Sınır dışı etme kararına karşı itiraz ve dava süreci, Türkiye’de yabancılar hakkında verilen deport işlemlerinin hukuka uygunluğunu denetlemek amacıyla işletilen bir yargısal süreçtir. Bu süreç, idarenin keyfi uygulamalarını engellemek ve yabancıların temel haklarını korumak açısından büyük önem taşır. Yabancılar, kendilerine tebliğ edilen sınır dışı kararına karşı belirli süreler içerisinde başvuru yaparak haklarını savunabilirler.
Sınır Dışı Etme Kararı Nedir ve Kimler Hakkında Verilir?
Sınır dışı etme kararı, Türkiye’de bulunan bir yabancının çeşitli sebeplerle ülkeyi terk etmesinin zorunlu hale getirilmesidir. Bu karar genellikle kamu düzeni, kamu güvenliği veya kamu sağlığı gerekçeleriyle alınır. Ayrıca, ikamet izni iptal edilen, vize süresini ihlal eden veya yasa dışı yollarla Türkiye’ye giriş yapan kişiler hakkında da uygulanabilir.
Sınır dışı kararları, yabancının hayatı ve özgürlüğü üzerinde ciddi sonuçlar doğurduğu için hem ulusal hem de uluslararası hukuk tarafından sıkı kurallara bağlanmıştır. Özellikle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesi, aile hayatının korunması açısından sınır dışı kararlarının keyfi şekilde uygulanmasını engellemektedir.
Sınır Dışı Kararına İtiraz Nasıl Yapılır?
Yabancıya tebliğ edilen sınır dışı kararına karşı ilk aşamada idari başvuru hakkı vardır. Bu başvuru, kararı veren İl Göç İdaresi Müdürlüğü’ne yapılır. Yabancı veya avukatı, tebliğden itibaren kısa süre içinde (genellikle 7 gün) gerekçelerini sunarak kararın kaldırılmasını talep edebilir.
İtiraz sürecinde, kişinin aile bağları, sağlık durumu, uluslararası koruma başvurusu veya geri gönderileceği ülkede maruz kalabileceği riskler dikkate alınır. Bu bilgiler belgelerle desteklenirse itirazın kabul edilme ihtimali artar.
Sınır Dışı Etme Kararına Karşı İtiraz Süreci ve Hukuki Haklar Tablosu
Aşama | Açıklama | Süre | Başvuru Yeri / Merci | Dikkat Edilmesi Gerekenler |
---|---|---|---|---|
Kararın Tebliği | Yabancıya sınır dışı etme kararı yazılı olarak bildirilir. | Tebliğ tarihi esas alınır | İl Göç İdaresi Müdürlüğü | Tebliğ tarihi dava ve itiraz süreleri için başlangıçtır. |
İdari İtiraz | Kararın kaldırılması için Göç İdaresi’ne itiraz dilekçesi sunulur. | 7 gün | İl Göç İdaresi Müdürlüğü | Dilekçede aile bağları, sağlık durumu, ülkesine dönme riskleri belgelerle belirtilmelidir. |
Dava Açma Hakkı | İtiraz reddedilirse idare mahkemesinde iptal davası açılır. | 15 gün | İdare Mahkemesi | Süre hak düşürücüdür. Yürütmeyi durdurma talebi yapılmalıdır. |
Mahkemenin İncelemesi | Mahkeme, kararın hukuka uygunluğunu ve kişinin temel haklarını değerlendirir. | Ortalama birkaç ay | İdare Mahkemesi | Aile hayatı, sağlık, uluslararası koruma ihtiyacı ve geri gönderme riski incelenir. |
Yürütmeyi Durdurma | Mahkeme karar verene kadar sınır dışı işlemi askıya alınabilir. | Dava açıldığında talep edilir | İdare Mahkemesi | Yabancı, dava sonuçlanana kadar Türkiye’de kalabilir. |
Kararın İptali veya Onanması | Mahkeme iptal ederse yabancı Türkiye’de kalır, reddederse deport işlemi uygulanır. | Mahkeme kararına göre | İdare Mahkemesi | İptal halinde yabancı yasal olarak kalabilir, zararları için yabancılar için tazminat davaları açabilir. |
Sınır Dışı Etme Kararına Karşı Dava Açma Hakkı
İdari itiraz reddedildiğinde, yabancının idare mahkemesinde dava açma hakkı vardır. Bu dava, tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde açılmalıdır. İdare mahkemesi, yürütmeyi durdurma talebiyle birlikte yapılan başvuruyu değerlendirir. Mahkeme, kişinin sınır dışı edilmesinin telafisi imkânsız zarar doğuracağına kanaat getirirse, dava sonuna kadar sınır dışı işlemini durdurabilir.
