Ç tahdit kodları, Türkiye’ye giriş yapmak isteyen yabancılar açısından sınır kapılarında karşılaşılan önemli engellerden biridir. Bu kodlar, Göç İdaresi Başkanlığı tarafından uygulanır ve genel olarak kamu düzenini, kamu güvenliğini veya kamu sağlığını tehdit eden yabancılar hakkında alınan idari tedbirleri ifade eder. Her ne kadar yalnızca bir harf ve rakam kombinasyonundan ibaret gibi görünse de, bu kodlar ciddi sonuçlar doğurabilir ve belirli sürelerle Türkiye’ye giriş yasağı anlamına gelebilir.
Ç Tahdit Kodu Nedir?
Ç tahdit kodu, “Çıkış yasağı” veya “çıkış sonrası ülkeye yeniden girişin yasaklanması” anlamına gelen, Göç İdaresi sisteminde yer alan idari bir koddur. Yabancılar hakkında verilen bu kodlar, genellikle Türkiye’de işlediği iddia edilen suçlar, kamu güvenliğine tehdit oluşturan faaliyetler, yasa dışı çalışma veya sahte evlilik gibi gerekçelerle uygulanır.
Bu kodlar, Türkiye sınır kapılarında yapılan kimlik kontrolleri sırasında sistem üzerinden otomatik olarak tespit edilir. Kişi hakkında kod varsa, ülkeye girişine izin verilmez. Hatta bazen kişi havaalanında veya otobüs terminalinde, ülkeye girmeye çalışırken haberdar olur.
“Ç” harfi ile başlayan bu kodlar, farklı numaralarla ayrılarak her biri farklı gerekçeye dayalı yasak türünü gösterir. Örneğin; Ç-113 kodu kamu düzeni veya güvenliği açısından riskli görülen yabancıya uygulanırken, Ç-114 kodu vize ihlali yapan kişileri kapsar. Bu kodlar yalnızca sınırda durdurma aracı değildir; aynı zamanda Türkiye’ye giriş yasağının da temel dayanağıdır.
Ç Tahdit Kodlarının Türleri ve Anlamları
Ç tahdit kodları farklı numaralarla gruplandırılmıştır ve her biri özel bir duruma işaret eder. Aşağıda sık karşılaşılan bazı Ç kodları ve anlamları verilmiştir:
-
Ç-113: Türkiye’de kamu düzenini veya kamu güvenliğini tehdit ettiği değerlendirilen kişilere uygulanır.
-
Ç-114: Vize veya ikamet süresini ihlal eden yabancılar hakkında uygulanır.
-
Ç-115: Sahte belgelerle giriş yapmak isteyenlere uygulanır.
-
Ç-116: Sahte evlilik veya evrakla aile ikamet izni alanlara uygulanır.
-
Ç-117: Türkiye’de yasa dışı çalışan yabancılara uygulanır.
-
Ç-118: Çocuk istismarı, uyuşturucu kaçakçılığı, terör suçları gibi ağır suçlardan hüküm giyen veya bu suçlara karıştığı değerlendirilen kişiler için uygulanır.
Bazı tahdit kodları otomatik sistemler tarafından konulurken, bazıları kolluk kuvvetlerinin raporları, mahkeme kararları veya ihbarlar üzerine idari değerlendirme ile konur.
Ç Tahdit Kodları
Kod | Kodun Açılımı ve Anlamı | Uygulama Gerekçesi |
---|---|---|
Ç-101 | Hakkında sınır dışı etme kararı bulunan yabancı | Genel sınır dışı kararının uygulanmasına ilişkin kod |
Ç-102 | Türkiye’ye giriş yasağı süresi dolan, ancak giriş yasağı devam ettirilmek istenen yabancı | Güvenlik açısından yasağın uzatılması gereken durumlar |
Ç-103 | Kamu sağlığı açısından risk taşıyan yabancı | Bulaşıcı hastalıklar, pandemi vs. gibi halk sağlığını tehdit edici durumlar |
Ç-104 | Türkiye’de kalış hakkı olmayan, ancak insani gerekçeyle geçici süreyle ülkede tutulması gereken yabancı | Uluslararası koruma veya acil insani durumlar |
Ç-105 | Giriş yasağı süresi sona ermeden tekrar Türkiye’ye girmeye çalışan yabancı | Aktif yasağa rağmen ülkeye yeniden giriş teşebbüsü |
Ç-106 | İkamet izni uzatma başvurusu reddedilen, ancak sınır dışı edilmeyen yabancı | Süresi sona ermiş ikamet izni nedeniyle oluşan statü kaybı |
Ç-107 | Hakkında adli işlem başlatılan ve ülkeye giriş yasağı konulan yabancı | Ceza soruşturması veya kovuşturması bulunan yabancılar |
Ç-108 | Aile ikamet izniyle gelen ancak aile birliği sona eren yabancı | Sahte evlilik ya da boşanma sonrası oturma hakkı düşen kişiler |
Ç-109 | Geçerli oturum izni sona erdikten sonra ülkede kalan yabancı | Süresi geçmiş ikamet izniyle kalmaya devam eden kişiler |
Ç-110 | Askerlikten kaçmak veya siyasi gerekçelerle ülkesinden ayrılıp Türkiye’ye gelen ancak başvurusu reddedilen yabancı | Reddedilen sığınma veya iltica başvuruları |
Ç-111 | Türkiye’de ikamet izni alamadığı halde burada çalışmaya devam eden yabancı | Kaçak veya izinsiz çalışan yabancılar |
Ç-112 | İnsan ticareti veya fuhuş gibi suçlara karıştığı değerlendirilen yabancı | Kamu düzeni ve ahlaka aykırı faaliyetlerde bulunanlar |
Ç-113 | Türkiye’de kamu düzeni veya kamu güvenliği açısından tehdit oluşturan yabancı | En ağır tahdit kodlarından biridir. Süresiz giriş yasağı uygulanabilir |
Ç-114 | Vize süresini aşan veya vizesiz kalış hakkını ihlal eden yabancı | En yaygın uygulanan kodlardan biridir |
Ç-115 | Sahte veya tahrif edilmiş belgeyle giriş yapmaya çalışan yabancı | Pasaport, vize, oturum kartı gibi belgelerde sahtecilik |
Ç-116 | Sahte evlilik yaparak ikamet izni almaya çalışan yabancı | Türkiye’de evlilik yoluyla yasal kalış hakkı elde etmek isteyen sahte evlilik vakaları |
Ç-117 | Türkiye’de yasal çalışma izni olmadan çalışan yabancı | İzinsiz çalıştığı tespit edilen kişiler |
Ç-118 | Uyuşturucu, insan kaçakçılığı, çocuk istismarı gibi ağır suçlara karıştığı değerlendirilen yabancı | Ağır ceza kapsamındaki suçlar |
Ç-119 | Türkiye’den çıkışta para cezasını ödemediği için giriş yasağı uygulanan yabancı | İdari para cezası ödenmeden çıkış yapılması |
Ç-120 | Giriş yasağını ihlal ederek Türkiye’ye yasadışı şekilde giriş yapan yabancı | Mevcut yasağı ihlal edenler |
En Sık Uygulanan Kodlar
Ç-114 ve Ç-113, en sık karşılaşılan iki Ç tahdit kodudur. Özellikle kısa süreli vize ihlalleri ya da kamu düzenine yönelik endişeler bu kodların uygulanmasına neden olur. Türkiye’de bu iki kodun kaldırılması için en çok başvuru yapılan kategoriler arasında yer alır.
