2575 sayılı Danıştay Kanunu hükümleri uyarınca ilk derece olarak doğrudan Danıştay’ın görevinde bulunmayan davaların görevli ve yetkili idare mahkemelerinde görülmesi gerektiğinden, … İdare Mahkemesi’nde görülmüş ve karara bağlanmış, 20/07/2016 tarihi öncesinde verilmiş ve kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan kanun yollarına ilişkin hükümlere tabi bir karar olması nedeniyle, bu karara karşı yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunulması üzerine yapılan yargılama sonucunda verilen … İdare Mahkemesi’nin … tarihli ve E:…, K:… sayılı kararının da ilk kararın verildiği tarihte yürürlükte olan kanun yollarına ilişkin hükümlere tabi olması gerektiği sonucuna varıldığından, temyiz isteminin kabulü ile …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarihli ve E:…, K:… sayılı kararı kaldırılarak, işin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Davacının yargılamanın yenilenmesine ilişkin isteminin kabulü ile dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki … İdareMahkemesinin … tarihli ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 08/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Danıştay 5. Daire Başkanlığı 2020/2311 E. , 2020/5072 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/2311
Karar No : 2020/5072
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığında jandarma astsubay olarak görev yapan davacının, Van İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı emrinde görev yaptığı dönemde “evrakta sahtecilik” ve “görevi kötüye kullanma” suçlarını işlediğinden bahisle Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayrılması yönünde tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki … İdare Mahkemesi …Dairesinin … tarih ve E:… K:… sayılı kesinleşmiş kararının; anılan Mahkeme kararına dayanak alınan … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı mahkûmiyet kararının … Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla bozulması üzerine … Ağır Ceza Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kesinleşmiş beraat kararı nedeniyle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 53/1-(c) maddesi uyarınca yargılamanın yenilenmesi yoluyla kaldırılması ve dava konusu işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı alacak ve özlük hakların her birinin ödenmesi / verilmesi gereken tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 07/05/2019 tarih ve E:2017/11227, K:2019/3289 sayılı bozma kararına uyarak 2577 sayılı Kanun’un 53/1-(c) maddesi uyarınca yargılamanın yenilenmesi istemini kabul eden ve uyuşmazlığın esasını karara bağlayan … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; 2577 sayılı Kanun’un 53/1-(c) maddesinde öngörülen koşulun gerçekleştiği sonucuna ulaşılmakla, davacının yargılamanın yenilenmesi isteminin kabulüne karar verilerek uyuşmazlığın esasının yeniden incelenmesine geçilmiş ve davacının, meslek hayatı süresince aldığı takdirnameler, sicil notları ve geçmiş dönemdeki birkaç basit disiplin suçu dışında ceza kaydının bulunmadığı, genel itibarıyla başarılı ve disiplinli bir personel olduğu, hak etmediği halde muhbir ikramiyesi alabilmek için ihbar tutanağı düzenlendiği iddiasıyla açılan davada ”resmi belgede sahtecilik” suçundan beraat ettiği, ”görevini kötüye kullanmak” suçundan verilen ceza hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, aşırı derecede menfaatine düşkün olduğu ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarını sarsacak şekilde ahlak dışı hareketlerde bulunduğuna ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin dosya kapsamında yer almadığı dikkate alınarak, idarece takdir yetkisinin objektif ve kamu ile birey yararı arasındaki denge gözetilmek suretiyle kullanılmadığı anlaşılmış ve davacının disiplinsizlik ve ahlaki durumu sebebiyle Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayrılması yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, davacının yargılamanın yenilenmesi istemi kabul edilerek dava konusu işlemin iptaline ve davacının dava konusu işlem nedeniyle yoksun kaldığı alacak ve özlük haklarının dava açma tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; davacının hak etmediği halde muhbir ikramiyesi alabilmek için sergilediği ve ceza yargılamasına konu olan davranışlarının nitelik itibarıyla son derece vahim ve askeri disiplini bozan, Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarını zedeleyen davranışlar olduğu, askerlik mesleği ve kolluk göreviyle bağdaştırılması ve müsamaha gösterilmesi mümkün olmayan bu davranışları nedeniyle “iyi ahlak sahibi olmak” vasfını yitirdiği, bu durumun resen ayırma işleminin tesisi için geçerli bir sebep olduğu, davacı hakkında “görevini kötüye kullanma” suçu nedeniyle