Apartman gürültü şikayeti, özellikle çok katlı binalarda yaşayan kişiler arasında en sık karşılaşılan apartman sorunlarından biridir. Gürültü, hem Kat Mülkiyeti Kanunu hem de çevre mevzuatı kapsamında düzenlenmiş bir konudur ve belirli sınırların aşılması halinde hukuki yaptırımlara tabi tutulur. Gürültüye maruz kalan kat malikleri veya kiracılar, hem idari mercilere hem de adli yargı organlarına başvurarak hakkını arayabilir.
Gürültü Şikayetinin Hukuki Dayanağı
Gürültü şikayeti, öncelikle 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 18. maddesinde düzenlenen “kat maliklerinin birbirlerini rahatsız etmeme” yükümlülüğüne dayanır. Ayrıca 2872 sayılı Çevre Kanunu ve Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği de gürültü sınırlarını ve idari yaptırımları belirler.
Komşuluk hukuku çerçevesinde gürültü yapan kişi, Türk Medeni Kanunu’nun 737. maddesi uyarınca da sorumlu tutulabilir. Yargıtay kararlarında, “gürültünün katlanılabilir seviyenin üzerinde olması” hukuki müdahale için yeterli görülmüştür.
Gürültü Şikayetinde Başvuru Yolları
Gürültü şikayeti durumunda başvurulabilecek hukuki ve idari yollar birden fazladır.
Öncelikle gürültü yapan kişiye yazılı veya sözlü uyarıda bulunulması tavsiye edilir. Bu aşama, ileride yapılacak resmi başvurularda iyi niyetin ispatı açısından önemlidir.
Başvurulabilecek merciler şunlardır:
-
Belediye zabıta müdürlüğü
-
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü
-
Sulh Hukuk Mahkemesi (kat mülkiyeti ihlalleri için)
-
Cumhuriyet Savcılığı (TCK m. 183 – gürültüye neden olma suçu)
Bu başvuruların hangisinin tercih edileceği, gürültünün türüne, süresine ve kaynağına göre değişir. Örneğin, gece yarısı yapılan yüksek sesli müzik yayını idari para cezasına konu olurken, sürekli ve kasıtlı gürültü, komşuluk haklarına müdahale davası açılmasını gerektirebilir.
Apartman Gürültü Şikayeti İçin Başvurulacak Hukuki Yollar ve Yetkili Merciler – 2025
Başvuru Yolu | Açıklama ve Hukuki Dayanak |
---|---|
Belediye Zabıta Müdürlüğü’ne Şikayet | Apartman gürültü şikayeti için ilk başvuru yollarından biridir. Zabıta, olay yerinde tutanak düzenler ve 2872 sayılı Çevre Kanunu ile Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği’ne göre idari para cezası uygulanabilir. |
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne Başvuru | Gürültü düzeyi teknik ölçümlerle tespit edilerek mevzuattaki sınırların aşılması durumunda idari yaptırım uygulanır. Özellikle işletme kaynaklı gürültülerde etkili bir başvuru yoludur. |
Polis veya Jandarma’ya Şikayet | Gürültü gece saatlerinde veya kamu düzenini bozacak şekilde oluyorsa 5326 sayılı Kabahatler Kanunu kapsamında işlem yapılabilir. Ayrıca TCK m.183 uyarınca gürültü suçu için tutanak tutulur. |
Sulh Hukuk Mahkemesi’ne Dava Açma | Kat Mülkiyeti Kanunu’na aykırı olarak gürültü yapan kiracı veya malik hakkında “müdahalenin men’i” veya “tahliye” davası açılabilir. Delil olarak zabıta tutanağı, tanık beyanı, gürültü ölçüm raporu sunulabilir. |
Cumhuriyet Savcılığı’na Suç Duyurusu | Türk Ceza Kanunu’nun 183. maddesi gereğince huzur ve sükunu bozacak şekilde gürültü yapılması suçtur. Savcılık soruşturma başlatır ve adli para cezası veya hapis cezası gündeme gelebilir. |
Apartman Yönetimi Aracılığıyla Resmi Uyarı | Yönetim planına aykırı davranışlar için apartman yönetimi tarafından yazılı uyarı yapılabilir. Gerekirse noter ihtarnamesi gönderilir ve dava süreci başlatılabilir. |
Sulh Hukuk Mahkemesinde Açılabilecek Davalar
Kat Mülkiyeti Kanunu’na aykırı gürültü davranışları için Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurulabilir. Mahkeme, gürültünün durdurulmasına ve tekrarının önlenmesine karar verebilir. Ayrıca, gürültünün apartman yaşamını ciddi şekilde bozması halinde, kat malikinin bağımsız bölümden tahliyesine dahi hükmedebilir.