Hangi Ülkelerden Gelenler Daha Fazla Etkilenir?
Göç İdaresi Başkanlığı’nın kamuya açık verilerine göre, vize ihlali nedeniyle Ç tahdit kodu uygulanan yabancıların önemli bir kısmı Ortadoğu, Afrika ve Orta Asya ülkelerinden gelmektedir. Ancak, Avrupa ve Amerika ülkelerinden gelen bazı bireyler için de kamu güvenliği gerekçesiyle kod uygulandığı görülmektedir.
Bu nedenle ülke ayrımı yapılmaksızın her yabancının, Türkiye’den çıkış yapmadan önce herhangi bir tahdit kodu bulunup bulunmadığını kontrol etmesi önerilir.
Ç Tahdit Kodu Sorgulama Nasıl Yapılır?
Yabancı bir kişi, kendisi hakkında bir tahdit kodu olup olmadığını öğrenmek istiyorsa şu yolları izleyebilir:
-
Valilik İl Göç İdaresi Müdürlüğü’ne bireysel başvuru yaparak bilgi talep edebilir.
-
Türkiye’den sınır dışı edildiyse, kararın tebliğinde yer alan kod numarası üzerinden bilgi alabilir.
-
Sınır kapısında “ülkeye girişiniz uygun bulunmamıştır” şeklinde bir evrak verilmişse, bu evrakta tahdit kodu yer alır.
-
Ayrıca avukat aracılığıyla Göç İdaresi’ne resmi dilekçe vererek bilgi edinme hakkı kullanılabilir.
Ç tahdit kodu sorgulama işlemi online olarak e-Devlet üzerinden yapılamaz. Bu nedenle resmi makamlara doğrudan başvuru şarttır.
Ç Tahdit Kodu Nasıl Kaldırılır?
Ç tahdit kodlarının kaldırılması mümkündür ancak bu süreç idari ve hukuki bir başvuru gerektirir. İzlenmesi gereken yol, kodun hangi gerekçeyle konulduğuna bağlıdır. Genel olarak başvuru süreci şu şekildedir:
-
Kodun gerekçesi öğrenilmelidir. Bu bilgi genellikle Göç İdaresi’nden veya sınır kapısındaki ret kararında yer alır.
-
İtiraz dilekçesi hazırlanır. Tahdit kodunun kaldırılması talebi, gerekçeli bir dilekçeyle Göç İdaresi Başkanlığı’na sunulur.
-
Yargı yolu açıktır. İdare, yapılan başvuruyu reddederse bu karara karşı idare mahkemesinde iptal davası açmak mümkündür.
Başvuru sürecinde, kodun neden haksız uygulandığı ya da kişinin artık tehdit oluşturmadığı detaylı ve belgeli şekilde açıklanmalıdır. Özellikle Ç-113 ve benzeri kamu güvenliğine ilişkin kodlarda, hukuki destek alınmadan başvuru yapılması çoğu zaman sonuçsuz kalmaktadır.
Ç Tahdit Kodu Nasıl Kaldırılır? Aşamalar Tablosu
Aşama | İşlem Adı | Açıklama |
---|---|---|
1 | Kodun uygulandığının fark edilmesi | Vize reddi, sınır dışı kararı ya da Türkiye’ye giriş sırasında karşılaşılan engelle birlikte Ç tahdit kodunun varlığı tespit edilir. |
2 | Kodun türünün ve gerekçesinin öğrenilmesi | Yabancı kişi veya avukatı, idareye bilgi edinme başvurusu yaparak hangi Ç kodunun uygulandığını ve dayandığı yasal gerekçeyi öğrenir. |
3 | Gerekçenin hukuka uygunluk yönünden değerlendirilmesi | Kodun hangi nedenle verildiği incelenir. Hatalı, somut delile dayanmayan veya hukuka aykırı uygulama olup olmadığı analiz edilir. |
4 | İdari başvuru yapılması (isteğe bağlı) | Kodun kaldırılması için Göç İdaresi Başkanlığı’na yazılı başvuru yapılabilir. Uygulamada bazı kodlar bu aşamada kaldırılabilir. |
5 | İptal davası açılması | Kodun kaldırılmaması veya başvuruya cevap verilmemesi durumunda, idare mahkemesinde iptal davası açılır. Süre: Tebliğden itibaren 60 gündür. |
6 | Mahkeme incelemesi ve savunmalar | Mahkeme, idarenin verdiği kodun gerekçesini ve varsa delilleri değerlendirir. Kişisel savunmalar ve belgeler de dikkate alınır. |
7 | Mahkeme kararının verilmesi | Kodun hukuka aykırı olduğu tespit edilirse iptal kararı verilir. Mahkeme kararı kesinleştiğinde idare uygulamayı kaldırmakla yükümlüdür. |
8 | Kodun sistemden silinmesi ve teyit | Kodun sistemden tamamen silinip silinmediği Göç İdaresi Başkanlığı’ndan yazılı veya fiili olarak mutlaka teyit edilmelidir. |
9 | Türkiye’ye yeniden giriş hakkı | Kod kaldırıldığında kişi vize başvurusu yapabilir, ülkeye giriş gerçekleştirebilir ve oturum/çalışma izni gibi işlemleri yürütebilir. |
Türkiye’ye Giriş Yasağı ve Ç Tahdit Kodu Arasındaki İlişki
Ç tahdit kodları, doğrudan Türkiye’ye giriş yasağı uygulanmasına neden olan sistemsel kodlardır. Bu kodlar, yabancı kişinin pasaport numarasına ve kimlik bilgilerine işlenir ve ülkeye giriş denemesi sırasında sınır kapılarında otomatik olarak tespit edilir.
Giriş yasağı süreleri, ihlalin niteliğine göre değişir:
-
Hafif ihlallerde (örneğin kısa süreli vize ihlali) 1 yıla kadar,
-
Sahte evlilik veya sahte belge durumlarında 5 yıla kadar,
-
Kamu güvenliği tehditlerinde ise süresiz giriş yasağı getirilebilir.
Ancak yasağın süresi dolsa bile, kod sistemde kaldırılmadığı sürece kişi yine de girişte sorun yaşayabilir. Bu nedenle Ç tahdit kodunun pasif hale getirilmesi veya silinmesi, yalnızca sürenin dolmasıyla değil, resmi başvuru ile mümkündür.