Bu noktada, idari davalar sürecinde avukat yardımı almak büyük önem taşır. Çünkü dilekçede ileri sürülecek hukuki sebepler, uluslararası sözleşmeler ve anayasal güvenceler davanın seyrini doğrudan etkiler.
Sınır Dışı Kararına Karşı Mahkeme Hangi Kriterleri İnceler?
Mahkeme, sınır dışı kararının hukuka uygunluğunu incelerken birkaç ana kriteri dikkate alır:
-
Kararın dayandığı gerekçelerin somut olup olmadığı
-
Kişinin aile hayatına etkisi
-
Sağlık durumu ve tedavi imkânları
-
Uluslararası koruma ihtiyacı
-
Geri gönderileceği ülkede kötü muamele veya işkence riski
Bu kriterler, hem Anayasa hem de Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ışığında değerlendirilir.
İtiraz ve Dava Sürecinde Yabancının Hakları
Sınır dışı kararına karşı itiraz ve dava süreci devam ederken, yabancı Türkiye’de kalmaya devam edebilir. Yani dava sonuçlanmadan kişi zorla sınır dışı edilemez. Ayrıca yabancı, geri gönderme merkezinde tutuluyorsa avukatıyla görüşme, ailesiyle iletişim kurma ve sağlık hizmetlerinden yararlanma haklarına sahiptir.
Mahkeme lehine karar verdiğinde, sınır dışı işlemi iptal edilir ve yabancının Türkiye’de yasal olarak kalmasına imkân tanınır. Ancak dava reddedilirse, karar kesinleştiğinde sınır dışı işlemi uygulanır.
Sınır Dışı Davasında Avukatın Önemi
Sınır dışı davası, yalnızca idari işlemin iptaline yönelik bir süreç değildir; aynı zamanda kişinin yaşam hakkını, özgürlüğünü ve aile birliğini koruyan bir mekanizmadır. Bu nedenle profesyonel hukuki destek almak hayati önem taşır. Avukat, hem idari başvuruları hem de dava sürecini etkili bir şekilde yöneterek kişinin haklarının korunmasını sağlar.

Sınır Dışı Etme Kararına Karşı İtiraz ve Dava Süreci Sıkça Sorulan Sorular
Sınır dışı etme kararına karşı itiraz nedir?
Sınır dışı etme kararına karşı itiraz, yabancıya tebliğ edilen deport işleminin idari yollarla kaldırılması için yapılan başvurudur. İtiraz, genellikle İl Göç İdaresi Müdürlüğü’ne yapılır ve kararın hukuka aykırı olduğu gerekçeleriyle desteklenmelidir.
Sınır dışı etme kararına karşı dava süreci nasıl işler?
Dava süreci, idari itirazın reddedilmesi halinde başlar. Yabancı, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde idare mahkemesinde dava açabilir. Mahkeme, yürütmeyi durdurma talebini de değerlendirerek sınır dışı işleminin geçici olarak durmasına karar verebilir.
Sınır dışı etme kararına karşı dava hangi mahkemede açılır?
Bu davalar idare mahkemelerinde görülür. Ancak kararın niteliği ve kamu düzenine etkisi ağır ise, süreç idare mahkemelerinin yanı sıra üst yargı yollarına da taşınabilir. Dava sürecinde idari davalar ve başvuru süreçleri önem taşır.
Sınır dışı etme kararına karşı dava açma süresi ne kadardır?