Dava açmadan önce noter aracılığıyla ihtarname çekmek, süreci hızlandırır ve delil oluşturur. Mahkeme aşamasında, gürültünün varlığını kanıtlamak için ses kayıtları, tanık beyanları, zabıta tutanakları veya bilirkişi raporları kullanılabilir.
Gürültü Şikayetinde Delil Toplama
Gürültü şikayeti sürecinde delil toplamak, davanın başarısı açısından kritik öneme sahiptir.
Delil olarak kullanılabilecek unsurlar şunlardır:
-
Zabıta veya polis tutanağı
-
Çevre gürültü ölçüm raporu
-
Komşuların yazılı veya sözlü beyanları
-
Ses veya video kayıtları
Bu delillerin hukuka uygun şekilde elde edilmesi önemlidir. Örneğin, özel hayatın gizliliğini ihlal edecek şekilde izinsiz kamera kaydı yapmak, başka bir hukuki sorun doğurabilir.
Gürültü Suçu ve Cezai Yaptırımlar
Türk Ceza Kanunu’nun 183. maddesi, başkalarının huzur ve sükununu bozacak şekilde gürültüye neden olan kişilere idari para cezası veya hapis cezası öngörmektedir. Bu suç, genellikle kabahat niteliğinde olup, şikayet üzerine işlem başlatılır.
Ayrıca Çevre Kanunu’na aykırı davranan kişi veya işletmelere 2025 yılı için belirlenen idari para cezaları uygulanır. Gürültü düzeyi, yönetmelikte belirtilen sınırların üzerinde ölçülürse, para cezası ile birlikte faaliyetin durdurulması da gündeme gelebilir.
Apartman Yönetiminin Rolü
Apartman yönetimi, gürültü sorununun çözümünde önemli bir aktördür. Kat malikleri kurulunda gürültü yapan bağımsız bölüm hakkında karar alınabilir. Yönetim planına aykırı hareket eden kat maliki veya kiracıya uyarı yapılabilir.
Yönetim, aynı zamanda dava açma yetkisine de sahiptir. Özellikle sürekli ve kasıtlı gürültü yapan kişiler hakkında Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvuru yapılabilir.
Önleyici Tedbirler
Gürültü sorunlarının hukuki boyuta taşınmaması için önleyici tedbirler alınması önerilir.
Bu tedbirler arasında:
-
Apartman yönetim planına gürültü ile ilgili özel maddeler eklemek
-
Ortak alanlarda gürültüye neden olabilecek etkinlikleri sınırlamak
-
Gürültü ölçüm cihazlarıyla düzenli kontrol yapmak
-
Kat malikleri arasında iletişimi güçlendirmek
Bu tür önlemler, hem komşuluk ilişkilerini korur hem de uzun süren hukuki süreçlerin önüne geçer.

Apartman Gürültü Şikayeti Sıkça Sorulan Sorular
Apartman gürültü şikayeti nedir?