Ç Tahdit Kodları Hakkında Sık Yapılan Hatalar
Tahdit kodları hakkında yanlış bilgilere dayalı başvurular, çoğu zaman reddedilmektedir. En sık karşılaşılan hatalar şunlardır:
-
Kodun gerekçesini bilmeden itiraz dilekçesi yazmak,
-
Yalnızca sürenin dolmasıyla kodun otomatik silineceğini düşünmek,
-
Hakkında Ç-113 gibi ağır kod bulunan kişinin tek başına idareye başvurması.
Bu nedenle, tahdit koduyla karşılaşıldığında yapılması gereken ilk şey durumu analiz etmek ve gerekirse profesyonel destekle başvuru sürecini yürütmektir.

Ç Tahdit Kodları Sıkça Sorulan Sorular
Ç tahdit kodu nedir?
Ç tahdit kodu, Türkiye’ye giriş yapmaya çalışan yabancılar hakkında Göç İdaresi tarafından uygulanan ve ülkeye giriş yasağı getiren idari bir koddur. Kamu düzeni, kamu güvenliği veya kamu sağlığını tehdit ettiği düşünülen kişilere yönelik uygulanır ve genellikle harf ve rakamlardan oluşur (örneğin Ç-113, Ç-114 gibi).
Ç tahdit kodları hangi durumlarda uygulanır?
Ç tahdit kodları, sahte evlilik, vize süresini aşma, yasa dışı çalışma, kamu güvenliğini tehdit etme, sahte belgeyle işlem yapma veya ağır suçlardan hüküm giyme gibi durumlarda uygulanabilir. Her bir kod belirli bir gerekçeye dayanır ve kod numarası, uygulanan yasağın türünü gösterir.
Ç tahdit kodu Türkiye’ye giriş yasağı anlamına mı gelir?
Evet. Ç tahdit kodu bulunan bir yabancı, Türkiye’ye giriş yapamaz. Giriş yasağının süresi kodun türüne göre değişir; bazı durumlarda bu yasak süreli olurken, bazı kodlar süresiz yasak anlamına gelebilir.
Ç tahdit kodu nasıl öğrenilir?
Kişi hakkında Ç tahdit kodu bulunup bulunmadığını öğrenmek için Göç İdaresi İl Müdürlüklerine bizzat başvuru yapılabilir. Ayrıca sınır kapısında alınan ret kararında yer alan belge üzerinden veya avukat aracılığıyla yapılacak bilgi edinme başvurusuyla da öğrenilebilir.
Ç tahdit kodu nasıl kaldırılır?
Kodun kaldırılması için öncelikle gerekçesinin öğrenilmesi gerekir. Ardından Göç İdaresi’ne itiraz dilekçesi verilerek kodun kaldırılması talep edilir. Ret durumunda idare mahkemesine iptal davası açılabilir. Süreç karmaşık olduğu için profesyonel hukuki destek alınması önerilir.
Ç tahdit kodunun kaldırılması ne kadar sürer?
Başvurunun içeriğine ve dosyanın karmaşıklığına göre değişmekle birlikte, Göç İdaresi başvuruları genellikle 30 gün içinde değerlendirir. İdari dava yoluna gidildiğinde bu süre birkaç aya kadar uzayabilir.
Hangi kodlar daha ağır sonuçlar doğurur?
Ç-113 gibi kamu güvenliği gerekçeli kodlar, en ağır kodlardandır ve süresiz giriş yasağına neden olabilir. Benzer şekilde Ç-118 gibi ciddi suçlarla ilgili kodlar da ağır sonuçlar doğurur. Bu tür kodlarda idare, başvuruları daha katı değerlendirir.
Sadece vize ihlali yapanlara da Ç tahdit kodu uygulanır mı?
Evet. Örneğin Ç-114 kodu, yalnızca vize süresini ihlal eden yabancılara uygulanır. Bu tür durumlar, ağır kodlara göre daha kısa süreli giriş yasaklarına sebep olur. Ancak yine de kod kaldırılmadıkça kişi Türkiye’ye giriş yapamaz.
Tahdit kodu varken vize başvurusu yapılabilir mi?
Hayır. Ç tahdit kodu aktif olarak sistemde görünüyorsa, Türkiye Cumhuriyeti konsoloslukları tarafından yapılan vize başvuruları da doğrudan reddedilir. Kodun kaldırılması, vize başvurusu yapabilmenin ön şartıdır.
Kodun süresi dolunca otomatik olarak sistemden silinir mi?
Hayır. Tahdit kodunun süresi dolmuş olsa bile, sistemden otomatik olarak silinmez. Kodun aktif kayıttan düşmesi için resmi başvuru yapılması ve Göç İdaresi tarafından sistemsel olarak kaldırılması gerekir.

Ç Tahdit Kodları Dikkat Edilmesi Gerekenler
Ç tahdit kodu nedir ve ne anlama gelir?
Ç tahdit kodu, Göç İdaresi Başkanlığı tarafından yabancı uyruklu kişilere uygulanan ve Türkiye’ye girişlerine engel olan idari bir tedbirdir. Bu kodlar, genellikle kamu düzeni, kamu güvenliği veya kamu sağlığı açısından riskli görülen yabancılar hakkında uygulanır. Her bir kodun yanında yer alan numara, yasağın gerekçesini ve niteliğini belirtir.
Ç tahdit kodu hangi durumlarda uygulanır?
Ç tahdit kodu, sahte evlilik, sahte belgelerle işlem yapma, vize süresini aşma, kaçak çalışma, suç işleme şüphesi veya kamu güvenliğini tehdit etme gibi nedenlerle uygulanabilir. Örneğin, Ç-113 kodu kamu düzenini tehdit ettiği değerlendirilen kişilere, Ç-114 kodu ise vize ihlali yapanlara uygulanır.
Ç tahdit kodu varken Türkiye’ye giriş yapılabilir mi?
Hayır. Ç tahdit kodu bulunan kişilerin Türkiye’ye girişleri sistem tarafından engellenir. Sınır kapılarında pasaport kontrolü sırasında bu kod otomatik olarak görünür ve kişiye ülkeye giriş izni verilmez. Kod aktif kaldığı sürece vize başvuruları da reddedilir.
Ç tahdit kodu nasıl kaldırılır?
Kodun kaldırılması için öncelikle hangi gerekçeye dayandığının öğrenilmesi gerekir. Ardından Göç İdaresi’ne yazılı başvuru yapılabilir. Eğer başvuru reddedilirse, idare mahkemesinde iptal davası açma hakkı vardır. Bu süreçte, başvurunun hukuki dayanaklarla desteklenmesi önemlidir.
Ç tahdit kodu kaldırma başvurusu hangi makama yapılır?