Tebliğden itibaren 15 gün içinde idare mahkemesine dava açılması gerekir. Süresinde açılmayan davalar reddedilir. Bu nedenle süre takibi yabancılar için hayati önemdedir.
Sınır dışı kararına karşı dava açıldığında yabancı sınır dışı edilir mi?
Dava açıldığında ve yürütmeyi durdurma talebi yapıldığında, mahkeme karar verene kadar yabancı sınır dışı edilemez. Bu süreç, kişinin Türkiye’de kalmasını sağlar. Özellikle geri gönderme merkezi uygulamaları bu dönemde devreye girebilir.
Mahkeme sınır dışı kararını hangi kriterlere göre değerlendirir?
Mahkeme; kişinin aile hayatını, sağlık durumunu, geri gönderileceği ülkede maruz kalabileceği kötü muameleyi ve kamu güvenliği gerekçelerini inceler. Karar, hem ulusal mevzuata hem de uluslararası sözleşmelere uygun olmalıdır.
Sınır dışı kararına karşı avukat tutmak zorunlu mudur?
Avukat tutmak zorunlu değildir, ancak dava sürecinde büyük önem taşır. Avukat, dilekçelerde gerekli hukuki argümanları ileri sürerek davanın kazanılma ihtimalini artırır. Özellikle sınır dışı kararlarının hukuki dayanakları profesyonel savunma gerektirir.
Sınır dışı kararının iptali halinde yabancı hangi haklara sahip olur?
Mahkeme sınır dışı kararını iptal ederse, yabancı Türkiye’de yasal olarak kalabilir. Ayrıca sınır dışı edilme nedeniyle zarar görmüşse yabancılar için tazminat davaları açma hakkı da doğabilir.

Sınır Dışı Etme Kararına Karşı İtiraz Dikkat Edilmesi Gerekenler
Sınır Dışı Etme Kararı Nedir ve Ne Zaman Verilir
Sınır dışı etme kararı, Türkiye’de bulunan bir yabancının kamu düzeni, kamu güvenliği veya kamu sağlığı gibi nedenlerle ülkeyi terk etmesine karar verilmesidir. Ayrıca vize veya ikamet izni ihlal edenler, yasa dışı yollarla ülkeye girenler ya da uluslararası koruma başvurusu reddedilen kişiler hakkında da bu karar verilebilir. Bu karar, idari bir işlem olup kişinin yaşamı üzerinde doğrudan etkiler doğurur.
Sınır dışı etme kararı alındığında yabancıya yazılı olarak bildirim yapılır. Bildirimde, sınır dışı edilme gerekçesi, başvuru yolları ve dava süresi açıkça belirtilir. Bu noktada yabancının hukuki haklarını bilmesi ve hızlı hareket etmesi büyük önem taşır.
Sınır Dışı Etme Kararına İtiraz Nasıl Yapılır
Sınır dışı etme kararına karşı itiraz süreci, yabancının öncelikle idari başvuru hakkını kullanmasıyla başlar. Kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde İl Göç İdaresi Müdürlüğü’ne itiraz dilekçesi verilebilir. Bu dilekçede sınır dışı kararının neden hukuka aykırı olduğu açıklanmalı, aile hayatı, sağlık durumu ve geri gönderileceği ülkedeki riskler gibi hususlar belgelerle desteklenmelidir.
İtiraz sırasında sunulan belgeler çok önemlidir. Sağlık raporları, evlilik belgeleri, çocukların okul kayıtları veya uluslararası koruma başvurusu gibi hususlar, kararın yeniden değerlendirilmesinde etkili olabilir. Bu süreçte başvuru yolları hakkında doğru bilgiye sahip olmak, yabancının Türkiye’de kalma ihtimalini artırır.
Sınır Dışı Kararına Karşı Dava Açma Hakkı
İdari itirazın reddedilmesi halinde yabancının dava açma hakkı vardır. Tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde idare mahkemesinde dava açılmalıdır. Bu süre hak düşürücü nitelikte olduğundan dikkat edilmesi gerekir. Dava açıldığında yürütmeyi durdurma talebi de yapılabilir ve mahkeme karar verene kadar sınır dışı işlemi durdurulabilir.