Apartman gürültü şikayeti, apartmanda yaşayan kişilerin, komşuluk ilişkilerini bozacak düzeydeki ses ve gürültülerden rahatsız olmaları durumunda başvurabilecekleri hukuki ve idari süreçleri ifade eder. Bu şikayetler, Kat Mülkiyeti Kanunu, Türk Medeni Kanunu, Çevre Kanunu ve Türk Ceza Kanunu kapsamında değerlendirilebilir.
Apartman gürültü şikayeti nereye yapılır?
Gürültü şikayeti, belediye zabıta müdürlüğüne, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğüne, polis veya jandarmaya yapılabilir. Hukuki süreç başlatmak isteyen kişiler ise Sulh Hukuk Mahkemesi veya Cumhuriyet Savcılığı’na başvurabilir.
Apartman gürültü şikayeti için hangi kanunlar geçerlidir?
Bu konuda başlıca 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu, 2872 sayılı Çevre Kanunu, Türk Medeni Kanunu’nun komşuluk hukuku hükümleri ve Türk Ceza Kanunu’nun 183. maddesi (gürültüye neden olma suçu) uygulanır. Ayrıca Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği de sınır değerleri belirler.
Gürültü şikayeti hangi durumlarda dava konusu olur?
Gürültü, günlük hayatın olağan sınırlarını aşar, sürekli hale gelir ve uyarılara rağmen devam ederse dava konusu olabilir. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne “müdahalenin men’i” veya “tahliye” davası açılabilir. Gürültü, Türk Ceza Kanunu’na göre suç teşkil ediyorsa ceza davası da açılabilir.
Apartman gürültü şikayeti için hangi deliller gereklidir?
Zabıta tutanakları, gürültü ölçüm raporları, tanık beyanları, ses veya video kayıtları delil olarak kullanılabilir. Delillerin hukuka uygun şekilde elde edilmesi gerekir; aksi takdirde mahkeme tarafından dikkate alınmayabilir.
Gürültü yapan kiracının tahliyesi mümkün müdür?
Evet. Kat Mülkiyeti Kanunu’na göre, apartman yaşamını sürekli rahatsız eden kiracının tahliyesi Sulh Hukuk Mahkemesi kararıyla mümkündür. Bu durumda genellikle apartman yönetimi dava açar.
Gürültü şikayeti üzerine ne tür cezalar uygulanır?
Çevre Kanunu’na aykırı gürültü yapanlara idari para cezası uygulanabilir. Türk Ceza Kanunu’na göre gürültü suçu işleyenler ise para cezası veya hapis cezası ile karşılaşabilir. İdari para cezaları her yıl yeniden değerleme oranında artırılır.
Gürültü şikayeti davası ne kadar sürer?
Sulh Hukuk Mahkemesi’ndeki gürültü davaları genellikle 3 ila 9 ay arasında sonuçlanabilir. Ancak delillerin toplanma süresi, bilirkişi incelemesi veya tarafların itirazları gibi durumlar davanın süresini uzatabilir.

Apartman Gürültü Şikayeti Dikkat Edilmesi Gerekenler
Apartman gürültü şikayeti nedir ve hangi durumlarda gündeme gelir
Apartman gürültü şikayeti, apartmanda yaşayan kişilerin, komşuluk ilişkilerini bozacak ve günlük yaşamı zorlaştıracak seviyede rahatsız edici seslere maruz kalması durumunda başvurabileceği hukuki ve idari süreçleri ifade eder. Bu gürültü; yüksek sesle müzik dinlemek, sürekli inşaat veya tadilat yapmak, evcil hayvan sesleri ya da gece geç saatlerde bağırma gibi davranışlardan kaynaklanabilir.
Gürültünün rahatsız edici sayılabilmesi için ölçüt, ortalama bir kişinin katlanabileceği seviyenin aşılmasıdır. Bu durum yalnızca subjektif bir rahatsızlık değil, hukuken “komşuluk hakkına müdahale” olarak da kabul edilir.
Gürültü şikayetinde yasal dayanaklar
Gürültü ile ilgili düzenlemeler birden fazla kanunda yer alır. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu, apartman sakinlerinin birbirini rahatsız etmemesi gerektiğini açıkça belirtir. Türk Medeni Kanunu’nun 737. maddesi komşuluk hukuku kapsamında taşınmaz maliklerine yükümlülükler yükler.
Ayrıca 2872 sayılı Çevre Kanunu ve Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği, gürültü seviyelerine ilişkin teknik sınırları belirler. Gürültü, Türk Ceza Kanunu’nun 183. maddesi uyarınca “gürültüye neden olma suçu” kapsamında da değerlendirilebilir.
Gürültü şikayeti nasıl yapılır
Şikayete konu gürültü devam ediyorsa ilk olarak apartman yönetimi veya gürültüyü yapan kişi ile iletişim kurulması tavsiye edilir. Sorun çözülmezse belediye zabıta müdürlüğüne, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğüne ya da kolluk kuvvetlerine başvuru yapılabilir.
Hukuki süreç başlatmak isteyenler Sulh Hukuk Mahkemesi’ne “müdahalenin men’i” veya “tahliye” davası açabilir. Gürültü aynı zamanda TCK kapsamında suç teşkil ediyorsa Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulabilir.
Gürültü şikayetinde delil toplama yöntemleri
Dava veya idari süreçlerde en önemli aşama delil sunmaktır. Zabıta tutanakları, gürültü ölçüm raporları, tanık ifadeleri, ses ve video kayıtları delil olarak kullanılabilir. Delillerin hukuka uygun şekilde elde edilmesi gerekir; aksi halde mahkeme bunları dikkate almayabilir.
Özellikle gürültü ölçüm raporu, teknik olarak sınır değerlerin aşıldığını kanıtladığı için davalarda güçlü bir ispat aracı olur.
Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açılabilecek davalar
Kat Mülkiyeti Kanunu’na aykırı gürültü durumlarında Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurulabilir. Mahkeme, gürültünün durdurulmasına, tekrarının önlenmesine veya aşırı durumlarda ilgili kat malikinin bağımsız bölümden tahliyesine karar verebilir.
Dava açmadan önce noter aracılığıyla ihtarname göndermek, hem usulen hem de delil açısından faydalıdır. Mahkemede süreç, bilirkişi raporları ve tanık beyanları ile desteklenir.
Gürültü yapan kiracı veya malike uygulanabilecek yaptırımlar
Sürekli gürültü yapan kiracının tahliyesi, kat malikinin talebi veya apartman yönetiminin açacağı dava ile mümkündür. Kat maliki gürültüyü yapan kiracıyı uyarmaz veya önlem almazsa, kendisi de hukuki sorumluluk altına girebilir.
İdari açıdan ise Çevre Kanunu uyarınca idari para cezası, faaliyet durdurma gibi yaptırımlar uygulanabilir.
Gürültü şikayetinde uygulanabilecek cezai yaptırımlar
Türk Ceza Kanunu’nun 183. maddesi, başkalarının huzur ve sükununu bozacak şekilde gürültü yapılmasını suç olarak tanımlar. Bu suçun cezası adli para cezası veya hapis cezasıdır. Çevre Kanunu’na aykırı davranışlarda ise idari para cezası uygulanır ve bu ceza her yıl yeniden değerleme oranında artırılır.
Ayrıca gürültüye neden olan işletmeler için ruhsat iptali veya geçici kapatma kararı da verilebilir.
Gürültü sorunlarının önlenmesi için alınabilecek tedbirler
Apartman yönetim planına gürültüye ilişkin açık hükümler eklenmesi, komşular arası iletişimin güçlendirilmesi ve gerektiğinde teknik ses yalıtımı çözümlerinin uygulanması, sorunların dava aşamasına gelmeden çözülmesini sağlar.
Gürültü sorunlarının önlenmesi, hem komşuluk ilişkilerini korur hem de uzun süren hukuki süreçlerin önüne geçer.