İlk başvuru, kodun konulduğu yere göre ilgili İl Göç İdaresi Müdürlüğü’ne yapılır. Başvuruya rağmen kod kaldırılmazsa, tebliğ edilen ret kararına karşı idare mahkemesinde dava açılabilir. Bu davalar yabancının veya avukatının bulunduğu yerdeki idare mahkemesinde açılır.
Ç tahdit kodunun kaldırılması ne kadar sürer?
İdareye yapılan başvurular genellikle 30 gün içinde sonuçlanır. Ancak bazı durumlarda bu süre uzayabilir. Eğer yargı yoluna başvurulursa, davanın sonuçlanması birkaç ayı bulabilir. Kodun gerekçesi ne kadar ağırsa, süreç o kadar uzun ve karmaşık olabilir.
Ç tahdit kodu süresi dolunca sistemden otomatik silinir mi?
Hayır. Kodun süresi dolmuş olsa bile sistemden otomatik olarak silinmez. Giriş yasağının sona ermiş olması, kişinin yeniden Türkiye’ye girebileceği anlamına gelmez. Kodun sistemden kaldırılması için ayrıca başvuru yapılması gerekir.
Kodun haksız uygulandığını düşünen kişi ne yapmalıdır?
Kişi, kendisine uygulanan tahdit kodunun haksız olduğunu düşünüyorsa, gerekçeli bir başvuruyla Göç İdaresi’nden kodun kaldırılmasını talep edebilir. İdari başvuru olumsuz sonuçlanırsa, tebliğ edilen karara karşı yasal süresi içinde idare mahkemesinde dava açma hakkı vardır.
Ç tahdit kodu sorgulama nasıl yapılır?
Yabancı kişi, hakkındaki tahdit kodunu öğrenmek için İl Göç İdaresi’ne başvurabilir. Ayrıca sınır kapısında verilen “giriş yasağı” belgesi üzerinde kod bilgisi yer alır. Avukat aracılığıyla da Göç İdaresi’ne yazılı olarak bilgi edinme başvurusu yapılabilir. e-Devlet üzerinden sorgulama imkânı bulunmamaktadır.

Ç Tahdit Kodu Danıştay Kararları
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2016/3090 E. , 2021/4939 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/3090
Karar No : 2021/4939
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Suriye uyruklu davacı tarafından, Ç-113 (Yasadışı giriş çıkış yapan yabancı) koduyla yurda girişinin yasaklanmasına yönelik tesis edilen … tarihli ve … sayılı davalı idare işleminin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının Suriye uyruklu olması nedeniyle geçici koruma hakkına sahip olduğu ve ülkesinde devam eden savaş nedeniyle yurda girişinin koşulsuz olarak kabul edilmesi gerektiği, idarece yurda girişi yapılarak ülkede yasal olarak kalmakta olan davacının, iş amacıyla ülkeden çıkışı sonrası tekrar ülkeye giriş yaptığı esnada, yasal olmayan yoldan ülkeye girdiğinden ve yurda yaptığı ilk girişinin illegal olduğundan bahisle hakkında tesis edilen yurda giriş yasağı konulmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlem iptal edilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, usule ilişkin olarak; Mahkemece husumet itirazının değerlendirilmediği; esasa ilişkin olarak, 2013 yılında yasal yollardan ülkemize giriş yapan davacının bu süre zarfında ikamet izni almadığı, geçici koruma da talep etmediği, davacının geçici koruma kapsamında olduğu düşünülse dahi Geçici Koruma Yönetmeliği’nin 12. maddesi uyarınca ülkemizden kendi rızası ile çıkış yapan davacının geçici korumasının bireysel olarak sona erdiği, Mahkemece davacının geçici koruma kapsamında olup olmadığı araştırılmadan eksik inceleme ile karar verildiği, ayrıca Mahkeme kararında bahsi geçen Anayasa Mahkemesi kararının Suriye uyruklu ve geçici koruma kapsamındaki bir yabancının sınır dışı edilmesi işleminden kaynaklandığı, davanın esasına etki edebilecek türden bir karar olmadığı, öte yandan davacının 2013, 2014 ve 2015 yılları arasında defalarca ülkemizden giriş çıkış yaptığının tespit edildiği, bu sebeple artık geçici koruma kapsamında olduğundan söz edilemeyeceği, davacı hakkında Geçici Koruma Yönetmeliği’nin 3. ve 45. maddeleri gereğince illegal giriş yaptığından bahisle giriş yasağı konulduğu, dava konusu işlemde hukuka aykırlık olmadığı, bu sebeple temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Suriye uyruklu davacı ilk olarak 14/11/2013 tarihinde ülkemize gelmiş ve daha sonra farklı tarihlerde giriş çıkış yapmak suretiyle ülkede kalmaya devam etmiştir. Son olarak İstanbul Valiliği’nin … tarihli ve … sayılı işlemiyle illegal giriş yaptığından bahisle davacı hakkında Ç-113 (Yasadışı giriş çıkış yapan yabancı) koduyla yurda süreli giriş yasağı kararı alınmış, bu kararın iptali istemiyle de bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun işlemin tesis edildiği tarihteki haliyle “Türkiye’ye giriş yasağı” başlıklı 9. maddesinde, “(1) Genel Müdürlük, gerektiğinde ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşlerini alarak, Türkiye dışında olup da kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından Türkiye’ye girmesinde sakınca görülen yabancıların ülkeye girişini yasaklayabilir.
(2) Türkiye’den sınır dışı edilen yabancıların Türkiye’ye girişi, Genel Müdürlük veya valilikler tarafından yasaklanır.
(3) Türkiye’ye giriş yasağının süresi en fazla beş yıldır. Ancak, kamu düzeni veya kamu güvenliği açısından ciddi tehdit bulunması hâlinde bu süre Genel Müdürlükçe en fazla on yıl daha artırılabilir.
(4) Vize veya ikamet izni süresi sona eren ve bu durumları yetkili makamlarca tespit edilmeden önce Türkiye dışına çıkmak için valiliklere başvuruda bulunup hakkında sınır dışı etme kararı alınan yabancıların Türkiye’ye giriş yasağı süresi bir yılı geçemez.
(5) 56 ncı madde uyarınca Türkiye’yi terke davet edilenlerden, süresi içinde ülkeyi terk edenler hakkında giriş yasağı kararı alınmayabilir.
(6) Genel Müdürlük, giriş yasağını kaldırabilir veya giriş yasağı saklı kalmak kaydıyla yabancının belirli bir süre için Türkiye’ye girişine izin verebilir.
(7) Kamu düzeni veya kamu güvenliği sebebiyle bazı yabancıların ülkeye kabulü Genel Müdürlükçe ön izin şartına bağlanabilir.” hükmü; işlem tarihindeki haliyle “Geçici koruma” başlıklı 91. maddesinde, “(1) Ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen yabancılara geçici koruma sağlanabilir.