Mahkemeye yapılacak başvuruda, uluslararası sözleşmeler ve anayasal güvenceler ileri sürülmelidir. Özellikle idari davalar ve başvuru süreçleri hakkında uzman desteği almak, sürecin başarıyla sonuçlanmasını sağlayabilir.
Mahkemenin Değerlendirme Ölçütleri
İdare mahkemesi sınır dışı kararını incelerken, öncelikle kararın dayandığı gerekçelerin somut olup olmadığını araştırır. Kamu güvenliği veya kamu düzeni gerekçesiyle alınan kararların yeterli delile dayanıp dayanmadığı önemlidir. Ayrıca kişinin aile hayatı, sağlık durumu ve geri gönderileceği ülkede kötü muamele riski olup olmadığı değerlendirilir.
Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve Anayasa’nın temel hak ve özgürlükleri koruyan hükümleri de mahkemenin incelemesinde dikkate alınır. Bu nedenle dava süreci yalnızca idari bir işlem denetimi değil, aynı zamanda temel hakların korunması açısından da kritik bir mekanizmadır.
Sınır Dışı Kararı Sürecinde Yabancının Hakları
Sınır dışı kararına karşı itiraz ve dava süreci devam ederken yabancı, Türkiye’de kalmaya devam edebilir. Mahkeme sonuçlanmadan kişinin zorla sınır dışı edilmesi mümkün değildir. Bu süreçte yabancının avukatıyla görüşme, ailesiyle iletişim kurma ve sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı da vardır.
Eğer yabancı geri gönderme merkezinde tutuluyorsa, merkezdeki uygulamalar idari denetime tabidir. Bu süreçte kişinin haklarını bilmesi, özellikle geri gönderme merkezi uygulamaları açısından büyük önem taşır.
Avukat Yardımının Önemi
Sınır dışı kararına karşı itiraz ve dava süreci, hem teknik hukuk bilgisi hem de sürelerin doğru takibi açısından uzmanlık gerektirir. Avukat yardımı almak zorunlu olmasa da büyük avantaj sağlar. Avukat, dilekçelerde hukuki gerekçeleri ortaya koyarak davanın kazanılma ihtimalini artırır. Ayrıca yabancının haklarının korunması ve olası mağduriyetlerin önlenmesi açısından avukat desteği kritik bir rol oynar.
Sınır Dışı Kararı İptal Edildiğinde Sağlanacak Haklar
Mahkeme tarafından sınır dışı kararının iptal edilmesi halinde yabancı Türkiye’de yasal olarak ikamet etmeye devam eder. Ayrıca sınır dışı edilme nedeniyle zarara uğramışsa yabancılar için tazminat davaları açma imkânı da vardır. Böylece hem kişisel mağduriyetler giderilebilir hem de hukuka aykırı işlemlerden kaynaklanan zararların telafisi sağlanır.
Sınır Dışı Etme Kararına Karşı İtiraz Dilekçesi – 2025
………. İL GÖÇ İDARESİ MÜDÜRLÜĞÜ’NE
İTİRAZ EDEN (YABANCI):
Adı Soyadı: ……………………………
Uyruk: ……………………………
Doğum Tarihi: ……………………………
Pasaport No: ……………………………
Adres: ……………………………
KONU:
………. tarih ve ……….. sayılı sınır dışı etme kararına karşı itirazımdan ibarettir.
AÇIKLAMALAR
-
Hakkımda ……… İl Göç İdaresi Müdürlüğü tarafından ……….. tarihinde sınır dışı etme kararı verilmiştir. Bu karar tarafıma ……… tarihinde tebliğ edilmiştir.
-
Verilen karar, şahsi durumum ve aile hayatım dikkate alınmadan alınmıştır. Uzun süredir Türkiye’de ikamet etmekteyim, burada düzenli bir yaşamım vardır ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan eşim/çocuklarım ile birlikte yaşamaktayım.