verilen cezanın kesinleştiği, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından; savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığında jandarma astsubay olarak görev yapan davacının, Van İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı emrinde görev yaptığı dönemde, aynı yerde görevli olan jandarma kıdemli başçavuş ve uzman jandarma çavuş ile birlikte sahte ihbar tutanağı düzenleyerek, sivil bir şahsın ihbarı üzerine yakalanmış gibi gösterilen uyuşturucu madde nedeniyle muhbir …’ye ödenen ikramiyeyi paylaştıkları gerekçesiyle hakkında soruşturma başlatıldığı, yapılan soruşturma sonucunda kamu davası açıldığı, …Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile; davacının ”resmi evrakta sahtecilik” suçundan 3 yıl 4 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, ayrıca davacının sahte ihbar tutanağına istinaden tahakkuk ettirilen muhbir ikramiyesini sivil şahıs … ile paylaşmak suretiyle ”görevi kötüye kullanma” suçunu işlediği gerekçesiyle de “5 ay hapis cezasıyla” cezalandırılmasına ancak şartları oluştuğundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Bunun üzerine sıralı sicil üstleri tarafından 06/02/2012 tarihinde düzenlenen ayırma sicil belgesiyle ”Türk Silahlı Kuvvetlerinde Kalması Uygun Değildir” ortak kanaati bildirilmiş, Jandarma Genel Komutanlığında oluşturulan komisyonca 28/03/2012 tarihinde durumu görüşülerek hakkında ayırma işlemi yapılmasının komuta tasvibine sunulması kararlaştırılmış, Jandarma Genel Komutanlığı tarafından 29/03/2012 tarihinde tasvip gören ayırma kararı 14/05/2012 tarihinde Genelkurmay Başkanınca uygun görülmüş, İçişleri Bakanının 28/05/2012 tarihli oluru ile de Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayrılmasına karar verilmiştir.
Davacı tarafından bu işlemin iptali istemiyle açılan dava sonucunda … İdare Mahkemesi … Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, davacının, hak etmediği halde muhbir ikramiyesi alabilmek için 2007 ve 2009 yıllarında sergilediği ve ceza yargılamasına konu olan davranışlarının nitelik itibariyle son derce vahim ve askeri disiplini esastan bozan, Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarını zedeleyen davranışlar olduğu, askerlik mesleğiyle ve özellikle kolluk göreviyle bağdaştırılması ve müsamaha gösterilmesi mümkün olmayan bu davranışlar nedeniyle ”iyi ahlak sahibi olmak” vasfını yitirdiği, ceza yargılamasının tamamlanmasını müteakip Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişiğinin kesildiği, dava konusu işlemde takdir yetkisinin objektif ve kamu ile birey yararı arasındaki denge gözetilmek suretiyle kullanıldığı, davacının hak etmediği halde uyuşturucu yakalanmasından dolayı muhbir ikramiyesi alabilmek için gerçeğe aykırı ihbar tutanağı düzenlendiğinde duraksama olmadığı, davacının da ifadesinde ”yargılamaya konu sahte ihbar tutunağının, uyuşturucu maddenin ele geçmesinden sonra düzenlendiğini” ikrar ettiği, bu halde idarece mahkumiyet hükmünün kesinleşmesinin beklenmemiş olmasının eksiklik ya da hukuka aykırılık nedeni sayılamayacağı, Astsubay Sicil Yönetmeliği’nin 60. maddesi uyarınca tesis edilen ayırma işleminde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ve davacının karar düzeltme istemli başvurusu aynı Dairenin 07/05/2013 tarih ve E:2013/537, K:2013/527 sayılı kararıyla reddedilmiştir.
Öte yandan, … Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen mahkumiyet kararı … Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile bozulmuş ve … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla davacının ”resmi evrakta sahtecilik” suçundan beraatine karar verilmiştir.
Bunun üzerine davacı tarafından; ayırma işlemine konu olan eylemleri nedeniyle başlatılan ceza yargılamasında … Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen mahkumiyet kararının … tarafından bozulduğu, anılan suçtan beraat ettiği gerekçesiyle … İdare Mahkemesi …Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendi uyarınca yargılanmanın yenilenmesi suretiyle kaldırılması ve Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayırma işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı tüm alacak ve özlük haklarının her birinin alınması/ödenmesi gereken tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.
Danıştay Beşinci Dairesinin 07/05/2019 tarih ve E:2017/11227, K:2019/3289 sayılı bozma kararına uyarak 2577 sayılı Kanun’un 53/1-(c) maddesi uyarınca yargılamanın yenilenmesi istemini kabul eden ve uyuşmazlığın esasını karara bağlayan … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, dava konusu işlemin iptaline ve davacının dava konusu işlem nedeniyle yoksun kaldığı alacak ve özlük haklarının dava açma tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmiştir.