(2) Bu kişilerin Türkiye’ye kabulü, Türkiye’de kalışı, hak ve yükümlülükleri, Türkiye’den çıkışlarında yapılacak işlemler, kitlesel hareketlere karşı alınacak tedbirlerle ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlar arasındaki iş birliği ve koordinasyon, merkez ve taşrada görev alacak kurum ve kuruluşların görev ve yetkilerinin belirlenmesi, Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” hükmü yer almaktadır.
6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununun 91. maddesine istinaden 22/10/2014 tarih ve 29153 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe konulan Geçici Koruma Yönetmeliği’nin “Geçici koruma sağlanacak yabancılar” başlık 7. maddesinde, “1) Geçici koruma; ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel veya bu kitlesel akın döneminde bireysel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen yabancılardan haklarında bireysel olarak uluslararası koruma statüsü belirleme işlemi yapılamayan yabancılara uygulanır….” kuralı; “Geçici korumanın bireysel olarak sona ermesi veya iptali” başlıklı 12. maddesinde, “(1) Geçici korunanların; a) Kendi isteğiyle Türkiye’den ayrılması, …hallerinde geçici koruma bireysel olarak sona erer…” kuralı; “Geçici koruması sona erenlerin tekrar gelmesi” başlıklı 13. maddesinde, “Geçici koruma uygulamasının devam ettiği süre içinde, geçici koruma kapsamında olduğu halde 12 nci maddeye göre geçici koruması sona eren yabancıların, geçici korumadan faydalanmak üzere tekrar sınırlarımıza gelmesi veya sınırlarımızı geçmesi halinde, geçici koruma hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağına Genel Müdürlük bireysel olarak karar verir. Genel Müdürlük bu yetkisini, kısmen veya tamamen valiliklere devredebilir.” kuralı; “Türkiye’ye giriş yasağı” başlıklı 45. maddesinde,” Bu Yönetmelik kapsamındaki yabancılardan ülkemizden çıkış yapanlar veya yapacak olanlar hakkında, giriş yasağına ilişkin hususlar genel hükümlere tabidir.” düzenlemesi; Geçici 1. maddesinde, “(1) 28/4/2011 tarihinden itibaren Suriye Arap Cumhuriyeti’nde meydana gelen olaylar sebebiyle geçici koruma amacıyla Suriye Arap Cumhuriyeti’nden kitlesel veya bireysel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşları ile vatansızlar ve mülteciler, uluslararası koruma başvurusunda bulunmuş olsalar dahi geçici koruma altına alınırlar. Geçici korumanın uygulandığı süre içinde, bireysel uluslararası koruma başvuruları işleme konulmaz….(3) 28/4/2011 tarihinden itibaren ikamet izni almış ancak süresi uzatılmamış ya da ikamet izni iptal edilmiş olanlar ile vize süresi veya muafiyeti sonunda koruma talep edenler, 8 inci madde hükümleri saklı kalmak kaydıyla geçici koruma kapsamına alınırlar. Bunlardan koruma talep etmeyenler hakkında ise genel hükümler uygulanır…” düzenlemesi yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; geçici koruma statüsünün, ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel veya bu kitlesel akın döneminde bireysel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen yabancılardan haklarında bireysel olarak uluslararası koruma statüsü belirleme işlemi yapılamayan yabancıları kapsadığı, bu statü kapsamında olup da 28/04/2011 tarihinden itibaren Suriye’den ülkemize gelen ve vize süresi veya muafiyeti sonunda koruma talep etmeyen yabancılar yönünden ise 6458 sayılı Kanun’un genel hükümlerinin uygulanacağı anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, geçici koruma kapsamına alınan yabancının kendi isteğiyle Türkiye’den ayrılması durumunda geçici koruma statüsünün sona ereceği, bu kapsamda statüsü sona eren bir yabancının geçici korumadan faydalanmak üzere tekrar sınırlarımıza gelmesi veya sınırlarımızı geçmesi halinde, geçici koruma hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağına Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün ya da valiliklerin karar verebileceği, ayrıca geçici koruma statüsü kapsamındaki yabancılardan ülkemizden çıkış yapanlar veya yapacak olanlar hakkında, yurda giriş yasağına ilişkin hususların genel hükümlere tabi olduğu kurala bağlandığından, bu kişiler yönünden Kanun’un 9. maddesi uyarınca yurda giriş yasağı kararı alınmasına hukuken bir engel bulunmamaktadır.
Uyuşmazlıkta; ilk olarak 14/11/2013 tarihinde ülkemize gelen davacının, bu tarihte geçici koruma statüsü kapsamında kayıt altına alındığına veya davacı tarafından bu yönde bir başvuru yapıldığına yönelik dosya içerisinde herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı, kaldı ki anılan tarihte geçici koruma statüsü kapsamında sayılsa dahi bu tarihten sonra ülkeden birkaç kez çıkış yapan, dolayısıyla Geçici Koruma Yönetmeliği’nin 12. maddesindeki açık hüküm gereği kendi isteğiyle Türkiye’den ayrılan davacının geçici koruma statüsünün bireysel olarak sona ereceğinin kabulü gerektiği, nitekim sonraki tarihte ülkemize tekrar geri gelen davacıya ilişkin olarak Geçici Koruma Yönetmeliği’nin 13. maddesi kapsamında geçici koruma statüsünün devamı yönünde yetkili merciler tarafından tesis edilmiş herhangi bir idari işlemin de bulunmadığı dikkate alındığında; geçici koruma statüsü kapsamında olmadığı görülen davacı hakkında 6458 sayılı Kanun’un genel hükümlerinin uygulanması gerektiğinden, davacının durumunun anılan Kanun’un 9. maddesi kapsamında değerlendirilerek, bu kapsamda davacıya yönelik işlem tesis edilmesinde hukuken bir engel bulunmamaktadır.
Bu kapsamda yapılan değerlendirmede, geçici koruma statüsü kapsamında olmadığı anlaşılan davacının, farklı tarihlerde ülkemize geldiği, ancak vize veya ikamet izni almak suretiyle ülkemize giriş yapması veya ülkemizde kalmaya devam etmesi gerekmekte iken, bu hususa riayet etmeksizin yasa dışı yollarla kalmaya devam ettiği, son olarak da vizesi olmaksızın yasa dışı yollarla ülkemize geldiğinin tespit edilmesinin ardından dava konusu işlemle yurda girişinin yasaklandığı dikkate alındığında; yasa dışı yollarla ülkemize gelen davacının durumunun kamu düzenine aykırılık oluşturduğu sabit olup, 6458 sayılı Kanun’un 9. maddesinde yer alan düzenlemelere uygun olarak yurda girişinin yasaklanması yolunda tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesi, 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/10/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2016/15371 E. , 2020/6395 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/15371
Karar No : 2020/6395
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının iptale ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Özbekistan uyruklu davacı tarafından, Ç-113 koduyla hakkında 2 yıl süre ile ülkeye giriş yasağı konulmasına ilişkin … tarihli işlem ile Ç-120 koduyla hakkında 5 yıl süre ile ülkeye giriş yasağı konulmasına ilişkin … tarihli işlemin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararla; Ç-113 koduyla davacı hakkında 2 yıl süre ile ülkeye giriş yasağı konulmasına ilişkin … tarihli işlemde öngörülen giriş yasağı süresinin 02/07/2015 tarihinde sona erdiği, bir başka ifade ile söz konusu işlemin davacı açısından etkisi devam eden ve yürütülebilir bir işlem niteliği taşımadığı, bu nedenle davanın bu işleme ilişkin kısmının incelenmeksizin reddine; Ç-120 koduyla davacı hakkında 5 yıl süre ile ülkeye giriş yasağı konulmasına ilişkin … tarihli işlem yönünden ise; vize ihlalinde bulunan ve bu durumu hakkında idareyi bilgilendirmek suretiyle ülkeden çıkmak isteyen davacı hakkında 6458 sayılı Kanun ve Uygulama Yönetmeliği uyarınca en fazla 1 yıl süre ile giriş yasağı uygulanması gerekirken, idarece davacı hakında alınan giriş yasağına ilişkin herhangi bir tebligat yapılmaksızın 5 yıl süre ile giriş yasağı konulmasına ilişkin işlemde bu yönleriyle hukuka ve mevzuta uyarlık bulunmadığı gerekçeleriyle davanın bu işleme ilişkin kısmı açısından işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, vizesini ihlal ettiği ve sonrasında yasa dışı yollardan ülkeye giriş çıkış yaptığı sabit olan davacı hakkında 6458 sayılı Kanun’un amir hükmü uyarınca tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek İdare Mahkemesi kararının dava konusu işlemin iptaline yönelik kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın dava konusu işlemin iptaline yönelik kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin kısmen iptali, davanın kısmen reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın temyize konu iptale ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2016/938 E. , 2021/4947 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/938
Karar No : 2021/4947
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Moldova uyruklu davacının kısa dönem ikamet izni başvurusunun reddine ilişkin İstanbul Valiliği’nin … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla; 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 33. maddesi, 1. fıkrası, (ç) bendinde, hakkında geçerli giriş yasağı kararı bulunan yabancılara kısa dönem ikamet izni verilemeyeceğinin düzenlendiği dikkate alındığında; hakkında Ç-114 tahdit kodlu giriş yasağı bulunan davacının kısa dönem ikamet izin başvurusunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davacı tarafından, kendisine verilen eski ikamet tezkeresinde tahrifat yaptığı ileri sürülmüş ve bu sebeple ifadesi alınmış ise de, söz konusu suçlama ile ilgili olarak idarece bir araştırma yapılmadığı gibi yetkili adli makamlara da bir bildirimde bulunulmadığı, tüm araştırmalarına rağmen hakkında herhangi bir adli soruşturma bilgisi veya belgesine de ulaşamadığı, diğer taraftan 2013 yılında sınırdışı edilmesine karar verilmesini müteakip hakkında 1 yıl süreli yurda giriş yasağı kararı verildiği, ancak 18/04/2013 tarihinde meşruhatlı vize alarak Türkiye’ye yasal yollardan giriş yapması üzerine hakkındaki yurda giriş yasağının kaldırıldığı, bu tarihten sonra da 2 yıl boyunca tarafına ikamet izni verildiği belirtilerek, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı, bu nedenle temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, hakkında daha önceki tarihte Ç-114 tahdit kaydı olduğu anlaşılan davacıya bu durumu sebebiyle kısa dönem ikamet izni alabilmesi için yeniden vize alarak ülkemize gelmesinin istenildiği, ancak davacının bu koşulu yerine getirmediği, bu sebeple de ikamet izni talebinin kabul edilmediği belirtilerek, dava konusu işlemde hukuka aykırılık olmadığı, bu sebeple temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Moldova uyruklu olan davacı Türkiye’de bulunan annesi yanında belirli süreler dahilinde ikamet izni alarak ikamet etmiştir. Son olarak almış olduğu aile ikamet izni süresinin 02/06/2015 tarihinde dolacak olması nedeniyle davacı tarafından 28/05/2015 tarihinde İstanbul İl Göç İdaresi Müdürlüğü’ne kısa dönem ikamet izni başvurusunda bulunulmuştur.
Söz konusu başvuru üzerine yapılan tahkikatta; davacı hakkında 12/02/2013 tarihinde, önceki ikamet izni üzerinde tahrifat suretiyle resmi belgede sahtecilik yaptığından ve bu durumu savcıya itiraf ettiğinden bahisle Ç-114 koduyla (haklarında adli işlem yapılan yabancılar) 1 yıl süreli tahdit veri girişi yapıldığının tespit edilmesi üzerine davacının özel meşruhatlı vize ile Türkiye’ye gelmesi gerektiği belirtilerek İstanbul Valiliği’nin … tarih ve … sayılı işlemiyle ikamet izin başvurusunun reddine karar verilmiş, bu işlemin iptali istemiyle de bakılan dava açılmıştır.
Öte yandan, dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgelerden, 16/04/2013 tarihinde aile birleşimi amaçlı özel meşruhatlı vize ile Türkiye’ye gelen davacı hakkında, 12/02/2013 tarihinde alınan Ç-114 kodlu 1 yıl süreli giriş yasağı kararının 18/04/2013 tarihinde kaldırıldığı, ayrıca bu tarihten sonra davacıya 03/06/2014-02/06/2015 tarihleri arasında geçerli 1 yıl süreli aile ikamet izni verildiği görülmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT:
6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun “Türkiye içinden yapılabilecek ikamet izni başvuruları” başlıklı 22. maddesinde, ” (1) İkamet izni başvuruları, aşağıdaki hâllerde istisnai olarak valiliklere de yapılabilir:..f) Aile ikamet izninden kısa dönem ikamet iznine geçişlerde…” hükmü; “İkamet izinleri arasında geçişler” başlıklı 29. maddesinde, “(1) Yabancılar, ikamet izninin verilmesine esas olan gerekçenin sona ermesi veya farklı bir gerekçenin ortaya çıkması hâlinde, yeni kalış amacına uygun ikamet izni talebinde bulunabilir.
(2) İkamet izinleri arasındaki geçişlere ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.” hükmü; “Kısa dönem ikamet izninin şartları” başlıklı 32. maddesinde, “(1) Kısa dönem ikamet izinlerinin verilmesinde aşağıdaki şartlar aranır:
a) 31 inci maddenin birinci fıkrasında sayılan gerekçelerden biri veya birkaçını ileri sürerek talepte bulunmak ve bu talebiyle ilgili bilgi ve belgeleri ibraz etmek
b) 7 nci madde kapsamına girmemek
c) Genel sağlık ve güvenlik standartlarına uygun barınma şartlarına sahip olmak
ç) İstenilmesi hâlinde, vatandaşı olduğu veya yasal olarak ikamet ettiği ülkenin yetkili makamları tarafından düzenlenmiş adli sicil kaydını gösteren belgeyi sunmak
d) Türkiye’de kalacağı adres bilgilerini vermek” hükmü; “Kısa dönem ikamet izninin reddi, iptali veya uzatılmaması
” başlıklı 33. maddesinde, “(1) Aşağıdaki hâllerde kısa dönem ikamet izni verilmez, verilmişse iptal edilir, süresi bitenler uzatılmaz:…
ç) Hakkında geçerli sınır dışı etme veya Türkiye’ye giriş yasağı kararı bulunması
” hükmü yer almaktadır.
Aynı Kanun’un işlemin tesis edildiği tarihteki haliyle ”Türkiye’ye girişlerine izin verilmeyecek yabancılar” başlıklı 7. maddesinde, ” (1) Aşağıdaki yabancılar, Türkiye’ye girişlerine izin verilmeyerek geri çevrilir:
a) Pasaportu, pasaport yerine geçen belgesi, vizesi veya ikamet ya da çalışma izni olmayanlar ile bu belgeleri veya izinleri hileli yollarla edindiği veya sahte olduğu anlaşılanlar
b) Vize, vize muafiyeti veya ikamet izin süresinin bitiminden itibaren en az altmış gün süreli pasaport veya pasaport yerine geçen belgesi olmayanlar
c) 15 inci maddenin ikinci fıkrası saklı kalmak kaydıyla, vize muafiyeti kapsamında olsalar dahi, 15 inci maddenin birinci fıkrasında sayılan yabancılar…” hükmü; ”Vize verilmeyecek yabancılar” başlıklı 15. maddesinde ise ” (1) Aşağıda belirtilen yabancılara vize verilmez:…
b) Türkiye’ye girişleri yasaklı olanlar
c) Kamu düzeni veya kamu güvenliği açısından sakıncalı görülenler… ” hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri incelendiğinde, yabancılar tarafından, ikamet izninin verilmesine esas olan gerekçenin sona ermesi veya farklı bir gerekçenin ortaya çıkması hâlinde yeni kalış amaçlarına uygun olarak ikamet izin başvurusunda bulunulabileceği, ayrıca, aile ikamet izninden kısa dönem ikamet iznine geçişlerde ikamet izin başvurusunun istisnai olarak valiliklere yapılabileceği, öte yandan, kısa dönem ikamet izin başvurusunda bulunanların Kanun’un aradığı gerekli şartları sağlamaları kaydıyla kısa dönem ikamet izni alabilecekleri, ancak ilgili yabancı hakkında geçerli sınır dışı etme veya Türkiye’ye giriş yasağı kararı bulunması durumunun ikamet izni verilmesine engel olduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta; Türkiye’de bulunan annesi yanında kalmak amacıyla tarafına verilen aile ikamet izinleri uyarınca Türkiye’de ikamet ettiği anlaşılan davacı tarafından, aile ikamet izni süresinin dolacak olması nedeniyle kısa dönem ikamet izni verilmesi istemiyle başvuruda bulunulduğu, bu başvurunun, davacı hakkında Ç-114 tahdit kaydıyla 1 yıl süreli yurda giriş yasağı olduğu, bu sebeple amacına uygun özel meşruhatlı vize alarak ülkemize gelmesi gerektiğinden bahisle 04/09/2015 tarihli işlemle reddedildiği görülmekle birlikte; dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgelerden, davacı hakkındaki yurda giriş yasağının 18/04/2013 tarihinde kaldırıldığı ve 16/04/2013 tarihinde özel meşruhatlı vize ile Türkiye’ye gelen davacıya 02/06/2015 tarihine kadar geçerli aile ikamet izni verildiği anlaşıldığından, işlem tarihi itibarıyla davacı hakkında yurda giriş yasağı bulunmadığı açıktır.
Bu itibarla, “davacı hakkında yurda giriş yasağı bulunduğu” yolundaki davalı idare iddiası, dava konusu işlemin sebep unsuru olarak kabul edilemeyeceği gibi aile ikamet izninden kısa dönem ikamet iznine geçiş yapmak isteyen davacının, ilgili valiliğe ikamet izin başvurusunda bulunmasına yasal bir engel de olmadığından, amacına uygun özel meşruhatlı vize alarak ülkemize gelmesi şartının aranamayacağı sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, davacının kısa dönem ikamet izni başvurusu açısından Kanun’da aranan diğer şartlar yönünden değerlendirme yapıldıktan sonra işlem tesis edilmesi gerekirken, kısa dönem ikamet izni başvurusunun, davacı hakkında 1 yıl süreli yurda giriş yasağı olduğu ve bu sebeple amacına uygun özel meşruhatlı vize alarak ülkemize gelmesi gerektiğinden bahisle reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Bu itibarla, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesi, 1. fıkrası, uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/10/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Danıştay 2. Daire Başkanlığı 2021/6074 E. , 2023/5850 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/6074
Karar No : 2023/5850
İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava Konusu İstem: Dava; Iğdır İl Emniyet Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapan davacı tarafından, … Sınır Kapısında görev yapmakta iken “hizmet dışında resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak” fiilini işlediğinden bahisle, Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü’nün 6/B-5 maddesi uyarınca “6 ay kısa süreli durdurma cezası” ile cezalandırılmasına ilişkin Iğdır Valiliği Polis Disiplin Kurulunun … günlü, … sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : … İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; davacının, hakkında Ç-116 ve Ç-117 suç kodları bulunan ve sonrasında sınırdışı edilen yabancı uyruklu bir bayan ile yakın ilişki kurulmasının “hizmet dışında resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem” kapsamında olduğu sonucuna varıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından; kendisine iftira atıldığı, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN CEVABI: Cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Danıştay Beşinci Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının “Ortak Hükümler” kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davacı 29/01/2013 tarihinde … Sınır Kapısında görevli yapmakta iken, “genel ahlak, kamu sağlığını tehdit eden yabancı ve parasız, kaçak çalışan, çalışacağı belli olan yabancı” konulu (Ç-116, Ç-117) kod kayıtları olan yabancı uyruklu … isimli bayanın Türkiye’ye kaçak girmeye çalıştığı sırada … sınır kapısında görevli gümrük memuruna ve komiser yardımcısı …’ye Iğdır ilinde … isminde polis memuruyla görüştüğünü, birlikte yakın duygusal ilişki içinde olduğunu söylemesi ve panodaki fotoğraflardan davacıyı göstermesi üzerine davacı hakkında başlatılan soruşturma neticesinde, davacının “hizmet dışında resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak” fiilini işlediğinden bahisle, Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü’nün 6/B-5 maddesi uyarınca “6 ay kısa süreli durdurma cezası” ile cezalandırılmasına ilişkin Iğdır Valiliği Polis Disiplin Kurulunun … günlü, … sayılı kararının iptali istemiyle temyizen incelenmekte olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Mülga Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü’nün “Kısa Süreli Durdurma” başlıklı 6. maddesinin B-5 bendinde, “Hizmet dışında resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak” fiili 6 ay kısa süreli durdurma cezasını gerektiren haller arasında sayılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
“Kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesi uyarınca, ceza yaptırımına bağlanan her bir eylemin tanımının yapılması ve yasanın ne tür eylemleri suç sayarak yasakladığının hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirtilmesi gerekmektedir. Sözü edilen suç tanımlaması yapıldıktan sonra, suçun karşılığı olan cezanın ve suç sayılan eylemi gerçekleştiren kamu görevlisinin hangi disiplin kuralını ihlal ettiğinin açık bir şekilde ortaya konulması da zorunludur.
Bu bağlamda, soruşturma sonucunda disiplin cezası verilebilmesi için, suça esas fiilin sübuta erdiğine ilişkin tespitin, hukuken geçerli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve somut delillerle (yer, zaman, oluş şekli vs.) ortaya konulması, yani ispat edilmesi gerektiği açıktır.
Dosyanın incelenmesinden; davacının “yabancı uyruklu ve hakkında genel ahlak, kamu sağlığını tehdit eden yabancı ve parasız, kaçak çalışan, çalışacağı belli olan yabancı” konulu (Ç-116, Ç-117) kod kayıtları olan … isimli bayan ile ilişkisinin olduğuna ilişkin, ….’nin iddialarını aktaran komiser … ile gümrük memuru …nın ifadesine itibar edildiği, …’nin ifadesinin alınamadığı, iki kişinin ifadesi dışında, davacının adı geçen bayanla ilişki yaşadığına ilişkin görgü tanığı, kamera, ses vs. gibi bilgi ve belgenin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, davacının disiplin cezasına konu fiilinin sübuta erdiğine ilişkin tespitin, her türlü şüpheden uzak, kesin ve somut delillerle kanıtlanmadığı sonucuna ulaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddedilmesine ilişkin Mahkeme kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE,
2. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun temyize konu kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan haliyle 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca BOZULMASINA,
3. Aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası uyarınca, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen İdare Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Yasa’nın (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/12/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY:
Davacının temyiz isteminin reddiyle usul ve hukuka uygun bulunan … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararının onanması gerektiği oyuyla aksi yönde oluşan bozma kararına katılmıyoruz.
Danıştay 2. Daire Başkanlığı 2021/6074 E. , 2023/5850 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/6074
Karar No : 2023/5850
İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava Konusu İstem: Dava; Iğdır İl Emniyet Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapan davacı tarafından, … Sınır Kapısında görev yapmakta iken “hizmet dışında resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak” fiilini işlediğinden bahisle, Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü’nün 6/B-5 maddesi uyarınca “6 ay kısa süreli durdurma cezası” ile cezalandırılmasına ilişkin Iğdır Valiliği Polis Disiplin Kurulunun … günlü, … sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : … İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; davacının, hakkında Ç-116 ve Ç-117 suç kodları bulunan ve sonrasında sınırdışı edilen yabancı uyruklu bir bayan ile yakın ilişki kurulmasının “hizmet dışında resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem” kapsamında olduğu sonucuna varıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından; kendisine iftira atıldığı, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN CEVABI: Cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Danıştay Beşinci Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının “Ortak Hükümler” kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davacı 29/01/2013 tarihinde … Sınır Kapısında görevli yapmakta iken, “genel ahlak, kamu sağlığını tehdit eden yabancı ve parasız, kaçak çalışan, çalışacağı belli olan yabancı” konulu (Ç-116, Ç-117) kod kayıtları olan yabancı uyruklu … isimli bayanın Türkiye’ye kaçak girmeye çalıştığı sırada … sınır kapısında görevli gümrük memuruna ve komiser yardımcısı …’ye Iğdır ilinde … isminde polis memuruyla görüştüğünü, birlikte yakın duygusal ilişki içinde olduğunu söylemesi ve panodaki fotoğraflardan davacıyı göstermesi üzerine davacı hakkında başlatılan soruşturma neticesinde, davacının “hizmet dışında resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak” fiilini işlediğinden bahisle, Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü’nün 6/B-5 maddesi uyarınca “6 ay kısa süreli durdurma cezası” ile cezalandırılmasına ilişkin Iğdır Valiliği Polis Disiplin Kurulunun … günlü, … sayılı kararının iptali istemiyle temyizen incelenmekte olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Mülga Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü’nün “Kısa Süreli Durdurma” başlıklı 6. maddesinin B-5 bendinde, “Hizmet dışında resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak” fiili 6 ay kısa süreli durdurma cezasını gerektiren haller arasında sayılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
“Kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesi uyarınca, ceza yaptırımına bağlanan her bir eylemin tanımının yapılması ve yasanın ne tür eylemleri suç sayarak yasakladığının hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirtilmesi gerekmektedir. Sözü edilen suç tanımlaması yapıldıktan sonra, suçun karşılığı olan cezanın ve suç sayılan eylemi gerçekleştiren kamu görevlisinin hangi disiplin kuralını ihlal ettiğinin açık bir şekilde ortaya konulması da zorunludur.
Bu bağlamda, soruşturma sonucunda disiplin cezası verilebilmesi için, suça esas fiilin sübuta erdiğine ilişkin tespitin, hukuken geçerli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve somut delillerle (yer, zaman, oluş şekli vs.) ortaya konulması, yani ispat edilmesi gerektiği açıktır.
Dosyanın incelenmesinden; davacının “yabancı uyruklu ve hakkında genel ahlak, kamu sağlığını tehdit eden yabancı ve parasız, kaçak çalışan, çalışacağı belli olan yabancı” konulu (Ç-116, Ç-117) kod kayıtları olan … isimli bayan ile ilişkisinin olduğuna ilişkin, ….’nin iddialarını aktaran komiser … ile gümrük memuru …nın ifadesine itibar edildiği, …’nin ifadesinin alınamadığı, iki kişinin ifadesi dışında, davacının adı geçen bayanla ilişki yaşadığına ilişkin görgü tanığı, kamera, ses vs. gibi bilgi ve belgenin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, davacının disiplin cezasına konu fiilinin sübuta erdiğine ilişkin tespitin, her türlü şüpheden uzak, kesin ve somut delillerle kanıtlanmadığı sonucuna ulaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddedilmesine ilişkin Mahkeme kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE,
2. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun temyize konu kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan haliyle 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca BOZULMASINA,
3. Aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası uyarınca, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen İdare Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Yasa’nın (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/12/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY:
Davacının temyiz isteminin reddiyle usul ve hukuka uygun bulunan … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararının onanması gerektiği oyuyla aksi yönde oluşan bozma kararına katılmıyoruz.