-
6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 55. maddesi gereğince; hayati tehlike arz eden sağlık sorunu olanlar, geri gönderileceği ülkede işkence veya kötü muameleye maruz kalma riski bulunanlar, aile hayatı ciddi şekilde zarar görecek olanlar hakkında sınır dışı kararı alınamaz. Benim durumum bu kapsamda olup, sınır dışı edilmem halinde telafisi mümkün olmayan zararlar doğacaktır.
-
Ayrıca sınır dışı edilmem öngörülen ülke olan ………..’da can güvenliğim ve özgürlüğüm açısından ciddi riskler bulunmaktadır. Uluslararası sözleşmeler uyarınca da bu tür uygulamalar yasaktır.
-
Bu nedenlerle hakkımda verilen sınır dışı etme kararının hukuka aykırı olduğu açıktır.
HUKUKİ SEBEPLER
6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ilgili mevzuat.
SONUÇ VE TALEP
Yukarıda belirttiğim nedenlerle;
Hakkımda verilen ……… tarihli ve ……… sayılı sınır dışı etme kararının iptal edilmesini, Türkiye’de ikametime izin verilmesini saygıyla arz ve talep ederim.
……/……/20……
İtiraz Eden
Adı – Soyadı – İmza

Sınır Dışı Etme Kararına Karşı Danıştay Kararları
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2020/4631 E. , 2024/5214 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/4631
Karar No : 2024/5214
İSTEMİN_KONUSU: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, hakkında tesis edilen yurda giriş yasağının kaldırılması istemiyle yaptığı başvurunun reddine dair … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin… tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; Danıştay Onuncu Dairesinin 16/11/2016 tarih ve E:2016/3187, K:2016/4042 sayılı bozma kararına uyularak yeniden yapılan inceleme ve araştırma sonucunda, Emniyet Genel Müdürlüğü … Dairesi Başkanlığının… tarihli ve … sayılı yazısı göz önünde bulundurularak terörist faaliyetlere iştiraklerin önlenmesi, çatışma bölgelerine seyahatlerin engellenmesi ve ülke güvenliğinin korunması bağlamında, davacı hakkında devlet güvenlik birimlerinin raporları dikkate alınmak suretiyle hükümranlık yetkisi dahilinde tesis olunduğu anlaşılan dava konusu işlemde ulusal ve uluslararası metinlere aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI: Davacı tarafından, hakkında alınan yurda giriş yasağı kararının fiili nedenleri ve somut delilleri bulunmadığı, hakkındaki kararların Rusya makamlarından kaynaklandığı ve idare tarafından işlem tesis edilirken politik saiklerle hareket edildiği, 15 yıldır eşi ve çocuklarıyla birlikte Türkiye’de yaşadığı, etnik köken olarak Ahıska Türkü ve Çerkez olması nedeniyle burada tarihsel bağlarının bulunduğu, geri gönderilmesi halinde dini inançları nedeniyle kötü muamele ve işkence ile karşılaşacağı ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu, kamu güvenliğini tehlikeye sokacağı anlaşılan yabancılar hakkında tahdit kodu veri girişi yapıldığı, davacı hakkında ulusal güvenlik, terörizm eylemlerinin önüne geçmek ve çatışma bölgelerine seyahatin engellenmesi amacıyla G-87 tahdit kodu veri girişinin yapıldığı, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Rusya Federasyonu vatandaşı olan davacının, yasal olarak 2007 yılında Türkiye’ye giriş yaptığı, davacıya bu tarihten itibaren ikamet izni verildiği, istihbarat birimlerinde elde edilen bilgiler uyarınca davacı hakkında 23/10/2014 tarihinde ülkemizi çatışma bölgelerine geçişlerde güzergah olarak kullandığı gerekçesiyle Türkiye’ye giriş yasağı kararı alındığı, davacı tarafından Türkiye’ye giriş yasağının kaldırılması talebiyle 25/03/2015 tarihinde yapılan başvurunun dava konusu işlemle reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın “Yerleşme ve Seyahat Hürriyeti” başlıklı 23. maddesinde, “Herkes, yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir. Yerleşme hürriyeti, suç işlenmesini önlemek, sosyal ve ekonomik gelişmeyi sağlamak, sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek ve kamu mallarını korumak; Seyahat hürriyeti, suç soruşturma ve kovuşturması sebebiyle ve suç işlenmesini önlemek; Amaçlarıyla kanunla sınırlanabilir. Vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti, ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle hâkim kararına bağlı olarak sınırlanabilir. Vatandaş sınır dışı edilemez ve yurda girme hakkından yoksun bırakılamaz.” hükmü yer almaktadır.
BM tarafından, 16 Aralık 1966 tarihli, 2200A (XXI) sayılı Genel Kurul Kararıyla kabul edilen ve 23 Mart 1976 tarihinde yürürlüğe giren (Türkiye’nin taraf olduğu), Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmenin 12. maddesi şöyledir:
“1. Yasal olarak bir Devletin ülkesinde bulunan herkes, o ülke içinde özgürce hareket etme hakkına ve ikametgahını seçme özgürlüğüne sahiptir. 2. Herkes, kendi ülkesi de dahil olmak üzere, herhangi bir ülkeyi terketmekte özgürdür. 3. Yukarıda sözü edilen haklara, ulusal güvenliği, kamu düzenini, kamu sağlığını ya da genel ahlakı veya başkalarının hak ve özgürlüklerini korumak üzere yasalarla konmuş ve bu Sözleşme’de tanınan diğer haklarla uyumlu olanlar dışında herhangi bir sınırlama konulamaz. 4. Hiç kimse, kendi ülkesine girme hakkından keyfi olarak yoksun bırakılamaz.”
11/04/2013 tarih ve 28615 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun yayımı tarihinden bir yıl sonra 11/04/2014 tarihinde yürürlüğe giren 9. maddesinin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan haliyle, “(1) Genel Müdürlük, gerektiğinde ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşlerini alarak, Türkiye dışında olup da kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından Türkiye’ye girmesinde sakınca görülen yabancıların ülkeye girişini yasaklayabilir. (2) Türkiye’den sınır dışı edilen yabancıların Türkiye’ye girişi, Genel Müdürlük veya valilikler tarafından yasaklanır. (3) Türkiye’ye giriş yasağının süresi en fazla beş yıldır. Ancak, kamu düzeni veya kamu güvenliği açısından ciddi tehdit bulunması hâlinde bu süre Genel Müdürlükçe en fazla on yıl daha artırılabilir. (4) Vize veya ikamet izni süresi sona eren ve bu durumları yetkili makamlarca tespit edilmeden önce Türkiye dışına çıkmak için valiliklere başvuruda bulunup hakkında sınır dışı etme kararı alınan yabancıların Türkiye’ye giriş yasağı süresi bir yılı geçemez. (5) 56 ncımadde uyarınca Türkiye’yi terke davet edilenlerden, süresi içinde ülkeyi terk edenler hakkında giriş yasağı kararı alınmayabilir. (6) Genel Müdürlük, giriş yasağını kaldırabilir veya giriş yasağı saklı kalmak kaydıyla yabancının belirli bir süre için Türkiye’ye girişine izin verebilir. (7) Kamu düzeni veya kamu güvenliği sebebiyle bazı yabancıların ülkeye kabulü Genel Müdürlükçe ön izin şartına bağlanabilir.” hükmü yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlıkta, kamu güvenliğini ciddi şekilde tehlikeye sokacağı değerlendirilen yabancılar hakkında güvenlik tahdit kodları veri girişi yapıldığının, G-87 tahdit kodunun (Genel Güvenlik) Türkiye’nin kamu düzeni veya güvenliği ya da kamu sağlığı açısından Türkiye’ye girmesinde sakınca görülen yabancılar hakkında Türkiye’ye giriş yasağı alınmasında esas alınan veri girişi kodu olduğunun, jeopolitik konumu gereği Türkiye’yi çatışma bölgelerine geçiş güzergahı için kullanan, böylece ülkeye giriş çıkış yapan yabancıların, ülkeye giriş yapmalarını, ülkeyi güzergah olarak kullanmalarını, ülkede terör faaliyetlerinde bulunmalarını önlemek amacıyla veri girişi yapıldığının belirtildiği görülmektedir.
Dosya içeriğinde yer alan bilgi ve belgeler incelendiğinde; davalı Göç İdaresi Başkanlığınca verilen savunmalarda, davacı hakkında Emniyet Genel Müdürlüğü … Dairesi Başkanlığının … tarih ve… sayılı, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığının… tarih ve… sayılı ve Millî İstihbarat Teşkilâtı Başkanlığının… tarih ve… sayılı gizli yazılarına istinaden; ulusal güvenlik, terörizm eylemlerinin önüne geçmek ve çatışma bölgelerine seyahatin engellenmesi amacıyla ve genel güvenlik gerekçesiyle yurda giriş yasağı kararının alındığı belirtilmektedir.
Dairemizin 27/03/2024 tarihli ara kararı uyarınca yukarıda aktarılan yazıların anılan idarelerden istenildiği, bunun yanında davalı idareden davacı hakkında dava konusu işlemin tesis edilmesine sebep olan işlemler ile bilgilerin gönderilmesinin istenildiği; anılan idareler tarafından verilen ara kararı cevaplarında davacı hakkında tahdit kodu konulmasına gerekçe teşkil edecek somut bilgi ve belge sunulamadığı, davalı idarenin 06/11/2024 tarihli cevabi yazısında ise davacı hakkında tesis edilen tüm G-87 tahdit kodlarının, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığının … tarih ve … sayılı gizli yazısına istinaden kaldırıldığının bildirildiği, davacı hakkında aktif G-87 tahdit kodu bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda davacı hakkındaki tahdit kodlarının hangi gerekçeler ile kaldırıldığı da araştırılarak yeniden bir karar verilmesi gerekmekte olup, davanın reddi yönünde verilen … İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin KABULÜNE,
2. … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/11/2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2024/693 E. , 2024/236 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2024/693
Karar No : 2024/236
İSTEMİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
DAVANIN_KONUSU : Suriye uyruklu davacı tarafından, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 54. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi uyarınca sınır dışı edilmesine ilişkin Konya Valiliği İl Göç İdaresi Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
YARGILAMA SÜRECİ :
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dava, süre aşımı nedeniyle reddedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; davacının istinaf başvurusu süre aşımı nedeniyle reddedilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, İdare Mahkemesi kararında dava konusu işlemin 29/08/2022 tarihinde tebliğ edildiği belirtilmiş ise de, Türkçe bilmediğinden dolayı tebligat evrakını imzaladığından tebligattan bahsedilemeyeceği, dolayısıyla davanın süresinde açıldığı ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:…, İstinaf No:… sayılı kararına karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin temyize konu Konya Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İLGİLİ MEVZUAT :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 2. fıkrasında, istinafın, temyizin şekil ve usullerine tabi olduğu; 48. maddesinin 6. fıkrasında, temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapılması veya kesin bir karar hakkında olması halinde kararı veren merciin, temyiz isteminin reddine karar vereceği, ilgili merciin bu kararına karşı tebliğ tarihini izleyen günden itibaren yedi gün içinde temyiz yoluna başvurulabileceği hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Dosyanın incelenmesinden, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla süre aşımı nedeniyle davanın kesin olarak reddedildiği, bu kararın 28/12/2022 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, davacı tarafından 20/03/2023 kayıt tarihli dilekçeyle yapılan istinaf başvurusunun … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:…, İstinaf No:… sayılı kararıyla incelenmeksizin reddedildiği, bu kararın davacıya 27/03/2023 tarihinde tebliğ edildiği, anılan karara karşı davacı tarafından 31/03/2023 kayıt tarihli dilekçeyle yapılan istinaf başvurusunun … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin temyize konu kararıyla süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:…, İstinaf No:… sayılı kararının istinaf incelemesi yapılması gerekirken, anılan Dairenin temyize konu kararında, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının istinaf incelemesinin yapılarak istinaf başvurusunun süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği görülmektedir.
Her ne kadar, davacı tarafından 31/03/2023 kayıt tarihli dilekçeyle yapılan ikinci istinaf başvurusu süresinde ise de; 28/12/2022 tarihinde tebliğ edilen İdare Mahkemesi kararına karşı 20/03/2023 kayıt tarihli dilekçeyle yapılan ilk istinaf başvurusunun süresinde olmadığı anlaşılmış olup, Bölge İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin REDDİNE,
2. İstinaf başvurusunun süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3. Adli yardım isteminin kabul edilmiş olması nedeniyle ödenmemiş olan temyiz yargılama giderlerinin davacıdan tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 20/02/2024 tarihinde oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
Bakılmakta olan dava, Suriye uyruklu davacı tarafından, 6458 sayılı Kanun’un 54 maddesi, 1. fıkrası, (d) bendi uyarınca sınır dışı edilmesine ilişkin Konya Valiliği İl Göç İdaresi Müdürlüğünün …tarih ve … sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.
6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun “Sınır dışı etme kararı” başlıklı 53. maddesi, 3. fıkrasında, yabancı veya yasal temsilcisi ya da avukatı tarafından, sınır dışı etme kararına karşı, kararın tebliğinden itibaren on beş gün içinde idare mahkemesine başvurulabileceği, mahkemeye başvuran kişinin, sınır dışı etme kararını veren makama da başvurusunu bildireceği, mahkemeye yapılan başvuruların on beş gün içinde sonuçlandırılacağı, Mahkemenin bu konuda vermiş olduğu kararın kesin olduğu hüküm altına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla süre aşımı nedeniyle davanın kesin olarak reddedildiği, bu kararın 28/12/2022 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, davacı tarafından 20/03/2023 kayıt tarihli dilekçeyle yapılan istinaf başvurusunun … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:…, İstinaf No:… sayılı kararıyla incelenmeksizin reddedildiği, bu kararın davacıya 27/03/2023 tarihinde tebliğ edildiği, anılan karara karşı davacı tarafından 31/03/2023 kayıt tarihli dilekçeyle yapılan istinaf başvurusunun … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin temyize konu kararıyla süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, idare mahkemesince verilen kararın yukarıda belirtilen mevzuat uyarınca kesin olması nedeniyle bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararına yönelik temyiz isteminin incelenmesine olanak bulunmadığından, temyiz isteminin incelenmeksizin reddine karar verilmesi oyuyla Daire kararına katılmıyorum.
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2019/8992 E. , 2022/2144 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/8992
Karar No : 2022/2144
İSTEMİN_KONUSU : Irak uyruklu olan davacıların uluslararası koruma başvurusunun geri çekilmiş sayılmasına ilişkin …tarih ve …sayılı Yozgat Valiliği işleminin iptali istemiyle açılan dava sonucunda, …İdare Mahkemesince, Danıştay Onuncu Dairesinin 05/11/2018 tarih ve E:2016/3644, K:2018/3308 sayılı bozma kararına uyulmak suretiyle davanın reddi yolunda verilen …tarih ve E:…, K:…sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından, uluslararası koruma başvurusunda bulunduktan kısa bir süre sonra vefat eden akrabalarının cenaze işleri ile ilgilenmek üzere Kırşehir iline gittikleri, yaklaşık üç hafta orada kalmaları nedeniyle de imza atma yükümlülüklerini yerine getiremedikleri, ayrıca ülkelerine döndükleri takdirde can güvenlikleri bulunmadığından geri gönderme yasağı kapsamında oldukları, diğer taraftan davacı …’un hamile olduğu, bu durumu sebebiyle de haklarında sınır dışı etme kararı alınamayacağı belirtilerek, dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı, bu sebeple temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ :Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz isteminin REDDİNE,
2. Davanın reddi yolundaki …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. Adli yardımın talebinin kabul edilmiş olması nedeniyle ödenmemiş olan temyiz aşamasına ait yargılama giderlerinin davacılardan tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesi, 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.