Davalı idarece anılan kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT:
10/08/1967 tarih ve 12670 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nun ”Kapsam” başlıklı 1. maddesinde, ”Bu Kanun, Türk Silâhlı Kuvvetlerine mensup subaylar ve astsubaylara uygulanır.
Türk Silâhlı Kuvvetlerinde görevli diğer asker ve sivil kişiler kendi özel kanunlarına tabidirler.” hükmüne; ”Amaç” başlıklı 2. maddesinde, ”Bu kanun subayların ve astsubayların yetiştirilmelerini, sınıflandırılmalarını, görev ve yükümlülüklerini, terfi ve taltifleri ile her türlü özlük haklarını düzenler.” hükmüne; ”Görev ve sorumluluk” başlıklı 4. maddesinde, ”Silâhlı Kuvvetlere mensup subayların ve astsubayların görev ve sorumlulukları Türk Silâhlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu ve Yönetmeliği ile diğer mevzuat ve hizmet kadrolarının açıklamalarında gösterilir.” hükmüne; ”Çeşitli nedenlerle Silahlı Kuvvetlerden ayrılacak astsubaylar hakkında yapılacak işlem” başlıklı 94. maddesinde, ”Kadrosuzluk, yetersizlik, disiplinsizlik, ahlaki durum veya (c) bendinde belirtilen suçlardan hükümlülük nedeni ile aşağıda belirtilen esas ve şartlar dahilinde astsubaylar hakkında Silahlı Kuvvetlerden ayırma işlemi yapılır.
…
b) Disiplinsizlik ve ahlaki durum sebebiyle ayırma:
Disiplinsizlik veya ahlaki durumları sebebiyle Silahlı Kuvvetlerde kalmaları uygun görülmeyen astsubayların hizmet sürelerine bakılmaksızın haklarında T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümleri uygulanır.
Bu sebeplerin neler olduğu ve bunlar hakkındaki sicil belgelerinin nasıl ve ne zaman tanzim edileceği, nerelere gönderileceği, inceleme ve sonuçlandırma ile gerekli diğer işlemlerin nasıl ve kimler tarafından yapılacağı Astsubay Sicil Yönetmeliğinde gösterilir. Bu gibi astsubaylardan durumlarının Yüksek Askerî Şura tarafından incelenmesi Genelkurmay Başkanlığınca gerekli görülenlerin Silahlı Kuvvetlerden ayırma işlemi, Yüksek Askerî Şura kararı ile yapılır…” hükmüne yer verilmiştir.
28/12/1998 tarih ve 23567 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Astsubay Sicil Yönetmeliğinin dava konusu işlemin tesis edilen tarihte yürürlükte bulunan ”Disiplinsizlik ve ahlâkî durumları nedeniyle ayırma usulleri” başlıklı 60. maddesinde, ”Aşağıdaki sebeplerden biri ile disiplinsizlik veya ahlaki durumları gereği Türk Silahlı Kuvvetlerinde kalmaları, bulunduğu rütbeye veya bir önceki rütbesine ait bir veya birkaç belge ile anlaşılıp uygun görülmeyenler hakkında, hizmet sürelerine bakılmaksızın emeklilik işlemi yapılır.
a. Disiplin bozucu hareketlerde bulunması, ikaz veya cezalara rağmen ıslah olmaması,
b. Hizmetin gerektirdiği şekilde tavır ve hareketlerini ikazlara rağmen düzenleyememesi,
c. Aşırı derecede menfaatine, içkiye, kumara düşkün olması,
d. Nafaka, trafik kazası, doğal afet, personelin öngörmeyeceği şekilde ülke genelinde yaşanan olağanüstü ekonomik dalgalanmalar, ani devalüasyonlar, sağlık ve tedavi giderleri ile keyfilik ve benzeri zorunluluk halleri hariç olmak üzere, Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarını zedeleyecek şekilde aşırı derecede borçlanmaya düşkün olması ve bu borçlarını ödememeyi alışkanlık haline getirmesi,
e. Türk silahlı Kuvvetlerinin itibarını sarsacak şekilde ahlak dışı harekelerde bulunması,
f. Tutum ve davranışları ile yasa dışı siyasi, yıkıcı, bölücü, irticai ve ideolojik görüşleri benimsediği, bu gibi faaliyetlerde bulunduğu veya karıştığı anlaşılanlar.” düzenlemesine yer verilmiş; “disiplinsizlik ve ahlaki durum nedeniyle ayırma sicil belgesi düzenlenmesine ve uygulanacak usuller” başlıklı 61. maddesinde disiplinsizlik ve ahlaki durum nedeniyle ayırmanın iki şekilde yapılacağı belirtilmiş ve aynı maddenin “a” bendinde “disiplinsizlik ve ahlâkî durum nedeniyle ayırma sicil belgesinin düzenlenmesinde, süre söz konusu olmayıp, her zaman düzenlenebilir. Temel nitelikler hariç olmak üzere, diğer niteliklere işaret konulmaz. Sicil üstleri, sicil belgelerinin temel nitelikler ve son bölümdeki kendilerine ait olan kanaat hanelerine bu Yönetmeliğin 60 ncı maddesindeki disiplinsizlik ve ahlâkî durumlardan hangisine göre kesin kanaate vardıklarını belirttikten sonra “Silâhlı Kuvvetlerde Kalması Uygun Değildir” kanaatini yazarak imzalar ve gerekli belgeleri ekleyerek, bekletmeden sıralı sicil üstlerinin tümünün kanaatlerinin yazılmasını sağladıktan sonra, Kuvvet Komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı veya Sahil Güvenlik Komutanlığı Personel Başkanlığına gönderirler.” düzenlemesine yer verilmiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesine 5560 sayılı Kanun’un 23. maddesiyle eklenen 5. fıkrasında, sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise, mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği, uzlaşmaya ilişkin hükümlerin saklı olduğu, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade edeceği; 8. fıkrasında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanığın, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulacağı; 10. fıkrasında ise, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesine karar verilebileceği hükümlerine yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen 5271 sayılı Kanun hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibarıyla karma bir özelliğe sahip bulunan “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesi, esas itibarıyla bünyesinde iki karar barındıran bir kurumdur: İlk karar, teknik anlamda hüküm sayılan, ancak açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi nedeniyle hukuken varlık kazanamayan, bu nedenle hüküm ifade etmeyen, koşullara uyulması halinde düşme hükmüne dönüşecek, koşullara uyulmaması halinde ise varlık kazanacak olan mahkûmiyet hükmü; ikinci karar ise, bu ön hükmün üzerine inşa edilen ve önceki hükmün varlık kazanmasını engelleyen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararıdır. Bu ikinci kararın en temel ve belirgin özelliği, varlığı devam ettiği sürece, ön hükmün hukuken sonuç doğurma özelliği kazanamamasıdır.
Bir başka ifadeyle; sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi durumunda, sanığın sabit bulunan eylemine uygun olarak belirlenen ceza ve kurulan mahkûmiyet hükmü, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması şartıyla askıya alınmakta ve sürenin sonunda davanın düşmesine karar verilmektedir.
Yukarıda yer verilen hükümlere göre; hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararıyla, sanık sıfatı taşıyan kimseler hakkında açılan kamu davası sonuçlanmadığından, halen sanık sıfatı taşıyan kişi hakkındaki yargılamanın da sonlandığını kabule olanak bulunmamaktadır.
Kamu görevlilerince işlenen fiillerin, disiplin suçunun yanında ceza hukuku bakımından da suç teşkil etmesi durumunda, ceza yargılaması ile disiplin soruşturması birbirinden bağımsız yürütülecek ve kamu görevlisinin “üzerine atılı fiili işlemediğine” dair hükümler dışında, ceza mahkemesi kararlarının disiplin yargılaması bakımından doğrudan bağlayıcılığı söz konusu olmayacaktır.
Kararımızın “Maddi Olay” kısmında belirtildiği üzere, davacı hakkında Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayırma işlemi tesis edilmesine dayanak alınan “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” suçundan açılan kamu davasında “suç kastının bulunmaması” nedeniyle beraatine karar verilmişse de anılan cezanın bir diğer dayanağı olan “kamuyu dolandırma” suçundan açılan kamu davasında davacının eyleminin “görevi kötüye kullanma” suçu kapsamında kaldığı gerekçesiyle “5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına” ve koşulları oluştuğundan “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” karar verilmiş ve itirazın reddedilmesi üzerine karar kesinleşmiştir.
Bu durumda, davacı hakkında Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayırma işlemi tesis edilmesine dayanak alınan suçlardan yalnızca birinden beraatine karar verilmiş olması dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu sonucuna ulaşılabilmesi için tek başına yeterli olmayıp, 5 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve koşulları oluştuğundan “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” ilişkin kararın da göz önünde bulundurulması ve dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesi suretiyle dava konusu işlemin hukuka aykırı olup olmadığının değerlendirilerek yeniden bir karar verilmesi gerektiği açıktır.
Bu itibarla, yukarıda açıklanan husus göz ardı edilerek dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davalının temyiz isteminin kabulüne;
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ve davacının dava konusu işlem nedeniyle yoksun kaldığı alacak ve özlük haklarının dava açma tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 11/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi